bildirgec.org

Türk Telekom’un sitesi yenilenmiş.

Finaller başladı ve bitmek bilmiyor.İçimde ders çalısmam gerektiğini söyleyen sesi hiç dinlemiyorum ve sınavda ağustos böceği misali pişman oluyorum…Bir an önce bitsin kurtulmak istiyorum tüm organlar ve kadavralardan…

dansöz robot

“ünlü çift” işte bu kadar kolay (!)

eski bi friends reklamı..

Bazı Arkadaşlarım bana ukraynalı der. Oradan geldiğim için değil soğuk havayı sevdiğim için. Soğuk havada daha rahat ediyorum, uykum gelmiyor, miskinlik yapmıyorum, daha rahat çalışıyorum. Kışın ortasında tshirtle dolaşabiliyorum. Aklımın hep bir köşesindede soğuk hava insanı dinç tutar, soğukta yaşayabiliriz ama sıcakta yaşayamayız diye saçma sapan düşünceler geciyor. Şimdilerde ise bu soğuk hava bana ağır gelmeye başladı. Daha çok tembellik yapasım, daha çok uyuyasım var. Bir de şu adamları dinleyince iyiden iyiye sıcak hava özlemi duymaya başladım. Bir havala ısınsada atlasam arabama, arkamda Ankaranın bozkırını bırakıp çıksam yola. Ne güzel olur. Terlesem vıcık vıcık. Bi şişede viskim olsa torpido gözünde. O sıcak havada iki yudum içip kafayı bulsam. Bıraksam kendimi akdenizin, egenin serin sularına. Sonra çıkp biraz uyusam. Çeşmeye gitsem, Funcluba gitsem. Bütün gün pineklesem hiç bir şey yapmadan. Sıcak olsa daha beter, öfleyip püflesem ne zaman gelcek son bahar diye.

Saat 8:00’de birbirimize elvade dedik, ondan ayrılıp eve doğru yola çıktım. Bana evde oturacağını söyledi – sabah 9:00’da iş yerinde olmalıydı.

Ben de eve dönüp duş aldım, bir iki saat geçirdim… Onun izlemek istediği bir film başladığında televizyon karşısındaydım.

Önce kendine sigara almaya çıkmıştır diye düşündüm, bir kutu süt veya kedisi için mama… Ama artık geceyarısı oldu ve hala dönmemiş.

Saat 2:30’da onu bir başkasıyla arabanın arka koltuğunda düşündüm… Parmaklarını onun saçlarında dolaştıran bir adamla, hayır sana orda dokunmasına izin vermemelisin…

Rüyalar … Bazen kana bulanmış kapkara bir kabus, bazen şehvet dolu kıpkırmızı bir şarap gibi yaşadıklarımın bana hissettirdiklerini bir bir döküyordu önüme. Bir gün onunla en gizli noktalarımıza kadar zevke dalıyorduk, diğer gün elimde onun kanı ile uyanıyordum.

Neden bu kadar nefret ediyordum ondan.

Çünkü ben kıs-kan-cım. Öyleyim. Gece ne kadar karaysa, gün ne kadar açıksa ben o kadar kıs-kan-cım. Öyleki hırsım bazen boyumu aşıyor, önümde ne var ne yoksa alıp götürüyorum; gözüm dönüyor, deliriyorum. Ruhum dalgalanıyor bazen; en küçüğünden en büyüğüne, en ucuzundan en pahalısına ne olursa hemen hemen herşeyi istiyor, O da bu herşeyden biriydi.

Derebucak dili :))

star gazetesi web sitesini yhenilemiş. ironiye bakın ki bugün sadece 2 yaprak olarak piyasaya çıktı gazete.

pdf ve jpg formatında sayfaları görmek gerçekten iyi olmuş.