.
.

Herkesin başına gelmiştir eminim, lisede, ortaokulda veya üniversitede; bir hatunla veya bir adamla uzaktan sevişirsiniz (sevişme derken karşılıklı birbirini sevme anlamında…cinsel birleşme değil)…uzaktan bakışlar, kantine girerken şöyle bir gözle aramalar, kendi grubunuzda kahkahayla gülerken veya sevgilinizle koridorda yürürken bir an durup göz göze gelmeler, konuşmadan, hiç iletişime geçmeden uzak uzak anlaşmalar…yanında sevgilisi vardır, yanında arkadaşı vardır…bir hayatın bir tatlı girdabın içindedir…siz de bir başka girdapta, mutlu mu mutsuz mu bilemediğiniz bir geçici yaşamı solumaktasınızdır…sonra sınavlar, ödevler vs. akıp geçmektedir günler…birgün akşamüzeri sınav sonuçları için duvarda asılı duran listelere bakarken, bir anda yanınızda bir gölge belirir…bakarsınız o…bir daha bakarsınız o…evet yanınızda…ama ne mümkün ne yapacaksınız…bir başka hayatın, bir başka grubun insanısınız…sevdiğini sandığınız bir kadınla veya erkekle berabersiniz…ismi listede en üstlerdedir belki size sorar “göremiyorum, kaç almışım”…”100 aldın be güzelim..sen hep 100 aldın” dersiniz içinizden…sonra birden bir başka gölge araya girer…”65 almışsın tatlım”… “sen bu kıza ancak o kadar not verirsin” diye iç çekersiniz…işte Atilla İlhan’ın “hayırsızın biriydi fikrimce” dediği adam gerçek notunu söyler sevgilisine…o adamın elinden alırsınız o kadını aslında ama yollar farklı çizilmiştir…o yolda birlikte yürümeniz o kadar zordur…o kadar zordur ki…nafile, sevgilinize sarılırsınız…neyse zaman geçer okul biter…iş güç vs.ye girilir…Birgün, daha da gömülmüşken girdaplara, hayata…bir vapur arkasında yine onu görürsünüz….vapurun arkasından köpükler, çay getiren garsonlar, ellerinde poşetle evlerine gitmek isteyen adamlar arasında….bir hatırlayan bakış….uzun zaman geçmemiş aslında…hisler biraz taze…”merhaba..hatırladın mı?” “hatırlamam mı…hatırlamam mı be tatlı meleğim…”…hadi oturalım iki laf edelim…sen benim uzak sevgilim…sen hep omuz aralarından, koridor temaslarından, kantin gruplaşmalarından sevdiğim tatlı hayal…artık insan olmaktan yoruldum…artık sorumluluktan, artık bağlarımdan, artık korkularımdan yoruldum….vapur iskeleye yanaşır…o sarsıntı herkesi titretir…elimdeki çay baş parmağıma azıcık dökülür….bir mail adresi alınır…bir süre sonra forward maillerle başlar laflamalar…bir kaçak ilişki parlamaya başlar….şimdi gel diyemeden…bir gecekondu gibi şehrin gözden uzak yerlerine konar bir eski aşk…bir eski özlem….hiç şimdi gel diyemeden…