Kisaca Afganistan kayniyor. Subat ayindan beri ortaya cikan gelismeler ve gidisat batililari oldukca korkutuyor, kafalarda afganistan sorununun boylekolayca cozulemeyecegi sorusu tekra dolasmaya basladi. Ne olmustu son bir aydir? 3 Subat: Ilk sinyaller Kandahar havaalanina yapilan saldiri ile geldi. Kimligi bilinmeyen kisiler havaalaninin cok yakinina kadar sokulup yarim saat catismaya girip ortadan kayboldular. http://story.news.yahoo.com/news?tmpl=story&u=/nm/20020213/ts_nm/attack_afgh an_firing_dc_4 23 Subat: Yine kandahar havaalanina roket saldirisi. http://story.news.yahoo.com/news?tmpl=story&u=/nm/20020224/wl_nm/attack_afgh an_rockets_dc_4 24 Subat: Kandahar hava alanina yapilan 3 saldiriyi gerceklestirenler hala yakalanamadi. http://story.news.yahoo.com/news?tmpl=story&u=/nm/20020228/ts_nm/attack_afgh an_dc_30 16, 20 ve 28 Subat: Bu tarihlerinde toplam 3 kere Kabil’de ingliz askerlerine ates acildi. Son catismada inglizler karsilik verdiler fakat kursunlar yanlislikla dogum yapmak uzere olan bir kadini hastaneye yetistiren arabaya isabet etti. Kadinin erkek kardesi oldu. Yerli halk olaya tepki gosterdi.. http://story.news.yahoo.com/news?tmpl=story&u=/ap/20020228/ap_on_re_as/afgha nistan_492 21 Subat: CIA Afganistan’da asiretler arasi ic savas olasiligina karsi bir uyari yapti. D. Rumsfield , afganistan’da polislik yapmak icin binlerce askere ihtiyac duyulabilecegini soyledi. http://story.news.yahoo.com/news?tmpl=story&u=/ap/20020221/ap_on_re_as/us_af ghanistan_107 1 Mart: Pentagon, Dogu Afganistan’da Gadez bolgesinde Taliban’in savascilarinin tekrar toplandigini acikladi. http://story.news.yahoo.com/news?tmpl=story&cid=578&u=/nm/20020301/ts_nm/att ack_military_dc_32 2 Mart: Amerikan ve Afgan birlikleri Gadezde harekata basladi, catismalarda bir Amerikali ve iki Afgan hayatini kaybetti. http://www.reuters.com/news_article.jhtml;jsessionid=Q5KEIMI3U4NYKCRBAEOCFEY KEEARKIWD?type=topnews&StoryID=654437 3 Mart: Catismalar ucuncu gunune girdi, Amerikali yetkili: Durum cok tehlikeli !! http://www.reuters.com/news_article.jhtml?type=topnews&StoryID=654897 3 Mart: Amerikan kayiplari tehlikenin hala devam ettigini gosteriyor. http://story.news.yahoo.com/news?tmpl=story&cid=533&u=/ap/20020303/ap_on_re_ as/afghan_us_military_783 4 Mart: Catismalarin dorduncu gununde, iki amerikan helikopteri dusuruldu, toplam 6 Amerikali yasamini kaybetti. http://story.news.yahoo.com/news?tmpl=story&cid=514&u=/ap/20020304/ap_on_re_ as/afghan_us_military_785 TONY AMCAM BENI NIYE OPTU Afganistan’daki tehlike canlari calmaya basladiginda batililar birden paniklediler. Tony Blair aniden gece yarisi Ecevit’i aradi. Baris Gucunun Turk Kuvvetleri tarafindan bir an once devir alinmasini, bunun icin ne gerekiyorsa ingiltere’nin yapmaya hazir oldugunu soyledi. “Bu arada çok ilginç bir pazarlık sürüyor. Kabil’in pattadak düşüvermesinden sonra, ?ne kadar kolaymış bu işler? duygusuna kapılan ABD ve Avrupanın büyükleri bölgeye gidecek barış gücünün komutanlığını? yapmak için birbirleriyle yarışırken, bugün sorumluluğu Türkiye’ye vermek için var güçleriyle çalışıyorlar.”, Ferai Tinc, Milliyet, 04/03/2002 Ertesi gun MGK toplandi ve Ecevit cikista pek batililari memnun etmeyen gecistirici aciklamalar yaparak olayi birazcik savsakladi. “Bu durumda, askerlerini bataktan çekmeye hazırlanan devletlerin ‘barış gücü’ işini Türkiye’ye yıkmak istemeleri ve İngiliz Başbakanın telaşlanıp telefona sarılması ne kadar normalse, Ankara’nın ayni konuya artık değişik bir gözle bakmaya başlaması da aynı derecede normaldir.”, Mumtaz Soysal, Cumhuriyet, 4 Mart 2002 Aslina bakarsaniz hersey aylar oncesinden washington’da belirlenmisti. Turkiye icin bicilmis bir rol vardi. “Kabil plan? haz?r – Washington Post Gazetesi’ne göre Türkiye, Kabil’in asayi?inden sorumlu uluslararas? güce liderlik edecek. Fransa ve ?ngiltere ise stratejik iki hava üssünün kontrolünden sorumlu olacak.”, Hurriyet, 17/11/2001 “Tartışmaların temelinde, Afganistanı? kontrol altına alacak olan kara kuvvetinin kimlerden oluşacağı yatıyor.”, M. Ali Birand, Milliyet, 17/10/2001 2 Mart: ingliz kamu oyu askerlerinin aslinda bir batakliga saplandiklarinin farkina vardilar, ingiltere’de savas karsiti 20.000 kisinin katilimiyla protesto edildi: http://news.bbc.co.uk/hi/english/uk/england/newsid_1850000/1850879.stm 1 Mart: isin renginin degistigini goren inglizler yalvarmaya basladilar; Ne olur ingliz kuvvetleri gorev yerlerini birakip KACMADAN [haberde kullanilan abandon kelimesinin tam tukce karsili birakip kacmaktir] Turkler yetissin. http://story.news.yahoo.com/news?tmpl=story&u=/nm/20020301/wl_nm/attack_afgh an_force_dc_1 Zamaninda baris gucu icin birbirleri ile kavga edenler simdi dar kaciyor. Baris gucu ortada kaldi: “Destek gücünün komutanlığını şimdilik ingiltere yapıyor. Nisan’da görev süresi dolacak. İngiltere de, Almanya ve Fransa gibi, bu koşullarda komutanlık istemediğini açıklad?. ABD ise bu güçte yer almayacağını başından bildirdi.”, Ferai Tinc, Milliyet, 04/03/2002 USA TODAY YAZARI Walter Shapiro: SOYLE BARIS GUCU ICIN 25,000 TURK ASKERI GELSE Tesadufen yine 3 Mart’ta US TODAY yazari soyle mesela 25,000 tane turk askeri gelse, bir guzel baris gucunu devir alsalar, ne guzel olurdu diye kendi capinda hayaller (!) uretiyor. http://www.usatoday.com/usatonline/20020301/3906243s.htm BATI’NIN CIFTE STANDARTI: INGILIZ, FRANSIZ ALMAN ASKERLERI CAN, TURK ASKERI PATLICAN MI TASIYOR?? Aslina bakarsaniz simdiye kadar Afganistan’da Batinin askerleri hic oyle sicak catismaya falan girmemislerdi, her ne kadar kahraman pozunda ortalikta gezinselerde hep arka planda kalip sicak olaylara bulasmaya calisiyorlardi: “Amerikan kaynaklarına bakarsanız savaşın ilk gününden itibaren kendi askerleri göğüs göğüse çarpışmalarda yer alıyorlar. … Asla Amerikan askerlerinin çarpışmalara katılıp, göğüs göğüse harp etmeleri durumu yok. Böyle olmas? da gerekmiyor zaten. Çünkü onlar yerine ölmeye razı bir topluluk var. Onlar da onlari ileri sürüyorlar. Amerikan askerleri cephede değil, ya yanlış atılan bombalarla, ya uğradıkları kazalarla ya da alçak uçuştaki helikopterlerinin düşmesiyle can kaybı veriyorlar.”, Tuncay Ozkan, Milliyet, 12/11/2001 “İngliz SAS’ı ne yapar? Bu savaşta kahramanlık menkıbesi yaratmaya sevdalı bir ülke de ingiltere. İngiliz SAS komandoları şöyle yaptı, böyle yaptı. Gerçek ne? Hiçbir şey yapmıyorlar. İşin propagandası bizi etkilerken, savaş alanlnda onlar da can kaybına uğramamak için ellerinden geleni yapıyorlar”, Tuncay Ozkan, Milliyet, 12/11/2001 Onumuzde uzun bir savas donemi var, akli basinda olan butun milletler bir an once o batakliktan kacmak istiyorlar, Birand’da ayni fikirde: “Önümüzdeki yıllarda bütün dünya Afganistan ile yatıp, Afganistan ile kalkacaktır. Bu savaş kolay kolay bitmeyecektir. Üstelik sadece Afganistan’la sınırlı kalmayacak ve başka bölgelere de yayılacaktır.”, Milliyet, 03/11/2001 Fakat artik is ciddilesiyor, is ciddilestikce, batinin insan haklari maskesi dusuyor, irkci ve ayrimci gercek cirkin yuzu ortaya cikiyor: “…(yazinin basi cok igrenc oldugu icin eklenmemistir, isteyen milliyet gazetesinden okuyabilir)….Sizce bu çılgınlığın ulaştığı boyutu, hastalığın derinliğini yaşayanlara ve yaşatanlara insan denilebilir mi? Modern dünyanın kapitalistleri bununla mücadele ederler mi? Hayır… Onlar bununla mücadele etmemek için şimdi Afganistan?dan kaçıyorlar. Çıldırmış insanların, vahşet makinelerine dönüşmü? yaşamların kendilerine dönecek öfkesini gördükleri için o bataklığı terk ediyorlar. Çünkü gördükleri bu sahneler, onların değerli evlatlarının altından kalkamayacakları kadar büyük.”, Tuncay Ozkan, Milliyet, 04/03/2002 Batinin degerli evlatlari ki bunlar ceplerinde INGLIZ, ALMAN ve FRANSIZ pasaportu bulunanlar afganistan’dan dar kacmakla mesgullerdir. Su anda arkalarina bakmadan bolgeyi terk ediyorlar. Peki simdi ne olacak? Onlarin yerine canlari daha az degerli olan baska bir ulkenin evlatlari cepheye surulecek. Akillarindaki ulke kim? Turkiye. Asker kim? Mehmetcik. Yani biz, yani ben sen onlar. Cebinde TC pasaportu tasiyanlar. SENIN kocan, agabeyin, oglun,kisaca CANIN, KANIN. TURKIYE’DE LEJYONER TABURLARI MI SATILIYOR? Chomsky Turkiye’ye geldigi gun soyle bir soru sorulmustu: ABD icin Turkiye’nin onemi nedir? Cok kisa ve net bir cevap vermisti. [Turkiyenin onemi] Parali lejyoner ordusu olarak kullanilabilme olasilidir !! TURK ASKERININ KANINI SATMAYA CALISANLAR KIMLER? Birileri sanki cirtlak sesli arsiz bir pazarci gibi bagiriyor :’Gel vatandas, gel, askerin bini bir para, Turk Mali bunlar, Askerde kalite burada, 16 sene terorle savasarak egitilmisler, bir tane alana yaninda bir tanede bedava, sehit olmadan gelirse para yok’. Dehset verici satirlar degil mi? Kim boyle haince birsey yazabilir diye dusunuyorsunuz? Gercek olamaz. Bende boyle bir seyi yazabilecek kimsenin olmayacagini saniyordum. Ta ki M. Ali Birand’in bu gune kara Afganistan’a asker yollama konusunda yazdiklarini bulup konuyla ilgili paragraflari alt alta koyup okuyunca kadar. GREATEST HITS OF M. ALI BIRAND – YORUMSUZ “Genel olarak askerlerin risk almaktan hoşlanmadıklarını, sivillere oranla savaş konusunda çok daha çekimser davrandıklarını biliriz de, deneyimli bazı politikacılarımız da, “Aman, ABD ile Afganistan?a girmeyelim” deyince, doğrusu benim garibime gidiyor.”, M. Ali Birand, Milliyet, 18/10/2001 “Ben de, asker yollanmasına ilke olarak karşı çıkanlara sormak istiyorum: Her yıl, tüm fakirliğimize kaynaklarımızın kıtlığına rağmen, silahlı kuvvetlerimize milyarlarca doları neden harcıyoruz? Sadece zaman zaman ülke siyasetinde “balans ayar?” gerçekle?tirsinler diye mi, yoksa bizi hem içerde, hem de dışarda teröre ve düşmana karşı korusunlar diye mi?”, M. Ali Birand, Milliyet, 18/10/2001 “E?ğr silahlı kuvvetlerimizi şimdi kullanmayacak isek, ne zaman kullanacağız? NATO müttefikliği ne anlama geliyor?”, M. Ali Birand, Milliyet, 18/10/2001 “Radikal islam?a ateş püsküren nice yazarın ve siyasetçinin, şimdi “popülerlik” adına, prim sağlamak için, barış güvercini kesilip, “savaş aleyhtarlığı” yapmalarını da hiç anlamıyorum.”, M. Ali Birand, Milliyet, 18/10/2001 “Bugün, hangi açıdan bakarsanız bakın, Türkiye?nin temel çıkarları (siyasi-ekonomik-sosyal), ABD ile aynı safta mücadele etmesini gerektirmektedir.”, M. Ali Birand, Milliyet, 18/10/2001 “Türkiye bugüne kadar askerini defalarca yurt dışına yollamıştır. Kore?den Somali?ye, Bosna?dan Kosova?ya kadar Mehmetçik kullanılmıştır. Üstelik, bu duyarlıklar hiç gösterilmemiş, hiç tartışma konusu yapılmamıştır.” M. Ali Birand, Milliyet, 18/10/2001 “Bugün ise, bölgedeki tüm dengeleri etkileyecek, ayrıca uluslararas? ilişkileri değiştirebilecek bir olay yaşanıyor. Türkiye?nin söz sahibi olabileceği, etkinliğini arttırabileceği bir ortamdan geçiliyor ve Türkiye garip bir tereddüt yaşıyor. Anlaşılır gibi değil…”, M. Ali Birand, Milliyet, 18/10/2001 “Oysa belirli bir operasyona silahlı kuvvetleriyle katılmak, ülkelere son derece önemli çıkarlar sağlar.”, M. Ali Birand, Milliyet, 17/10/2001 “Ayrıca Türkiye, Afganistan?da barışı sağlayacak bir gücün içinde bulunmak zorundadır.”, M. Ali Birand, Milliyet, 17/10/2001 “Çözüm tartışılırken, öncelikle asker yollayan ülkelerin görüşleri alınır.”, Milliyet, 17/10/2001 “Bugün Türkiye?nin gerçek bir müttefik olup olmadığını göstermesi gerekiyor. Bugüne kadar Türkiye durmadan aynı görüşü belirtti: “Biz Amerika?nın bu bölgede en sadık dostu, en sağlam müttefikiyiz” dedi.”, M. Ali Birand, Milliyet, 17/10/2001 “ABD?nin bölgedeki öncelikli müttefiki olmayı sürdürmek istiyor muyuz? ? Bugüne kadar taleplerimizi elde ettikten sonra, ABD?nin en çok ihtiyaç duyduğu bir aşamada, sırtımız? dönüp gidersek, bu stratejik işbirliği sürebilir mi? Benim bu iki soruya yanıtım açık: ? Türkiye?nin temel çıkarları, Amerika ile stratejik işbirliğini sürdürmesini gerektirmektedir. Bunu gerçekleştirebilmenin yolu da çıkarlarına dikkati elden bırakmadan ve olanakları çerçevesinde, Amerika?ya gerçek bir müttefik olduğunu göstermekten geçer. Sadece bu kadar gerekçe de yetmez. Olayın bir de Türkiye?nin genel dünya stratejilerinde söz sahibi olup olmaması ve Amerika?ya destek vermediği taktirde neler olabileceğini de düşünmemiz gerekir.”,M. Ali Birand, Milliyet, 02/11/2001 “Abartmayalım. Afganistan Türkiye’den sorulmayacaktır. Ancak ister çözüm ile ilgili olsun, ister olayın uluslararas? boyutu olsun, Türkiye’yi de tartışmaların içine sokacaktır. Görüşü sorulacaktır. Belki Ankara’nın ağırlığı bir ingiltere veya Rusya kadar olmayacaktır, ancak yine de genel resmin içinde Türkiye de bulunacaktır. Afganistan’da aile fotoğraf? çekilirken, Türk Başbakanı da görünecektir.”, Milliyet, 03/11/2001 “Ankara?nın elleri bağlı. Washington?u reddetmesi zor.”, Milliyet, 14/12/2001 “Washington’un üstün ikna yetenekleri (!) dikkate alınırsa, yine de hiçbir şeye “olmaz” dememek gerekir.”, Milliyet, 14/12/2001 “Aslında Amerika’nın konumu giderek güçleniyor. Süper güç konumu giderek yaygınlaşıyor.”, Milliyet, 14/12/2001 BIR MEHMET ALI BIRAND KLASIGI Agziniz acik kaldi degil mi? Boyle savas aleyhtarliginin esi benzerini ancak nazi arsivlerinde bulabiliriz. Ama Mehmet Ali bunu hep yapiyor. Karen Fogg olayinda biz onu sadece AB hesabina calisiyor saniyorduk, yanilmisiz, o herkezin hesabina calisiyor. yaz yaziyi, gonder makbuzu.. Agop’un meyhanesinde icelim, eglenelim..eller havaya..Biraz AB’ye kivir seker…birazda ABD’ye….sagdan…soldan..birazda yandan..kivir..kivir…bir ona….bir buna…. ERTURUL OZKOK VE GAZETESI HURRIYET KAHRAMANCA ON SAFLARDA Ve derin gazeteci Ertugrul yine kahramanca, hic tereddut etmeden Amerikan saflarinda yerini aldi, asker gonderme karari ciktigi gun keyfine diyecek yoktu: “Merak etmeyin, orası öyle Vietnam falan da olmaz. Merak etmeyin, Türk askerinin orada sıcak çatışmaya girmesine bile gerek kalmayacak. Güle güle gidin kahraman çocuklarımız, komutanlarımız… Güle güle gidin, sağlıkla dönün. Dualarımız sizinledir. Sizinle iftihar ediyoruz. Gurur duyuyoruz. Türkiye’de terörü bitirdiniz. Dünyada da bitirilmesine kahramanca katkıda bulunacaksınız. Yarının huzurlu ve barış dolu dünyasında Mehmetçiğin de unutulmaz bir katkısı olacak.” 02/11/2001 , Hurriyet, Ertugrul Ozkok AFGANISTANDA NE ISIMIZ VAR? Bakin Birand ne diyor: BOLGEYI SEKILLENDIRECEGIZ: “Bugün ise, bölgedeki tüm dengeleri etkileyecek, ayrıca uluslararası ilişkileri değiştirebilecek bir olay yaşanıyor. Türkiye?nin söz sahibi olabileceği, etkinliğini arttırabileceği bir ortamdan geçiliyor ve Türkiye garip bir tereddüt yaşıyor. Anlaşılır gibi değil…”, M. Ali Birand, Milliyet, 18/10/2001 Bolge zaten sekillenmis, Turkiye’nin sekillendirecek bir durumu yok. Turkiye olsa olsa sekillendirenin elindeki fırça olur, sekillendirme bitince kenara atilir. Birand zaten bunu cok iyi biliyor, kendi sordugu soruya bakin kendisi nasil cevap veriyor: “Abartmayalım. Afganistan Türkiye’den sorulmayacaktır. Ancak ister çözüm ile ilgili olsun, ister olayın uluslararası boyutu olsun, Türkiye’yi de tartışmaların içine sokacaktır. Görüşü sorulacaktır. Belki Ankara’nın ağırlığı bir İngiltere veya Rusya kadar olmayacaktır, ancak yine de genel resmin içinde Türkiye de bulunacaktır. Afganistan’da aile fotoğrafı çekilirken, Türk Başbakanı da görünecektir.”, Milliyet, 03/11/2001 Eh Birand Pes dogrusu, kendin soruyorsun, kendin cevapliyorsun. Birakta biraz biz cevap niyetine yazi yazalim, sonra makbuzlari yollayip yolumuzu bulalim. ASKERIN GOREVI NE? Birand soruyor: “Ben de, asker yollanmasına ilke olarak karşı çıkanlara sormak istiyorum: Her yıl, tüm fakirliğimize kaynaklarımızın kıtlığına rağmen, silahlı kuvvetlerimize milyarlarca doları neden harcıyoruz? Sadece zaman zaman ülke siyasetinde “balans ayarı” gerçekle?tirsinler diye mi, yoksa bizi hem içerde, hem de dışarda teröre ve düşmana karşı korusunlar diye mi?”, M. Ali Birand, Milliyet, 18/10/2001 Eger TC Anayasasi okunursa gorebilecegi gibi, TSK’nin gorevi Milli güvenliğin sağlanmasından ve silahlı kuvvetlerin yurt savunmasına hazirlanmasidir. TSK’nin gorev tanimi icerisinde baska devletlerin cikarlari icin alakasiz yerlerde savasmak yoktur. TSK’nin gorev taniminda parayi bastiranin yaninda savasilarak ulkeye gelir kazandirma hic yoktur. Turkiye ozgur bir ulkedir. Savas cigliklari atan malum kose yazarlari, yanlarina askerlik cagina gelmis ogullarinida alip, eger tabiki yerse, Afganistan’a savasmaya gidebilirler. Siyasallastirmaya calistiklari PKK’da buyuk bir zevkle kendilerinin ihtiyaci olabilecek her turlu hafif ve agir silahlarida temin eder. SAVASA HAYIR “Bataklık patlamak üzere.Sonra orada savaş yeni başlıyor. Türk Genelkurmayı? nın yaptığı tahlil doğru çıkt?. Afganistan kan ve bütün pisliklerle dolu bir bataklık oldu. Bu bataklıkta biten bir şey yok. Herkes vahşetini silahlarının namlusuna sürmüş, barbar eller tetikte, hasta gözler hedefte, öldürecekleri anın kan kokusunu soluyor. Türk askeri Afganistan?da bu vahşetle savaşmaya gidecek. Türk askeri Afganistan?da bu barbarlığa karşı duracak. Kaç Memet şehit olacak? Kaç Memet esir düşecek? Kaçı bu denli işkenceye maruz kalacak? Kaç Amerikalı bunları göze alabilir? Kaç İngiliz, Alman… Neden Türk askerinin Afganistan konusunda bu denli yavaş davranıp planlar yaptığını, oradaki yapılanmayı, askeri varlığı devralmak noktasında ağır durduğunu şimdi daha iyi anladım.”, Tuncay Ozkan, Milliyet, 04/03/2002 “‘Türk Birliği’ mensupları, ‘namlunun ucunda’ , yani bu nedenle ‘ateş hattı’ ndadır…”, Cumhuriyet, 4 Mart 2002 ATATURK’TEN BIR ANI Hitler Ataturk’e Nazi Almanya’sinin propaganda filmini yollar, bir aksam yemegi sonrasi Ataturk yanindakilerle beraber filmi izler ve soyle devam eder: “Efendim, bu adam, filmde gordugunuz gibi tiyatral bir atilis ile ise giristi… Bugun, butun Almanya’nin askeri gucu onun elinde… Yarin savasa girecektir. O ve onun taklitcisi Mussolini savas hazirliklari ile mesguldur… Evet yakin bir gelecekte savas dalacaklardir. Dalacaklardir, cunku asker degillerdir, savas ne demektir bilmezler. Savas bir felakettir hele iki muttefik icin muhakkak bir olumdur. “. Ve tarih cok gecmeden Ataturk’u hakli cikartti, savas nedir bilmeyen fakat savas cigirtkanligi yapanlarin sonlari pek ic acici olmadi. ENSEYI KARARTMAYIN Bugun her ne kadar Turkiye bazi politikacilarin basiretsizligi yuzunden uluslararasi sermayenin uzantisi olan kartel medyasinin kontrolunde dumeni bozulmus bir gemi gibi rotasiz bir sekilde kendini akintiya birakmis gibi gorunsede aslinda baska bir yerlerde kapali kapilar ardinda ince hesaplar yapiliyor. Turkiye’e kim ne derse desin, uluslararasi guc dengelerini ulusal cikarlar acisindan goz onune alip en az 5 sene ongoruslu (projection) kuresel stratejiler gelistiren tek bir kurum var. TSK FARKI – SESSIZ VE DERINDEN Bu kurumun ismi Turk Silahli Kuvvetleri. Halkin en guvendigi kurum. Tabi bu ayni zamanda demokrasimizin dusuruldugu hazin durumuda ortaya koyuyor. TSK bugun Ulusal cikarlar dogrultusunda uluslararasi planlar yapiyor. Belkide Turkiye’deki kafasi karisik olmayan, icerisine teslimiyetci yaltakcilarin sizamadigi, Ataturk’un ulkulerinde emin adimlarla ilerleyen, ne yaptiginin farkinda olan tek kurum. Zaten bu yuzden seriatcilerden AB’cilere kadar cok genis bir yelpazenin hedef tahtasinda. 26 Subat: Kartel medyasinin atladigi bir haber, Suriye ile yapilan iki anlasmalar sonucunda sinirdaki mayinlari kaldiriyor. http://news.bbc.co.uk/hi/english/world/europe/newsid_1842000/1842741.stm TSK gelecegin dunyasinin cok kutuplu bir dunya olacagini cok onceden sezmis ve bu cok kutuplu dunyada Turkiye’nin bolgesel guc olarak yerini almasi icin sessiz ve derinden cok basarili bir strateji izliyor. Ajandada Rusya , Cin, Gurcistan ve simdide Suriye ile yapilan bolgesel anlasmalar var. Bu yuzden uzulmeyin, mehmetcik emin ellerde.