Kisaca Afganistan kayniyor. Subat ayindan beri ortaya cikan gelismeler ve gidisat batililari oldukca korkutuyor, kafalarda afganistan sorununun boylekolayca cozulemeyecegi sorusu tekra dolasmaya basladi. Ne olmustu son bir aydir?

3 Subat: Ilk sinyaller Kandahar havaalanina yapilan saldiri ile geldi.
Kimligi bilinmeyen kisiler havaalaninin cok yakinina kadar sokulup yarim
saat catismaya girip ortadan kayboldular.
http://story.news.yahoo.com/news?tmpl=story&u=/nm/20020213/ts_nm/attack_afgh
an_firing_dc_4
23 Subat: Yine kandahar havaalanina roket saldirisi.
http://story.news.yahoo.com/news?tmpl=story&u=/nm/20020224/wl_nm/attack_afgh
an_rockets_dc_4
24 Subat: Kandahar hava alanina yapilan 3 saldiriyi gerceklestirenler hala
yakalanamadi.
http://story.news.yahoo.com/news?tmpl=story&u=/nm/20020228/ts_nm/attack_afgh
an_dc_30
16, 20 ve 28 Subat: Bu tarihlerinde toplam 3 kere Kabil’de ingliz
askerlerine ates acildi. Son catismada inglizler karsilik verdiler fakat
kursunlar yanlislikla dogum yapmak uzere olan bir kadini hastaneye
yetistiren arabaya isabet etti. Kadinin erkek kardesi oldu. Yerli halk olaya
tepki gosterdi..
http://story.news.yahoo.com/news?tmpl=story&u=/ap/20020228/ap_on_re_as/afgha
nistan_492
21 Subat: CIA Afganistan’da asiretler arasi ic savas olasiligina karsi bir
uyari yapti. D. Rumsfield , afganistan’da polislik yapmak icin binlerce
askere ihtiyac duyulabilecegini soyledi.
http://story.news.yahoo.com/news?tmpl=story&u=/ap/20020221/ap_on_re_as/us_af
ghanistan_107
1 Mart: Pentagon, Dogu Afganistan’da Gadez bolgesinde Taliban’in
savascilarinin tekrar toplandigini acikladi.
http://story.news.yahoo.com/news?tmpl=story&cid=578&u=/nm/20020301/ts_nm/att
ack_military_dc_32
2 Mart: Amerikan ve Afgan birlikleri Gadezde harekata basladi, catismalarda
bir Amerikali ve iki Afgan hayatini kaybetti.
http://www.reuters.com/news_article.jhtml;jsessionid=Q5KEIMI3U4NYKCRBAEOCFEY
KEEARKIWD?type=topnews&StoryID=654437
3 Mart: Catismalar ucuncu gunune girdi, Amerikali yetkili: Durum cok
tehlikeli !!
http://www.reuters.com/news_article.jhtml?type=topnews&StoryID=654897
3 Mart: Amerikan kayiplari tehlikenin hala devam ettigini gosteriyor.
http://story.news.yahoo.com/news?tmpl=story&cid=533&u=/ap/20020303/ap_on_re_
as/afghan_us_military_783
4 Mart: Catismalarin dorduncu gununde, iki amerikan helikopteri dusuruldu,
toplam 6 Amerikali yasamini kaybetti.
http://story.news.yahoo.com/news?tmpl=story&cid=514&u=/ap/20020304/ap_on_re_
as/afghan_us_military_785
TONY AMCAM BENI NIYE OPTU
Afganistan’daki tehlike canlari calmaya basladiginda batililar birden
paniklediler. Tony Blair aniden gece yarisi Ecevit’i aradi. Baris Gucunun
Turk Kuvvetleri tarafindan bir an once devir alinmasini, bunun icin ne
gerekiyorsa ingiltere’nin yapmaya hazir oldugunu soyledi.
“Bu arada çok ilginç bir pazarlık sürüyor. Kabil’in pattadak düşüvermesinden
sonra, ?ne kadar kolaymış bu işler? duygusuna kapılan ABD ve Avrupanın
büyükleri bölgeye gidecek barış gücünün komutanlığını? yapmak için
birbirleriyle yarışırken, bugün sorumluluğu Türkiye’ye vermek için var
güçleriyle çalışıyorlar.”, Ferai Tinc, Milliyet, 04/03/2002
Ertesi gun MGK toplandi ve Ecevit cikista pek batililari memnun etmeyen
gecistirici aciklamalar yaparak olayi birazcik savsakladi.
“Bu durumda, askerlerini bataktan çekmeye hazırlanan devletlerin ‘barış
gücü’ işini Türkiye’ye yıkmak istemeleri ve İngiliz Başbakanın telaşlanıp
telefona sarılması ne kadar normalse, Ankara’nın ayni konuya artık değişik
bir gözle bakmaya başlaması da aynı derecede normaldir.”, Mumtaz Soysal,
Cumhuriyet, 4 Mart 2002
Aslina bakarsaniz hersey aylar oncesinden washington’da belirlenmisti.
Turkiye icin bicilmis bir rol vardi.
“Kabil plan? haz?r – Washington Post Gazetesi’ne göre Türkiye, Kabil’in
asayi?inden sorumlu uluslararas? güce liderlik edecek. Fransa ve ?ngiltere
ise stratejik iki hava üssünün kontrolünden sorumlu olacak.”, Hurriyet,
17/11/2001
“Tartışmaların temelinde, Afganistanı? kontrol altına alacak olan kara
kuvvetinin kimlerden oluşacağı yatıyor.”, M. Ali Birand, Milliyet,
17/10/2001
2 Mart: ingliz kamu oyu askerlerinin aslinda bir batakliga saplandiklarinin
farkina vardilar, ingiltere’de savas karsiti 20.000 kisinin katilimiyla
protesto edildi:
http://news.bbc.co.uk/hi/english/uk/england/newsid_1850000/1850879.stm
1 Mart: isin renginin degistigini goren inglizler yalvarmaya basladilar; Ne
olur ingliz kuvvetleri gorev yerlerini birakip KACMADAN [haberde kullanilan
abandon kelimesinin tam tukce karsili birakip kacmaktir] Turkler yetissin.
http://story.news.yahoo.com/news?tmpl=story&u=/nm/20020301/wl_nm/attack_afgh
an_force_dc_1
Zamaninda baris gucu icin birbirleri ile kavga edenler simdi dar kaciyor.
Baris gucu ortada kaldi:
“Destek gücünün komutanlığını şimdilik ingiltere yapıyor. Nisan’da görev
süresi dolacak. İngiltere de, Almanya ve Fransa gibi, bu koşullarda
komutanlık istemediğini açıklad?. ABD ise bu güçte yer almayacağını başından
bildirdi.”, Ferai Tinc, Milliyet, 04/03/2002
USA TODAY YAZARI Walter Shapiro: SOYLE BARIS GUCU ICIN 25,000 TURK ASKERI
GELSE
Tesadufen yine 3 Mart’ta US TODAY yazari soyle mesela 25,000 tane turk
askeri gelse, bir guzel baris gucunu devir alsalar, ne guzel olurdu diye
kendi capinda hayaller (!) uretiyor.
http://www.usatoday.com/usatonline/20020301/3906243s.htm
BATI’NIN CIFTE STANDARTI: INGILIZ, FRANSIZ ALMAN ASKERLERI CAN, TURK ASKERI
PATLICAN MI TASIYOR??
Aslina bakarsaniz simdiye kadar Afganistan’da Batinin askerleri hic oyle
sicak catismaya falan girmemislerdi, her ne kadar kahraman pozunda ortalikta
gezinselerde hep arka planda kalip sicak olaylara bulasmaya calisiyorlardi:
“Amerikan kaynaklarına bakarsanız savaşın ilk gününden itibaren kendi
askerleri göğüs göğüse çarpışmalarda yer alıyorlar. … Asla Amerikan
askerlerinin çarpışmalara katılıp, göğüs göğüse harp etmeleri durumu yok.
Böyle olmas? da gerekmiyor zaten. Çünkü onlar yerine ölmeye razı bir
topluluk var. Onlar da onlari ileri sürüyorlar. Amerikan askerleri cephede
değil, ya yanlış atılan bombalarla, ya uğradıkları kazalarla ya da alçak
uçuştaki helikopterlerinin düşmesiyle can kaybı veriyorlar.”, Tuncay Ozkan,
Milliyet, 12/11/2001
“İngliz SAS’ı ne yapar? Bu savaşta kahramanlık menkıbesi yaratmaya sevdalı
bir ülke de ingiltere. İngiliz SAS komandoları şöyle yaptı, böyle yaptı.
Gerçek ne? Hiçbir şey yapmıyorlar. İşin propagandası bizi etkilerken, savaş
alanlnda onlar da can kaybına uğramamak için ellerinden geleni yapıyorlar”,
Tuncay Ozkan, Milliyet, 12/11/2001
Onumuzde uzun bir savas donemi var, akli basinda olan butun milletler bir an
once o batakliktan kacmak istiyorlar, Birand’da ayni fikirde:
“Önümüzdeki yıllarda bütün dünya Afganistan ile yatıp, Afganistan ile
kalkacaktır. Bu savaş kolay kolay bitmeyecektir. Üstelik sadece
Afganistan’la sınırlı kalmayacak ve başka bölgelere de yayılacaktır.”,
Milliyet, 03/11/2001
Fakat artik is ciddilesiyor, is ciddilestikce, batinin insan haklari maskesi
dusuyor, irkci ve ayrimci gercek cirkin yuzu ortaya cikiyor:
“…(yazinin basi cok igrenc oldugu icin eklenmemistir, isteyen milliyet
gazetesinden okuyabilir)….Sizce bu çılgınlığın ulaştığı boyutu, hastalığın
derinliğini yaşayanlara ve yaşatanlara insan denilebilir mi?
Modern dünyanın kapitalistleri bununla mücadele ederler mi?
Hayır… Onlar bununla mücadele etmemek için şimdi Afganistan?dan
kaçıyorlar. Çıldırmış insanların, vahşet makinelerine dönüşmü? yaşamların
kendilerine dönecek öfkesini gördükleri için o bataklığı terk ediyorlar.
Çünkü gördükleri bu sahneler, onların değerli evlatlarının altından
kalkamayacakları kadar büyük.”, Tuncay Ozkan, Milliyet, 04/03/2002
Batinin degerli evlatlari ki bunlar ceplerinde INGLIZ, ALMAN ve FRANSIZ
pasaportu bulunanlar afganistan’dan dar kacmakla mesgullerdir. Su anda
arkalarina bakmadan bolgeyi terk ediyorlar.
Peki simdi ne olacak? Onlarin yerine canlari daha az degerli olan baska bir
ulkenin evlatlari cepheye surulecek. Akillarindaki ulke kim? Turkiye. Asker
kim? Mehmetcik. Yani biz, yani ben sen onlar. Cebinde TC pasaportu
tasiyanlar. SENIN kocan, agabeyin, oglun,kisaca CANIN, KANIN.
TURKIYE’DE LEJYONER TABURLARI MI SATILIYOR?
Chomsky Turkiye’ye geldigi gun soyle bir soru sorulmustu: ABD icin
Turkiye’nin onemi nedir?
Cok kisa ve net bir cevap vermisti.
[Turkiyenin onemi] Parali lejyoner ordusu olarak kullanilabilme olasilidir
!!
TURK ASKERININ KANINI SATMAYA CALISANLAR KIMLER?
Birileri sanki cirtlak sesli arsiz bir pazarci gibi bagiriyor :’Gel
vatandas, gel, askerin bini bir para, Turk Mali bunlar, Askerde kalite
burada, 16 sene terorle savasarak egitilmisler, bir tane alana yaninda bir
tanede bedava, sehit olmadan gelirse para yok’. Dehset verici satirlar degil
mi? Kim boyle haince birsey yazabilir diye dusunuyorsunuz? Gercek olamaz.
Bende boyle bir seyi yazabilecek kimsenin olmayacagini saniyordum. Ta ki M.
Ali Birand’in bu gune kara Afganistan’a asker yollama konusunda yazdiklarini
bulup konuyla ilgili paragraflari alt alta koyup okuyunca kadar.
GREATEST HITS OF M. ALI BIRAND – YORUMSUZ
“Genel olarak askerlerin risk almaktan hoşlanmadıklarını, sivillere oranla
savaş konusunda çok daha çekimser davrandıklarını biliriz de, deneyimli bazı
politikacılarımız da, “Aman, ABD ile Afganistan?a girmeyelim” deyince,
doğrusu benim garibime gidiyor.”, M. Ali Birand, Milliyet, 18/10/2001
“Ben de, asker yollanmasına ilke olarak karşı çıkanlara sormak istiyorum:
Her yıl, tüm fakirliğimize kaynaklarımızın kıtlığına rağmen, silahlı
kuvvetlerimize milyarlarca doları neden harcıyoruz? Sadece zaman zaman ülke
siyasetinde “balans ayar?” gerçekle?tirsinler diye mi, yoksa bizi hem
içerde, hem de dışarda teröre ve düşmana karşı korusunlar diye mi?”, M. Ali
Birand, Milliyet, 18/10/2001
“E?ğr silahlı kuvvetlerimizi şimdi kullanmayacak isek, ne zaman
kullanacağız? NATO müttefikliği ne anlama geliyor?”, M. Ali Birand,
Milliyet, 18/10/2001
“Radikal islam?a ateş püsküren nice yazarın ve siyasetçinin, şimdi
“popülerlik” adına, prim sağlamak için, barış güvercini kesilip, “savaş
aleyhtarlığı” yapmalarını da hiç anlamıyorum.”, M. Ali Birand, Milliyet,
18/10/2001
“Bugün, hangi açıdan bakarsanız bakın, Türkiye?nin temel çıkarları
(siyasi-ekonomik-sosyal), ABD ile aynı safta mücadele etmesini
gerektirmektedir.”, M. Ali Birand, Milliyet, 18/10/2001
“Türkiye bugüne kadar askerini defalarca yurt dışına yollamıştır. Kore?den
Somali?ye, Bosna?dan Kosova?ya kadar Mehmetçik kullanılmıştır. Üstelik, bu
duyarlıklar hiç gösterilmemiş, hiç tartışma konusu yapılmamıştır.”
M. Ali Birand, Milliyet, 18/10/2001
“Bugün ise, bölgedeki tüm dengeleri etkileyecek, ayrıca uluslararas?
ilişkileri değiştirebilecek bir olay yaşanıyor. Türkiye?nin söz sahibi
olabileceği, etkinliğini arttırabileceği bir ortamdan geçiliyor ve Türkiye
garip bir tereddüt yaşıyor.
Anlaşılır gibi değil…”, M. Ali Birand, Milliyet, 18/10/2001
“Oysa belirli bir operasyona silahlı kuvvetleriyle katılmak, ülkelere son
derece önemli çıkarlar sağlar.”, M. Ali Birand, Milliyet, 17/10/2001
“Ayrıca Türkiye, Afganistan?da barışı sağlayacak bir gücün içinde bulunmak
zorundadır.”, M. Ali Birand, Milliyet, 17/10/2001
“Çözüm tartışılırken, öncelikle asker yollayan ülkelerin görüşleri
alınır.”, Milliyet, 17/10/2001
“Bugün Türkiye?nin gerçek bir müttefik olup olmadığını göstermesi gerekiyor.
Bugüne kadar Türkiye durmadan aynı görüşü belirtti:
“Biz Amerika?nın bu bölgede en sadık dostu, en sağlam müttefikiyiz”
dedi.”, M. Ali Birand, Milliyet, 17/10/2001
“ABD?nin bölgedeki öncelikli müttefiki olmayı sürdürmek istiyor muyuz?
? Bugüne kadar taleplerimizi elde ettikten sonra, ABD?nin en çok ihtiyaç
duyduğu bir aşamada, sırtımız? dönüp gidersek, bu stratejik işbirliği
sürebilir mi?
Benim bu iki soruya yanıtım açık:
? Türkiye?nin temel çıkarları,
Amerika ile stratejik işbirliğini sürdürmesini gerektirmektedir.
Bunu gerçekleştirebilmenin yolu da çıkarlarına dikkati elden
bırakmadan ve olanakları çerçevesinde, Amerika?ya gerçek bir müttefik
olduğunu göstermekten geçer.
Sadece bu kadar gerekçe de yetmez.
Olayın bir de Türkiye?nin genel dünya stratejilerinde söz sahibi olup
olmaması
ve Amerika?ya destek vermediği taktirde neler olabileceğini de
düşünmemiz gerekir.”,M. Ali Birand, Milliyet, 02/11/2001
“Abartmayalım. Afganistan Türkiye’den sorulmayacaktır. Ancak ister çözüm ile
ilgili olsun, ister olayın uluslararas? boyutu olsun, Türkiye’yi de
tartışmaların içine sokacaktır. Görüşü sorulacaktır. Belki Ankara’nın
ağırlığı bir ingiltere veya Rusya kadar olmayacaktır, ancak yine de genel
resmin içinde Türkiye de bulunacaktır. Afganistan’da aile fotoğraf?
çekilirken, Türk Başbakanı da görünecektir.”, Milliyet, 03/11/2001
“Ankara?nın elleri bağlı. Washington?u reddetmesi zor.”, Milliyet,
14/12/2001
“Washington’un üstün ikna yetenekleri (!) dikkate alınırsa, yine de hiçbir
şeye “olmaz” dememek gerekir.”, Milliyet, 14/12/2001
“Aslında Amerika’nın konumu giderek güçleniyor. Süper güç konumu giderek
yaygınlaşıyor.”, Milliyet, 14/12/2001
BIR MEHMET ALI BIRAND KLASIGI
Agziniz acik kaldi degil mi? Boyle savas aleyhtarliginin esi benzerini ancak
nazi arsivlerinde bulabiliriz. Ama Mehmet Ali bunu hep yapiyor. Karen Fogg
olayinda biz onu sadece AB hesabina calisiyor saniyorduk, yanilmisiz, o
herkezin hesabina calisiyor. yaz yaziyi, gonder makbuzu.. Agop’un
meyhanesinde icelim, eglenelim..eller havaya..Biraz AB’ye kivir
seker…birazda ABD’ye….sagdan…soldan..birazda
yandan..kivir..kivir…bir ona….bir buna….
ERTURUL OZKOK VE GAZETESI HURRIYET KAHRAMANCA ON SAFLARDA
Ve derin gazeteci Ertugrul yine kahramanca, hic tereddut etmeden Amerikan
saflarinda yerini aldi, asker gonderme karari ciktigi gun keyfine diyecek
yoktu:
“Merak etmeyin, orası öyle Vietnam falan da olmaz. Merak etmeyin, Türk
askerinin orada sıcak çatışmaya girmesine bile gerek kalmayacak. Güle güle
gidin kahraman çocuklarımız, komutanlarımız… Güle güle gidin, sağlıkla
dönün. Dualarımız sizinledir. Sizinle iftihar ediyoruz. Gurur duyuyoruz.
Türkiye’de terörü bitirdiniz. Dünyada da bitirilmesine kahramanca katkıda
bulunacaksınız. Yarının huzurlu ve barış dolu dünyasında Mehmetçiğin de
unutulmaz bir katkısı olacak.” 02/11/2001 , Hurriyet, Ertugrul Ozkok
AFGANISTANDA NE ISIMIZ VAR?
Bakin Birand ne diyor:
BOLGEYI SEKILLENDIRECEGIZ:
“Bugün ise, bölgedeki tüm dengeleri etkileyecek, ayrıca uluslararası
ilişkileri değiştirebilecek bir olay yaşanıyor. Türkiye?nin söz sahibi
olabileceği, etkinliğini arttırabileceği bir ortamdan geçiliyor ve Türkiye
garip bir tereddüt yaşıyor.
Anlaşılır gibi değil…”, M. Ali Birand, Milliyet, 18/10/2001
Bolge zaten sekillenmis, Turkiye’nin sekillendirecek bir durumu yok. Turkiye
olsa olsa sekillendirenin elindeki fırça olur, sekillendirme bitince kenara
atilir. Birand zaten bunu cok iyi biliyor, kendi sordugu soruya bakin
kendisi nasil cevap veriyor:
“Abartmayalım. Afganistan Türkiye’den sorulmayacaktır. Ancak ister çözüm ile
ilgili olsun, ister olayın uluslararası boyutu olsun, Türkiye’yi de
tartışmaların içine sokacaktır. Görüşü sorulacaktır. Belki Ankara’nın
ağırlığı bir İngiltere veya Rusya kadar olmayacaktır, ancak yine de genel
resmin içinde Türkiye de bulunacaktır. Afganistan’da aile fotoğrafı
çekilirken, Türk Başbakanı da görünecektir.”, Milliyet, 03/11/2001
Eh Birand Pes dogrusu, kendin soruyorsun, kendin cevapliyorsun. Birakta
biraz biz cevap niyetine yazi yazalim, sonra makbuzlari yollayip yolumuzu
bulalim.
ASKERIN GOREVI NE?
Birand soruyor:
“Ben de, asker yollanmasına ilke olarak karşı çıkanlara sormak istiyorum:
Her yıl, tüm fakirliğimize kaynaklarımızın kıtlığına rağmen, silahlı
kuvvetlerimize milyarlarca doları neden harcıyoruz? Sadece zaman zaman ülke
siyasetinde “balans ayarı” gerçekle?tirsinler diye mi, yoksa bizi hem
içerde, hem de dışarda teröre ve düşmana karşı korusunlar diye mi?”, M. Ali
Birand, Milliyet, 18/10/2001
Eger TC Anayasasi okunursa gorebilecegi gibi, TSK’nin gorevi Milli
güvenliğin sağlanmasından ve silahlı kuvvetlerin yurt savunmasına
hazirlanmasidir.
TSK’nin gorev tanimi icerisinde baska devletlerin cikarlari icin alakasiz
yerlerde savasmak yoktur.
TSK’nin gorev taniminda parayi bastiranin yaninda savasilarak ulkeye gelir
kazandirma hic yoktur.
Turkiye ozgur bir ulkedir. Savas cigliklari atan malum kose yazarlari,
yanlarina askerlik cagina gelmis ogullarinida alip, eger tabiki yerse,
Afganistan’a savasmaya gidebilirler. Siyasallastirmaya calistiklari PKK’da
buyuk bir zevkle kendilerinin ihtiyaci olabilecek her turlu hafif ve agir
silahlarida temin eder.
SAVASA HAYIR
“Bataklık patlamak üzere.Sonra orada savaş yeni başlıyor. Türk Genelkurmayı?
nın yaptığı tahlil doğru çıkt?. Afganistan kan ve bütün pisliklerle dolu bir
bataklık oldu. Bu bataklıkta biten bir şey yok. Herkes vahşetini
silahlarının namlusuna sürmüş, barbar eller tetikte, hasta gözler hedefte,
öldürecekleri anın kan kokusunu soluyor. Türk askeri Afganistan?da bu
vahşetle savaşmaya gidecek. Türk askeri Afganistan?da bu barbarlığa karşı
duracak. Kaç Memet şehit olacak? Kaç Memet esir düşecek? Kaçı bu denli
işkenceye maruz kalacak? Kaç Amerikalı bunları göze alabilir? Kaç İngiliz,
Alman… Neden Türk askerinin Afganistan konusunda bu denli yavaş davranıp
planlar yaptığını, oradaki yapılanmayı, askeri varlığı devralmak noktasında
ağır durduğunu şimdi daha iyi anladım.”, Tuncay Ozkan, Milliyet, 04/03/2002
“‘Türk Birliği’ mensupları, ‘namlunun ucunda’ , yani bu nedenle ‘ateş hattı’
ndadır…”, Cumhuriyet, 4 Mart 2002
ATATURK’TEN BIR ANI
Hitler Ataturk’e Nazi Almanya’sinin propaganda filmini yollar, bir aksam
yemegi sonrasi Ataturk yanindakilerle beraber filmi izler ve soyle devam
eder:
“Efendim, bu adam, filmde gordugunuz gibi tiyatral bir atilis ile ise
giristi… Bugun, butun Almanya’nin askeri gucu onun elinde… Yarin savasa
girecektir. O ve onun taklitcisi Mussolini savas hazirliklari ile
mesguldur… Evet yakin bir gelecekte savas dalacaklardir.
Dalacaklardir, cunku asker degillerdir, savas ne demektir bilmezler. Savas
bir felakettir hele iki muttefik icin muhakkak bir olumdur. “.
Ve tarih cok gecmeden Ataturk’u hakli cikartti, savas nedir bilmeyen fakat
savas cigirtkanligi yapanlarin sonlari pek ic acici olmadi.
ENSEYI KARARTMAYIN
Bugun her ne kadar Turkiye bazi politikacilarin basiretsizligi yuzunden
uluslararasi sermayenin uzantisi olan kartel medyasinin kontrolunde dumeni
bozulmus bir gemi gibi rotasiz bir sekilde kendini akintiya birakmis gibi
gorunsede aslinda baska bir yerlerde kapali kapilar ardinda ince hesaplar
yapiliyor.
Turkiye’e kim ne derse desin, uluslararasi guc dengelerini ulusal cikarlar
acisindan goz onune alip en az 5 sene ongoruslu (projection) kuresel
stratejiler gelistiren tek bir kurum var.
TSK FARKI – SESSIZ VE DERINDEN
Bu kurumun ismi Turk Silahli Kuvvetleri. Halkin en guvendigi kurum. Tabi bu
ayni zamanda demokrasimizin dusuruldugu hazin durumuda ortaya koyuyor.
TSK bugun Ulusal cikarlar dogrultusunda uluslararasi planlar yapiyor.
Belkide Turkiye’deki kafasi karisik olmayan, icerisine teslimiyetci
yaltakcilarin sizamadigi, Ataturk’un ulkulerinde emin adimlarla ilerleyen,
ne yaptiginin farkinda olan tek kurum.
Zaten bu yuzden seriatcilerden AB’cilere kadar cok genis bir yelpazenin
hedef tahtasinda.
26 Subat: Kartel medyasinin atladigi bir haber, Suriye ile yapilan iki
anlasmalar sonucunda sinirdaki mayinlari kaldiriyor.
http://news.bbc.co.uk/hi/english/world/europe/newsid_1842000/1842741.stm
TSK gelecegin dunyasinin cok kutuplu bir dunya olacagini cok onceden sezmis
ve bu cok kutuplu dunyada Turkiye’nin bolgesel guc olarak yerini almasi icin
sessiz ve derinden cok basarili bir strateji izliyor. Ajandada Rusya , Cin,
Gurcistan ve simdide Suriye ile yapilan bolgesel anlasmalar var.
Bu yuzden uzulmeyin, mehmetcik emin ellerde.

Cevap Yaz Güncel Forumuna dön

————————————————————————

Afganistanda Neler Oluyor Alpay Altan 04/03/2002 6:47:33 PM
Cv: Olan Bize Olacak Gibi!! ilker cetin 07/03/2002 4:52:43 PM
Cv: Ordu ihrac mali (mi)? Ali Korkmaz 05/03/2002 8:05:17 PM
Cv: Bizi Ticaretinize karıştırmayın Sayın yazar Vaner Alkaç 04/03/2002 8:57:24 PM
Cv: Sayın Altanın Cevabı Vaner Alkaç 05/03/2002 2:14:32 AM
Cv: Şu Yaramaz Kürtler Vaner Alkaç 05/03/2002 2:34:25 AM
Cv: Şu Yaramaz Kürtler Alpay Altan 05/03/2002 7:21:34 AM