bildirgec.org

pilli pati

12 yıl önce üye olmuş, 158 yazı yazmış. 4141 yorum yazmış.

Adım

pilli pati | 14 July 2007 02:11

görü
görü

Oysa içinde döndüğümüz aynı dervişhane! Sadece birkaç adım ötende dönen dervişim ben. Kendi hayatının anlamını çözmeye uğraşan biriyim. Var mı aslında bireyliğim? Bir elim göğe dönük, diğer elim toprağa. (Bir)liği düşünüyorum sıkça…

(Hep aynıyız!!!)

Ama yine kendime dönemiyorum ben.

(Yok birbirimizden farkımız!!!)

Günlük telaşlar yüzünden erteliyorum hep kendime dönmeyi, göremiyorum, yeterince, bir tek kendimi, kalp gözüyle…

Nocturne

pilli pati | 07 July 2007 20:57

piano keys
piano keys

Hayatımızın her döneminde birşeyi öğrenirken beş duyumuzun yanısıra özellikle yaptığımız tekrarlar bir hayli önemlidir. Hele ki bu öğrenme aktivitesi; piyano çalmak olacaksa ellerin ve ayakların koordinasyonu, defalarca tekrarlar ziyadesiyle önemlidir. Öğretmen önce sadece sağ elle, sonra sadece sol elle dersler verir. Son derece düzenli ve disiplinli çalışmanın, tekrarlarda bulunmanın önemini her fırsatta dile getirir. Sonra bir bakarız; iki el-ayak koordinasyonu ve tabii ki beynimizin orkestrasyonu sayesinde Chopin çalıyoruz.

Kuruçeşme’de yaşadığım zamanlar, bazı Pazar sabahları yakınlardaki bir teras katından havaya karışan Chopin’in Nocturne c# minör tınılarıyla uyanırdım. Uyku sersemi gülümser ve “bu adını sanını bilmediğim komşumun yine Szpilman krizi tutmuş” diye düşünerek yataktan kalkar, camları ardına kadar açar ve nocturne bitmeden kalan son kısımları da yakalamaya çalışırdım. Perdeler esen meltem uyaklığında savrulur, ben ise yarı uyanık lavaboya doğru yol alırdım… Müzikle evin havası aniden değişirdi.

Flashbacks

pilli pati | 04 July 2007 11:50

güvercinler - camii
güvercinler – camii

Dün sohbetinden pek bir hazzettiğim bir dostla iki laf çeviriyorduk. İstanbul’u özlemiş. Laf arasında Eminönü’nden dem vurdum. Açık havada hazırlanan ekmek arası soğanlı çingene palamutları ve teknelerin boğaz sularında salınışları aklımda takıldı kaldı…

İçinde yaşadığım şehrin bir bölümüne böyle özlem ve saygı duyuşum biraz da anıların sayesinde…

Büyükbabam elimden tutmuş, gidiyoruz. Nereye? O çocuk aklımla cevap veriyorum:

Ofis Halleri – 2/2

pilli pati | 26 June 2007 17:31

tidy
tidy

Bu hikayenin birinci bölümünde de belirttiğim gibi, hayat bize kanıksamayı öyle bir öğretmişti ki artık güvenlik görevlilerine telefon açarak “yine aynı gümbürtüyü duyduk” demekle yetiniyorduk. Ben hep merak ediyordum. Acaba güvenlik görevlileri, yaptığımız işlerden sıkılıp kendileriyle dalga geçtiğimizi falan mı düşünüyorlardı? İlk günlerin panik havasını da bir mizansen, bir kurgulama şeklinde tasarladığımıza mı kanaat getirmişlerdi?

Bu anlamsız ve ürkütücü gümbürtüler başladığından beri yaklaşık 2 hafta geçmişti. Bir akşam evime dönmek için ofisimden ayrılmış 12.nci katta asansörün gelmesini bekliyordum. Aynı gümbürtü dizlerimi sarstı. “Delirmeden bu bina dışında bir yerde iş bulabilsem ne güzel olurdu” diye düşünürken aynı katta bulunan diğer şirketin kapısından yine bir “fazla mesaici” koşa koşa çıkıp “Asansöre yetiştim, neyse ki!” diye yanımda soluklandı. Sonra da hızla geri dönüp şirketine tekrar girerken ve elindeki tıka basa evrakla dolu çantayı savura savura koşuştururken “Lütfen asansörü bekletir misiniz? Bir şeyi kontrol edip hemen döneceğim!” diye ricada bulundu.

Biyofili

pilli pati | 25 June 2007 09:25

green building in miami
green building in miami

“Koşar adım dünyanın yıkımına doğru giderken, biryerlerde bir hata yaptık, bu gidişe bir dur demek lazım, doğru, pozitif tanımlarla ve yaşam tarzıyla bunu değiştirmek gerekiyor” diyenlerdenseniz artık yaşamınızda biyofilinin anlamını aktif hale getirmeli, uygulamalı, bilmeyenlere de anlatmalı ve paylaşmalısınız.

Biyofili şurada da tanımlandığı gibi yaşama ve yaşayan sistemlere duyulan sevgidir. İlk kez Erich Fromm tarafından kullanılmış olup, “canlı ve yaşamsal olan şeyler tarafından cezbedilme yolundaki psikolojik saplantı” olarak ele alınmış daha sonra da Harvard Üniversitesi’nden Edward Wilson tarafından “insan varoluşunun bilinçaltından hayatını devam ettirme ve yaşamsal bağlantılar kurma çabası” ile ilişkilendirilmiştir.

Ofis Halleri – 1/2

pilli pati | 18 June 2007 12:34

untidy
untidy

Yine günlerden birgün, “ofur-pofur” sesler çıkararak fazla mesaiye kalmış çalışıyorduk. Geçmeyen günlerin ağırlığı omuzlarımıza; ofis pencereleri dışında kaçan hayatın göz kırpışı ise yüreklerimize iyice yükleniyordu. Yönetim Kurul raporları bilmem kaçıncı kez gözden geçiriliyor, ama ne hikmetse görüntüye dair ayrıntılar üzerindeki bitmek bilmeyen tartışmalar, kanımca, asıl bütçe detaylarına harcanandan daha fazla zamanı yiyip bitiriyordu.

Öte yandan, ofisin diğer bir ucunda zaten obezliğin sınırlarına dayanmış iş arkadaşlarımızdan biri, artık bu fazla mesai hapisliğinin kanıksanmışlığı içinde “Ne yiyoruz arkadaşlar?” diye gelişigüzel sorusunu sorarken zaten kişilerden alacağı cevapları, kimin neyi sipariş edeceğini, sanırım, adı gibi biliyordu.

zookoda

pilli pati | 10 May 2007 14:52

zookoda
zookoda

Zookoda, blogunuzda mevcut ziyaretçilerinize günlük, haftalık ya da aylık olarak blogunuzdaki yenilikleri bildirebileceğiniz, en son blog yazılarından onları haberdar edebileceğiniz bir email pazarlama uygulaması… Bu hizmet tamamıyla ücretsiz ve aynı zamanda blogunuza uyarlayabileceğiniz gerçek zamanlı raporları da beraberinde sunuyor.