bildirgec.org

nazokiraze

11 yıl önce üye olmuş, 527 yazı yazmış. 8804 yorum yazmış.

ölüler yolu ve bilinmeyenlerle dolu piramit

nazokiraze | 12 January 2009 12:57

Teotihuacan adını Aztekler’den almış Ölüler Sokağı olarak bilinen yapılan kazılarda pek çok insan ve hayvan gömütü bulunan Meksiko civarındaki ürkütücü kenttir. Nahuatl dilinde “insanların ilahlar haline geldiği yer” demek olan Teotihuacan kentinin kurucuları bilinmemektedir.

Yapılan araştırmalara göre kurbanların değişik yöntemlerle öldürüldükleri ortaya çıktı. Her gömütün amacı ve şekli farklıydı. Gömütün birinde elleri arkadan baglı kafaları kesilmiş kurbanlar varken bir başka gömütte ise kurban oturur vaziyette defnedilmiştir. Ayrıca insan ölülerinin yanında puma, kurt gibi hayvanlarda bulunmuştur.

felon – suç çıkmazı

nazokiraze | 12 January 2009 10:58

Bu yıl en beğendiğim filmlerden biri Felon. Ülkemizde Mahkum veya Suç Çıkmazı olarak izlenen film, izleyicilerden iyi not alan yapımlardan biri.

Kız arkadaşı ve oğlu ile mutlu yaşayan bir adamın bir şanssızlık sonucu hapishaneye düşmesi ve oranın acımasız şartlarına göre yaşamasını anlatan filmde; hapishane dövüşleri, terör estiren gardiyanlar, en kanlı katillerin iç dünyası ve hapishanenin dışardan görünmeyen yüzü anlatılıyor.

Kan sevenlere yönelik: Insanitarium

nazokiraze | 11 January 2009 22:04

2008 yapımı korku-gerilim filmlerine örnek olarak gösterebilirim Insanitarium filmini. Filmde Prison Break dizisinden tanıdığımız Peter Stormare, Desperate Housewives dizisinden Jesse Metcalfe ve Lost dizisinden ise Kiele Sanchez yer alıyor. Hastanede yatan kızkardeşini kurtarmak için oraya giren ve kendini vahşetin içinde bulan birinin hikayesi bu…

Ezelden beri ilgimi çeken hastaneli korku ya da gerilim filmleri içinde gayet başarılı bulduklarımdan birisiydi Insanitarium. Belli bir noktadan sonra kana doyuyor insanın gözü. Akıl hastanesinde geçen film kimine göre vasat gelse de yine de heyecanlı bir gerilim filmi. Bol bol kan, vahşet ve heyecan var. Film 1 saat, 29 dk. sürüyor, yönetmen ise Jeff Buhler.

her iş bitti leğen örtüsü kaldı.

nazokiraze | 10 January 2009 21:21

Büyüklerimiz her iş bitti leğen örtüsü kaldı demişler ve ben o sözü çok severim hayatımızda pek fazla gereksiz şey yok mu? El emeği göz nuru diye yıllarca emek verilen sonra kullanılmayan,begenilmeyen, sandıklarda,dolaplarda çürümeye bırakılan pek çok şey yok mu? Atsan atılmaz satsan satılmaz kıyılıpta kullanılmamış bir işe yaramayan veya yaradıgı dönem geçmiş bir sürü şey..

Kayınvalidemin sandıgı adlı yazımda bunlara benzer şeyleri yazmıştım, ancak iş sandıkla bitmiyor. Ben 4 yıl evvel oğluma hamileyken kayınvalidemin yanına taşındım kendisi yalnız diye şimdi o kızının yanına yerleşti ben eşimle yaşıyorum ancak ilk geldigimde büyüklerin zamanında çok yokluk gördüklerinden mi? yoksa cimriliklerinden mi bu kadar tıktıkıcı olduklarına uzun süre anlam veremedim. 2 yıl önce evdeki tüm eşyaları yenileriyle değiştirene kadar sürekli bir şeyleri atmakla geçirdim. Annemiz ruhsat verdi kızım bana bakma ben kıyamıyorum sen diledigini at hiçbiri işe yaramıyor dedigi halde elimi bir şeye atsam aa o ayakkabılar 30 senelik hiç giymedim kıyamıyorum saklıyorum veya bu pardesünün modası geçmiş ama yine de dursun diye yıllardır el bile sürmedigi şeyleri hem at diyip hem attırmıyordu. Sonra görümcem sen o yokken buldugunu at dedi. 2 yıl boyunca kıyıdan köşeden bulup attığım giyilmeyen kazakların, eski çarşafların, kaçık çorapların, çürümüş yünlerin haddi hesabı yok küçücük eve bu kadar şey nasıl sıgmış bilemiyorum oysa annemiz çok titiz kadındır kıyamadıgı sakladıgı şeylerde nizamlı şekilde dizilidir orda burda.

komşumun faresi: pitpit

nazokiraze | 10 January 2009 19:29

Bu aralar hayatım gayet hareketli bunun sebebi ise hayvanlar. Zaten apartmanımızın arsız kedisi tontişe, evimdeki birsürü balığa ek olan biri dev ikisi minik su tospağalarına anca anca alışırken birde minik fare pitpit girdi hayatıma. Evet pitpit hayatımda dolaylı da olsa..

Pitpit komşumun evine dadanan minik fındık faresi, ama nedense bende komşum kadar etkileniyorum bu küçük hergeleden. Bunun nedeni yan apartmanda olan fare girmiş evde oturan canım arkadaşımın fareden ödünün kopmuş oldugu için bir haftadır eşiyle birlikte evden çıkıp o gelene kadar artık postu nereye sererse orda kalmasıdır. Tabi bu post sürekli bana serili ben bundan memnun olsamda pitpit memnun mu bilmiyorum, zavallının canı sıkılmıyor mu acaba? Oturup iki laf etmek istemez mi? Nitekim arkadaşım evdeyken mutfakta cirit atan pitpit o yokken derin bir hüzne boguluyor olacak ki kadının kurdugu tuzaklara, yemlere, yapışkanlara hiç yakalanmıyor demek ki içinden evi turlamak gelmiyor düşünün sucuk bile yememiş gariban.

mangal deyince..

nazokiraze | 09 January 2009 09:48

Her ne kadar Avrupalılaşmış, medeniyyete ermiş!, alafranga tuvaletlere zıçıp kebap yerine risotto yemiş, lost izleyip kolejde okumuş, Paris görmüş, beş dil ögrenmiş kısaca türlü türlü şeylerle batıyı yakalamış da olsa canım ülkemin pek muhterem insanları mangal görünce dayanamaz.

Balkonlara çamaşır asmanın yasak oldugu, apartmana anahtar yerine parmak iziylen girilen çok sosyete çok betonarme sitelerde bile mangal için özel yerler yapılmıştır çünkü cici halkım mangaldan vazgeçmez. Bunu Avrupaya bile ispat etmiştir hemşehrilerim.

lumbago

nazokiraze | 08 January 2009 17:53

Halk arasında bel tutulması olarak bilinen bir rahatsızlık vardır ne zaman belimiz agrısa belim tutuldu deriz kendimizce birşeyler yapmaya çalışırız. Bu bel tutulmasının adı lumbago, genellikle otuz yaşını aşmış kişilerde görülen ani ortaya çıkabilen bir ağrıdır bu, çünkü insanda omurda otuz yaşından sonra yaşlanmaya başlar. Öksürünce yada tuvalete girince bu agrı çogalır, sebeb olarak ters hareket,agır kaldırmak veya üşütmek olarak gösterilebilir.

mideden geçen yol

nazokiraze | 08 January 2009 17:32

Erkeğin kalbine giden yol mideden geçer yada can boğazdan gelir oda olmaz sa bir gram et bin ayıp örter şeklinde ülkemiz insanının gırtlağa düşkünlüğünü anlatan pek çok söz bulabiliriz ararsak. Evet erkeğin kalbine giden yol mideden geçiyormuş bu pek çok ülkede de böyledir.

Yalnız merak ettiğim atalarımız bu sözü söylerken gerçekten eşlerin yada sevgililerin kalbinden, midesinden mi bahsetmişler yoksa kayınvalidelerin mi? Öyle ya yaşlı kadınlar yada kaynana adayları eskiden bir araya gelince gelin adaylarının marifetlerinden bahsederlerdi. Macide hanımın kızı çok kuru, onun ablası da pek oynak hem hamam da görmüş bizim Kadriye memeleri pek sarkıkmış… gibi konuşmalar zamanla kızı aldıkça yada tanıdıkça amanın bir börek açıyor sorma benim diyen karı halt etmiş, pilavı lapa yaptı pilav beceremeyen kızdan gelin olmaz, yemeğin altını yaktı yapraklarıda kalın sardı gibisinden cümlelere bırakıyor yerini.

Ustalar Geçidi; Hicran Sokağı

nazokiraze | 08 January 2009 14:16

Bu hafta sonu bir film izledik ismi Hicran Sokağı afişinde Türkan Şoray, Cüneyt Arkın vardı. Son dönem filmlerinden ama hiç duymadım diye söylenerek izlemeye başladım filmi. Filmin gerek senaryosu gerek yonculuklar beni hiç tatmin etmedi sanki acele çekilmiş dizi tadındaydı, yalnız dikkatimi çeken şey başrolden en küçük role, seyyar satıcıdan, filmin kahramanına kadar hepsi Türk sinemasının emektarlarıydı. Selda Alkor’dan Yusuf Sezgin’e, Süleyman Turan’dan Ahu Türkpençe‘ye, Selma Güneri’ye, Ayla Algan‘dan Pelin Batu’ya Hülya Koçyiğit’e insanı şaşırtacak derecede ünlü oyuncu vardı.Rutkay Aziz, Ezel Akay bile vardı yalnız Türkan Şoray ve Cüneyt Arkın hariç duyan gelmiş gibiydi. O kadar ustayı bir arada görünce vardır bir hikmet diye izledim filmi. Sonuna yakın süpriz olarak Türkan sultan ve Cüneyt Arkın’ıda görünce tadından yiyemedik bu kötü ama iyi filmi.

Film sonrası yaptıgım araştırmalarda dünyada senaryosu en çok film yapılan senarist olarak rekorlar kitabına geçen Sefa Önal‘ın jubile filmi olarak çekildiğini ögrendim. O yüzden di vasat konulu bir filmde bu kadar iyi ustaların oynaması.
Eski Yeşilçam günlerini hatırlatan fakir zengin aşkını, mahalle esnaflarını, yardımı, iyiliği, sevgiyi, ümidi anlatan bu film bir çok sanatçıyı bir arada görmek adına izlenebilir. Müzikler ise Gökhan Kırdar ve Cahit Berkay’ ait.

Fil hastalığı

nazokiraze | 07 January 2009 13:13

Elephantiasis, lenfödem yada bilinen adıyla fil hastalığı olarak bilinen hastalığı hepimiz duymuşuzdur, belki adını bilmemiş olsak ta muhakak ki görmüşüzdür.El ve ayakları hatta kalçaları anormal derecede şiş insanlardan bahsediyorum. Görüntüler fil ayağını andırdığı için fil hastalığı denilen bu rahatsızlık genellikle tropik ülkelerde görülüyor.

Kendine göre sebebleri olan hastalıga bir diğer nedende len yollarına zarar veren kanser hastalığı yüzünden de yol açabilir ya da fil hastalığı kansere de dönüşebilir.Wuchereria bancrofti ve Brugia malayi ismini taşıyan solucanların sebeb oldugu belirtiliyor bu hastalığa. Onlardan insanlara bulaşıyor.