Her ne kadar Avrupalılaşmış, medeniyyete ermiş!, alafranga tuvaletlere zıçıp kebap yerine risotto yemiş, lost izleyip kolejde okumuş, Paris görmüş, beş dil ögrenmiş kısaca türlü türlü şeylerle batıyı yakalamış da olsa canım ülkemin pek muhterem insanları mangal görünce dayanamaz.

Balkonlara çamaşır asmanın yasak oldugu, apartmana anahtar yerine parmak iziylen girilen çok sosyete çok betonarme sitelerde bile mangal için özel yerler yapılmıştır çünkü cici halkım mangaldan vazgeçmez. Bunu Avrupaya bile ispat etmiştir hemşehrilerim.Ben de her insan gibi severim mangalı, bu mangal zaten Türkiye dışında da yaygındır ama bizdeki gibi pirzolalar, kanatlar, biftekler, köfteler pişirip biber közlemez yanına da yayılmaz heralde bu yabancı insancıklar. Zaten ben mangala mangal demem askılı beyaz atletle elinde faraş onu yelleyen amcalar olmasa. Gerçi bizim burdakiler çag atladı saç kurutma makinesiyle körüklüyor atıkın ateşi uzatma kablosuyla.Haziranda kısmetse yeni evime geçecegim yani bende İstanbul’da gerçek İstanbul havası yerine bol beton alıp kasaba bakkala manava hasret süpermarketlere mahkum gözüm açık gidecegim. Ama başka şansım yok. Heralde işi gücü bırakıp nevaleyi alıp sitenin bilmemneresindeki mangal yerine gidecek halim yok, bu mangal işi çıtkırıldımlıga gelmez ablam benim yazbaşı taşınacagım yerde oturuyor oraların mangal ziyafetlerine denk geldim evden kocaman sitenin herekesine tastabak taşıyan, etler piştikçe çatal bıçakla nazikçe yiyen, etin yanına patates kızartması, ketçap,mayonez koyan insanlar görüp mangal keyfinden uzak hava soludum. Bende çatal bıçak kullanırım alimallah ama mangal işi o kadarda kibarcıklık hazzetmez bence piştikçe götürürsün.Şimdiki oturdugum apartmanın yanındaki apartmanın bahçesi bizim mangal sarayımız çünkü apartmanda oturanların yarısı akrabamız yarısı yakın arkadaşımız o yüzden sık sık bahçede toplaşır mangal yakarız yaz kış demeyiz. Ve her mangal partimizde birbirine nasıl haber verdigine anlam veremedigim bir hızla çoğalan, sayıları yirmilere varan kedilerin taciziyle yeriz yemegimizi masada, kedilerden beteri arılar ya arı et kokusuna gelir mi? hayatta duymadıgım şey üşüştü arılar bu yaz ama sokmadılar.Yinede çok büyük güzellik bu mangal olayı. Bu arada Manson bilir şimdi de vardır heralde Adana’ya giderken yol üstündeki pişir ye lokantaları gözümde, midemde ve burnumda tüter, çocukken Uludag’a gidince de kendin pişir ye olaylarına girişirdi babamlar.

Piknik olayını pek sevmedigim için hele hele kene olayından sonra arada sırada da olsa gittigimiz piknikleri de yok ettigim için piknik ve mangal benim için uzak şeyler. Balkonlar da yasak zaten hem milletin canı çeker oda ayrı mesele ama mangalı seviyorum yahu hiç bir şey onun yerini tutmaz.Hele mangal sonu o mangalda kalan köz üzerinde pişen Türk kahvesi üfff diyorum.

Mangal güzel şey ama mangalı yakıp bayıra çayıra çöpünü bırakanlara, koca ormanları yakmaya sebeb olanlara, et yicez diye içip kafayı bulup piknigi çevredekilere zehir edenlere ana avrat fena halde küfür edesim var.