bildirgec.org

nazokiraze

11 yıl önce üye olmuş, 527 yazı yazmış. 8804 yorum yazmış.

çocuk ve ilaç

nazokiraze | 25 August 2009 09:38

İlaç kullanmak kişiden kişiye farklılık gösteren bir eylem. Herkes hastalandıgında , güçsüz düştügünde çeşitli amaçlarla ilaç kullanır ama kimisine bu zulüm gibi gelir.

İlaç içmekten nefret ederim ben bunun nedeni üç kere gördüğüm tüberküloz tedavisinde bana verdikleri bir günde iç dedikleri onbeşe yakın irili ufaklı çeşitli tatlardaki (bir çeşidi vücutta ki her salgını kırmızı hale getiriyordu) ilaçlardır.

Bu yüzden kolay kolay hap içmemeye çalışırım, iğneye razı gelirim. Ben nasıl böyleysem eşim de bağı ağrısa antibiyotik verde içeyim türü adamlardandır.(Yanlış ilaç kullanımı tedavinin başarısını engelliyor)

taşınma yazısı

nazokiraze | 20 August 2009 13:56

Bu yaz taşınmalar çoktu, buradan da pek çok arkadaş taşındı (ben de dahil),geçen hafta eşimin kuzeni taşındı. Bugün de bir arkadaşım taşınacak .

Taşınmayı düşünenlere bir kaç ipucu verecegim, öyle ya mutlaka bilinen şeylerdir ama ilk kez taşınanlar tecrübesiz olabiliyor.

Eşya kolilemek sanırım işin belkemiğini oluştırıyor, eşe dosta salınan haberler, ne kadar da kıymetliymiş dedirten esnafta ki mukavva kutular( kapıya koyar koymaz anında kapılıyor hele taşınma mevsimiyse) insanın sinirlerini bozuyor. Mutfak eşyaları ve büfe,konsol gibi eşyaların içinde duran seyrek kullanılan yemek takımları mutlaka yıkanıp, kurutularak paketlenmeli, yeni evde hemen onları temizlemekle uğraşmamak adına çok rahat oluyor hemen yerleştiriveriyorsunuz.(iki kasem ve bir sürahim kırılmıştı)

ortaçağda gay bir kral olmak

nazokiraze | 20 August 2009 12:44

ortaçağda garip bir aşk

İngiltere tarih kitaplarında kraliyetin sarsıcı en önemli aşk meselesi olarak bilinen bir olay vardır bu kral ile erkek sevgilisi ile ilgilidir.(2. Edward ve Gaveston aşkı)
İngiltere Kralı II. Edward tahta çıkmadan önceki dönemde diğer tüm prensler gibi at binmek, avlanmak,savaş sanatları gibi uğraşlar yerine bahçe sulayıp çiçek böcek yetiştirmekle uğraştıgı için babası tarafından kaygıyla izlenmektedir. Oğlunun erkeksi hareketleri olmadığından şüphelenen kral Piers Gaveston adlı şövalyeyi onu eğitmek amaçlı getirtir. Keşke getirtmez olaydım dedirten olaylar silsilesi bundan sonra başlar.

mutfak ve erkek bahsi

nazokiraze | 19 August 2009 11:55

Mutfağa sadece su içmek, yemek yemek için giren evde su verecek biri olmadıgı zaman bardak bile bulamayan klasik erkeklerden başlayalım bugünün boğaz konulu yazısına. Bu türlerin eşleri veya anneleri bazen onlar mutfaga girecek diye çok korkarlar, kırdıkları bardağın, döktükleri yagın, tezgahın üzerindeki çarşamba pazarı görüntüsünün haddi hesabı olmaz. Mutfaktan uzak yaşayan bu bünyeler ikiye ayrılır hayatında gerçekten bir tutam tuz yemege atmamış, mutfağa sokulmamış, girmemiş margarinin neye benzedigini bile bilmeyenler, diğeri ise öğrencilik hayatında makarna haşlayıp yumurta kırmaktan, ilkel şartlarda karnını doyurmaktan, askerlikte patates soymaktan bıkmış aslında mutfagı iyi bilen ama asla girmeyi düşünmeyen tiplerdir. Ayrıca sahanda yumurtaya yağ konulacagını bile bilmeden her yedigi yemekte gurme gibi ahkam kesenleri unutmamak lazım, bu fikir adamları istesem sekiz kişiye en baba sofrayı kurarım ama siz dururken ben neden yapayım diye konuşup dururlar.(Mutfakta Erkek Var..)

Arada bir mutfaga giren erkek tiplerine gelince, onlar hiç girmeyene göre biraz daha iyidir dersek yalan olur. Bunlarıda kafamıza göre ayrıştıracak olursak içlerinde ara sıra eşe yardım etmek adına masaya iki bardak koyuyormuş gibi yapanlar, bazen salata yapmak için mutfaga girerek mutfagı sebze haline çevirip bırakanlar, eşi bulaşık yıkarken durulamak yada kurulamak için veya bulaşık makinesini boşaltmak için arada bir gerçek anlamda yardım edenler, sadece kendine kaseye cips, bardaga kola koymak için girenler gibi pek çok çeşit sayabiliriz. Arada bir girenlerin birde aman mutfak işi dediginiz bu mu , amma kolay işmiş, ne zevkliymiş yemek yapmak gibi cümlelerle evin hanımının damarına basanları da yok değildir.Hatta başınızda durup herşeye karıştıkları vakit delirme sebebidirler.

Mutfak bilgisi kesinlikle olmayan ama mutfaga sürekli giren maceracı tiplere gelelim, bunların mutfaga girmesini engelleyemiyorsanız işleri oluruna bırakmaktan başka çare yoktur. Ketçaplı makarna oluyorsa ketçaplı mercimer çorbası neden olmasın diye yaratıcı olan beyinlerini mutfakta tavana havuç rendesi yapıştırmayı başararak, buzdolabının tuma yerini domates içinde bırakarak boşa harcarlar. ,

bir hamilelik dönemi yazısı

nazokiraze | 19 August 2009 09:12

Hamile kalanyada hamileliğe hazırlanan her kadın canının ne isterse yakınları tarafından bulunup getirilecegini, istenebildigi kadar şey istenebilecegini düşünür ve tatlı tatlı heyecanlanır. Sabah bulantılarından, canının çektigi yemeklerden daha fazla olan tiksinilen yemeklerden, her yerde ansızın geliveren hiç zevk vermeyen miskinlik ve uykudan habersiz ben şimdi bunlara gecenin körü mango diye tutturup Çiçek Pasajı’na falan göndereyimde görsünler diye şımarır durur ve erkeklere ulan keşke ben hamile olsaydım dedirtir.(aşerme genellikle limon,turşu,tatlı, erik,karpuz, gibi yiyeceklere olur)

Kızımda aşermek falan yaşamadım ben yaşadıysam da yaşımın küçüklüğü ve kavak yellerimin yüzünden hissetmedim. Ne bulantı ne uyku nede canımın bir şey çektiği görülmemiştir.Ancak oğlumu taşırken yeşil eriği düşünüpte sinsi sinsi gülümsedigim dakikaları bilirim, yemek yerken bir anca bitse de uzanıp eriklere yumulsam diye heyecanlanırdım. Eşim bir gece kalktıgında önümde erik çekirdeğinden bir tepe görünce yemekten fenalaşıp öldüm zannettigini anlatır durur.

deli imparatoriçe

nazokiraze | 18 August 2009 18:15

Meksika İmparatoru Maximilian Meksika’nın en talihsiz hükümdarlarından biri olarak alınır. Bunun nedeni 3. Napolyon tarafından Meksika İmparatoru ilan edilmesidir, kendisi ünlü Habsburg hanedanının bir üyesidir.İmparatorlugunu kabul etmeyen bir grup cumhuriyetçi tarafından henüz otuzdört yaşında idam edilmiştir.

Maximilian’ın hem kuzeni hem eşi olan Carlotakendisine Napolyon tarafından bu teklif geldiginde eşini zorlayarak kabul ettirmiştir. Eşinin ailesinin bu durumdan haberi olmadığı için dolayısıyla hem saltanatı kabul ederken ailesindeki haklarınıda kaybetmiştir.

Büyük bir hevesle eşine bu saltanatı baskı yaparak kabul ettiren İmparatoriçe Carlota plan yaptıgı gibi asla La Catedral Metropolitana‘da tahta çıkamaz.Çiftin çocukları da olmadıgı için iki evlat edinirler.Eşinin rejimi tehlikeye düştügü zaman sırasıyla Roma, Paris ve Viyana’ya yardım istemeye giden imparatoriçenin Papa’dan bile yardım istemesi sonuçsuz kalır ve bir daha eşinin yanına dönmez.

şöhret ve mide 2. yazı

nazokiraze | 17 August 2009 11:30

(Mangosuz ve ananassız yaşayamam—Banu Alkan)
Ananası halkın içine sokan kişi Banu Alkan’dır. Bir ara yavuklusu Murat Taşdemir’le aynı eve kapatılıp halk tarafından sinir harbi ve fenalıklara ragmen izlenmekten geri kalınmayan programda kilosuyla dalga geçen sevdicegine sadece balık ve ananas yiyerek tığ gibi olacagım diye söz veren ve ananası gündeme getiren Banu Alkan asla kilo verememiştir o ayrı mesele. O sıralar ananas pazarlara inmiş, Banu Alkan anansı diye satışa sunulmuştur ve ragbet görmüştür. Sabahların kuşu Kuşum Aydın’da ananas dansıyla bu konuda çığır açmıştır.Sayelerinde ananasla halk kucaklaşmıştır.

şöhret ve mide

nazokiraze | 15 August 2009 10:45

Daha önce işlediğim ünlü kişilerin damak tatlarıyla ilgili yazımdan sonra o yazının devamı niteliğinde bir yazı daha yazmaya karar vermiş bulunuyorum, hayırlı olsun efenüm.

Şarkıcı Hande Yener patatesli yumurta görmeye dayanamıyormuş , en yorgun zamanlarında patatesli omlet onun tüm yorgunlugunu unutturuyormuş.Gazinocular kralı Fahrettin Aslan’ın oğlu oyuncu Mehmet Aslan’ın ise en sevdiği yemek mantı. (Ünlülerin aşk menüsü)

Ayrıca yayınlanan bir habere göre Steven Spielberg’in şekerli yiyeceklere bayıldığı, Madonna ve çocuklarının sabah pirinç patlağı tükettiği belirtildi.( Ünlüler de bayat yer)

Bir derginin yaptığı araştırmada ise şöhretli kişilerin televizyon karşısında neler yedikleri incelenmiş, buna göre tv izlerken Armağan Çağlayan meyve, Deniz Akkaya yeşilçay, Işın Karaca kabak çekirdeği, Ebru Akel çilek, Sibel Turnagöl sandviç ve kuru meyve yiyip içiyormuş.

Hayatlarını yediği içtiği şeylerin hesabını tutarak, ot çöp yiyerek veya güzelleşmek için midelerine acaip şeylerle doldurarak geçirmek zorunda kalanlar ünlüler de var. Örneğin Doğa Rutkay ne yesem yarıyor diyenlerden ve bazen hiçbirşey yiyemiyorum diye ağlıyormuş eh en sevdiği yemek paçanga böreği olduğuna göre kimbilir nasıl eziyet çekiyordur zavallı. Kahvaltı etmemek için öğlene kadar uyuyan Rutkay bol bol peynir tüketiyor. Sabahları mısırın püskülünü haşlayıp suyunu içen Sezen Aksu ‘nun bu içecegi sanırım mısırcının kazanını açınca çıkan o buharı tüten suyun kokusuyla aynıdır.(kaynak)

metallica yazısı

nazokiraze | 14 August 2009 11:19

Bugün müzik hakkında yazasım var aslında , az evvel uyandım , eşimi yolcu ettikten sonra kulağımda müzikle uyuyakalmışım kulağım acımış üstüne yatmışım, ama insanın kulağında Mama Said ile uyanması gibisi yok , bazen olur ya rüyanızda ünlü birini veya aklınıza gelmeyecek bir yiyeceği görürsünüz sabah sabah aklınızda hep o olur. Dedim kalkıyım Metallica hakkında yazayım, onları masaya yatırıyım, çırılçıplak klavyemle soyayım, en derin yerlerini deşeyim gerçi Metallica için sayısız yazı vardır mutlaka ama bende yazayım en azından başlıkları değişik olur:) Leydiiiz en centılmıııns, sıradaki yazımız Metallica hakkında olacak.

Büyüklerin (30 una gelmiş biri olarak hala neyin büyüklerinden bahsediyorsam) veya rap severlerin ulan bunlar kıçını yırtıyor, kulak tırmalıyor, manyaklar şöyleler böyleler demesi , o şarkıların kulak tırmayalaşından alınan zevki değiştirebilir mi?

Bilindiği gibi Lars Ulrich tarafından kuruldu grup (1981) ben hayatımda onun kadar çaldığı aletin ve konserin tadını çıkaran insan görmedim, bir insan bu kadar mı enerjik olur? Lars’ın gazeteye verdiği ilan sonucunda sadece tek bir kişi arar Lars’ı o da o dönem 18 yaşında olan James ‘tir. Dave Mustaine (gruptan ayrılmıştır) ve Ron McGovney’in gruba katılımıyla Metallica kurulur ve ilk konserlerini verirler.(sonra Ron yetersiz kalınca gruba Cliff Burton dahil edilir)

yemeğin mutlulukla bir ilgisi olmalı

nazokiraze | 11 August 2009 15:40

Türkler eskiden günde iki öğün beslenirlermiş, kuşluk ve ikindi için sadece tandırda yapılan yufkanın arasına sarılmış lor peyniri (dürüm) yenilmek suretiyle öğün tamamlanırmış . Sonrasında hayata giren kahve denen içecek içmek için öncesine birşeyler atıştırılması ihtiyacı doğmuş ve kahvaltıdilimize böylece yerleşmiş.

Kahvaltı etmek gerçekten ruh halini çok etkiliyor, belki en çok kahvaltı sofrasına özen gösteriliyordur. Misafir gelince özenle hazırlanan simitli, çeşit çeşit reçelli, sucuklu,yumurtalı , kekik serpilmiş zeytinli kahvaltının sadece karın doyurmak için oldugunu nasıl iddia edebiliriz ki?