bildirgec.org

nazokiraze

11 yıl önce üye olmuş, 527 yazı yazmış. 8804 yorum yazmış.

yemek haberleri

nazokiraze | 02 November 2009 16:55

Kastamonu Mutfağı meraklılarının iyi bildikleri bir yemek var , öyle Kastamonu’ya gidip yerim diye düşünülüp ha demeyle bulunacak bir yemek değil bu .Kastamonu Yılanlı Sokak’ta sadece tek lokantada 99 yıldır hazırlanan bu özel yemeğin adı: simit tiridi. (diğer adı Osmanlı tiridi)

Eskiden çıplak simit olarak bilinen, özel olarak yapılan susamsız simitten yapılan bu yemek ufak ufak doğranan simitin üzerine dökülen et suyu (özellikle gerdan ) ile yapılıyor. Et suyuna doyan simit üzerine sarmısaklı yoğurt dökülerek üzeri et veya kıyma ile süsleniyor.En üstte ise sıcacık halis tereyağı.

Bu yemek bazı yörelerde değişiklik gösteriyor, bazı yerlerde kıyma yerine lor, et suyu yerine şekerli su kullanılıyor.

Tarihin ilk transeksüeli: Lili Elbe

nazokiraze | 27 October 2009 16:31

David Ebershoff tarafından yazılan Danish Girl adlı roman 2001 yılında tüm dünyada konuşuldu. Şimdi bu romanın beyazperdeye uyarlanması konuşuluyor. Başrolünü Nicole Kidman’ın oynayacağı film, Danimarkalı bir ressamın hayatını anlatıyor. Elbette kitabın bu kadar ilgi görmesinin sebebi sadece bir ressamın hayatını anlatması değil. Konu edilen Danimarkalı ressam Lili Elbe (gerçek adı: Einar Wegener).

Einar Wegener’in hayatı gerçekten de filmlere, romanlara konu edilesi cinsten. Erkek olarak evlendikten sonra karısı tarafından eşcinselliği kabul gören, hatta kendisi gibi ressam olan eşi Gerda‘ya kadın kıyafetleri içinde pozlar veren, ikinci bir kadın kişiliğine bürünüp eşiyle lezbiyen ilişki yaşayan Wegener, aynı zamanda tarihin ilk transeksüeli.

12 eylül sonrası ilk eylem : dayaga hayır

nazokiraze | 26 October 2009 13:30

Tarih 17 mayıs 1987 gününü gösterdiginde Kadıköy Yoğurtçu Parkı iki bine yakın kadının , ellerinde kimi zaman patiskalardan yaptıkları pankartlarla dayağa karşı seslerini duyurmak amaçlı eylemine tüm ülkenin şaşkınlıgı eşliginde sahne olur.

İlk feminist eylem olarak bilinen bu yürüyüşe katılan kadınlar faşistlikle bile suçlanır. Babalarından,kardeşlerinden veya eşlerinden gördükleri şiddete , o dönem Çankırı’da hakimlik yapan Mustafa Durmuş’un “Kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeyeceksin” şeklinde beyanı eklenince ülkenin dört bir yanından kadınlar isyan bayrağı açarlar. (Dayak yedigi için boşanmak isteyen kadına bu sözleri söylemiştir)

Yürüyüşün adı “Dayağa Karşı Kadın Yürüyüşü’dür ve kadınlar ilk kez bu konuda seslerini yükseltmektedirler. O dönem sadece her kadının okumadıgı dergilerde yer edinmiş feminizm kavramı artık sokaklardadır.O güne kadar eleştirilen feminizm hayatın içindedir , katılanların çoğu feminist olmasa bile mesaj yerine ulaşmıştır.

yemeyip te yanında yatılacaklar

nazokiraze | 23 October 2009 16:34

Herkesin sevdiği veya sevmediği yiyecekler farklıdır, kimi sebze yemez, kimisi limon görmeye dayanamaz veya soğanın kokusundan bile midesi bulanır, damak bu kişiye göre zevki de değişir elbet. Ancak bazı yiyecekler var ki, insanı gerçekten yoldan çıkarıyor, diyet bozduruyor, sağlık durumuna zararlı olsa bile bir parçadan birşey olmaz diye ille tadılıyor. Birbirinden farklı damak zevlerine sahip kişilerin bile sevdiği yiyeceklerden bahsetmek istedim.(14 `süper yiyecek`)

Çikolata mesela (benim gibi istisnalar dışında) genellikle konu açılırken çoğu kişi tarafından dayanılmaz bir yiyecek olarak açıklanır.(özellikle kadınlar tarafından)Çikolata dünyanın en sevilen yiyeceklerinden biri olarak bilinir , tarih boyu verdigi mutluluk kabul görmüştür, hatta Aztekler zamanında kadınlara afrodizyak etki yaptıgı için yasakladıgı bile oldu.İçerdigi maddeler (phenethylamine, kafein ,polyphenol) sinir sistemini olumlu yönde etkilediği , serotonin seviyesini arttırdıgı için mutluluk verir ve bu yüzden dayanılmazdır. Ben çikolata yerken yüzünde kendinden geçercesine mutluluk ifadesi olan pek çok insan gördüm.(o mutluluga bir ben erişemedim ya neyse)

evcil çakıl taşları

nazokiraze | 21 October 2009 13:53

1975’te 37 yaşında olan ve Gary Dahl ismini taşıyan kurnaz bir adam(kendisi yazar, yönetmen,reklamcı ve direktördür) tarafından tasarlanan Pet Rock (evcil çakıl taşı) o yıl fenomen haline gelir, Kaliforniya ve civarındaki pek çok kişi ne işe yaradıgı belli olmayan , mukavva kutuda ,saman içine yerleştirilmiş bu taşlardan edinir.

Bildigimiz taşı evcil diye büyük bir zeka ürünü olarak tasarlayan ve piyasaya süren Dahl , bir de çok önemliymiş gibi 36 sayfalık kullanım klavuzu vererek olayı daha ciddi bir hale getirir. Üstelik satışa sunuldugu kutuda hava delikleri bile vardır, sanki nefes alırmışçasına.

büyüklerin karneli günleri

nazokiraze | 20 October 2009 14:36

24 şubat 1941 yılında Ticaret Bakanlıgı’na bağlı bir birim kurulur, bu birimin adı “İaşe Müsteşarlığı” dır, müsteşarlığın görevi ise ülkenin iaşe düzenini yönetmek yani yeme,içme düzenini.O dönem Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği , Nazi Almanyası tarafından işgal ediliyordu.

Pearl Harbor baskını olarak tarihe geçen olayın oldugu aralık ayı içerisinde dünyanın çeşitli ülkelerinde bir hareketlilik vardı. İtalya ve Almanya Amerika’ya savaş ilan etmiş ortalık kırılıyordu. İşte o aralık ayında Türkiye’de halk yeni kararla tanışacaktı: ekmeğin “karne” ile dağıtılmasıkararı.

Bu alınan kararın uygulanması ocak ayını buldu.Aile reislerinin beyanlarına göre her bireye bir ekmek karnesi verildi ve Buğday Koruma Vergisi kaldırıldı ve böylece İstanbul dolaylarında yetişen bugday,yulaf ve arpaya devlet tarafından el konuldu.

Birkaç gündür ekmeğin vesikaya bağlanacagı söylenir fakat bir sabah uyanınca ekmegin karneye bağlandıgını gören halk inanılmaz şaşkındır. (önce İstanbul sonra Ankara ve İzmir)

yaşam koçluğu nedir?

nazokiraze | 20 October 2009 12:10

Son yıllarda revaçta olan bir meslek var bunun adı yaşam koçluğu.

Nedir yaşam koçluğu, kişinin gelecegini, kariyerini, ilişkilerini kurgulayan bir yardımcı (menejer gibi), özgüven sorunu olan, sağlık problemine sahip veya hedefine ulaşmak için gerekli destegi bulamayan olan kişilerin, bu sorunların hiçbirine sahip olmayanların bile sık sık yanlarında olmasını isteyebilecekleri bir yardımcı.

Yaşam koçunu kabullenmenin öncelikle çok kolay olmadıgını belirtmek gerekir (benim kendi düşüncem) kusurların, yanlış yapılma ihtimallerinin,kendinize bile söylemeye cesaret edemeyeceginiz şeylerin bir başkası tarafından açıga çıkarılıp size belirtilmesi , hedeflerinizdeki şeylerin değil de aslında gerçek yetenek, korku, özellik veya arzularınızın ortaya çıkarılması, bir karar alırken alternatif başka bir kararın veya planın daha olması ne kadar kabullenilebilir, kendinle ilgili yeni bir bakış açısı gibi birşey.(‘yaşam koçu’yla keyifli hayat)

babi yar katliamı

nazokiraze | 19 October 2009 18:08

Tarihler 29 eylül 1941’i gösterdiginde Naziler’in infaz timi Einsatzgruppen tarafından bir katliam başlatıldı , bahsettigim tarihte ve ertesi gün 33.771 kişi makineli tüfeklerde öldürüldü, toplam öldürülenler ise 60.000. ( Yevgeni Yevtuşenko tarafından yazılan Babi Yar şiiri)

Tarihe Babi Yar Katliamı olarak geçen olaylar Ukrayna Kiev’de gerçekleşmiştir.(Dimitri Shostokovich’in 3.senfoni adlı eseri bu olaya ithaf edilmiştir) Öldürülen yahudilerin uçuruma atıldıgı katliamda Rusya işgal edilirken, Einsatzgruppen adlı Alman SS subayları ve Alman Emniyet Gücü personelinden oluşan birlik ordunun peşinden ülkenin içlerine girerek ırksal düşmanları temizlemeyi amaçlar.(Einsatzgruppen ve Ordnungspolizei birlikleri 1943 yılı bahar aylarına kadar çeşitli ülkelerde bir milyonu geçen yahudi, engelli ve romanları öldürdü)

Belçikalı bir gerilim filmi: Loft

nazokiraze | 17 October 2009 17:11

Evli beş erkeğin, beş eş ve metreslerin çevresinde gelişen olayların hikaye edildiği bir gerilim filmi Loft. Bu evli erkeklerin garsoniyer olarak ortak kullandıkları çatı katında bulunan bir ceset ve beş adamın zanlı olarak birbirleriyle olan tartışmalarının iyi bir anlatımla sunuldugu güzel bir film Loft.

cehennemin kapıları ve iğnekafalı adam: hellraiser

nazokiraze | 15 October 2009 14:37

Hellraiser çocukluğumuzdan hatırladıgımız aklımızda iğneli adam olarak kalan dönemin en iyi korku filmlerinden biri. Yeniden izleyicilerle buluşacagı günü iple çekiyorum. (**)

Clive Barker’ın yönetmen ve senaristligini yaptığı ilk filmden sonra yedi tane daha çekildi. Bir kutu ve etrafında gelişen olayların anlatıldıgı filmin ilkinde pazarlık yaparak kutuyu alan ve bulmacayı çözen Frank adlı adamın hikayesi yer alıyor. Cenobite ismindeki cehennem bekçileri bu bulmaca kutusu tarafından dışarı çıkarılır ve bu korucular oraya tek başlarına dönemedigi için kutuyu açan da onlarla birlikte oraya dönmelidir. Pinhead ise Cenobit’lerin başıdır.

Hellbound adlı serinin ikinci bölümünde, birincisinde yaşadıklarından sonra akıl hastanesine yatırılan Kristy’i ile konu devam ediyor.