bildirgec.org

kopanisti

11 yıl önce üye olmuş, 230 yazı yazmış. 15393 yorum yazmış.

ARRGH! vs. HAFİF YAZARLARINA

kopanisti | 26 December 2006 12:31

Şu ana kadar, Hipangel’in ARRGH! yazısına 15, HAFİF YAZARLARINA yazısına 58 ahkam kesilmiş.
Hipangel belki, birkaç gün sonra dibini göreceğimiz 2006 yılı biterken 2007 yılına rating rekorunu elinde bulundurarak girecek.
Bu iki konudaki ahkamlar, neredeyse diğer konulardakinin toplamına yakın.
Bu istatistiki yaklaşımdan sonra, olayı sosyolojik olarak irdelemek gerekirse ki bu konuda bana laf düşmez.

Pravda açıklıyor.

kopanisti | 21 December 2006 13:06

Rusya’nın ünlü Pravda gazetesi, Dünya’nın en önemi 10 buluşunda müslümanların imzası olduğunu yazıyor ve bunları açıklıyor.
Günlük hayatımızda vazgeçemediğimiz TOP10 da ilk sırada kahve var.

Sydney yerle bir oldu.

kopanisti | 19 December 2006 14:34

Sayın Avustralya Başkanı Eksalans hazretleri;
Biz iki Osmanlı askeri, ülkenizde bulunuyoruz. Duyduk ki devletimiz Osmanlı’ya Avustralya devleti olarak savaş açmış ve Çanakkale’ye asker göndermişsiniz. Bundan dolayı iki Osmanlı askeri olarak biz de Avustralya devletine savaş açmış bulunmaktayız.

Bu bir Osmanlı fermanıdır. Ekselansların bilgilerine duyurulur.

Karahisar diyarından Tarakçıoğlu Mehmet,
Karadeniz diyarından Menteşeoğlu Abdullah”

Diyen 2 Osmanlı askeri Sydney’i yerle bir ederler.
Hikayesi için buyrun buraya.

Lakerda zamanı

kopanisti | 16 December 2006 15:55

Lakerda aslen torik balığından yapılmalıdır ama kolayınıza gelmesi bakımından şu anda bol olan palamut balığından da yapılabilir. En hasından lakerda yapmak ustaların uzun yıllar edindikleri deneyime bağlıdır. Yani her isteyen lakerda yapayım diye işe girişirse emin olun ilk denemelerde beceremez. Lakerda da esas olan soğuk deniz balığı kullanmaktır. Yani eti sert, sıkı ve diri olacak. Öncelikle balıkları iyice yıkayıp karınlarındaki kanı tamamen temizleyin, birkaç saat suda bırakın kanlarını salsın, sonra sudan çıkarıp süzülmeye bırakın. Resimdeki gibi takoz tabir edilen parçalara bölünecek, kemiğinin içindeki ilik, kan ve sinirleri iyice temizlenecek ki eti acılaşmasın. Kullanılacak tuz asla sofra tuzu olmayacak iri çekilmiş kaya tuzu yada kalın deniz tuzu olacak ve orantısı öyle ayarlanacakki olana kadar takozlar bozulmasın ve olduktan sonra tatlı su ile yıkanmadan yenilebilsin. Böylelikle ilik, kan ve sinirleri iyice temizlenen balıklar ayarında tuza bulanarak kesik tarafları yukarı bakacak şekilde sıkıca bir kaba dizilecek, üstlerini örtecek gibi bir kapak konulup bu kapağın üzerine bir ağırlık bırakılacak. Buzdolabında saklanacak. Bu sayede baskıya uğrayan takozlar kanlarını iyice salacaklar. Birkaç gün kabın dibinde biriken kan ve su dökülerek kuru kalması sağlanacak. Yaklaşık 15 gün sonra takozlardan birini alıp, derisini keskin bir bıçak yardımıyla sıyırıp, kemik ve kılçıklarından arındırıp, zevkinize göre ince yada kalın porsiyonlar halinde dilimleyip, beyaz bir yabağa koyup, üzerine sızma zeytinyağ gezdirip, 1 duble aslan sütü ile midenize indirip kendi yaptığını lakerda ile övünmeniz elinizde.
Ama yok ben bu kadar uğraşmayayım yok mu bunun kolay yolu diyorsanız bir kolay yolu var.
Balığı dilimleyin kan ilik ve sinirini aynı yöntemle temizleyin cam kavanoza üstüste dizin su doldurup buzdolabına koyun. Ertesi gün suyun kanlandığını göreceksiniz, suyunu değiştirip tekrar dolaba koyun. Bir hafta kadar bu işleme devam edip sonra 1 litre suya 100 gram tuz hesabıyla tuzlu su hazırlayıp dilimleri kavanoza dizerek buzdolabına koyun 5-6 gün sonra afiyetle yeyin.
Her iki yöntemde de balık etinin yumuşak diri, tuzsuz, esas lezzetinde, açık renk, kokusuz olması durumunda bu işi başarmış sayılırsınız.

Sokaktaki çocuklarımız

kopanisti | 16 December 2006 10:07

Yazın iyi oluyordu çimlerin üzerinde denizin meltemini, ayın ışığını alarak uyumak da kışın fena üşütüyordu. Otelin önündeki havalandırma penceresi kaldırım dibindeydi ve çamaşırhanedeki kazanların buharı buradan dışarıya veriliyordu. Önünden geçerken bazen deterjanın acı, bazen de yumuşatıcının hoş kokusunu hissediliyordu. Soğuk kış geceleri uyumak ve üşümemek için ideal bir yerdi. Sıcak sıcak buhar önünde üşümeden sabahı etmek ama yine de sokağın gece tehlikesine karşı birbirlerine sarılarak uyuyorlardı.
Yağmurlu havalar haricinde her sabah işine yürüyerek giderdi, yolunun tam yarısıydı otelin önü ve oradan karşıya geçer deniz havasını alarak kordondan yürüyerek ulaşırdı iş yerine.
İşte yine orada uyuyordu çocuklar, yaz gelse de bu dertleri bitse diye düşündürken çocuklardan biri başını kaldırdı soğuk taştan ve yüzüne uykulu uykulu bakarak ”abi çok açız bize para versene gevrek alalım” dedi. Bir an durdu ”gevrek ama bali değil demi” dedi ”valla gevrek abi” dedi çocuk. Elini cebine attı, cebinde kaç parası olduğunu biliyordu, hepsini verirse akşam eve yine yürüyerek dönerdi, öğlen de yemek yemeyiverirdi ne olacak ki. Çocuk ayağa kalkmıştı çıkardı parayı ve çocuğa uzattı ”Al bakalım peynir ve yumurta da alın” diyerek 5 milyonu uzattı ve yürümeye devam etti. Çocuk önce inanamadı ardından bir çığlık atarak arladaşlarını sarsmaya başladı ” kalkın lan o abi 5 milyon verdi, yürüyün” dedi. Karşı kaldırıma geçmişti o esnada ve dönerek koşan çocukları seyretti. Çocukların köşede bekleyen gevrekçiye ulaştıklarını gördü, sevinçten zıpladıklarını gördü. ”Afiyet olsun” dedi içinden ve deniz kenarından yürümeye devam etti.

Deniz insanı

kopanisti | 11 December 2006 13:10

Nasıl bir hayat istersin?
Plazma TV, HD ready
son model araba
kaloriferli ev, lüks beyaz eşya
hazır mutfak, hilton banyo
Yalıkavak’da yazlık, Fransa’da kayak
Markadan kıyafet, restoranda yemek.

Peki ya buna ne dersin?
ufak bir tekne, tek direk
dalga sesleri, rüzgar
Kumsalda uzanmak, gün batımını seyretmek
denizde yüzmek, yağmurda ıslanmak
köy ekmeğinden kahvaltı, denizden ahtapot
rüya olsa gerek

Fasa fiso

kopanisti | 11 December 2006 12:24

Avro mavro
abe mabe
dışişleri içişleri
fasa fiso.