bildirgec.org

hipangel

11 yıl önce üye olmuş, 49 yazı yazmış. 271 yorum yazmış.

KANGURU

hipangel | 15 December 2006 00:01

Ben bir kanguruyum.Tıpkı diğer kangurular gibi ben de fiziksel olarak geriye zıplayamam, yaradılışım bu benim, hep önüme bakmak zorundayım. Önümde de kocaman bir cebim var, dolu; ama siz içindekileri ben göstermeden göremezsiniz; çünkü onlar benim düşüncelerim. İsterseniz bir kısmını size gösterebilirim:

Düşünüyorum da ben çok bencil bir kanguruyum; kendimi düşünmeyip başkalarını düşündüğüm için. Bunun neresi bencillik demeyin; çünkü beni düşünen kangurular da var, tıpkı benim başkalarını düşündüğüm gibi. O zaman ben kendimle ilgilenip her şeyi yoluna sokarsam hem ben mutlu olurum, hem beni düşünenler, hem de benim düşündüklerim- bendeki değişimi görüp ‘isterlerse’ onlar da değişirler.

HESAP VER!

hipangel | 13 December 2006 22:48

Her konuşmamız hayatımız üstüne.
Benim de her yazım hayatlar üstüne.
Peki nedir alıp veremediğimiz hayatla,
Hayatımızla?
Neden uğraşırız kendimizle bu kadar,
Hem de çözümler değil sonuçlara yoğunlaşarak?!
Anlamıyorum, anlamayacağım !
Cevaplar hiçbir zaman tatmin edici olmayacak !
Her zaman ne yaptığın önemli olacak,
Neyin üstesinden geldiğin,
Neye rağmen gülüp mutlu olmayı başarabildiğin !
Ayakta nasıl dimdik durduğun,
Neyi nelere rağmen başardığın önemsenecek !
Çünkü önemli olan sadece bunlar !
Herkes kurban, herkes kaybetmiş,
Herkesin başına acı olaylar gelmiş !
Senin farkın ne peki?
Ne yaptın?!
Pes mi ettin,
Nefret mi ettin,
Vaz mı geçtin,
Küstün mü hayata ve Tanrı’ya;
Yoksa her şeye rağmen,
Hatta kendine rağmen,
Üstesinden mi geldin?
İnat mı ettin, son damlana kadar direndin mi,
”Direnecek bir şey yok ki, hayat bu.”, deyip
Gülüp geçerek mi başardın?
Ne yaptın?!
Söyle bana!
Ne yaptığını hemen söyle bana!
Önce kendine söyle ama!
Önce kendinle yüzleş, kendine hesap ver ve
Karşıma ne yaptığını bilen biri olarak çık!
Şuursuzca yaşayan biri olarak değil!

ÖRÜMCEK KAFALI

hipangel | 13 December 2006 22:39

Hayat bizden bir şeyler götürdü deriz hep.
Oysa karakterimiz değişir sadece.
Bizden bir şeyler götürmez;
Aksine bir şeyler katar.
Bir kapıyı kapatır, bir diğerini açar.
Aslında kapıları kapayan da açan da bizlerizdir;
Ama bunun farkında değilizdir.
Gözlerimizi açıp etrafımızdaki fırsatlara bakmak varken,
Eskiye takılıp, sınırlarımızla kapatırız yeni şansları.
Bunları kaçırdığımızı da farkedip bunlar için pişman oluruz bir de.
Hayatımız, pişmanlıklarımızın toplamı olur.
Her seferinde ”tamam,bu sefer farklı olacak,
Bu sefer gerçekten değiştim.”, deriz;
Ne yazık ki değişen bir şey yoktur.
Sadece kendimize olan güvenimizi ve zamanımızı kaybederiz.
Bunlar da sahip olduğumuz en değerli şeylerdir üstelik.
Kayıplar ve mutsuzluk yeni alışkanlıklarımız olur böylece.
Hepimiz birer örümcek oluruz.
Ama örümcekler kendi ağına yapışmaz.
Bizim farkımızsa,
Kendi ördüğü ağa yapışan ve hareket edemeyen,
Saplanıp kalan örümcekler olmamız olur böylece.
Bile bile örümcek oluruz.
Örümcek oluruz, hem de BİLE BİLE !

ÇEKİRGE

hipangel | 13 December 2006 00:15

Bir zıplarım..
İki zıplarım..
Üçüncüyü de zıplarım..
Dördüncüyü de..
Pes etmem..
Önümdeki kaya ne kadar büyükse, ben de o kadar büyük zıplarım- ta ki kayayı geçene dek.
Önümdeki çamur birikintisi istediği kadar geniş olsun;
Çamura bulansam da geçene kadar zıplarım..
Geriye dönüp geçtiğim zorluklara bakar yanlış da olsalar beni bu noktaya getirdikleri için teşekkür eder, gururlanırım ve önüme bakarım.
Engeller hiç bitmez;
Ama ben onları engel olarak görmem;
Kendimi geliştirmek için yeni bir şans, yeni bir macera, yeni bir keşif olarak görürüm hepsini ve başkalarının ızdırap çekmesinin aksine ben hepsinden büyük keyif alırım başaramasam da.
Başaramamak gibi bir durum yok çünkü.
Kayıp yok.
Son yok.

ARRGH!

hipangel | 12 December 2006 23:42

Hayatında olan biten her şeyin sorumlusu sensin!
Başka hiçkimse değil!
Başkalarını suçlamayı bırak artık!
Biri sana gelip küfür ettiyse bunun suçlusu sensin!
Küfür edeceği ortamı ve hakkı vermeseydin ona!
Daha sonra ahlayıp vahlayıp bunlar neden benim başıma geliyor deme!
Otur oturduğun yerde, çek acını!
En dibe vur!
İnilebilecek en dip yere in!
Acını çek!
Her hücrende hisset bunu, her zerrende!
Ağla, bağır, çağır, isyan et!
Ama başkalarını suçlama!
Hayatındaki her şeyin sorumlusu sensin çünkü!

Seni anlamıyo mu?
Sen bunları haketmiyor musun?
Yanlış mı tanıdı seni?
Bunun için mi ağlıyorsun?!
Neden seni anlamasını sağmaladın,
Seni yanlış tanımasına neden izin verdin?!
Neden şimdi kendi seçimlerin için sızlanıyorsun?!
Boşuna bu gözyaşları!
O senin ağladığını bilmiyor!
Büyük ihtimalle başkasına dokunuyor,
Onu önemsiyor!
Bunları duymak canını yaktı mı,
Başkasıyla hayal edemiyor musun onu?!
Senin değildi ki o,
Kabul et artık bunu kimse kimsenin sahibi değil!
Sen kendine değer vermiyorken,
Nasıl bekledin onun sana değer vermesini?!
Sen kendine saygı duymayıp, kendini sevmezken,
Onun seni sevip saymasını ondan nasıl bekledin?!
Karşımda zavallı birini değil, güçlü birini görmek istiyorum!
Güçlü olmak zo-run-da-sın!
Ağlamakla, geçmişe saplanmakla kaybedecek vaktin yok!
İnadına yaşamalısın, inadına mutlu olmalısın, inadına başarmalısın!
Hemen dik dur, kamburunu düzelt, başını dik tut, sil gözyaşlarını!
Böylesine sevebildiğin için kendinle gurur duy!
Ve unut!
Ve düşünme!
Yapabileceğin tek şey bu!

CEVAPLARI TATMİN ETMEYEN SORULAR

hipangel | 12 December 2006 22:39

Umut, sevgi, güvenin yönetmesi varken,
Neden karamsarlık, acı ve güvensizliğin ellerine
Bile bile bırakır insan kendini?
Kahkahanın yerine neden gözyaşını seçer?
Yeni anılar yaratmak varken eskiye saplanır bu kadar?
Neden sağlam ve dimdik olmaz da
En ufacık şeylerde yara alır,
Huzursuzluk ve ızdıraba bırakır kendini?
Kahraman olmak varken kurbanlığı seçer?
Üretmek yerine tüketmeyi,
Hem de özellikle kendini tüketmeyi
Nasıl göze alır?
Nasıl bir cesarettir bu?
Nasıl bir hayat,
Nasıl bir yalnızlıktır?
Hüzünlenmek, üzülmek, acı ve keder
Uğruna erimeye, yok olmaya değecek kadar güzel mi?
Hayat, geçmişe sıkı sıkı tutunup anılara gömülecek kadar
Basit ve anlamsız mı?
Zaman, oyalanacak kadar değersiz mi?
Hayat, oyalanmak mı?

YILAN

hipangel | 11 December 2006 09:44

Korkmak..
Korkulandan korkmak..
Korkmaktan korkmak..
En sonunda da korkandan korkmak; yani kişinin kendinden korkması..

İnsan zihni çok güçlü
Bunu sen benden daha iyi biliyorsun.
Korkularının gücünü zihninden aldığını biliyor musun?
Böylelikle zihnin seni kontrol ediyor..
İşte bu noktada kendinden; yani zihninden korkuyorsun..
Ama sen zihnin değilsin..
Zihnin senin yarattığın bir şey..

Bir de korkunun zıddı olan bir duygun var..
Gücünü aldığı yer ise kalbin.
Kalbin seni kontrol etti mi zihnin gücünü kaybediyor.
Kalbin daha güçlü..
Sevgin senin en güçlü silahın..
Asıl korkman gereken zihninin seni kontrol etmesi..
Ama kalbinin rehberliğine kendini huzurla bırakabilirsin..
Sevgiden sana zarar gelmez..
Sevgiden kimseye bir zarar gelmez..

TURP

hipangel | 11 December 2006 00:16

Biliyor musun, uçurumdan düşen bir kaya dibe vurduğunu bilir.
Mutsuzdur.
Düştüğünden değil, düşmemeyi istemeyişinden mutsuzdur.
Kurtulmayı istemez; ama arzular.

Ben de çok arzuladım, şuursuzca.
Aradığımı sandığım şeyler
Her zaman bulduğumu sandığım şeylerde
Ya da
Yerlerde olmadı.
Bu benim yanılgımdı.
Hayatım böyle bir yanılgı çemberiydi.
Uçurumdan düşmemeyi bu yüzden istemiyordum.
Tutunamıyordum.
An’ı yaşıyordum.

Biliyor musun,tutunamayanlar an’ı yaşar.
Geçmiş ve geleceklerine tutunamamışlardır çünkü.
Ben de ne hatırlamak ne de ümit etmek istiyordum.

SOLUCAN

hipangel | 09 December 2006 21:27

Lütfen ağlama.
Başımıza gelen olaylar sebepsiz değil.
Daha geniş açıdan bak olaylara.
Yıpratma kendini.

Hadi, duy ama beni…
Biraz daha aşağıya bak, tam ayağının altındayım.
Dur, dikkat et! Üstüme basacaksın.
Oh! Ucuz atlattık.
Bir solucanın ölümüne sebep olacaktın az kalsın.

Ölsem, çok umursamazdın herhalde, altı üstü bir solucan derdin.
Ama biliyor musun, benim yaşayıp ölmem bile çok şey katıyor evrene.
Benim de geliş amacım var – tıpkı senin geliş amacının olduğu gibi.

Gözyaşların, üzüldüğün her kimse, onu geri getirmeyecek ki.
Toparlan artık.
Hadi, kabullen, uyumlu ol doğayla, doğanın yasası bu..

İNŞAAT İŞÇİSİ

hipangel | 09 December 2006 09:39

Hayat..
Kimilerine göre siyah beyaz..
Ya hep ya hiçtir onlar için.
Ya varsındır ya yoksundur.
Ordasındır ya da değilsindir.
Belirsizliğe yer yoktur onların hayatlarında.
Denemek diye bir şey yoktur.
Olmak ya da olmamaktır.

An’da olmaktır.
Geçmiş ve gelecek yoktur onlar için.
Geçmiş ve geleceklerine tutunamayanlar, an’da olurlar.
Geçmişle geleceklerine tutunamamışlardır onlar.
Öncesini ve sonrasını düşünmezler.

İniş ve çıkışları da öyledir onların.
Kötüyse, en kötüdür.
Daha kötüsü yaşanamaz.
Diptedirler.
İyiyse, en iyidir.
Daha iyisi olunamaz.
Çünkü
‘En derin denizlerden doğar en yüce dağlar.’