bildirgec.org

gkhaslan

11 yıl önce üye olmuş, 21 yazı yazmış. 0 yorum yazmış.

Astım Hakkında Bilinmesi Gerekenler

gkhaslan | 23 March 2011 11:14

Astım bir solunum yolu rahatsızlığıdır. Bu hastalık solunum yollarının tıkalı olmasından kaynaklanmaktadır. Akciğer içinde yer alan bronşcuklar iltihaplanma sonucu şişer ve akciğerleri sıkıştırırlar. Bu iltihaplanma neticesinde bronşları çevreleyen zar şişerek nefes darlığına sebep olur. Soluk borusu ve hava yollarının çeşitli maddeler veya sıvılar sonucu tıkanması (balgam v.b.) oluşan solunum yetmezlikleri de astım rahatsızlığına sebep olabilmektedir. Astım günümüzde bir çok insanın sağlığını olumsuz etkileyen hastalıkların başında gelmektedir. İklim ve hava koşullarında ki farklılıklar, atmosfer içinde ki zehirli gazların oranının artması bu tür solunum yolu rahatsızlıklarının çıkmasına zemin hazırlamaktadır. Bulaşıcı bir hastalık olmamasına karşın bu rahatsızlık üzerinde kalıtsal faktörlerin etkisi büyüktür. Bu sebeple aile üyelerinden birinde astım rahatsızlığı tespit edilmişse diğer aile bireylerinin de tetikte olması gerekir sürekli. Sağlık kontröllerini aksatmamalıdırlar.

Kemoterapi Tedavisi

gkhaslan | 22 March 2011 14:44

Kemoterapi, kanser tedavi türlerinden biridir. Bu tedavi yöntemi hastalara ilaçlar kullanılarak uygulanmaktadır. Bu tedavi yönteminin yanında ameliyat ve radyoterapi de diğer kanser tedavi yöntemleri arasındadır. Kemoterapi tek başına bir tedavi yöntemi olabileceği gibi diğer tedavi yöntemleri ile de birlikte uygulanabilmektedir. Kemoterapi ilaçları farklı yöntemlerle hastaya kullandırılabilir.
– Damar yolu ile ilaç verme
– Ağız yolu ile ilaç verme

Pankreas Kanseri Teşhisi ve Tedavisi

gkhaslan | 22 March 2011 13:16

Pankreas vücutta mide ve bağırsakların arasında bulunmaktadır. Bu organın vücutta iki önemli görevi vardır. Bunlar kan şekeri seviyesini ayarlamak ve sindirim sistemine yardımcı olmaktır. Pankreas kanseri genelde 60 yaş üstü erkeklerde görülmektedir. Bu rahatsızlığın bazı belirtileri vardır. Bunları maddeler halinde sıralayalım:
Diyabet
Sarılık
– Karın ve sırt ağrıları
– Kilo kayıpları

Nükleer Enerji

gkhaslan | 20 March 2011 09:24

Nükleer enerji ülkelerin uğruna savaşı bile göze aldıkları günümüzün vazgeçilmez enerji kaynağıdır. Birçok ülke özellikle elektrik ihtiyacını nükleer santrallerden karşılamaktadır. Nükleer santrallerin radyoaktif salınımlar sebebi ile çevresine çok büyük zararlar verdiği görüşü yaygındır. Ancak kurulan nükleer santrallerde gerekli önlemler alındıktan sonra çevreye herhangibir zararının olmadığı görülmüştür.

Tüp Bebek Tedavisi

gkhaslan | 18 March 2011 12:47

Tüp bebek tedavisi günümüzde erkek veya kadın infertilitesi sebebi ile başvurulan çocuk sahibi olma yöntemidir. İnfertilite, evli olan çiftlerin bir yıl boyunca korunma olmaksızın cinsel ilişkiye rağmen gebelik oluşamaması durumudur. Bazı çiftler evlendikleri tarihten itibaren iki veya üç ay geçmesine rağmen gebelik olmaması sebebi ile endişeye kapılırlar. Oysa bu durum endişe yaratılmaması gerektiren bir durumdur.
Kadın veya erkek bireyin sağlığında herhangibir sorun olmaması, gebeliği önleyici hiç bir durumun söz konusu olmadığı durumda her ay için gebelik şansı yüzde yirmidir. Yani bir bakıma gebeliğin oluşması bir mucizedir.

Mısır Piramitleri

gkhaslan | 18 March 2011 10:20

Mısır piramitleri tarihten günümüze kadar gelen en gizimli yapılardır. Mısır’da yüzü aşkın piramit bulunmaktadır. Eski mısırlılar bu yapıları ölümden sonra yaşama inandıkları için hükümdarlarının mezarları olarak kullanma amacı ile yapmışlardır. Piramitlerin inşaasının hangi teknoloji ve imkanlarla yapıldığı, daha doğrusu nasıl yapıldıkları konusunda bir çok araştırma yapılmış ancak hala çözülememiştir.

Türkiye’nin Geleceği Bor Madeni

gkhaslan | 17 March 2011 16:59

Bor bir tür kimyasal elementtir. Dünya’da az miktarda bulunan bor elementi suda çözünürlülük özelliği sayesinde bazı bölgelerde yüksek miktarda bulunabilmektedir. İçeriğinde bazı mineraller vardır. Bu mineraller özellikle boraks ve kernittir. Ülkemizde bu kimyasal mineraller bazı yörelerimizde aşırı şekilde bulunmaktadır. Özellikle bulunduğu yerler Balıkesir, Kütahya ve Eskişehir üçgenidir. Bor alüminyum elementi ile kimyasal olarak aynı sınıfta yer almaktadır. Bu özelliği ile metal bir element olarak düşünülmektedir. Ancak metal olmayan karbon ve silikon elementlerinin de özelliklerini gösterdiği için yarı metal bir element olarak kabul edilmiştir.

Böbrek Taşları Oluşumu ve Tedavisi

gkhaslan | 15 March 2011 19:38

Böbrek taşları böbreklerde ki bazı maddelerin birikerek burada katılaşması sonucu oluşan bir rahatsızlıktır. Bu maddeler kalsiyum, kalsiyum fosfat, ürik asit ve birçok kimyasal maddeden oluşabilir. Bu rahatsızlığın su tüketiminin az olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Yaz aylarında artan hava sıcaklıkları böbrek taşlarının oluşumun daha fazla olduğu dönemlerdir. Bu dönenmlerde su tüketimine dikkat edilmesi gerekmektedir. Sağlıklı bir insan günde 2 litre su tüketmelidir. Su tüketiminin azaldığı durumlarda ya da vücutta ki sıvı miktarının terleme, ishal gibi sebepler ile düştüğü durumlarda idrarda daha yoğun kimyasal bulunacak ve bu kimyasallar böbreklerden daha az süzülecektir. Bir miktarı süzülemeyen bu maddeler böbreklerde birikerek zamanla kristalleşecektir. Bu rahatsızlık erkeklerde daha fazla görülmektedir. Bayanlarda yapılan yanlış diyet uygulamaları veya çeşitli hastalıklar sonucu oluşabilmektedir. Böbreklerde ki taşlar aşırı ağrı yaratabilecek türden oldukları gibi çok az ya da hiç ağrı yaratmayabilirlede. Bu taşların bir çoğu zamanla böbreklerden düşerek vücuttan atılabilmektedir. Bazıları ise vücuttan atılamamaktadır. Bunun teşhisi hekim tarafından yapılmakta ve bazı tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. İlk olarak IVP filmi çektirilmektedir. Böbrek taşlarının yapısı yeri tam olarak anlaşılmaktadır. Günümüzün ilerlemiş teknolojisinde tedavi yöntemi olarak cerrahi yönteme çok az başvurulmaktadır. Bunun dışında taş kırma ve üreteroskopi yöntemleri daha sık uygulanmaktadır.

Rönesans

gkhaslan | 15 March 2011 15:28

Rönesans 14.-15. yüzyıllar arasında İtalya’da bilim ve sanat alanında oluşan değişimler ve gelişimlerdir. Bu dönemde birçok alanda gelişmeler olmuştur. Yeni akımın oluşumuna zemin hazırlayan bir çok olay yaşanmıştır. Bilim adamları İstanbul’un fethi ile birlikte İtalya’ya göç etmişlerdir. Bu göçlerin yanında Kuzey Avrupa toplulukları Avrupa’nın iç kesimlerine kadar gelerek buranın yerli halkı üzerinde ezici etki yaratmıştır. Bu dönemde coğrafi keşifler olmuştur. Bu keşifler sonucunda zenginleşen bir kesim ortaya çıkmıştır. Burjuva sınıfı olarak adlandırılan bu kesim sanata ve bilime önem vermiştir. Birçok tarihi eser bu dönemde ilgi odağı olmuştur. Arap ve Roma eserleri olan bu yapıtlar önceden Arapça’ya çevrilmiş ve bu değerli eserler tercüme yolu ile tekrar sanat ve bilime kazandırılmıştır.
Bu gelişmelerin sonucunda Avrupa derinden etkilenmiş ve bir çok modern yeni dünya görüşü ortaya çıkmıştır. Başta, dönemin otokratik skolastik kilise görüşü derinden sarsılmıştır. Artık kilisenin itibarı kalmamıştır. Böylece kilisenin halk üzerinde ki etkisi azalmıştır. Bu dönem hümanizm üzerine yoğunlaşmıştır. Bilimsel görüş ön plana çıkmış ve bunun sonucunda da birçok bilimsel gelişme kaydedilmiştir. Bu akım Avrupa’nın birçok alanda gelişmesini sağlamıştır. Bu dönemin önemli gelişmelerinden biri de matbaanın bulunmasıdır. Matbaanın bulunmasıyla bir çok özgün eser yayınlanmış ve geniş kesimlere ulaşmıştır. Sanata ilgi duyan bir sınıf oluşmuştır.

Tsunami Felaketi

gkhaslan | 15 March 2011 09:36

Tsunami, açık okyanusların ya da denizlerin tabanlarında tektonik olaylar sebebiyle meydana gelen depremlerin sebep olduğu boyları metrelerce yüksekliklere varabilen dev dalgaların yaratmış olduğu doğal felaketlerdir. Tsunami esnasında deniz dalgaları su zerreciklerinin sürüklenmesi sonucu hareket kazanır. Okyanusların iç kesimlerinde etkileri, varlıkları pek fark edilmezken, kıyı şeritlerine yakın bölgelerde oluştuklarında çok tehlikeli olmaktadırlar. Bu tür felaketleri tayfun, çığ, sel gibi doğal afetler gibi düşünmek gerektir. Çünkü bu doğal afetlerin sebep olduğu dev dalgaların boyları 30 metre civarında olabilmektedir.
Tsunami oluştuğu anda kıyıya vuran dalgalar hafiftir. İlk dalgalar fazla önemsenmez. Ancak sonra ki dalgalar şiddetini arttırır. Anormal su yükselmeleri tsunaminin ilk safhalarını oluşturur ve ilk belirtilerdir.