bildirgec.org

astral

11 yıl önce üye olmuş, 262 yazı yazmış. 308 yorum yazmış.

Ah, yanılmışım…

astral | 24 June 2008 11:14

İşten eve dönmek zor geldi. Yalnız, soğuk. Sanki beni daha önceden biri bekliyordu da, ne komik bu durum. Niye şimdi zor geliyorsa? ‘Ben ağladığımda yanımda olmayan, iyi günümde neden olsun?’ diye hatırlatıyorum kendime, hatırlatıyorum, tekrar hatırlatıyorum…

Nefret ediyorum, insanların ‘Hayatında biri yok mu? diye sormalarından. Sanki her daim bir aşk mevzusu olması gerekiyor gibi. Ne anlamsız bir durumdur bu! Bir de, yanıtın ardından yüzlerinde takınılan mimik aynıdır: ‘Ne boş bir hayat, ne yapıyorsun, sıkılmıyor musun?’ bunu suratlarından okuyabiliyorsun, hiç değişmiyor… Ne enteresan, hayatın temel amacı bu gibi…

diler…

astral | 23 June 2008 16:22

Aşk bitti. ‘Bitmese, ben biteceğim. Ruh hastası olma yolunda ilerlediğimi fark ettim. Onunlayken de ağlıyorsam, ne anlamı var ki…’ diye geçirirken içinden şu hiç unutmadığı laf kazınır beynine:

‘En acıtıcı olan her zaman sevgilin varken sevgi ihtiyacı duymandır. Sevgilin yokken yalnızlık bu denli koymaz.’

İlgisizlik, öldürücüdür. Sessizlik; tokattan, ihanetten, terk edilmekten daha ağır gelir. Bu saydıklarım soğumayı getirir, işi kolaylaştırır. Lanet olsun dersin; için acır, acır; ama biter. Bu kadar.

Sessizlik öldürücüdür. Soğuk telefon konuşmaları öldürücüdür. Hele her şey normalmiş gibi davranmak, asıl zıvanadan çıkaran edim olur. Sevdiğini söylemeyen bir adam, sevginin göstergesi olarak ilişkinin devam etmesini sunar. Ki, ne yazık ki, ona göre bu yeterlidir.

Küçük, minicik puştluklar ve kimi karşılaşmalar, hafif şaşkınlıkları

astral | 26 February 2008 21:23

Pantolan deniyorum mağzanın birinde. Düşük bel, siyah, dar paça.

Giydim ama muallakta kaldım, tezgahtara sormak istedim.

E, tabii, yanımda kardeşim, arkadaşım yok, ya alacapım ya almayacağım. Oldu mu olmaz mı mevzusu kolay değil. Velhasıl, şöyle bir dönüverdim, görüşünü almak için elemanın; tabii bu arada belimin alt tarafında boylu boyunca uzanan bronz tenim açıkta kalarak- üzerimdeki bluzde kısaydı- dövmem açıkta kaldı.

MODİFİYE HAYATLAR

astral | 21 February 2008 18:01

MODİFİYE HAYATLAR

Bir ömür. Hiç bulamadığım adam, hiç bulamadığım kadın.

Kaybolmuşuz birbirimizin içinde.

Birbirimizi HİÇ anlamadan birbirimizin içinden geçmişiz. Birbirimiz bitirmişiz.

Kendimiz bitmişiz. Ömrümüz- ömrüm geçti. Elim-izde hiç bir şey yok. YOK.

nedir bu? Neyi arıyoruz?

Kaybolduğumuz yollarda kendimizi bulsak kaybettiklerimize DEĞER diyeceğim.

Ne kaldı? Pinhani’nin dediği gibi ne kaldı kalabalıktan?? Kim?

Tortu sadece. Kalıntı. Boudrillard’ın dediği gibi sadece kalıntıdan ibaret yaşadıklarımız. Anlama ulaşamadan modifiye edilmiş zırhlı hayatlarımızda kendimizi kaybederken, kazanacağımıza geriye kalan yalnız, kalıntı oluyor şimdilerde.

lâf

astral | 20 February 2008 14:44

‘Lafla adam olunsaydı, en erdemli insanlar politikacılar olurdu.’

dedim. Özel’in olsaydım, mücadele ederdin, sahiplenirdin, benim seni sahiplendiğim gibi. Kızıyorum hem sana hem bana. En çok da, kendime.

Sana kızıyorum sahiplenmediğin için. Kendime kızıyorum, seni sevdiğim, düşündüğüm, aradığım, özlediğim için…

Ev bomboş geldiği için. Alışmakta zorlandığım için. 4 ay öncesine dönmeyi isteyip de zorlandığım için. Antidepresan almadan gün geçiremediğim için.

olumlu enerjinizi gönderin

astral | 26 November 2007 14:31

Bir arkadaşım dan diye kalp krizi geçirdi. Ardından da beyin kanaması…

durup dururken. 82 doğumlu ve hiçbir sağlık sorunu yokken. şimdi yaşamla mücadele ediyor.

olumlu enerjinizi gönderin ona. yaşamasını dileyelim. ruhunu vermesin, mücadele etsin. doktorlar umut yok demişler; fakat bilirim ki, umut her zaman olabilir.

ankara’da zincirleme trafik kazasında pres olan arabayı gördüm ve sadece yaralanmış o arabadakiler, o kadar…

dua edin. istanbul’da bir Can, yaşasın… enerjinizi gönderin ona. burada kalsın..

Çaresiz miyiz, neden susuyoruz? Kaç askerimiz ölecek daha? Nasıl kuruldu bu vatan??

astral | 21 October 2007 14:35

Daha kaç askerimiz ölecek? Neden hiç birşey yapmadan bekliyoruz…

Boğazım düğümlendi sabah haberleri öğrendikten sonra. Çaresiz miyiz elimiz kolumuz bağlı oturuyoruz!!?

Çok sinirliyim, çok! Kalbim ağrıyor gene, bunların yüzünden.

Kendi aramızda bıdı bıdı yaptığımızla kalıyoruz. Şahsiyetli, ne yaptığını bilen, kararlı, istikrarlı bir politik duruşumuz olmalı ve taviz vermemeliyiz.

İçim yanıyor, anlamıyorum nasıl susabiliyoruz? Nasıl kurtarıldı, sahip olundu bu vatana? Şimdi üçlü beşli habire götürüyorlar insanımızı!!!

kafayı yiyen kedim!!

astral | 25 August 2007 23:48

Kafayı yedi. Birden bire. Yaklaşık 3 ay önce başladı. Dan diye. Ortalığa durup dururken işemeler… özellikle ben evdeyken, benim görebileceğim hemen yakın mekanlara. Daha çok sevdim, kumuna götürdüm. En sonunda hatunda aldım. Gelip geçenler kafi olmadı çünkü az önce şaşkınlıklar içinde kaldım.

Birden bir ses, şırrr!

Aman allahım dedim. Şoktayım. Kütüphanemden aşağı bir şey akıyor. Kedi yok ortalıkta, bu ne o zaman. İşemiş kaçmış. Kitaplarım gitti. Attım çöpe. Gece vakti. Deterjanlar, köpükler bütün evi temizledim bu şerefsizin yüzünden. Bir koku var lakin. Nasıl keskin. Çıldıracağım. Bir de baktım. Kanepede kaka!!

aikidoyu keşif

astral | 25 August 2007 23:30

Arkadaşlar, Aikidoya başlamış bulunmaktayım. Umduğum gibi süper geçti. Türkiye’de en iyi beş hocadan birinden özel ders alıyorum. Adam atıyor mu diye araştırdım, şimdilik doğru görünüyor.

Oldukça estetik bir spor. Bir de hoca nasıl deneyimli. Ben o kadar estetik değilim diye çekindim, yapamam diye çekindim. Öyle olmadı diyebiliriz. Hareketleri ilk ders olmasını göz önünde bulundurursak yaptık.

Üstelik sakatlanmadan) Bileğim biraz acıdı, onu da söylemem lazım. Heyecanlandım ama selam veriyorsun, Japonca terimler var. sürekli doğu felsefesini anlatıyor bana. İşin öz’ünü.

üsluba kim dikkat ediyor

astral | 01 June 2007 19:19

Ortalık, nasıl bir üslup kullanacağını bilmeyen salaklarla dolu. İşin daha beteri, salak olmayıp da üsluplarına dikkat etmemeleri. Ah, ne enteresan hala bir de kendilerini haklı görmeleri ve hiçbir şeyin farkında olmamaları.

Üslup öyle bir şey ki, hayatın ayrıntısı. Fakat kişiyi belli eden bir gölge. Pandoranın kutusu. Kişiye hatasını anlatman için ilk önce sorunu görmesi lazım. Peki, akvaryum ya da okyanus, bilmeyen için fark eder mi? Bu da böyle. Üslubunda yanlışlık olduğunu düşünmüyorsa senin tepkini yadırgayacak elbette. Ah, hayat. Ayrıntıların dahi ne uğraştırıyor ve gereksiz zaman alıyor …