bildirgec.org

alternative4

11 yıl önce üye olmuş, 34 yazı yazmış. 0 yorum yazmış.

ha? ne? başlık?

alternative4 | 12 March 2005 08:36

[worst-case] scenario: chapter 1 çarp-stage 1 çarp-stage 2 çarp-stage 3 chapter 2 aş-stage 1 aş-stage 2 aş-stage 3

[a mid-winter night’s] summary: 1 – 4- 7 – 3 – 2 – 10 – 3 & 4 – 10 – 3 – 0 – 0 – 0

[just] an after-thought: anne, disclaimer’larımı hangi bavula koymuştun?

[somehow] overall: aradığınız errör verecek kişiye şu an ulaşılamıyor, lütfen daha sonra tekrar arayınız.

[the final] conclusion: kafama…. evet, kafama. röargh.

döndük.

alternative4 | 11 March 2005 05:46

Otobusu kacirdim. Bir sonraki sefere kadar beklerken bos bos gezinmeye basladim. Onume cin mahallesi denk geldi, dusunmeden daldim. ironik bir tesadufle “Serendipity” adli fusion restaurantta oturup vakit gecirdim. Sonra otobuse bindim. Yanimdaki battaniyesinin altinda usudugume tamamen kayitsiz uyurken ben de iyice cama yapisip, oyle seyrettim gelip gecen goruntuleri. yine ironik bir sekilde “492 Cups to China” fon olmaya baslamisken gidip gelen dusuncelere, yol boyu ruzgarda savrulan sazliklara baktim, cocuklugumun camurlu topraklarina deger gibi oldu ayaklarim, urperdim, iyice cektim bacaklarimi kendime. Her zamanki gibi kamyonlarin ustlerine ve yoldaki tabelalara takildi gozum, her birine typographic kritik verdim sanki lazimmis gibi. hafta basinda tekrar bir yigin isin, gereksizligin ve karmasanin arasina dusecegimi bildigimden ilk durakta inip geriye donmek fikri kemirmeye basladi beynimi. Olmazdi biliyordum, yine de neden olmayacagini aciklamak geregi duydum kendime bir sure. Kac zaman once birinin ettigi “Gencsin, daha yavastan al, daha agir agir gecir zamani ve ne yaparsan yap sakin aceleye getirme” nasihati geldi aklima, hemen kovdum. Sonra, Baltimore’u dusundum. kendimi de hayatimi da butun Istanbul resimlerinden cikarttigimi. kuculttugumu adimin son harfini. “pause-rewind-erase” ile olmasi gereken yerde, olmasini istedigimden belki cok alakasiz bir sekilde suren giden yasamimi. Bu “yersizlik”ten artik gocunmayisimi. “neyse o”nun olusunu. sonra bir suskunluk oldu, firsattan istifade ettim. dedim ki “kizdiniz, siz hakliydiniz, artik size gerek yok”. artik ancak bir kahve fali kadarsiniz. Ki icimden sehirler gecmeyi de birakti kac zamandir. Simdi ne zaman esse kalkip gidiyorum herhangi bir yere, gozlerimden tabelalar, ellerimden biletler geciyor ama hicbiri ozel bir sey ifade etmiyor. asal sayi hesabi yasiyorum, birden ve kendimden baska bolenim yok. I-95’a ilerliyor o sirada otobus yavas yavas, suyu goruyorum uzaktan. Yerde bir sise yuvarlaniyor, bir de kus surusu havalaniyor yolun karsi tarafindan. Goz kapaklarim agirlasiyor git gide, sessizlesiyor kafamin ici. iste uyku, en sonunda. Iste… bu gitmeler guzel, guzel olmasina da.. su donusler yok mu, onlar cok koyuyor insana. Hani her yer birbirine benzemediginden de degil ama.. elbet var bir duyarlilik hala icimde bi kenarda.. ondandir olsa olsa. – koyuyor tabii, yanlis miyim cevat abi? – ne munasebet benjamin’ciim, kodu mu oturtuyor zira.

gittik.

alternative4 | 05 March 2005 15:48

afakanlarin bastikca bastirdigi, resmen kendimle ne yapacagimi sasirdigim bir zamanda, yasam destek unitesine kapagi atarcasina philadelphia’ya kaciyorum. yogun bir agac-cicek-bocek silsilesi icinde bol raki, bol nargile, bol muhabbet, bol jam session esliginde huzura kavusucam birkac gun. arada gorulecek dali sergisi de cabasi. hizir acil gibi yetistin yine gozunu sevdigimin spring break’i… – bu otobus biletlerinin parasi kicimizda patlamasin sonra cevat abi? – baslatma simdi biletinden, parasindan benjamin! bavulu al cikiyoruz. – peki abi.

nekibu? [strikes back]

alternative4 | 04 March 2005 01:55

ben donuyorum, gozlerimse yaniyor. camlardan devamli soguk giriyor eve. tatile sadece 1 gun uzaktayim, dayanabilirim, evet evet dayanirim. su son 24 saat icinde o kadar cok olay oldu ki, nerdeyim, ne yapiyorum hicbirseyi algilayamiyorum. new york’tan telefon geldi, gelemiyormus. cok mesgul ve onemli bir insan tabii artik. nereden nereye.. ne bicim bir dunyada yasadigimi yukaridaki tekrar gozume sokma ihtiyaci duydu bugun nedense. beynim de soru isaretlerinin isgali altinda.. telefonda adam oldurebilseydim kac yilima patlardi? sandalyeye tirmansam duser miyim dengemi kaybedip? uyusam donarak olur muyum? insanlar neden bu kadar “evil”? neden bu lanet sehirde siyahlar butun beyazlardan olumune nefret ediyor? bu borclar nasil odenecek? komsuma ne haller oldu, kafasina birden saksi mi dustu? o neden gelmiyor? neden philly’e otobus biletleri bu kadar pahali? komsular djembe’nin gurultusune polis cagirir mi? hocalar kiclarini yalatmaktan neden sadistce bir zevk aliyorlar? neden kati devamlilik zorunlulugu var bu lanet okulda? argh. bende bir errör var benden içerü.. – cevat abi ben bi ölüp geliyorum. – iki rekat bi sktr git benjamin. – peki abi.

psychedelic(!) nights in b-more [v1.0]

alternative4 | 03 March 2005 08:54

kahveyi koydum, ev yine antartika’dan kutle halinde kopmus gibi. dus almak fikri de gercekten korkutucu bi tabii. “keske kursun gecirmez olsa idim” diye buyuruyor thom beyefendi fonda, katiliyorum zira kendilerine. biraz evvel ressam bir arkadasla uzun bir sure boyunca “contemporary art” ustune gecen hararetli bir tartismayi sonlandirdim. ve gun icinde gordugum butun sanat(!) eserlerinin toplami karsinda okkalisindan bir “ooeeehh” deme istegi icindeyim. ya da o arkadasa dedigim gibi: “people have fucking issues, man”. gerci o da “everybody has issues here” seklinde cevap verdi. “eyvallah” dedim turkce, bos bos bakti yuzume. “nevermind” dedim, devam ettik studyolarini gezmeye yeni yetme sanat okulu cocuklarinin.. simdi dusunuyorum da.. sanat ne? burasi ne bicim bi yer? ben kimim? neler oluyor? ugh?!.. tabii bu vucudumun turlu bolgelerini kaplamakta bulunan bir takim yazilarin yan etkisi de olabilir. niye oradalar? “conceptual composition” videom icin. cunku “hersey sanat icin”! bugun gordugum o studyolarin tumune birer not birakmak istedim.. “hepimizi kandiriyorlar ey insanlar! hicbirimiz hicbiryere gelemiycez bunlarla! kiminiz yuzunu gozunu boyayip performance yapiyor, kiminiz kafasi kopmus kucuk bebekleri barbie evlerine yerlestiriyor.. da ne oluyor? inanin bizi kimse ama hickimse s.kine takmiyor!” neise.. ben gidip dusumu alicam, derimi kaplayan su yazilardan kurtulucam. kahvemi icip, hic bitmeyecek bir geceye ve onun uzantisi olan boktan bir gune baslicam [“work, work, wooork” cunku] saykedeliriyorum, viyviy yakiniyorum mutemadiyen. oh.

errör 00000000007 [milenyum edişın]

alternative4 | 01 March 2005 18:09

kendimi sert bir cisim ile kafama kafama vurmak suretiyle devre disi birakmak istiyorum sevgili okuyucu! sen tut gecen gece okul binalari kar nedeniyle kapali oldugu icin calismayan bi laptopla saatlerce kasip client gorusmesi icin pp presentation hazirla, her bir kelimeyi kafanda tasarla, aslanim kaplanim kasliyim roaah diye kendini motive et.. sonra…. client(lar) malin allahi ciksin! bi de heriflerin onunde dilin tutulsun stressten, dogru duzgun konusama! ustune onca emek harcadigin tasarim ve her detayini mukemmel planladigin konsept, sen alik gibi duzgun sunamadigin icin 2 dakika icinde heba olsun gitsin! ve suresini en az 15 dakika planladigin sunum toplam 3 dakikada bitsin! tabii senin “kesin kazandim abi, havada karada” gozuyle baktigin yarisma nevisi de munasip bir tarafina kaciversin!.. bulundugum noktadan [bu bina, bu okul, bu sehir, bu ulke] ivme kazanarak uzaklasmak istiyorum acilen, taa ki galapagos adalarinda kiyiya vurana kadar..

errör 006

alternative4 | 28 February 2005 14:33

insanlarin gercek hayatta olamadiklari herseyi sanal ortamlarda vucuda getirme cabasi nedir ya? simdi olay su ki; bu sanal alter-ego uzantilari mi cok aciz durumda yoksa benim gibi dusunenler mi psikopat? acikcasi gercek hayatta kendimi olmak istedigim gibi gostermekte hicbir zaman zorlanmadim. bu kimilerine gore “pazarlama kabiliyeti”dir, kimilerine gore de “oldugun gibi gorun, gorun gibi ol”.. ki mevzubahis konu bu degildir zaten. asil mesele insan aklinin oyun hamuru yapisi tasidigidir. daha aciklayici olmak gerekirse; kisi ancak karsisindakinin aklinda sekillendigi kadardir, ne daha fazla ne daha az. bu sekillendirme hadisesini de bazi istisnalar disinda yine kisinin kendi davranislari, dusunceleri, yansittiklari gerceklestirir buyuk oranla. durum boyle iken, sizi henuz yeni tanimaya baslamis olan insanlar korunaksizdir cogunlukla soyleyeceklerinizin yalan payi karsisinda. iste buyrun, size mukemmel bir oyun hamuru. bundan sonra ne kadar durust davranacaginiz tamamen sizin elinizdedir, ister surreal bir ikinci kisilik yaratip bunu surdurun interaksiyon suresi izin verdigince, isterseniz dumduz en dogal halinizi gosterin karsinizdakine. konuyu giriste ettigim fergana baglarsam; gercek hayatta yapmasi bu kadar kolay olan bir ikinci kisiligi vucuda getirme eylemini neden insanlar ozellikle ve ozellikle sanal dunyadan gerceklestirme cabasinda? artik deviantart’a, eksi sozluge ve turevlerine, bilimum friend network site’lara, online journal’lara ve daha nicelerine baktikca resmen urperiyorum.. nedir bu alter-ego patlamasi? ortalik “bana bakin, haberiniz yok oluyorum, bana bakin diyoruuum” mesaji kaygisi tasiyan melankoli buhranlarindan ve sozum ona “asigim ben dunyalari yakarim ulan / omur boyu kadim dostum” prototipli sevgi sellerinden vicik vicik olmus. midem bulaniyor bulanmasina da, kendini asip orgazm olan insan hesabi bunlari takip etmeyi de birakmiyorum. ve benim gibi niceleri oldugunu da biliyorum. ancak nereye kadardir bunun sonu? simdi biri cikip da, “ne oldu kuzum, kucukken amcalarin insaatta cyber’ina mi ugradin?” diyecek olursa [ki olmamasini tercih etme hakkimi sakli tutuyorum] “ne munasebet, sozumun ozu sadece sudur ki, ben gercek hayatta alter-ego’larini vucuda getirerek senelerce insanlari parmaklarinda oynatmis kisiler tanidim ve inanin hic zor olmadi bunu yapmalari da. oyleyse neden sanal? madem cift kisilik patlamasi yasiyorsunuz, buyrun iste size 6 milyar insan, -hadi 6 milyarin 6’si olmasa da- iste size 5.9 milyar miktarinda bir oyun hamuru yigini. yogurun yogurabildiginizce, cenelere kuvvet..

errör 005

alternative4 | 27 February 2005 08:01

suratima yapismis olan bu salak gulumseme.. security’e gulumse, yolda gorduklerine gulumse, client’a gulumse, okulda gorduklerine gulumse, hocalara gulumse, komsulara gulumse, kasiyere gulumse, shuttle driver’a gulumse, ona gulumse, buna gulumse.. agzim hafifce egriliveriyor sadece. bir kavisle bir insan “tavlamak” bu kadar kolay mi?! gulumsuyorum mutemadiyen.. hep ayni salak, “generic” gulumsemeyle. ve her gunun sonunda bir kez daha gulumsuyorum kendime aynada. nasil da adapte oldu yuz kaslarim bu duzene. tebrik ediyorum kendimi. aferin bana.

gulumsemenin krali Cheshire Cat ne demisti “would you tell me, please, which way I ought to go from here” diye soran Alice’e? “that depends a good deal on where you want to get to” Alice ne demisti bunun ustune? “I don’t much care where..” peki kedi ne cevap vermisti? “then it doesn’t matter which way you go” ancak “..so long as I get SOMEWHERE” diye eklemisti Alice alelacele. kediyse soyle soylemisti: “oh, you’re sure to do that, if you only walk long enough”

errör 004

alternative4 | 24 February 2005 11:01

[brek, brek] dikkat dikkat, bu bir “fuck up” bildirgesidir. deneme 1-2-3. [brek, brek] yukaridaki, sesim geliyor mu? [tamam]

bu biiir (1): i hate my laptop i hate my laptop i hate my laptop i hate my laptop i hate my laptop i hate my laptop i hate my laptop i hate my laptop i hate my laptop i hate my laptop i hate my laptop i hate my laptop i hate my laptop i hate my laptop i hate my laptop i hate my laptop i hate my laptop i hate my laptop i hate my laptop i hate my laptop i hate my laptop i hate my laptop i hate my laptop i hate my laptop i hate my laptop i hate my laptop i hate my laptop i hate my laptop [tamam] bu ikiii (2): i hate pop ups i hate pop ups i hate pop ups i hate pop ups i hate pop ups i hate pop ups i hate pop ups i hate pop ups i hate pop ups i hate pop ups i hate pop ups i hate pop ups i hate pop ups i hate pop ups i hate pop ups i hate pop ups i hate pop ups i hate pop ups i hate pop ups i hate pop ups i hate pop ups i hate pop ups i hate pop ups i hate pop ups i hate pop ups i hate pop ups i hate pop ups i hate pop ups i hate pop ups i hate pop ups i hate pop ups i hate pop ups [tamam] bu uuuc (3): i hate hotmail i hate hotmail i hate hotmail i hate hotmail i hate hotmail i hate hotmail i hate hotmail i hate hotmail i hate hotmail i hate hotmail i hate hotmail i hate hotmail i hate hotmail i hate hotmail i hate hotmail i hate hotmail i hate hotmail i hate hotmail i hate hotmail i hate hotmail i hate hotmail i hate hotmail i hate hotmail i hate hotmail i hate hotmail i hate hotmail i hate hotmail i hate hotmail i hate hotmail i hate hotmail i hate hotmail i hate hotmail [tamam] … bu gece de dedim: “or maybe I’m just fucked up”. olabilir, kabulumdur. gozume sokma. [tamam]acilen “reverse background mode”dan cikmayi talep ediyor, uykuya dair tum haklarimin iadesini istiyorum. [tamam]