bildirgec.org

Site arşivi: sinepil

Love in the Time of Cholera (2007)

adamyus | 20 April 2008 20:45

Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Gabriel Garcia Márquez’in Love in the Time of Cholera / Kolera Günlerinde Aşk romanından uyarlanmış ama kitaptaki başarıyı sinema perdesine aktaramamış bir film.
Javier Bardem’in başarılı oyunculuğu bile filmi kurtarmaya yetmemiş. Filmdeki abartılı romantizm, bu türden hoşlananların bile midesine ağrı girmesine sebep olacak düzeyde… Unax Ugalde, Florentino Ariza karakterinin genç halini canlandırırken, onun sonsuz aşkı Fermina Urbino’yu Giovanna Mezzogiornocanlandırıyor. Unax Ugalde, yaşlanıp Javier Bardem’e dönüşmesi sırasında hızlı bir yaşlanma evresi geçirirken sevgilisinin bir gram değişmemesi biraz komik. Gerçi bu yoğunlukta bir aşkın insanı çabuk çökertebileceğini göz önünde bulundurmak gerek. ( Bana pek inandırıcı gelmedi ama yoruma açık )
Yönetmeni Mike Newell 2009 yılında karşımıza ünlü bilgisayar oyunu Prince of Persia’nın sinema uyarlaması ile çıkacak. Umarım bu uyarlamada daha başarılı bir performans sergiler, çünkü Prince of Persia birçok kişi için nostaljik ve bir o kadarda değerli bir oyundur.

Mutlu Ol! Bu Bir Emirdir.

hoodly | 20 April 2008 19:24

Sinan Çetin‘den Cumhuriyetin ilk dönemlerinde Halk Türküsünün yasaklanması ve batılı müziğin insanlara empoze edilmeye çalışmasına karşı çok güzel kısa bir film. Güldürürken düşündüren çok güzel bir kısa film. İzlediğinize pişman olmayacağınıza eminim.

Buz Devri 3 Geliyor

runnaal | 20 April 2008 15:34

ice age 3
ice age 3

Herkesin izlemekten keyif aldıgı, özellikle buz devri 1 ile herkesi kendine hayran bırakan animasyon filminin 3. cekiliyor. Gösterim tarihi imbd‘de 1 Temmuz 2009 olarak belirtilmiş bir de fragman eklenmiş ilk iki filmde oldugu gibi bu filmde sincabın Fındık sevdasyıla başlıyor…Fragman için burdan daha fazlası için burdan....

Snatch (2000)

veyselkeles | 20 April 2008 11:38

Snatch‘i izlemediyseniz, bir an önce izleyip onu hak ettiği koltuğa koymalısınız. Yönetmen Guy Ritchie’nin ellerine sağlık bizler için unutulmazlar arasına girmeyi hak eden bir başyapıt yaratmış.
Başrollerinde Brad Pitt, Jason Statham, Vinnie Jones gibi kendilerini kanıtlamış oyuncuların bulunması apayrı bir hava katmış filme. Hatta öyle ki, filmdeki oyuncuların performansından etkilenen bir sinemasever filmin belli bir başrol oyuncusunun olmadığını, türünün dahi belli olmadığını iddia etmiş. Ama hakkını yememiş, ironik bir yolla yapmış yorumunu ve olağanüstü bir film olduğunu da eklemiş. Bir bakıma haklı da. Hangi siteye baksam filmi farklı kategoriler altında listelenmiş olarak buluyorum.
Filmin konusununda bahsetmek istemiyorum çünkü izlemeyen arkadaşlar için bence öğrenmemeleri ve filmin sadece olağanüstü bir başyapıt olduğunu bilerek izlemeleri çok daha heyecan verici olacaktır. Brad Pitt’in müthiş bir performansla canlandırmış olduğu karakterden de çok bahsetmek isterdim ama dediğim gibi hiç bir tüyo vermeyeceğim.

Ayrıca “ben konusunu bilmediğim filmi izlemem” diyenleri de buraya buyuralım…

The Good, the Bad and the Ugly – İyi, kötü çirkin (1965)

agurbuz | 20 April 2008 11:38

Sergio Leone ustanın Spagetti western tarzında çektiği üçlemenin “Buono, il brutto, il cattivo, Il” olarakta anılan son filmi diyebiliriz. (filmin orjinal ismidir.)
Konusu ise özetle şöyle:
Vahşi batıda yasadışı yollardan kazandıkları paralar ile hayatlarını sürdüren üç kovboyun eski bir askerin çaldığı altınların peşine düşmeleri, altını ararken amerikan iç savaşının içinde kalmaları ve birbirleri ile olan kıyasıya mücadeleleri.

Film Hakkında:
Müziklerini Ennio Morricone yapmıştır ve film ile özdeşleşmiştir.
Film Amerika’da değil 1965 yılında italya ve ispanya’da çekilmiştir.
Kadın olmayan ender filmlerden dense de doğru değildir. (Otel işleten kadın vs.)
Film boyunca Blonde (Sarışın, Clint Eastwood) takma adıyla yol alan kovboy hiç gerçek adını söylememiştir. (Serinin diğer filmi olan “Bir Avuç Dolar İçin” de bu geçerlidir.)

Dizilerin uçuculuğuna karşın Angels in America’nın sinemasal tadı

lovesredcloud | 19 April 2008 21:19

Al Pacino, Meryl Streep ve Emma Thompson’ın rol aldığı 11 Emmy ödüllü, son yılların hakkında en çok konuşulan dizi filmlerinden ‘Angels in America’, ne dizilere özgü olan uçuşkanlığı barındırıyor ne de günlük yaşantımızın sıradanlığında geziniyor. 6 bölüm olarak dizi film mantığında tasarlanmış olmasına karşın uzun metrajlı çekilmiş bir sinema filmi tadı ve estetiğinde olduğunu izleyen herkes kabul edicektir zaten.

From Hell (Cehennemden Gelen)

cizgisel | 19 April 2008 20:36

Başrollerini Johnny Depp ve Heather Graham’ın paylaştığı sürükleyici bu gerilim filmi olan From Hell,1830’ların Londrasında Whitechaper bölgesinde,10 hafta içerisinde 5 fahişeyi hiç görülmemiş biçimde öldüren Karındeşen Jack’in peşinde koşan dedektifleri anlatıyor. Aynı adlı popüler romandan adapte edilen ve Karındeşen Jack hakkında psikolojik gerilim teması üzerine kurgulu tarihsel bir inceleme olan From Hell İngiltere tarihinin en bilinmez ve korku verici hikayesinin gerçeklerini anlatmayı amaçlıyor. Yönetmenleri:Albert ve Allen Hughes Oyuncular:Johnny Depp, Heather Graham, Ian Holm, Robbie Coltrane, Ian Richardson, Jason Flemyng, Katrin Cartlidge, Terence Harvey, Susan Lynch, Paul Rhys, Lesley Sharp, Estelle Skornik, Nicholas McGaughey,

The Last Legion – Son Lejyoner

BekirJem | 19 April 2008 20:14

Yönetmenliğini Doug Lefler‘ın yaptığı The Last Legion aksiyon, macera ve savaş konulu filmleri sevenler için önerebileceğim yapımlardan birisi.

Filmde özellikle Aurelius rolünü Colin Firth, Ambrosinus rolünü Ben Kingsley, Mira rolünü Aishwarya Rai ve Romulus Augustus rolünü Thomas Sangster canlandırıyor.. Cesur komutan Aurelius, yaşlı bilge rolündeki Ambrosinus, savaşçı özellikleriyle bayan Mira ve on iki yaşındaki sezar Romulus öne çıkan karakterler.

JACOB’S LADDER

huysuzat | 19 April 2008 19:40

İzlendikten sonra unutulması gereken bazı filmler varsa;jacob’s Ladder hiç şüphe yok ki buna iyi bir örnek. Her başarılı gerilim gibi en ilkel ve temel korkumuzdan yakalar bizi. Film boyunca aslında izledigimiz , insan beyninin salt bir gerçeklik olan ölümle mücadelesidir. Apaçık bir gerçeği işaret eder: Dogası geregi kibirli ve hayyata kalmak konusunda uzman benligimiz, ölümle;onu mantıklı ve makul kılan olası ajitasyonların ötesinde yalın bir gerçeklik olarak karşılaştıgında başa çıkamayacaktır, ne yapmamız gerektigini film söyler bize:
“if you’re frightened of dying and you’re holding on you’ll see devils tearing your life away,
if you’ve made your peace then the devils are really angels freeing you from the earth…”

Bire bir tercümenin dışında bu ,şu demek:
“eger ölümden korkar ve hayata tutunmaya çalışırsak heryerde hayatımızı elimizden almaya çalışan şeytanları görürüz.oysa onunla uzlaşırşak ,şeytanlar bizi dünyadan kurtarmaya çalışan meleklere dönüşür.”

Zombie Strippers

exlucifer | 19 April 2008 15:24

Senarist ve yönetmen Jay Lee’nin yaptığı korku ve komedi öğelerini bir araya getiren filmi “Zombie Strippers”

“Zombie Strippers”
“Zombie Strippers”

bu ay gösterime giriyor. Film aynı zamanda ünlü korku üstadı Robert Englun ile erotik yıldız Jenna Jemason’ı bu filmde buluşturuyor. 2008 yapımı filmin, geçen sene gösterime giren Robert Rodriquez’in grind filmi “Planet Terror” e olan benzerliği dikkat çekiyor. Sony Pictures tarafından 18 Nisan’da Kuzey Amerika’da gösterime girecek olan film türün hayranları tarafından merakla bekleniyor.
En son 2007 yapımı “Hatchet” adlı korku filminde gördüğümüz Robert Englund’u Ian Essko rolünde izleyeceğiz. Jenna Jemason’un da ilk Hollywood filmi. Film ile ilgili detaylar için filmin resmi sitesini buradan ziyaret edebilirsiniz.