bildirgec.org

Site arşivi: sinepil

Dumanaltı ‘Smiley Face’ (2007)

pillidarko | 23 April 2008 21:53

Bazı yönetmenler vardır yapıtlarını ya severseniz, ya nefret edersiniz. Genelde bu tarz yönetmenlerin her bünyenin kabul etmeyeceği bir uslüpları olur. Gregg Araki de bu yönetmenler arasında görülebilir. Birçok sinemaseverin kıstas olarak aldığı sitelerde filmleri 5’in üzerinde not alamayan Araki’nin çok uçlarda bir tarzı da yok aslında. Ama kimine oldukça garip kimine ise çok komik gelen bir mizah anlayışı var.

Dumanaltı yönetmenin son çalışması ve rahatlıkla hayatımda izlediğim en komik filmlerden biri olduğunu söyleyebilirim. Önceki filmlerinde ‘X Kuşağıgençleri’ meseleleriyle uğraşan Araki bu sefer o ‘garip’ mizah anlayışını merkeze oturtup, saf hatta bence hardcore (gülmekten yanaklarım acıdı) bir komedi filmi yapmış.

Will Smith

toz66 | 23 April 2008 16:32

Will Smith
Will Smith

Onun bir rapçi olduğunu biliyor muydunuz? Muhteşem performansıyla son yılların en çok dikkat çeken adamı Will Smith, gerçek bir rapçiydi. Toplam 5 albüm, 5 de single yapan Smith, br televizyon dizisyle de oyunculuk alanında boy göstermeye başladı. Müzik alanında gösterdiği başarıdan çok daha fazlasını oyunculuk alanında gösterdi ve unutulmaz filmlere imza attı. Oscar’a aday olan ilk ve sanırım tek rapçi Will Smith olsa gerek. Onu birçok filmden hatırlamanız mümkün aslında, uzatmadan hemen oynadığı filmlere geçelim ve az biraz bunlara değinelim.

İlk olarak 1995 yılında oynanan Bad Boys filminden hatırlayabiliriz onu. Komedi ve aksiyonun iç içe olduğu filmimizde Smith, Mike Lowrey rolünde… Biraz daha günümüze yaklaşınca Siyah Giyen Adamlar serisinde karşılaşıyoruz onunla. Birincisi için 5 milyon dolar almasına karşılık başarılı bir performans sergileyince ikincisi için 20 milyon dolarlık bir teklifle karşılaşıyor. Türkiye’de bu fiyata çekilmiş film yok, dikkatinizi çekerim. Vahşi Vahşi Batı filmi ve Ali filmi… Ali filminde de, başrolü kapmış ve Muhammed Ali’yi oynamıştı. Ardından 2003 yılında çekilen Bad Boys 2 filmi ve Köpek Balığı Hikayesi seslendirmesi… Bu filmlerde başarılı bir performans sergileyen Will Smith son çektiği 4-5 filmiyle oyunculuk kariyerinin zirvesini zorlamış diyebilirim.

Memories of Murder – Salinui chueok (2003)

agurbuz | 23 April 2008 15:36

memories of murder
memories of murder

Memories of Murder – Salinui chueok (2003)

1986 yılında Güney Kore’de işlenen seri cinayetler üzerine Joon-ho Bong tarafından yapılmış bir film. Tipik amerikan filmlerinden ayrılan bir çok noktası ve ülkemizdeki polisiye vakalara (pardon filmi vb.) benzer hallerin bulunması sebebiyle seyretmeye değer bir film diyebilirim.

Seul’e bağlı küçük bir kasabada işlenen cinayetlerin sayısı artmaya başlayor ve polis teşkilatının tecrübesizliğide buna eklenince medyanın ilgisini çekiyor. bu durumdan rahatsız olan yönetim cinayetleri çözmesi için iyi eğitimli genç bir dedektifi kasabaya gönderiyor. taşra dedektifimiz ile genç dedektifimiz arasında bir otorite çekişmeside buna eklenince içinden çıkılmaz bir soruşturmanın ortasında buluyoruz kendimizi.
Film, yazının başında da belirttiğim gibi klasik suç filmlerinden çok farklı, katil, cinayetler ve cinayetlerin çözümünden çok cinayetlerin araştırılması sırasında polis ekibinin günlük yaşamlarından, psikolojik durumlarından ve suçluyu yakalama yöntemlerinden oluşuyor. İçinde komedi unsurlarınıda barındırabilecek kadar iyi kurgulanmış olması ve bana güney kore sinemasını sevdiren film diyebilirim.

Minority Report – Azınlık Raporu

farumbey | 23 April 2008 14:15

Minority Report
Minority Report

Tom Cruise, başrolde oldugu ‘Minority Report’ ta oğlunu kaybetmiş bu sebeple eşinden ayrılmış, kendini haplara vermiş ama bütün bu olumsuzluklara rağmen ön-suç departmanında başarılı bir komiser ‘Chief John Anderton’ olarak karsımıza çıkıyor. Chief John Anderton ve arkadaşları ön-suç departmanında ‘kahinler’ sayesinde planlanan cinayetleri işlenmeden önce bilerek suçluları yakalamaktadırlar. Ancak birgün kahinlerden gelen bilgilerde kendisinin bir cinayet işlediğini görür, bu öngörünün hatalı oldugunu kendisine komplo kurulduğunu düşünerek, gerçeği ortaya çıkarmaya, kendini aklamaya karar verir. ‘Minority Report’ işte tamda bu noktada başlıyor.

Philip K. Dickin aynı adlı romanından sinemaya uyarlanan filmin yönetmenliğini efsanevi yönetmen Steven Spielberg, senaristliğini ise Scott Frank, Jon Cohenikilisi üstleniyor.

Dario Argento ‘Dipsiz Kuyularda Beyhude Kaçışlar’

pillidarko | 22 April 2008 17:11

Dairo Argento 1940 yılında Roma’da doğmuş, bulunduğu ülke sınırlarını sinemasıyla aşmış, gorefilm hayranlarının usta kategorisinde değerlendirdikleri bir yönetmendir. Onun sineması korkuseverlerin tamamına hitab etmez. Bir kere Argento’nun derdi seyircinin katili merak etmesi, karakterlerle özdeşim kurup onlar için endişelenmesi değildir. Argento seyircilerine bol kanlı bir görsel şölen vaad eder. Ama aklınıza Hostel tarzı filmlerdeki stilize edilmiş işkence sahneleri gelmesin. Argento kanı sinemanın temel yapı taşları olan ışık, müzik, hatta kamera gibi kullanır. Kan ve kurbanların öldürülme şekilleri filmlerini yapıtaşıdır. Bu sahneler Hostel örneğinde olduğu gibi sadece seyircinin midesine ağrılar girsin diye değil, resmen farklı bir evrene girmesi için kullanılan gerçeküstü bir öğedir. Örneğin yönetmenin Suspiria adlı başyapıtında bir bale öğrencisinin yeni yazıldığı okulda başından geçen akıllara ziyan olaylar zinciri anlatılırken, okulun kırmızı ışıklarla aydınlatılan koridorları dahi izleyicide kan etkisi uyandırır. Böylece Argento bizleri işlerin çok farklı yürüdüğü kötülüğün her zaman siyah eldivenli bir el tarafından geldiği olabildiğince mantıkdışı bir dünyaya sürükler.

VAHŞİ ZARAFET

linet | 22 April 2008 16:10

vahşi
vahşi

SAVAGE GRACE Bir kadın düşünün çok güzel, ihtiraslı ve bir adamla evli, dedesinden yüklüce bir miras kalmış macera seven bir adam ve bu ikilinin erkek çocukları… “Bakelite” plastiğin yaratıcısı olan dedenin mirasını yiyen adam soğuk ve sevgisiz biri, kadın ise tam tersine sıcak ve dayanılmaz cazibeli ve çocukları kendi tabiriyle bu sıcak ve soğuktan meydana gelen buhar.. Gerçekten çocuğun buharlaşıp yok oluşunu ve yok edişini şaşırarak, anlam veremeyerek, rahatsız olarak izliyorsunuz.. Kadının bakışları beyazperde de insanı çarpıyor, sadece bakışlarla bir sürü şey anlatan insanlardan Julianne Moore inanılmaz bir oyun sergiliyor. Ailenin nasıl parçalandığını, zenginliğin, boşluğa düşen insanların neler yapabileceğini ve en önemlisi oğluna tutkuyla bağlı bir annenin nasıl çocuğuna zarar verebileceğini rahatsız edici bir şekilde anlatıyor. New York, Paris, Cadaques, Mallorca, Londra gibi şehirlerde lüks içinde yaşıyorlar. Ama para mutluluk getirmiyoru görerek biraz sevinebilirsiniz 🙂 Şaka bir yana acı veren insanoğlunun sevgi için yapabileceklerinin en üst sınırını gözümüze sokan filmden çok rahatsız oldum. İnsanoğlunun arayışı hiç bitmeyecek, mutluluğu bulma adına yaşamlar heba olup gidecek…. VAHŞİ ZARAFET

Reservation Road – Kesişen Yollar

Fraise[pilli_silinen_hesap] | 22 April 2008 13:55

Reservation Road - Kesişen Yollar
Reservation Road – Kesişen Yollar

Profesör Ethan Learner (Joaquin Phoenix), eşi Grace (Jennifer Connelly) ve kızları Emma (Elle Fanning); on yaşındaki oğulları Josh’un çello çaldığı resitale katılırlar.
Başka bir baba oğul olan Dwight Arno (Mark Ruffalo) ve Lucas ise basketbol maçından dönmektedirler aynı saatlerde.

Resitalin bitiminde, Reservation Road üzerindeki bir benzinlikte duran Learner ailesinin yolları, yine orada bulunan Arno ailesi ile kesişecek ve yaşanan kaza Josh’un ölümüyle sonuçlanınca ailelerin hayatları değişecektir.

Be Kind Rewind – Lütfen Başa Sarın

Fraise[pilli_silinen_hesap] | 22 April 2008 13:09

Be Kind Rewind - Lütfen Başa Sarın
Be Kind Rewind – Lütfen Başa Sarın

25 Nisan 2008‘ de gösterime girecek olan Be Kind Rewind – Lütfen Başa Sarın’ın konusu şöyle: Manyetik güçlere sahip olan Jerry, bu gücünün kendi de farkında değildir. Video kaset kiralamak için her gün gittiği dükkana son gidişinde; dükkandaki bir çok video kasedinin silindiğini öğrenir. Bu silinme sebebi Jerry’nin manyetik güçleri yüzündendir. Dükkan sahibinin iflas etmemesi için Jerry kendince muhteşem bir fikir önerir: Silinen filmleri kendileri çekecektir. Ghost Busters ( Hayalet Avcıları ) , Robocop, Lion King ( Aslan Kral ) gibi belli başlı yapıtları kendileri çekmeye başlarlar. Dükkan sahibi bu fikre en başından beri karşı olmasına rağmen onu bekleyen bir süpriz vardır, kendi çektikleri filmler müşteriler tarafından beğeniliyordur.
Filmde Jack Black, Mos Def, Danny Glover, Mia Farrow, Melonie Diaz oynuyor ve yönetmeni de Michel Gondry.
Ayrıca filmin videosunu / fragmanını buradan izleyebileceğiniz gibi filmden resimler için 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8

Sin City (Günah Şehri)

geppetto | 22 April 2008 12:54

Sin City
Sin City

Frank Miller‘ın aynı isimli çizgi romanından uyarlanan film; kendini bir hilkat garibesi olarak düşünen buna karşın oldukça güçlü hatta yenilmez bir sokak savaşçısı olan gizli romantik Marv, özel dedektif Dwight, çabalarının yetersiz kalacağını bilse de, pislik yuvası haline dönmüş olan şehri temizlemeye çalışan idealist, gözü pek polis memuru Hartigan ve onların maceralarını anlatıyor. Olaylar asıl ismi Basin olan fakat her türlü suçun vaka-i adiyeden sayılması nedeniyle “Günah Şehri” diye anılan hayali bir mekanda geçmektedir. Marv ve Dwight alışageldiğimiz “kahraman” tiplemelerine tam olarak uymasalar da alıştığımız gibi kötü adamlara karşı amansız bir savaş vermekteler. Hartigan ise bataklıkta açan bir çiçek misali dürüst ve namuslu birisidir. Bu üç kahraman, gücünü farklı kuvvetlerden almaktadır.Marv intikam, Dwight merhamet ve aşk, Hartigan ise dürüstlük. Film, bir çok çizgi roman uyarlamasından beklenen, izleyicide “çizgi roman okuyor hissi bırakma” tekniğini son derece başarılı bir şekilde kullanmış hatta bu hissin uyanması için bazı şeylerden feragat bile etmiştir. Buna en iyi örnek olarak da filmin büyük bir çoğunluğunun siyah-beyaz olmasını verebiliriz. Bazı renkleri kullanarak olaylara ve kişilere harika vurgular yapılmış ve o sahnenin seyircide farklı etkiler bırakması hedeflenmiştir. Bu iş için özellikle kırmızı, yeşil ve sarı renkler kullanılmıştır.

Kalbinden Gelen Müziği Dinle

exlucifer | 22 April 2008 12:23

Film müzikleri bizi çok etkiler. Hele ki iyi film müzikleri hiçbir zaman unutulmaz. O melodileri duyduğumuzda hemen o filmler gelir gözümüzün önüne. Müzik, sinemada görüntü kadar önemli bir öğedir. Eğer müziği ve sinemayı çok seviyorsanız size mutlaka izlemeniz gereken bir film sunmak istiyorum. Orijinal ismi “August Rush”, Türkiye’deki vizyon ismi ise “Kalbinin Sesini Dinle”.