bildirgec.org

Site arşivi: sinepil

Sinepil.org Yazı Fontu !

hdmirbs | 22 April 2008 12:01

sinepil.örg
sinepil.örg

Merhaba… Umarım bu konuda yardımcı olursunuz. Sinepil.org‘un yazı fontunu nereden bulabilirim acaba ? Şimdi den teşekkürler ediyorum !.

Aşk mı dediniz, işte aşk: ‘Love Actually (Aşk Her Yerde) ‘

farumbey | 22 April 2008 09:35

love actually
love actually

love actually buram buram aşk kokan, romantik yönü ağır basan romantik/komedi tarzı, toplumun değişik kesimlerinde birden çok aşkı anlatan mükemmel bir film.Filim, Türkçe çevirisi olan ‘Aşk Her Yerde’ ismiyle ülkemizde de vizyona girmişti. Filmin yönetmenliğini ve senaristliğini Richard Curtis üstleniyor , hatırlayacağınız üzre Richard Curtis, Bridget Jones’ın Günlüğü, Nothing Hillgibi filmlerin de senaristliğini yapmış başarılı bir senaristtir.

‘love actually’ senaristliğinin yanısıra oyuncu kadrosuyla da dikkat çekiyor, kimler yokki ‘love actually’de : Hugh Grant (İngiltere Başbakanı), Liam Neeson(Daniel), Colin Firth (Jamie), Laura Linney(Sarah), Emma Thompson(Karen), Alan Richman(Harry), Keira Knightley (Juliet) ve Rowan Atkinson(Rufus). Bilmiyorum başka birşey dememe gerek var mı 🙂 ne dersiniz sadece bu oyuncu kadrosu içi bile izlenmeye değmez mi ?

Vizontele Tuuba

toz66 | 22 April 2008 07:03

Vizontele Tuuba
Vizontele Tuuba

Başarılı oyuncu ve senarist Yılmaz Erdoğan’ın bir başka filmi olan Vizontele Tuuba, güneydoğuda televizyonla tanışan halkın hayatına televizyonun girmesinden sonrasını konu alır. Televizyon pek de hayırlı gelmemiştir onlara, çünkü darbenin habercisi ve bir şehidin güvercini olmuştur onlar için… Oyunculuğunu konuşturan Demet Akbağ’ın televizyonu dağın tepesine gömüş sahnesi de akıllardan çıkmayacak sahnelerden bir tanesidir. Ülkenin yaşadığı karmaşanın ve dolayısıyla darbenin bu küçücük kasayabay bile yansıyışını konu alan filmimiz deli Emin’in yaptıklarıyla renkleniyor diyebiliriz… Televizyon artık hayatlarına girmiştir ve bazı evlerde televizyonlar vardır. Akşamları bu evlerde toplanılır ve beraber Dallas’lar izlenir. Köyün tabela işlerini hala Deli Emin yapmaktadır…

Filmografi
Yapım : 2003, Türkiye
Tür : Dram / Komedi
Yönetmen : Yılmaz Erdoğan
Senaryo : Yılmaz Erdoğan
Oyuncular : Altan Erkekli, Tuba Ünsal, Tarık Akan, Yılmaz Erdoğan, Demet Akbağ, Tolga Çevik, Zeynep Tokuş, Yasemin Ergene

Half Nelson

curseof26 | 22 April 2008 02:06

Bir tarih öğretmeni düşün. Ayyaş, müptela, yapayalnız, büyüyemeyen ve giderek eskiyen ama gerçek bir muhalif, idealist.

Ryan Gosling, Dan Dunne karakteri ile hayal edebildiğimizden (benim edebildiğimden) daha iyisini canlandırıyor.

Sistemin bir kenara ittiği siyahi, azınlık yada kenara itilmiş diğer öğrencilerin oluşturduğu sınıfına Diyalektiği anlatıyor. Tarihi sorguluyor. Ve bunu çok sıcak bir dille yapıyor.

13 (Tzameti) (2005)

agurbuz | 21 April 2008 17:31

13/Tzameti
13/Tzameti

13 / Tzameti
Sebastian çatı tamiri yapan bir ustanın yanında çalışmaktadır ve kazandığı para yetmemektedir. Çatısını onardığı evin alkolik sahibi ile eşi arasında geçen konuşmalardan etkilenir ve adamın ani ölümüyle gidemediği son işe onun yerine giderek para kazanabileceğini düşünür.
Ölü adama gelen mektubu alarak ortadan kaybolur. Alokolik ev sahibini takip eden Polis’te adamın ölümüyle ortadan kaybolan sebastian’ı takip etmeye başlamıştır. Sebastian ise artık hiç olmayı istemeyeceği bir yerde bulmuştur kendini.

izleyiciye sordukları diyelim şöyle:
kazanmak için neleri riske edebilirsiniz?
kaybedeceğiniz neyiniz var?
kaybedeceğiniz birşeyiniz yoksa nereye kadar gidebilirsiniz?
ve:
insanların yaşam mücadelesinde karşılaştığı zorluklar da neler yapabileceği,
insanların hayatı anlamsız yada hayatta kalma zorunluluğunu (can tatlı!) hissettiği anlarda yapabilecekleri üzerine yapılmış çarpıcı bir film.

Pamuk Prenses 2 (Barış Bayraktar imzalı 3 kısa film)

agurbuz | 21 April 2008 15:15

pamuk prenses 2
pamuk prenses 2

Yapım aşaması, oyuncular, çekim teknikleri, replikler ve pazarlama teknikleriyle fark atan ilginç bir kısa film.

Serdar (patron/erkan can) bir uyuşturucu kaçakçısıdır ve ilk defa helikopterle nakliye yapacaktır. Adamlarını bir araçla malı almaya göndermiş, restoranda güvendiği adamı Selim’le muhabbet etmektedir. Adamlar malı bir kadına çaldırırlar (füsun) ve işler karışmaya başlar.

Hızlı çekim teknikleri Guy Ritchie‘ye, konu ve replikler ise Tarantino‘ya benzetildiği için aşırı tepki almış bir kısa filmdir. Gerçekten çok benzese de iyi oyuncular ve kaliteli esprilerle bezenmiş bir yapım.

Persepolis

nevdalist | 21 April 2008 12:50

Size bugün çok ilginç bir filmi anlatacağım. Mümkünse kısa cümleler kurmaya çalışıp, sizi çok da sıkmadan mutlaka izleyin diyerek gırtlağınıza yapışarak yazıyı bitireceğim.

2007 Cannes Film Festivali’nde ödül alan ve film ekiminde’de gösterilen, Marjane Satrapin’in çizgi romanlarından sinemaya aktarılan Persepolis Filmi; kelime anlamı olarak perslerin şehri anlamındadır. Pers şehri yani Persler’in başkentidir. İran’ın dışında efsanevi bir antik kenttir.

Elmas mı? Teşekkürler, ben almayayım!

Piknik | 21 April 2008 07:45

Uzun yıllar önce ‘içinden kürk geçen’ her türlü kılık-kıyafet ve aksesuarla ilişkimi kesmiştim. Bu filmle de elmasla olan ilişkimi kesiyorum. “Bütün elmaslı mücevherlerimi derhal toparlayıp ait oldukları yere, toprağa gömeceğim!” diyeceğim ama Allahtan yoklar.. 🙂

Evet hangi filmden bahsettiğimi anlamışsınızdır artık: Blood Dimond (Kanlı Elmas)

Blood Diamond, 1990’ların sonunda, elmas alanlarının hakimiyeti için vahşi bir iç savaşın sürdüğü Batı Afrika ülkesi Sierra Leone‘de, birbirinden çok farklı hayatları ve amaçları olan iki adamın hikayesini anlatıyor. Geçimini elmas ticareti yaparak sağlayan Zimbabweli eski kiralık asker Danny Archer (Leonardo DiCaprio) ile bir baskın sırasında ailesinden koparılarak elmas madenlerinde çalışmaya zorlanan, Mendeli balıkçı Solomon Vandy’nin (Djimon Hounsou) yolları bir hapishanede kesişiyor. “Her yönden” çok çekici, olağanüstü bir pembe elmasın, neredeyse başrollerden birini üstlendiği filmde kahramanlarımız, Amerikalı idealist gazeteci Maddy Bowen’ın (Jennifer Connelly) da yardımıyla asilerin bölgesine zorlu bir yolculuğa girişiyorlar..

Neşeli Ayaklar – Happy Feet

kadirgunay | 21 April 2008 00:36

Neşeli Ayaklar - Happy Feet Afiş
Neşeli Ayaklar – Happy Feet Afiş

2006 yılı komedi, animasyon ve müzikal kategorilerine dahil olan harika bir film. İmparator penguenlerin hayatlarına değinen ama daha çok hayallerimizin peşinden gitmemiz gerektiğini anlatan, aşk, dostluk ve maceranın bol olduğu, izlerken gülen, düşündüren en çok da eğlendiren ve sinema dünyasında bana göre en gerçekci animasyon teknolojisinin kullanıldığı bir film.
Kahramanımız Mumble türündeki en kötü şarkı söyleyen penguendir. Fakat Mumble’ ın hiçbir penguende olmayan harika bir yeteneği vardır. Tap dansı! Şarkı söyleyemediğinden ve sürekli tap dansı yaptığından dolayı hep dışlanmasına rağmen o inançlarından vazgeçmeyecektir. Uzak diyarlara yaptığı yolculuk sırasında tanıştığı diğer penguenlerin yardımları ile yuvasına dönmesine rağmen türü tarafından istenilmeyen varlık olarak mimlenir. Ve maceraları bu şekilde devam eder. Bu güzel animasyon filminde karakterlere şu isimler can vermişlerdir;

Filmin senaryosu Warren Coleman ve John Collee‘ e aittir. Yönetmen ise George Miller‘ dır. Filmin müziklerini John Powell yapmıştır. Filmle ilgili tüm ekibe buradan ulaşabilirsiniz.

BATAKLIK

pillidarko | 20 April 2008 21:07

Bataklık İzlanda yapımı, Arnaldur Indridason’un İzlanda’da çok satan romanından uyarlanmış bir suç filmi. Bir cinayet ve katili yakalamaya uğraşan, bol bol sigara içen İzlandik dedektif modeli Erlendur ekseninde ilerleyen film daha çok bir Agatha Christie hikayesini andırıyor. Dedektif Erlendur’un Amerika’da eğitim görmüş yardımcısıyla dalga geçtiği sahneler dışında mizahın pek uğramadığı soğuk bir gerilim. Hikayenin kurgusu ve katili arama süreci bu tip suç öykülerine aşina izleyiciler için yeterince aksiyonlu ve karışık gelmeyebilir ama filmin kendine has bir dokusu olduğu da gerçek. Yani Amerikan yapımı filmlerdeki hızlı, leb demeden leblebiyi anlayan adeta insanüstü dedektiflerden değil Erlendur. Dolayısıyla filmde de bu türden filmlerde rastladığımız klişelerden eser yok.
Filmin başrol oyuncusu Ingvar Eggert Sigurusson ‘İzlanda nüfusu fazla olan bir ülke değil. Bu nedenle orada suç olaylarına fazla rastlanmaz, Dedektif Erlendur karakteri İzlanda için sıradışı bir karakter.’ diyor. İzlanda’nın bu seneki Oscar adayı da olan Bataklık farklı ülkelerin sinemalarını keşfe çıkan sinemaseverler için ideal.