bildirgec.org

Site arşivi: sinepil

Tim Burton

xerre | 29 May 2008 15:59

Tam ismi Timothy William Burton olan yönetmen 25 ağustos 1958’de Kaliforniya’da dünyaya geldi. Kariyerine kısa film yönetmeni olarak başlayan Tim Burton, lise öğretimi sırasında Disney’den burs kazanarak burada animasyon eğitimi görüp Walt Disney Stüdyolarında çalışmaya başladı fakat daha sonra sıkılıp buradan ayrıldı. Tam bir Vincent Price hayranı olan yönetmen en bilinen kısa filmi olan Vincent’i ondan esinlenerek çekti ve ona ithaf etti.

Vincent in dışında birkaç kısa ve orta metraj filmden sonra ilk uzun metraj denemesi olan Pee-wee’s Big Adventure’ı çeken yönetmen, bu filmin de müzikler için Danny Elfman ile birlikte çalıştı. Ed Wood hariç bundan sonraki bütün filmlerinin müziğini Danny Elfman’a yaptıran yönetmen, asıl adını duyuracak olan ve kadrosunda Alec Baldwin, Geena Davis, Michael Keaton ve Winona Ryder’ın bulunduğu film için koları sıvadı.
Kendisi ve hayal gücüyle tam olarak ilk kez Beetle Juice filminde tanıştığımız yönetmen, bu filmiyle de en iyi makyaj dalında Oscarı aldı.

Little Miss Sunshine

emrah maraba | 29 May 2008 14:41

Little Miss Sunshine(küçük gün ışığım) Geçen yıl en iyi orjinal senaryo dahil iki oscar kazanan bol ödüllü, bagımsız ruhlu ve aslan yürekli filmin başrolünde eski bir volkswagen minibüs var. Ülkenin bir tarafından diger tarafına çıkılan yolculuk… Ailenin kızının rüyalarını ”little miss sunshine” adlı çocuk yıldız yarışmasına katılmak süslüyor. Baba, tutturamamış bir kaybedenler kulubü üyesi. Anne ”dogrucu’ bir savaşcı. proust uzmanı romantik ‘gay’dayı, özel hayatının hayal kırıklıgıyla başa çıkmaya çalışıyor. Nietzche hayranı ağabey konuşmamaya kararlı. Sessizlik yemini etmiş ve jet pilotu olmak istiyor. Eski çiçek çocuğu bilge büyükbaba ise uyuşturucu bagımlısı. Aile amerikan rüyasını dışardan seyrediyor. sarı VW minibüs yarışmanın yapolacağı yere doğru yol alırken aile içi ilişkiler, çatışmalar ve gelişmeler yolculuğa eşlik ediyor. Amerika hep aynılılıkla dolu. Yabancılaşmış basit insanlar. Herkes yüzeyselliği dibine kadar yaşıyor ve farklı olup ‘KENDİN OLMAK’ demode bir olgu. çogu insan oldukça vasat. Sapkınlık ve bayağılık tv şovlarından bütün snıfların kanına girmiş. Toplumun büyük bir kısmını oluşturan sıradan amerikalı tamamen arızalı. Bizim aile ise bambaşka. en azından kendileri olmayı başarıyorlar. çirkin olmayı, zayıf olmayı, aykırı olmayı, şişman olmayı, degişmeden hep öyle kalmayı…

Mustafa Hakkında Her Şey

queennothing | 29 May 2008 12:30

4 Eylül 1970 doğumlu İzmirli yönetmen Çağan Irmak, “Asmalı Konak”, “Çemberimde Gül Oya” gibi TV dizilerinin yanı sıra “Babam Oğlum”, “Ulak” gibi başarılı filmlerle kısa sürede sinema camiasının sevilen isimlerinden biri olmayı başardı.
2004 yılında Irmak, “Mustafa Hakkında Her Şey” adlı sinema filmi için kolları sıvadı. Fikret Kuşkan, Nejat İşler ve Başak Köklükaya’nın başrolde yer aldığı filmde Şerif Sezer, Yaman Tarcan, Zeynep Eronat gibi oyuncular da yer almakta.

The Crow (1994)

deadcall | 29 May 2008 11:20

The Crow, yönetmenliğini Alex Proyas‘ın üstlendiği, başrollerinde Brandon Lee ve Michael Wincott‘un paylaştığı 1994 yapımı film. Brandon Lee filmde rock gitaristi Eric Draven’ı canlandırmaktadır. Nişanlasına tecavüz edildikten sonra ikiside öldürülür. Fakat Eric geri dönecek ve intikam alıcaktır. İnanışa göre; dünyada bazı işlerini tamamlayamadan ölenlerin ruhları bir karganın bedeninde tekrar dünyaya gelirler. Ve ancak kendilerine yapılan yanlışları düzelttikten sonra diğer tarafta huzur bulabilirler. Sıradan bir konu gibi görünmesine rağmen film gerçekten etkileyici. Sevginin gücünü anlatmaya çalışan bu filmde, Michael Wincott kötü adam olarak karşımıza çıkıyor. Ve benim fikrim hakkını da veriyor.
Filmin üzücü tarafı ise, film çekimleri sırasında Brandon Lee’nin ölümü. Filmde kuru sıkı kullanılması gerekirken, gerçek silah kullanılıyor. Filmin geri kalan kısmı ise bilgisayar yardımıyla yapılıyor. Benzeyen birini bulup, Brandon’ın yüzü bilgisayarda ona aktarılıyor.

Det Sjunde Inseglet

deadcall | 29 May 2008 09:36

Det Sjunde Inseglet

Yedinci Mühür, usta yönetmen Ingmar Bergman‘nın 1957 yapımı bir klasiğidir. Başrollerini Gunnar Björnstrand (Jöns) ve Bengt Ekerot (Death) paylaşmaktadır. Filmde haçlı seferlerinden dönmekte olan Jöns’ün karşısına ölüm çıkıcaktır. Jöns hayat ve tanrı kavramını sorgulayan biri olduğundan ölmek için çok erkendir. Jöns, Ölüm’ü stranç oynamaya davet eder. Ve yolculukları boyunca yaşadıkları olaylardan, hayat ve tanrı kavramlarını sorgular. Siyah beyaz olan bu film‘de Max von Sydow‘da Antonius Block rolünde karşımıza çıkıyor.
Ölüm, sanat, hurafeler, savaş, din ve hayat kavramlarını sorgulayan bu filmde herkezin kendi görüşünü çıkarması mümkün. Eski bir film olmasına rağmen değindiği konular her zaman güncel olan konular ve çok çağdaş bakış açılarıyla irdelenmiş. İçine şeytan girdiği düşünülen kız yakılmadan önce Jöns’ün kızla olan dialogu hafızalardan silinmeyecektir.
Benim görüşüm; hiç bir teknolojiyle yakalanamıyacak atmosferi, felsefenin dibine inmiş sözlerleri ve yönetmenliğiyle tam bir şaheser. Çok ağır konulara deyinmesine rağmen film kesinlikle akıcı. Sadece bazı cümlelerden sonra düşünmeye kalkarsanız filmin birazını kaçırıyorsunuz. Ama sıkılmadan defalarca izlenebilecek bir film olduğu için bu eksiği de ortadan kalkıyor. Kesinlikle herkezin izlemesi gereken bir film. İzleyecek olanlara tavsiyem filme tam anlamıyla odaklanmaları.

Büyük Adam Küçük Aşk

exorientelux | 28 May 2008 12:27

Büyük Adam Küçük Aşk, 2001’de gösterime girdikten beş ay sonra yasaklanmış, sonra yasağı kaldırılmış, ödüller almış, bolca tartışılmış, kimilerince sevilmiş kimilerince beğenilmemiş izlediğim en güzel Türk filmlerinden bir tanesi. Yönetmeni Handan İpekçi, filmin senaryosu da kendisine ait. Baş rollerde Şükran Güngör (ki kendisini rahmetle anıyoruz), Dilan Erçetin (ki ne kadar şirin bir kız olduğunu bu filmde görüp daha sonra Bir İstanbul Masalı’nda kendisinin heba edildiğine şahit olup üzülüyoruz), Füsun Demirel (ki üstlendiği rollerinin hakkını verdiğini biliyoruz), İsmail Hakkı Şen (ki kendisi hakkında fazla bir bilgimizin olmadığını görerek şaşırıyor ve sinepilci arkadaşlara ayıp ettiğimizi düşünüyoruz.) var. Ayrıca Yıldız Kenter de (ki ne desem boş demek istiyorum ama eleştirmenlerce bu filmdeki performansının pek tutulmadığını okuyup susuyoruz.) kısa bir rolle karşımıza çıkıyor. Filmi daha beter salya sümük hale sokan müzikler ise Mazlum Çimen ve Serdar Yalçın imzasını taşımakta.

The Jacket ( Çıldırış )

ntguzel | 28 May 2008 11:50

The Jacket ( Çıldırış )
The Jacket ( Çıldırış )

Yönetmenliğini John Maybury‘nin üstlendiği The Jacket Çıldırış filminin başrollerini Adrien Brody ( Jack Starks ) ve Keira Knightley ( Jackie Price ) paylaşıyor.Filmde Jack , körfez savaşında bir deniz askeri olarak bulunuyor.Olay örgüsü ise Jack’in kafasından ağır yaralanmasıyla başlıyor. Jack, hayatta kalmayı başarıyor başarmasına ama ağır hafıza problemleri ile karşı karşıya kalıyor. Jack, kendini daha iyi hissetmek için doğduğu kasaba olan Vermont’a dönmeye karar veriyor.

Vermont’un soğuk bir gününde yolda kalır.Filmin sürükleyici kısmı yolda yürürken arızalanan bir araba görmesiyle başlar.Sonrasında ise yaşanan karışık olaylar Jack’in başını yakacaktır. Fakat Jack yaşanan olaylara dair hiç birşey hatırlamaz. Bu sebepten Jack kendini akıl hastanesinde bulur ve yanlış tedavi filmin akışını değiştirecek çok farklı olaylar yaşanmasına sebep olur.

The Mummy: Tomb of the Dragon Emperor

wacowski | 28 May 2008 10:27

The Mummy: Tomb of the Dragon Emperor: Bir kez daha mumya geri dönüyor.Ama bu kez yeni bir düşman ve eksiklerle geri dönüş yapıyor.İlk olarak Stephen Sommers (The Mummy 1999,The Mummy Returns 2001) yönetmen koltuğunda yok. Onun yerine görevi hızlı filmlerin yönetmeni Rob Cohen (The Fast and the Furious 2001,xXx 2002) devralmış ve bir diğer eksik te başrol oyuncularından Rachel Weisz filmde yer almıyor.Diğer tarafta ise kötülüğü temsilen uzakdoğunun yıldızı Jet Li yer alıyor.Filmin konusuysa kısaca lanetlenen ordusuyla birlikte dünyayı ele geçirmek için 1940 yılında harekete gecen Çinli mumyayı durdurmaya çalışan kahramanlarımızın öyküsünü anlatıyor.Fragmanına ve yönetmenin yaptığı işlere bakınca bizi hayli hızlı ve görsel efekti bol eğlencelik bir filmin beklediği söylenebilir.

Apollo 13

emsvizyon | 27 May 2008 19:00

Ron Howard yönetmenliğinde beyaz perdeye yansıyan 1995 yapımı Apollo 13 hikayesini gerçekte yaşanmış olan apollo 13 kazasından alan bir drama. Tom Hanks, Bill Paxton, Kevin Bacon, Gary Sinise ve Ed Harris in başrollerini paylaştığı filmde bence olay oldukça başarılı bir şekilde anlatılmış… özellikle uçuş yönetmeni rolündeki Ed Harris’in kumanda merkezinden astronotlarla kurduğu diyalog ve yansıtılan ortamı çok etkili bulurum, ayrıca filmin efektleri de ayrı bir duygu ve heyecan katmış diye düşünüyorum… hikayeye değinirsek apollo uzay programı dahilinde 11 nisan 1970 yılında fırlatılan apollo 13, ay’a doğru seyahatinin 2.günün de servis modulündeki bir patlama sonucunda hasara uğradı. astronotlar 6 gün boyunca kısıtlı imkanlar ile uzayda hayatta kaldılar ve 17 nisan 1970 de dünya’ya döndüler… oldukça heyecanlı bir serüven olan apollo 13 bence kaçırılmaması gereken bir yapım…

Beautiful Creatures (Güzel Şeyler)

queennothing | 27 May 2008 18:25

1999 yılında “Touching Evil III” ve 2007 yılında “The Gathering” mini-dizileri başta olmak üzere “The Riverman”, “Daddy’s Girl”, “Dracula” gibi TV filmleriyle tanınan yönetmen Bill Eagles, 2000 yılında senarist Simon Donald’ın yazdığı “Beautiful Creatures” adlı filmini sinema severlerle paylaştı.

Erkek arkadaşı Tony ile şiddetli bir şekilde kavga eden Dorothy, Tony’nin zarar verdiği eşyalarını ve köpeğini alıp evi terk eder. Otobüse binmek üzereyken bir kadının sevgilisi tarafından dayak yediğine şahit olur ve elinden geldiğince müdahale eder. Doroth, yediği darbeyle bayılan Brian’ı Petula’nın da yardımıyla kendi evine taşır. Çok geçmeden iki kadın dost olurlar ve birbirlerine hayatları hakkındaki sırlarını anlatırlar. Ancak ciddi bir sorun vardır; banyoda yatırdıkları Brian, Dorothy’den yediği darbe yüzünden ölmüştür.
Hapse girmek istemeyen Dorothy, Petula ile bir plan yapar; zengin bir gangster olan Brian’ın erkek kardeşine kurulu bir fidye tuzağı.