Little Miss Sunshine(küçük gün ışığım) Geçen yıl en iyi orjinal senaryo dahil iki oscar kazanan bol ödüllü, bagımsız ruhlu ve aslan yürekli filmin başrolünde eski bir volkswagen minibüs var. Ülkenin bir tarafından diger tarafına çıkılan yolculuk… Ailenin kızının rüyalarını ”little miss sunshine” adlı çocuk yıldız yarışmasına katılmak süslüyor. Baba, tutturamamış bir kaybedenler kulubü üyesi. Anne ”dogrucu’ bir savaşcı. proust uzmanı romantik ‘gay’dayı, özel hayatının hayal kırıklıgıyla başa çıkmaya çalışıyor. Nietzche hayranı ağabey konuşmamaya kararlı. Sessizlik yemini etmiş ve jet pilotu olmak istiyor. Eski çiçek çocuğu bilge büyükbaba ise uyuşturucu bagımlısı. Aile amerikan rüyasını dışardan seyrediyor. sarı VW minibüs yarışmanın yapolacağı yere doğru yol alırken aile içi ilişkiler, çatışmalar ve gelişmeler yolculuğa eşlik ediyor. Amerika hep aynılılıkla dolu. Yabancılaşmış basit insanlar. Herkes yüzeyselliği dibine kadar yaşıyor ve farklı olup ‘KENDİN OLMAK’ demode bir olgu. çogu insan oldukça vasat. Sapkınlık ve bayağılık tv şovlarından bütün snıfların kanına girmiş. Toplumun büyük bir kısmını oluşturan sıradan amerikalı tamamen arızalı. Bizim aile ise bambaşka. en azından kendileri olmayı başarıyorlar. çirkin olmayı, zayıf olmayı, aykırı olmayı, şişman olmayı, degişmeden hep öyle kalmayı…greg kinnear, toni collette, paul dano, steve carell, mucize küçük oyuncu Abigail breslin(şirinligi, tavana vurmuş durumda) ve performansyla geçen yıl en iyi yardımcı erkek oyuncu oscarını hakkıyla kazanan yılların ustası Alan Arkın mükemmeler. torununa ‘bir tane degil, olabildigince çok kadınla birlikte olacaksın’, ‘hayatı dibine kadar yaşayacaksın’ öğüdünü veren büyükbaba. Değişmeden kendin olarak kalabilmenin onuru ve tadı, aile olmanın, en önemlisi sadece birlikte olmanın degil, hep birlikte kalabilmenin güzelligi, dayanışmanın, toleransın ve birbirine inanıp güvenmenin önemi… Derin amerika’nın karşısına dikilip duran küçük ama yürekli bir aile ve onların sarı minibüsleri.. hepsinin bir şekilde tutunup, seyir halindeyken kendilerini içeri zor da olsa atabildikleri minibüs. çünkü sarı vw, zorla çalıştıktan sonra durmaması gereken yarı bozuk br araç. yani anca siz içeri atlayacaksınız. yoksa o sizi beklemez, hayat gibi… ‘kaybeden; kaybetmeye korkusuyla denemeye dahi cesaret edemeyendir, deneyen kişi kaybeden değildir’ diyen bir film esasında… dedenin torununa dedigi gibi… muhteşem finali ile ve de karikatürlük insan tipleri ile gerçek bir sinema ziyafeti.