bildirgec.org

Site arşivi: sinepil

27 Dresses – (2008)

mavinokta | 06 October 2008 17:06

27 Dresses - 2008 - Poster
27 Dresses – 2008 – Poster

Aynı anda birçok duyguyu yaşamaya hazır olun! Bu filmde kızabilirsiniz, koltukları tekmelemek isteyebilirsiniz, şaşırabilirsiniz, çok üzülebilirsiniz ve birden bam! mutlu olabilirsiniz.

Hazır olun beklentilerin üzerinde bir film sizi bekliyor!

27 Dresses yani 27 elbise filmi çoğu kızın hayali olan düğünler üzerine bir film. Aslında düğün deyipte bu hoş filmi sınırlandırmak doğru olmaz.

Yönetmen koltuğundaki Anne Fletcher filmi 1986’daki bir düğünden başlatıyor. Bu sahnelerde baş rol oyuncumuz Katherine Heigl‘ın canlandırdığı Jane karakterinin neden düğünleri hayat amacı belirlediğinin cevabını öğreniyor, filme bu bilinçle başlıyoruz. Filmlerde başlangıçta ufak ama önemli bilgiler verilmesini seviyorum.

Patronuna aşık olan Jane’in (Katherine Heigl) en büyük zevki, bütün boş vakitlerini arkadaşlarının özel günü olarak tabir ettiği düğünlerinde nedimeleri olarak geçirmek. Kendi özel gününü iple çekerken gelinlerin baş nedimeleri olup tüm detayları haklıyor. Bundan son derece mutlu oluyor.

Beyond Borders – (2003)

mavinokta | 06 October 2008 12:42

Beyond Borders - 2003 - Poster
Beyond Borders – 2003 – Poster

Martin Campbell‘ın yönetmeni olduğu 2003 yapımı Beyond Borders filminde başarılı oyuncu, 6 çocuk annesi (şimdilik) güzel Angelina Jolie ve yakışıklı Clive Owen rol alıyor. Film daha büyük yerlere gelmeyi hakediyor. Konusu o kadar gerçek ki insan kendinden utanıyor!

1984 Londra’sında Sarah Jordan (Angelina Jolie) ile tam bir sosyetik İngiliz erkeği Henry Bauford’un (Linus Roache) düğünleri ile başlar film. Uluslararası Yardım Örgütü ile anlaşmalı bir düğündür bu. Göstermelik yardımlardan sadece bir tanesidir. Sosyete sadece kendi reklamları yapılsın diye düğün için içkilerine verdikleri parayı Uluslararası Yardım Örgütüne bağışlamıştır. Henry Bauford’un konuşma yaptığı sırada içeri hayatını kurtardığı ufak bir çocukla birlikte, Dr. Nicolas Callahan (Clive Owen) girer!

Yaptıklarının ne kadar suni işler olduğunu aslında dünyadaki açlığın hastalığın inanılmaz boyutlarda olduğunu haykırır! Ne yazık ki kimse umursamaz hatta açlık sınırında yaşayan çocukla alay ederler. Haykırışını koca salonda sadece Sarah Jordan duyar ve birşeylerin değişmesi gerektiğine inanır, harekete geçer.

Chocolat (2000)

absynthe | 06 October 2008 10:17

Johnny Depp ve Juliette Binoche
Johnny Depp ve Juliette Binoche

Çikolata, 2000 yapımı, hikayesi 1959 kışında Fransa’nın küçük bir kasabasında geçen sıcak bir film. Küçük kızı Anouk ile Avrupa’da kasabadan kasabaya dolaşan Vianne, hayatını çikolata yapıp satarak geçirmektedir. Fakat alışılmadık hayat tarzı, onun geleneksel ve tutucu bir yaşam süren kasaba halkıyla tatsızlıklar yaşamasına sebep olacak, sonunda hem bu küçük kasaba Vianne’e, hem de Vianne kasabaya çok şeyler öğretecektir.

ZOHAN’A BULAŞMA (Eleştiri)

gaudy | 05 October 2008 09:44

Uzun zamandan beri sinemalarda kaliteli komedi filmi olmadığı için Adam Sandler ismini duyunca büyük bir hevesle izledim filmi ama malesef film tam bir fiyasko. HattaAdam sandler‘in böyle bir filmde rol alması beni çok üzdü açıkcası. Kariyerine ne gibi bir katkısı olur bu filmin bilinmez ama inanılmaz kötü bir senaryo ve belden aşağı ucuz esprilerle dolu film. Filmin yarısı cinsellik üzerine diğer yarısı da İsrail propagandası üzerine kurulmuş. Ayrıca film, Filistinlileri ve müslümanlığı da aşalıyor.
Kısaca konusu; Adam Sandler süper yetenekleri İsrailli mossad ajanı ZOHAN rolünde. Karşısında da
Filistinli süper kahraman (John Turturro) var.
İki kahraman arasında bir türlü bitmek bilmeyen ama kimsenin kazanamadığı bir kavga vardır.
Adam Sandler (ZOHAN); ajanlıktan çok aslında hep hayalindeki mesleğin saç kesmek olduğunun farkına varır. Rakibini kendisinin öldüğüne inandırır ve soluğu Amerika’da alır. Kuaför olmak için iş aramaya başlar. Zohan’ın saç kesiminde kendini ispatlaması ve gerçek kimliğini saklaması ilginç gelişmelere yolaçacaktır.

Hayatımı Değiştiren Filmler – 2 Alkatraz Kuşçusu

izlandadakar | 04 October 2008 11:38

Alkatraz Kuşçusu filminde Burt Lancaster
Alkatraz Kuşçusu filminde Burt Lancaster

Orjinal adı “Birdman of Alkatraz” olan Alcatraz Kuşçusu, 1962 yılında John Frankenheimer ‘ in yönetmenliğinde çevrilen, 147 dakikalık siyah-beyaz görüntüleriyle kült haline gelmiş, adeta ” gölgelerin şiiri ” nitelemesini hakkeden benzersiz ve insanın yüreğine dokunan bir filmdir. Film sonradan renklendirilmiş olsa da, siyah-beyaz görüntüleri değerini asla kaybetmemiş, aksine filmin büyüsünün nereden kaynaklandığını bizlere hatırlatmak istemiştir.

Film gerçek bir öyküden yola çıkmış olup, mahkum Robert Stroud rolünde Burt Lancaster’ i keyifle izlememize neden olurken, Elmer Bernstein’ in Alkatraz koridorlarında yankılanan müzikleriyle de, bizleri mahkum hücrelerinde düşsel bir yolculuğa davet ediyor.

Geceyarısı Ekspresi

emrextreme | 04 October 2008 09:37

Geceyarısı Ekspresi

Yönetmen : Alan Parker

Oyuncular : Brad Davis, Irene Miracle, Bo Hopkins, Paolo Bonacelli, Paul L. Smith

-Özet-

Film Billy Hayes‘in uyuşturucu madde kaçırırken havaalanınında yakalanmasıyla başlıyor. Mahkeme sadece taşıma suçundan yargılayıp 4 sene hapis cezası veriyor. Daha sonra bu hapis cezası 4 sene sonunda, çıkmasına 53 gün kala 30 yıla çevriliyor. Billy’de bunun üzerine ağzına geleni söyleyip hapse geri dönüyor. Daha sonra çaycının üzerinde uyuşturucu buluyorlar. Çaycı suçu Billy’nin arkadaşına atıyor. Bunun üzerine Billy galeyana gelip çaycının dilini ısırarak koparıyor. Billy’yi delilerin tutulduğu ayrı bir bölüme alıyorlar. Daha sonra Billy’nin kız arkadaşı Billy’e fotoğraf albümü içinde saklı bir miktar para getiriyor. Billy bunu rüşvet olarak kaçmak için kullanıyor. Gardiyan parayı alıyor fakat kaçmasına izin vermiyor. Bir odaya götürüp dövmeye başlıyor. İtişme sonucu gardiyanın kafasına askılık girip ölüyor. Billy de hapishaneden kaçıyor.

Konu olarak aslında klişe gibi dursa da anlatım tekniği olarak çok etkileyici bir film. Olayları dramatize etme biçimi çok başarılı. Adama gerçekten acıyorsunuz. Ben filmi çok başarılı buldum. Peki bu kadar güzel bir filmde ki yanlışlıklar neler?

– Birincisi başta gerçek bir hikayeye dayalı demesi fakat kitabı okuduktan sonra filmin %80’inin kurgu olduğunun anlaşılması.
– Filmin en başındaki Kıbrıs kuşatmasıyla ilgili diyalog (henüz film başlamadan geçen)
– Türkçe konuşulması gereken bazı yerlerin Maltaca konuşulması
– Çoğu yerdeki Türkçe konuşmaların anlaşılmaz olması
– Mahkum olan Türklerin canavar gibi gösterilmesi
– Hapishanede mahkumlar birbirini arkadan bıçaklayıp kaçıyorlar. Bunun adı da Türk intikamıymış.
– Meşhur mahkeme sahnesinin tamamı (muhtemelen yapımcıların özel isteği gibi geldi bana)
– Deli koğuşunun zombi mahzeni gibi olması
– Kaçma sahnesinin çok basit olması

Hayatımı Değiştiren Filmler – 1 General Patton

izlandadakar | 03 October 2008 08:37

Ben bir sinema aşığıyım. Kişiliğimi olgunlaştıran filmlerden meydana gelen ve “Hayatımı Değiştiren Filmler” adını taşıyan bir seriyi sizlerle paylaşmak istedim.

Serinin ilk filmi General Patton!

Yönetmenliğini Franklin J. Schaffner’in yaptığı, başrollerini George C. Scott ve Karl Malden’in paylaştıkları 1970 ABD yapımı filmi, sadece savaş yapıtı olarak görmek yanılgıya düşmek olur. Savaşın acımasız yönü, biyografik ve tarihsel ögelerle nerdeyse kusursuz bir biçimde filme dengeli olarak dağıtılmış. 170 dakikalık bu sinema şöleni bittikten sonra bıraktığı derin izler, hayatınızı belki de yeniden gözden geçirmenize neden olacak.

Schweppes Kısa Film Festivali

fireelf | 02 October 2008 09:52

Yaşınız 18 üzeri değilse, bu siteye girmenizi önermiyoruz. Filmlerin yetişkin izleyicilere yönelik olduğunu ve şiddet, cinsellik unsurları ve kaba dil içerebileceğini hatırlatırız cümleleri ile karşılıyor bizi festivalin web sitesi.

Festivalde yer alan filmleri site üzerinden izleyebilirsiniz. Fimler düşük ve yüksek çözünürlüklü olarak seçilerek izlenebiliyor. Ben yazıyı yazarken magnifique, consequence, jet black olmak üzere 3 film gösterimdeydi. signs ve the collector isimli 2 filmin ise pek yakında gösterime gireceği belirtilmişti.

Michael Moore’un Yeni filmi

SakarPilot | 01 October 2008 09:29

Fahrenheit 9/11, Sicko, Bowling for Columbine, Captain Mike Across America gibi filmleriyle tanıdığımız ünlü yönetmen Michael Moore, 2004 ABD başkanlık seçimlerini anlattığı yeni filmi Slacker Uprising‘i tamamladı.Sinemaseverler filmi 23 Eylül tarihinden bu yana Moore’un sitesinden ücretsiz olarak izleme ve indirme (sadece ABD ve Kanada’da oturanlar filmi indirebiliyor) imkanına sahip bulunuyor.

Ayrıca ABD ve Kanada’da bulunan okul ve üniversiteler, bu formu doldurarak filmi DVD formatında ücretsiz edinebiliyorlar.
Filmi satın almak içinse bu adres kullanılabilir.
Müzmin bir George Bush muhalifi olan Michael Moore‘un bu filmi, benim bildiğim kadarıyla internet üzerinde galası yapılan ilk film.
Michael Moore,bu filmi yapma amacının, 4 Kasım 2008’de yapılacak ABD başkanlık seçimleri için herkesi oy kullanmaya çağırmak olduğunu belirtiyor.

Hellboy II: The Golden Army -eleştiri-

menese | 30 September 2008 10:12

Yıllar, yıllar önce insanlarla, mistik yaratıklar (Elfler, Goblinler, Ogreler vb..) arasında büyük savaşlar olmuştur.. Bu kanlı savaşların bir döneminde insanlar, savaşın üstün tarafı haline gelerek, rakiplerini kırıp geçirmişlerdir..
Elf kralı bu katliamdan çok etkilenmiş, üzüntüye boğulmuştur..
Bir gün, bir ‘Goblin’ demirci ustası, krala, altından imal edilmiş, asla karşı konulamayacak, devasa askerlerden oluşan, mekanik bir ordu yapmayı teklif eder.. Oğlu Prens’in de etkisiyle, Kral bu öneriyi kabul eder..
Bu yenilmez armadayla birlikte, bir de taç imal edilmiştir ki, tacı başına takan, bu tehlikeli ordunun kontrolünü de ele geçirecektir..
Elf Kralı, artık, bu Altın Ordu’nun da kralıdır..

Gel zaman, git zaman; insanlar yeniden saldırıya geçtiğinde, karşılarında buldukları ‘acı ve merhamet duygusundan nasipsiz’ bu Altın Ordu’nun önünde, müthiş bir kıyıma uğrarlar..
İyi yürekli Elf Kralı, bu kez de, bu kararından büyük pişmanlık duyar ve başındaki tacı üç parçaya böler; birini insanlara verir, ikisini kendisine saklar..
Kral, bundan böyle, insanların şehirlerde; diğer yaratıkların da ormanlarda hüküm sürmelerini karara bağlar..
Altın Ordu ise, tacın parçaları birleşmediği sürece, etkisiz kalmaya mahkum olarak dünyanın bilinmeyen bir yerine kapatılır..