bildirgec.org

Site arşivi: sinepil

Deney Amerikanlaşıyor!

gorcun | 20 June 2009 15:06

Das Experiment
Das Experiment

Yaratıcı Amerikan Sineması (!) bir filmi daha yeniden çekiyor! Remake denilen kavramla her türlü eseri Amerikanlaştıran, Hollywood şimdide yine kendine özgü orijinal bir Alman yapımı olan Das Experiment (Deney) filmini yeniden çekmeye hazırlanıyor. Orijinali 2001 yılında Oliver Hirschbiegel tarafından yönetilen film, Stanford Hapishane Deneyinden esinlenerek çekilmişti. 20 gönüllü kişiyi bir hapishane ortamında 8’i gardiyan 12’si mahkum olmak üzere sosyal bir deneye tabi tutan araştırmanın etkileri kötü olunca 6. günün sonunda deney bitirilmek zorunda kalmıştı. İşte bu ilginç hikayenin yeniden çekilecek filmini Prison Break dizisini yönetmiş olan Paul Scheuring üstlenecek. Adı duyurulan oyuncular arasında Oscarlı aktör Adrien Brody, Forest Whitaker, Elijah Wood ve Cam Gigandet gibi isimler yer alıyor. Filmin çekimlerine önümüzde ay başlanması planlanıyor. Muhtemelen 2009’un sonu yada 2010’da vizyona girecek. Amerikan versiyonundan önce Alman yapımını izlemenizi tavsiye ederim.

Adrien Brody
Adrien Brody

The Proposal (2009)

queennothing | 20 June 2009 10:50

Birçok filmin kamera arkasında çeşitli görevler alan ve oyunculuk da yapan, “Step Up“, “27 Dresses“in yönetmeni Anne Fletcher‘in 2009 yapımı romantik / komedi filmi “The Proposal“, senaryosunun klişeliğini örtecek kadrosuyla, oldukça iddialı geliyor.
Margaret Tate, ünlü bir yayınevinin baş editörüdür. Kuralcı ve ‘baskın kadın’ kimliğiyle Margaret, şirket çalışanlarının köşe bucak kaçtığı bir kabustur. Yardımcısı Andrew, sıradan bir yardımcıdan çok daha fazlası, genç kadını, yediği yemekten, içtiği kahveye, olay anında vereceği tepkilerden, ani çıkışlarına kadar tanımaktadır. Margaret’in baskın tavırları karşısında, konuşacak zamanı bile zor yakalayan Andrew, genç kadının göçmenlik bürosuyla başının dertte olduğunu öğrenir. Kanadlı Margaret’in Amerika’da çalışma izni yoktur ve bürodan gelen avukatlar, hakkında işlem başlatacak, onu süresiz sınırdışı edecektir.

Babel (2006)

queennothing | 19 June 2009 18:00

Amores Perros” ve “21 Grams” gibi başarılı yapımların Meksika asıllı yönetmeni Alejandro González Iñárritu‘nun 2006 yapımı filmi “Babel“, tıpkı diğer filmleri gibi, hikaye içinde hikaye barındıran etkileyici bir drama.
Richard ve Susan, iki çocuklu bir çifttir. Diğer çocukları olan Sammy, hayatını kaybettikten sonra bunalıma giren Susan, Richard’la katıldıkları bir tur sırasında, vurulur. Amerika’dan, Fas’a uzanan turda, otobüsün cam tarafında oturan Susan, nerden geldiği belli olmayan bir kurşunla, omzundan yaralanır. Otobüs durdurulur, en yakın köye gidilir. Kan kaybeden Susan’ın yarası, ilkel yöntemlerle dikilse de, genç kadının kanaması ölümcüldür. Elçiliği arayan Richard, acil ambulans gönderilmesini talep eder. Karısını kaybetme ihtimali, genç adamın daha da gerilmesine neden olurken, otobüsten inen turistler, aracın daha fazla bekletilemeyeceğini söyleyerek, genç adamın baskı içinde, iki arada kalmasına neden olur. Babil’deki sınırlı imkanlarla Richard, karısını kurtarmak için elinden geleni yapacaktır.

Ahmed ile kardeşi Yussef, babasıonın fazla fazla para dökerek satın aldığı tüfekle tepelere çıkarak, çakal avına gider. İyi bir nişancı olduğunu iddia eden küçük Yussef, bunu abisine kanıtlamak için metrelerce öteden gelen otobüse ateş eder. Amerikalı turistleri taşıyan otobüste, cam kenarında oturan genç bir kadın vurulur. İki kardeş, artık resmen ‘suçlu’dur.

Deli Deli Olma

exorientelux | 19 June 2009 15:09

Bembeyaz karlarla kaplı Kars manzaraları eşliğinde sıcak yüreklerin hüzünlü hikayelerini anlatan bir film Deli Deli Olma. Yıllar sonra Tarık Akan ve Şerif Sezer’in biraraya geldikleri, çok da iyi ettikleri filmin yönetmeni 120 ve O… Çocukları filmlerini de yöneten Murat Saraçoğlu. Kars’da kalan son Molokan Mişka (Tarık Akan), köyün cadaloz ninesi Popuç (Şerif Sezer), tek derdi lebdeğmez(dudakdeğmez) söyleyebilmek olan Şemistan (Levent Tülek), müziğe yeteneği olduğu ortaya çıkan Şemistan’ın kızı Alma (Cemile Nihan Turhan), borç karşılığında elden ele dolaşan bir piyano, bunlar da hikayemizin kahramanları.
İyice yaşlanıp artık muhtaç hale gelen, köyde hem sevilen ama biraz da gizemli görülen Mişka, borçları yüzünden birgün,babasından kalma piyonosunu, borcu karşılığı Şemistan’a verir. Piyano Şemistan’ın evinde Popuç Nine tarafından şeytan icadı olarak karşılansa da evin küçük kızı Alma, ilk defa gördüğü bu müzik aletini çok sevecektir.

Russel Crowe’lu Robin Hood’tan fotoğraflar

gorcun | 19 June 2009 14:20

Robin Hood
Robin Hood

Ridley Scott’unçekimleri tüm hızıyla süren Robin Hood filminin setinden fotoğrafları ortaya çıktı. İngiltere’nin ve Galler’in ormanlık alanlarında çekimleri devam eden filmde başrolde yine Scott’un favori oyuncusu Russell Crowe oynuyor. Crowe’un yanı sıra diğer oyuncular Cate Blanchett, Scott’un son film Body of Lies’ta (Yalanlar Üstüne) Hani Pasha rolüyle etkileyici bir performans gösteren Mark Strong, Kevin Durand, William Hurt ve Vanessa Redgrave gibi isimler bulunuyor. Filmin, Mayıs 2010’da çıkması düşünülüyor.

Robin Hood
Robin Hood

En sevdiğiniz korku filmi hangisi? : Scream (Çığlık)

gorcun | 19 June 2009 09:59

Scream
Scream

The Hills Have Eyes (Tepenin Gözleri), Nightmare on Elm Street (Elm Sokağında Kabus) , The Last House on the Left (Soldaki Son Ev) gibi klasiklerin yönetmeni olan korku üstadı Wes Craven 1996’da Scream (Çığlık) filmini çekti. Yazarı ise Kevin Williamson’du. Çığlık yönetmenin hem şimdiye kadar korku sinemasına getirdiği klişelerle dalga geçtiği hemde gerilim filmi olarak çektiği bir filmdi. Film kısaca üniversitede okuyan gençleri teker teker öldürmeye kalkan maskeli psikopat bir katilin cinayetlerini anlatıyor.
Oyuncu kadrosunda Sidney rolünde güzel aktris Neve Campbell, sevgilisi Billy rolünde Skeet Ulrich, okuldan arkadaşları Tatum (Rose Mcgowan), Randy (Jamie Kennedy), Stuart (Matthew Lillard), filmin başında öldürülen güzel yıldız Drew Barrymore, hırslı televizyoncu Courteney Cox, polis memuru David Arquette gibi isimler yer alır. Bunun dışında The Exorcist filmiyle meşhur olmuş oyuncu Linda Blair ve Wes Craven’da küçük rollerde filmde gözükürler.

Wes Craven - Bilin bakalım kim?
Wes Craven – Bilin bakalım kim?

Telefondaki sesin sahibi ise Roger Jackson’dur. Sydney’in annesinin bir yıl önce öldürülmesinden sonra dönen katil öğrencilere dehşet saçmaya devam eder. Travmadan kurtulamayan Sidney ise devamlı çevresinde olan kişilerin ölmesinden şüphelenmektedir. Peşindekinin kim olduğunu öğrenmek, hem annesinin katilini hemde hayatındaki en önemli cevabı bulmak açısından Sidney’in her türlü tehlikeye girmesini sağlayacaktır.

Barry Lyndon (1975)

queennothing | 18 June 2009 15:46

Usta yönetmen Stanley Kubrick‘in, “A Clockwork Orange“den sonra, 1975 yılında, William Makepeace Thackeray‘ın romanından uyarlayarak sinemaya aktardığı “Barry Lyndon“, dönem filmlerine, ‘Kubrick tarzı’ bir bakış kazandırdı. 1941, Kaliforniya doğumlu aktör Ryan O’Neal‘ın başrolünde yer aldığı film, 4 Oscar Ödülü kazanırken, Kubrick’e 3 dalda Oscar adaylığı getirdi.
Redmond Barry, babası bir düelloya kurban gitmiş, annesiyle yaşayan, kuzeni Nora’ya aşık, pasif görünümlü bir gençtir. İngiliz asilzadelerine gıptayla geçen zamanı ve Nora’ya olan aşkı, genç kadının, Yüzbaşı Quin’le olan yakınlaşmasını kıskanmasına sebep olacaktır. Çiftin evlenme kararı, Redmond’un dengesini bozar ve Quin’i, herkesin ortasında aşağılayarak, düelloya davet eder. Zor durumlarda, ‘aptal cesareti’ne güverek ani kararlar veren ve dolayısıyla sürekli hata yapan Red, Yüzbaşı Quin’in acemi ve korkak tavırlarıyla daha da cesaretlenir. Tek atışta yere yığılan Yüzbaşı Quin, ‘bir Yüzbaşı’nı öldürdüğü için’ hayatı tehdit altına giren Red’in, şehirden ayrılmak zorunda kalmasına sebep olur. Yanına, annesinin birikimlerini alan Red, yolda iki kişi tarafından soyulur.

Kan Banyosu devam ediyor : ”Saw 3 (Testere 3)”

gorcun | 18 June 2009 13:20

Saw 3
Saw 3

Testere serisinin 3. filmi olan Saw 3 (Testere 3) yine Leigh Whannell, James Wan ikilisi tarafından yazılıp, ikinci filminde yönetmeni olan Darren Lynn Bousman tarafından çekilmiş. Birinci filmde Jigsaw’la tanışmış, ikincisinde ise geçmişini öğrenmiştik. Üçüncü filmde artık ölüme doğru giden katil, ölmeden önceki son kozlarını oynar. Ölmek üzere olan Jigsaw’un (Tobin Bell) yardımcısı konumuna gelen Amanda (Shawnee Smith), başarılı doktor Lynn Denlon’u (Bahar Soomekh) kaçırıp Jigsaw’u kurtarması için boş depoya getirir.
Doktor Denlon’u ikna etmek için Jigsaw’un oyunlarının bir parçası olan ölüm makinası boynuna patlayıcı olarak yerleştirilir. Patlayıcı, Jigsaw’un kalbi durduğu zaman patlayacak şekilde ayarlanmıştır ve doktora kurtulmak için ikinci bir seçenek bırakılmamıştır. Ama Jigsaw’un asıl oyunu oğlunu trajik bir kazada kaybetmiş intikam hırsıyla yaşayan baba Jeff (Angus MacFadyen) üzerinedir. Jeff, bu oyunda oğlunun adaletsiz ölümüne bir şekilde karışmış herkesi ya affedecek ya da oğluna yapıldığı gibi yaşamlarını elinden alacaktır.

Mickey Rourke

queennothing | 18 June 2009 09:21

16 Eylül 1952, New York, Schenectady doğumlu Philip Andre Mickey Rourke, Fransa ve İrlanda asıllı bir ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya geldi. Daha sonra bir kız (Patty) ve bir erkek kardeşi (Joey) olan Mickey’nin vücur sporuyla ilgilenen babası Philip Andre Rourke, Mickey henüz 6 yaşındayken evi terketti. Anne Ann, üç çocuğuyla birlikte Miami’ye taşınarak, beş oğlu olan bir polis memuruyla ikinci evliliğini yaptı. Mickey ise, vücut geliştirmeyle ilgilenirken, savunma sporları ve boks eğitimi almaya başladı. Profesyonel anlamda boksör olan Mickey, Miami’de bir çok maça katıldı ve çoğunlukla nakavt etti. 19 yaşında geçirdiği bir beyin sarsıntısı sonucu, doktorlar, boksu bırakmasını istedi. Geçici olarak ara veren Mickey, Miami Üniversitesi‘nden tanıdığı bir arkadaşının düzenlediği tiyatro oyunundaki oyuncu eksikliğini kapatarak, yeni tutkusuyla tanışmış oldu. Kızkardeşinden aldığı borç parayla New York’ta bulunan, Paul Newman ve Marlon Brando gibi isimlerin ders aldığı ‘Actors Studio‘da oyuncu koçu olan Sandra Seacat‘ten oyunculuk dersleri aldı.