Usta yönetmen Stanley Kubrick‘in, “A Clockwork Orange“den sonra, 1975 yılında, William Makepeace Thackeray‘ın romanından uyarlayarak sinemaya aktardığı “Barry Lyndon“, dönem filmlerine, ‘Kubrick tarzı’ bir bakış kazandırdı. 1941, Kaliforniya doğumlu aktör Ryan O’Neal‘ın başrolünde yer aldığı film, 4 Oscar Ödülü kazanırken, Kubrick’e 3 dalda Oscar adaylığı getirdi.Redmond Barry, babası bir düelloya kurban gitmiş, annesiyle yaşayan, kuzeni Nora’ya aşık, pasif görünümlü bir gençtir. İngiliz asilzadelerine gıptayla geçen zamanı ve Nora’ya olan aşkı, genç kadının, Yüzbaşı Quin’le olan yakınlaşmasını kıskanmasına sebep olacaktır. Çiftin evlenme kararı, Redmond’un dengesini bozar ve Quin’i, herkesin ortasında aşağılayarak, düelloya davet eder. Zor durumlarda, ‘aptal cesareti’ne güverek ani kararlar veren ve dolayısıyla sürekli hata yapan Red, Yüzbaşı Quin’in acemi ve korkak tavırlarıyla daha da cesaretlenir. Tek atışta yere yığılan Yüzbaşı Quin, ‘bir Yüzbaşı’nı öldürdüğü için’ hayatı tehdit altına giren Red’in, şehirden ayrılmak zorunda kalmasına sebep olur. Yanına, annesinin birikimlerini alan Red, yolda iki kişi tarafından soyulur.Parasız ve atsız Red, kendini Kral George’un Ordusu’nda bulur. Savaş deneyimi olmayan Red, soyunu önemsemeksizin, cesur ve istekli asker alan bu orduda, Yüzbaşı Quin’le olan düellosunda kendisine yardım eden Grogan’la karşılaşır. Bu tesadüf, Red’in yeniden paralanması ve Yübaşı Quin’in aslında ölmediğini öğrenmesiyle sonuçlanır. Quin’i vuran silah, kıtıktan yapılmıştır ve Red’in darbesi, Quin’in şok geçirip, sadece ‘bayılmasına’ neden olmuştur.Orduda savaş eğitimi alan Red, Fransız Birliği’ne karşı yapılan küçük çaplı bir saldırıya katılır ve böylece genç Redmond, ilk savaş deneyimini sıcağı sıcağına kazanır.

6 yıl daha orduda kalma zorunluluğu olan Red, ordudan kaçar. Yoılda, çocuklu bir kadınla tanışır. Kocası askerde olan kadının evinde bir süre kalan Red, evine dönmeye karar verir. Dönüş yolunda Yüzbaşı Potzdorf ile karşılaşır ve Yüzbaşı, Red’e bir takım sorular sorar. Kaçak asker olan Red, Yüzbaşı’na ayaküstü yalan söyler, fakat durum, beklediğinin tersine gelişir. Kendini, Yüzbaşı’nın ‘onur konuğu’ olarak bulan Red’in yalanları, kısa sürede ortaya çıkar. Durumdan kurtulmak için, Prusya Ordusu’nda gönüllü asker olmayı kabul eden genç adama, şans, çıkmayan bir leke gibi yapışmıştır.Orduda terfi alan Red, Avusturya İmparotoriçesi’nin başyaveri Balibari’nin hareketlerini gözlemlemek, bir nevi, ‘köstebeklik’ yapmak için görevlendirilir. İrlandalı olduğu anlaşılan Balibari,Redmond’un dostluğunu kazanınca, köstebeklik görevi, ‘sahtekarlığa’ dönüşür. Kumarla gününü gün eden Red, hemşerisi Balibari’yle sıkı dost olmuş, Prusya Ordusu’ndaki Yüzbaşı’na yalan beyanda buluyordu. Balibari’nin sahtekarlığı anlaşılınca, Prusya Ordusu tarafından ‘tutuklama emri’ çıkarılır. Fakat Red ve Balibari, sınırı çoktan geçmiş, Avrupa sosyetesinde kabul gören, iki saygın insan olmuşlardır. İkilinin kumar becerisi, para kazanma amaçlarıdır.Çok geçmeden Redmond, hayatında bir kadının eksikliğini duymaya başlar. Tam o sırada tanıştığı Lyndon Kontesi’yle aralarında aşk doğar. Leydi’ye evlenme teklifi eden Red, oldukça yüklü miktarda serveti olan Leydi’nin soyadını, kendi adıyla birleştirerek, ‘Barry Lyndon‘ olur.

“Barry Lyndon” orjinal senaryosu