bildirgec.org

SMS dolandırıcılarına dikkat!!!

ahmetgun | 19 July 2010 14:13

Dolandırıcıların SMS Ağına Düşmeyin…

Son dönmede çokça yaşanan ve çokta ciddi olan bu sorunu dile getirmek istedim.

Cep telefonlarımıza gelen Kazandınız!mesajları.

Turkcell den, Pepsi den ve uydurma birçok isimle gelen SMS lerde çekiliş yada kurra ile para yada kontör kazandığınıza dair gelen mesajlar. Sonrası çok daha vahim , kazandığınız hediyeyi almak için verilen telefon numarasını arıyorsunuz, dolandırıcılar devreye giriyor ve ya kontörlerinizi yollamanızı istiyorlar yada daha kötüsü kazandığınız parayı yollayabilmek için kredi kartı numarası isteyip kartınızdaki tüm parayı kaşla göz arası harcıyorlar. Dikkat etmemiz gereken hiçbir firmanın hediye vermek için bu yolu seçmeyeceğini bilmek ve her kim olursa olsun özellikle kredi kartı numaralarımızı paylaşmamak.

.
.

Baba Oluyorum!!!

onkasim | 21 January 2003 16:15

Yaklaşık yarım saat önce öğrendim, ellerim titriyor, kalbim ise her an fırlayabilir. Öğrendiğimden beri boğazımda oluşan düğüm yüzünden konuşamıyorum ama belki yazabilirim dedim, onuda becemiyorum ne yapacağımı şaşırdım. Eşimi bile arayamıyorum heyecandan kimbili ne kızmıştır bana. Naapılırki??? Allahım aklımı oynatıcam…

haydi 3 çocuk yapalım

RfN | 17 March 2008 14:09

Başbakanımızın 3 çocuk yapın tavsiyesi bana gerçekten ilginç geldi.
Acaba başbakanımız alt veya orta gelir grubundaki bir ailenin nasıl geçindiğinden haberi var mı?
Bende bazı araştırma sonuçlarından yararlanarak konu hakkında birşeyler yazayım dedim.
Açlık sınırı nedir, yoksulluk sınırı nedir, bir ailenin asgari geçinmesi için kaç paraya ihtiyacı vardır…
Kamu Sen’in araştırma sonuçlarına göre 4 kişilik bir ailenin (başbakanımızın tavsiyesinden 1 eksik) asgari geçim haddi yani yoksulluk sınırı 2.323 YTL (Aralık 2007).
Kamu Sen bu rakamı şöyle açmış.
Çalışan tek kişi 1.180 YTL
Çalışmayan eş 432 YTL
Okula gitmeyen çocuk 238 YTL
İlköğretime giren çocuk 472 YTL
Bu araştırmada 4 kişilik bir ailenin sağlık kuruluşlarının belirlediği şekilde sağlıklı beslenebilmesi için günde 17,29 YTL harcaması gerekiyor, yani ayda 518 YTL.

Türkiye İstatistik Kurumu’na göre bir memur, ortalama maaşının % 94,2’sini yalnızca gıda ve barınma harcamalarına ayırmak zorunda kalıyor. Ortalama ücretle geçinen bir memurun ailesinin ulaşım, sağlık, eğitim, haberleşme, giyim gibi zorunlu ihtiyaçlarını karşılaması için maaşından geriye yalnızca 56,81 YTL’si kalıyor.
Dikkat edin bu ortalama ücretli bir memur, beslenme için 518 YTL ve kira için 400 YTL veriyor. Maaşı ise sadece 979 YTL…
Peki 979 YTL’ye ne alabiliriz, burada bir başka kamu sen araştırması var. Mesela bu memurumuz ailesiyle birlikte hiçbirşey yemez içmez kira ve fatura ödemez ve bitkisel hayata girerse bütün maaşıyla sadece 5-6 depo benzin alabiliyor…
Bu arada 400 YTL’ye kiralık olan evlere bir bakalım.
Milliyet emlak’ta Avrupa yakasındaki 6476 ev ilanı arasında 400 YTL’nin altında sadece 99 tane ev var…
Peki bu kişi bir memur değilde asgari ücretle çalışan biriyse…
Asgari ücret maaşı brüt olarak 608 YTL, kesintiler sonrası kalan net maaş 517 YTL.
Peki açlık ve yoksulluk sınırının altı olan 517 YTL ile neler alınabilir…
Buna kesinlikle göz atın diyorum.
TÜİK’e göre bu parayla iki takım elbise veya 4 çift ayakkabı alınabiliyor…

sana dair!

cocoon | 15 December 2003 23:36

Sahip olmak isteyipte sahip olamadığım ve belkide böyle olmasının verdiği bir mutluluk bir özlemsin içimde. sen hala varsın bitanem.hayatlarımızdan gelip geçen insanlara karşın var olmaya devam ediyorsun. sen,ben,herşey,çevrelerimiz bile değişti. senden sonra sevdiklerimde oldu sevmediklerimde. yaranı kapatmaya çalıştıkça içimde,başka yaralar açtım kendime dair onlara dair ve sana dair içimdeki solmayan gülüm. ve sana baktıkça,ve seni düşündükçe içimdeki yaranın hiç kapanmadığını ve senin hep orda olduğunu görmek bir damla gözyaşıyla birlikte düşüyor kalbimde açtığım sana ait çukura .ve anlıyorumki senden sonrakileri hep seni yok etmek için sokmuşum hayatıma ama becerememişim .ve şimdi neler vermezdim o sımsıcacık gülüşünü görmek için karşımda. canım benim seni oyle özledimki istanbulun bu yağmurlu gunlerinde ve gecelerinde bile yağmurda sen varsın,güneşinde, ustumden akıp gıden bulutta da sen. sen,sen,sen! nereye kadar gidicek bu? seni ne zaman bitiricem bilinmezliğinle birlikte? hayat akıp gittikçe, uzaklıklar, mesafeler gırdıkce ıcımıze ,beynımıze ve ruhumuza bıtanem soldurabilecekmıyım sana olan duygularımı ıcımde. soyle bıtırebılecekmıyım sandın senı benım sandıgım gıbı. hala ıcımdesın ve hala bır umut tasıyorum ıcımde sana daır.ne olur gel !!! gelki bır mum ışığıyla özleştirdiğim cılız, zayıf ve umutsız sevgını yasayabıleyım doyasıya senle. cunku senı sen olmayanlarda aramaktan ve senı sensız yasamaktan yoruldum her kopusun ardından sana donmekte oyle bıtırdı benı.zaman vuslata dair sarkılar soylerken bana ben ıcımdekı soyleyemedıgım sarkıları sana soyledım gecmısıme donerek senle bırlıkte. daha ne dıyeyım be gulum bır kerecık olsun goster yuzunu o belı yeter ınan bana…Sen hep mavi kal sevdiğim…

Müchever Template -PSD

elchancho | 16 June 2009 08:50

Nette gezerken buldugum ücretsiz bir müchever template..psd formatında..kendi uploadum güle güle kullanın warez deildir

………

umarıum işinize yarar

Matrix tarikat`i

| 23 April 2007 03:03

http://www.sabah.com.tr/ozel/matrix3615/dosya_3615.html

Un Giorno Perfetto (2008)

queennothing | 03 April 2010 12:36

Melania Gaia Mazzucco’nun romanından uyarlanan 2008 çıkışlı sinema filmi “Un Giorno Perfetto” (Mükemmel Bir Gün), bir Ferzan Özpetek klasiği. Venedik Film Festivali’nde gösterimi yapılan ilk İtalyan filmi olma özelliğini taşıyan yapım hakkında Özpetek şunları söyledi;
“Bugüne kadar çektiğim filmlerin senaryolarını hep kendim yazdım. Oyuncu seçiminden, diyaloglara kadar her şeyi kendim yapayım istiyorum. Ama bu film böyle olmadı. Yapımcım bana …böyle bir roman var, mutlaka bir şeyler çıkaracaksın… dedi ve romanın senaryolaştırılmış halini elime tutuşturdu. Başta okumak dahi istemedim, zira kafamda uyarlama yapmak yoktu. Okumaya başladığımda ise bir çırpıda bitirdim; karakterler kafamda canlanmıştı bile. Eve gittiğimde ise Mazzucco’nun romanını gördüm. Bugüne kadar oturup okumuş olsaydım, ilham alıp bir şeyler çıkarırdım.”

“…Kitapta fazla şiddet vardı. En azından çekmek istemeyeceğim kadar fazlaydı. Oyuncular da bazı sahneleri tamamlarken zorlandı.”