bildirgec.org

Smash Clock

korhan23 | 17 January 2009 17:01

smash clock
smash clock

Sabah mışıl mışıl uyurken saatin alarmıyla uyanmak çok sinir bozucu. O saati yumruklamak isteriz ama yumrukladığımızda ya saat kırılır, ya da elimiz zarar görür. İşte size rahatça yumruklayabileceğiniz bi’ saat: smash clock. Bu saati rahatça yumruklayabilirsiniz, zaten yumruk atmadan alarm susmuyor:) kaynak

Sıradanlaşan Sıradışılık ve Normalin Anakronizmi: Visitor Q

Kuduz maymun | 03 August 2009 14:27

Visitor-Q (Bijitâ Q)
Visitor-Q (Bijitâ Q)

Japon toplum ve aile yapısında oluşan çöküntülerin konu edinildiği filmde ünlü Japon yönetmen Takashi Miike, kurgu esnasında sıradanlaşan ahlaki sıradışılığı etkili bir biçimde aktarmıştır.
Filmde konu edinilen aileye bir gün bir misafir gelir. (visitor Q). Bu misafiri evde kimse tanımaz ama varlığı da yadsınmaz. Adam evde kalmaya başlar. Konu edinilen ailenin annesi, oğlundan sürekli dayak yemekte, gündüzleri de sıradan bir iş yapar gibi evde ev işlerini, yemeği yapıp fahişelik yapmak için dışarı çıkmaktadır.
Evin lise çağlarındaki kızı zaten evden ayrılmış, fahişelik yapmaktadır. Baba, bir basın- yayın işinde çalışmaktadır. İşi gereği bir gün Japon gençleri ile röportaja çıktığında kızının fahişelik yapmakta olduğu civarda bir otelde kızın da teşviki ile öz kızı ile yatmıştır. Fakat parası yetişmemiş, ücretin kalan kısmını evde annesine vereceğini vaadetmiştir. Yine sokakta oğlunun diğer öğrenci gençler tarafından sürekli bir şiddete maruz kaldığını görmüş, işi gereği kullandığı kamera ile bunu kaydetmiştir.

Yenilenebilir Enerji Kaynakları

mahirgul | 18 February 2008 13:03

Aman petrol canım petrol diye şarkı bile yaptığımız fosil yakıt kullanımı doğayı daha da ötesi hayatımızı tehdit eder noktaya gelmiş durumda.

Burada zaten bilinir durumda olan bu sorunları tekrarlamak niyetinde değilim. Daha temiz bir çevre ve daha yüksek hayat standartları yakalayabilmek için yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmak en akıllıca yöntem gibi görünüyor. Bu konuda bir kanunumuz bile var.
Ülkemizde kullanım alanı olan rüzgâr çiftlikleri yenilenebilir enerji kaynaklarının en gözdelerinden biri. Karayel, Keşişleme, Kıble, Lodos, Poyraz ve Yıldız gibi değişik isimler vermişiz bu rüzgâr adını verdiğimiz hava akımına.
Dünyamızda kuzey ve güney yarım kürelerin ekvatora göre daha az ısınması sonucunda sıcak havanın daha soğuk olan yönlere doğru akmasıyla oluşan hava akımlarının hepsine rüzgâr diyoruz.
Maliyeti nükleer ya da fosil yakıtla çalışan tüm sistemlere göre neredeyse bedava denebilecek kadar az olmasına rağmen bu konuda Türkiye’de çok fazla aşama kat edilememiş olması can sıkıcı bir durum. Türkiye’de rüzgârdan elektrik üretilen 3 yer var bunlardan 2 tanesi İzmir Alaçatı’da bir tanesi de Bozcaada’da (Daha başka var mı? Varsa uyarırsanız sevinirim).

Bir Vardın, Bir Yoktun…

pelitas | 23 January 2008 22:15

Dilime kilit vuran sen olduktan sonra, kuracağım tüm cümleleri sineye çekmek benden olsun dedikçe yazmak ne garipmiş. Sevmek ne garipmiş; dört yanı savaşlarla dolu bu dünyada bir barış güvercinin kanatlarında ki parıltılarda… Her şeyde çıkar arayan insanlığın inadına sevmek seni, çıkarsızca… Geride kırık bir kalp bıraktın da, arkana bile bakmadın… O kalp ki anahtarları bir uzak diyarda. O kalp ki seni yaşamak için delirme sınırlarında. O kalp ki muhafız korumasında… Şimdi bak! Bu satırlar sana; anlasana… Sen aşka ve aşkıma inanmıyorsun! Seni çok sevdiğimi görmemezlikten geliyorsun değil mi? Kays adlı genç adam, aşkına yandığı Leyla’sı için Mecnun lakabını alıp çöllere düşmemiş mi? Ferhat, Şirin’i için olağanca gürzüyle kayaları delmemiş mi? Kerem, ermeni asıllı olmasına rağmen Aslı’sını sevmemiş mi? Peki aşk yoksa bu efsaneler ne hacet? Aşk şairleri neden kağıt kalem başında sabahlıyorlar? Neden yazılıyor aşk üzerine şarkılar, şiirler, kelimeler? Nefesler tükeniyor, yürekler sızlıyor; en hassas yerlerinden… Hala anlamıyorsun değil mi? Bari şunu hatırla! Sana hep derdim ya! Aşk, senin gözlerine bakarken uçurumlara düşmektir, yanımdayken elini tutmak isteyip kimi zaman sarılmaktır. Öperken bile utanmaktır, saflıktır. Elimden geldiğince duygularımı anlatmaktır. Aşk bir anlık değil bende ömürlüktür. “Sevdim mi adam gibi severim” sloganının gerçeğe yansımasıdır. Duyu organlarımın yavaş yavaş işlevlerini yitirmesine aldırış etmeden seni düşünüyor ve seviyor olmaktır. Sevgiye dair kaç suret varsa; suret başına sevebilmektir. Hala anlamadıysan; bırak aşk, bu işleri bırak! Sana güvenim yok artık. Sen benim, kimselere karşı besleyemediğimin duyguların; gizli öznesi olursun ancak. Bende kendi içinde, yüklemler üreten ilkokul talebesi… Seni, içimden sen bile alamazsın diyecek kadar yürekli olmaya çalışsam da gerçeklere tiryakiliğim var artık… İşte ben buna kader değil; yazık diyorum…Lanet olsun…

tatile ne dersin durma tıkla

minamisel | 08 June 2007 19:29

7mayıs-29temmuz tarihleri arasında siteye üye olup istersen başından geçen istersen hayallerindeki tanışma hikayesini anlat. Her hafta en yüksek puan alan hikaye Philips’ten dijital çerçeve kazanıyor.Tabiki ödüller bunla bitmiyor.30temmuz sonunda yayınlanan tüm hikayeler jüri tarafından değerlendiriliyor.Jürinin belirleyeceği yazar, bir arkadaşı ile birlikte 4 gece 5 gün Adem&eve de tatil kazanıyor.Hikayelerini paylaşan her 10. kişi ise Rexona ürünü kazanıyor.tıkla

dvd john’dan bedava müzik projesi

wanadooo | 20 February 2008 11:00

18 Kasım 1983 doğumlu 24 yaşındaki Jon Lech Johansen,15 yaşında yazıp dağıttığı programla DVD’ler üzerindeki şifrelemeyi kırarak ünlü oldu.Film şirketleri tarafından dava edildi ama bu davaların tümünden beraat etti. Norveç mahkemesi kullanıcıların Linux bilgisayarlarında oynatmak için DVDlerin kodunu kırabileceğine karar vermişti. (özgür ülke durumu) daha sonra bununla da yetinmedi Apple FairPlay DRM kodlarını da kırarak iyice popüler oldu. son marifeti ile yine steve jobs‘u sinirlendirecek gibi. steve jobs’un müzik hakkında düşünceleri. ilgililer için kendi projesi DoubleTwist‘in sitesi. özgürlük ve paylaşım güzel birşey. bu konuda steve jobs gitgide bill gates’e benzemeye başladı.