bildirgec.org

Tansel

FEYZAN | 07 May 2009 09:12

Ortaokulda sınıf arkadaşıydık. Sıralarımız önlü arkalıydı. Aynı memleketli oluşumuz yüzünden, ortak tanıdıklarımız filan vardı, benimle hep çok konuşurdu.Neşeli kaba saba bir çocuktu. Ara ara ondan sıkıldığımı ve susturmaya çalıştığımı hatırlıyorum.
Liseye geldiğimizde yine aynı okul devam ettik. Ancak, birimiz sabahçı, birimiz öğleci olduğumuzdan daha az görüşmeye başladık. Lisenin ikinci sınıfına giderken büyük aşkım, ilk aşkım savaş’ la beni gördüğünde beni esefle kınamıştı.Bu bizden büyük çocuğu semtten tanıyordu ve anlaşılan pek sevmiyordu.Bula bula bunu mu buldun diye beni okul çıkışı payladığını hatırlıyorum.
Daha sonraki yıllarda çok görüşemedik. Bir seferinde Kapalıçarşı da karşılaştık. Ben evliydim ve o da evlenmek üzereydi. Nişanlısının resmini gösterdi, çok güzel bir kızdı. Tansel’in hayallerinde görebileceği kadar güzeldi. Hatta şaşkınlıkla, ama bu çok güzel bir kız dedim de o da gururla Tiraje’ ye benzediğini söyledi. Tiraje bizim lisenin o dönemde ki en güzel kızlarından biriydi, ve tüm delikanlılar onu beğenirdi.
Derken, ben o semtten tanıştığım için uzun yıllar karşılaşamadık. İkimiz de Rumelili olduğumuzdan, ikimizin de üye olduğu, derneğimizin ramazan da ki dağıtımlardan birinde bir baktım Tansel geldi. Çocuklar için giysiler mi getirmişti, yoksa, o giysileri vereceğimiz ihtiyaç sahibi çocukları mı getirmişti, çok şişman bir adam olmuştu. Yarım dünya şeklindeydi. Belki de 130 kilo filan.Zaten hiç çok zayıf biri değildi ama bu insanlık dışı bir şeydi.O gün çok takıldım ona, bak ben hiç değişmedim filan diye de hava attım. Bir kızı vardı benim kızımdan büyük, işleri çok iyi gitmiyordu ve belli ki çok yiyor ve çok içiyordu. Eskilerden kimleri gördüğümüzden filan konuştuk, kardeşlerimi filan sordu.Sonra yine uzun zaman görüşmedik.En son gördüğümde kızından nerdeyse 14 yıl sonra, karısının tekrar hamile olduğunu ve ikiz çocuk beklediklerini söyledi.Ben de kaşınmışsınız işte ne güzel kızınız büyümüş, ne zor şimdi tekrar başlamak, filan diye takıldım.O konuşmamızın üzerinden de 3-4 yıl kadar geçmiştir sanırım.
Dün kuzenim söyledi, Tansel çok hastaymış hastane de ölümle pençeleşiyormuş, biliyor musun diye. Aort damarı yırtılmış, o gece de çok yemiş ve çok içmi, .hastalanınca yoğun bakıma kaldırmışlar ve 72 saati geçirmesini bekliyorlarmış . İlk 72 saati atlatabilirse yaşarmış. Ne zaman olmuş dedim, kuzenim 3 gün önce duydum dedi.Sevindim demek atlatmış dedim. Zorla kalp krizini çağırmış dedim.O kadar kilo alırsa, kalbi yağ bağlar tabi dedim.Aklıma yıllar önce okuduğum Peride Celal’ in üç yirmi dört saat adlı romanı geldi.Orda ki kahraman yaşlı bir kadındır ve 3 yirmi dört saati atlattıktan hemen sonra hayatını kaybeder.
Bu akşamüzeri dernekten arkadaşım Suna aradı.biliyor musun Tansel ölmüş dedi.Sen tanıyordun haberin olsun istersin diye düşündüm.Dondum kaldım o anda, ve ağzımdan ‘ geri zekalı’ sözcükleri çıktı.Geri zekalı, öküz nasıl ölür, nasıl böyle bir salaklık yapar.Çok kızdım Tansel e öldüğü için çok çok kızdım.Şu an da da hala çok kızgınım. İnsan 42 yaşında nasıl ölür .Gencecik karısını 3 tane evladını bırakıp nasıl ölü, ve nasıl bir sorumsuzluktur ki bu taaaaa aort damarını çatlatıncaya kadar kendine baktırmaz.
Çocuk doğuran insanlar bu yaşta ölmemeli. Kocam vadesi dolmuş filan diye beni teselli etmeye çalıştı, ama ben bunu kabul etmiyorum.Böyle dangalak bir kader olamaz, Allah küçücük çocukları olan, gencecik bir adamı öldürmez.Ama çok basit bir denklem bu kendine iyi bakmazsan, çocukların babasız büyür.Annen evlat acısı ile yanar.Eğer yıllarca sigara içersen, babam gibi akciğer kanseri olursun çok basit aslında .Bu görünmez kaza filan değil ki, kendisi çağırır bazen insan ölümü.Çok kız gınım Tansel e çok.
Şu anda Plasebo dinliyorum, ve bu satırları yazıyorum.Plasebo’nun üzerimde, plasebo etkisi yaratmasını bekliyorum, ama olmuyor.Tanse’l i plasebo ile yolcu ediyorum.Kalan herkes için hayat sensiz çok zor olacak, ama umarım sen ebedi hayatında bu dünya da bıraktıklarını hatırlamazsın, yoksa öbür dünya da çok acı çekersin.Çok acıdım, içim ezildi, çok gençtin çok üzüldüm.

Betül Dündar’ın www.iyibilgi.com daki Özel Yazısına Karşılık “Ulak” Özel Yorumum!

gokkiz | 27 January 2008 07:28

27 / OCAK / 2008
Saat : 06.30

GÖKSENİN UÇARER

Betül kardeş sen maalesef seyrettiğin şeyi ya hiç algılayamayacak kadar cahilsin(ki pek öyle de görünmüyor) ya da tamamen ön yargılı bir eleştiri yapmışsın!!

Bence Çağan Irmak bu filmi bir vatan borcu olarak yapmıştır!
Bir sanatçı olarak ülkesinin şu anki kötü gidişatının farkına çoktan varmış ve biz gerçekleri bildikleri halde istemeden uykuya dalmış olanları uyandırmak için kendince ancak böyle bir yol bulmuştur.
Hayalle,masalla,yumuşakça,sevgiyle kavga etmeden bizleri (özellikle genç nesili)uyarmak istemiş ve bence filmi sadece masal dinler gibi,fantastik görsel öğelerin eğlenceli,renklerine kapılarak ya da pembe dizi seyreder gibi boş boş izlemeyenler için de çok çok başarılı bir uyandırma alarmı yaratmıştır bu eserinde!!!

sosyomat’taki box.net aparatı

noexit | 17 March 2007 09:27

Sosyomatın yeni uygulamasında üyelik sayfasından box.net e dosya transferi yapılır hale getirilmiş. Bu tür bir eklenti mevcut mudur ? Wordpress e nasıl uygulayabiliriz ?

Gizli Kentler 2 – Gömbe-Uçarsu

bilgin | 20 December 2005 23:33

Boş beşik ağıdının yaşandığı yerlerdir. Boş beşik ağıdı,dağda koyunlarını güderken bir kartala sırtındaki bebeğini kaptıran ve kartalı ve yavrusunu bulmak için dağlarda ömür tüketen bir kadının hikayesini anlatır.Boş beşik ağıdı filmlere de konu olmuştur. Gömbe, akdağın eteklerindeki onlarca türkmen köyünün merkez köyüdür. Kebabı, uçarsuyu, yeşilgölü ve sedir ormanları ile meşhurdur. Sedir ormanlarının dünyada sadece gömbede ve beyrutta olduğu söylenmektedir. Gömbe suları, serin havası ve yeşilliği ile bütün antalya kıyı şeridinin yaylası konumundadır. Dağcılık ve trekking için çok ziyaret edilmektedir. Özellikle avrupalı turistlerin dağ özlemlerini giderdikleri bir yer haline gelmiştir. Son yıllarda yayla turizmi merkezlerindendir. Uçarsu; Akdağın(3024m) zirveye yakın bağrından çıkar. Önce yukarıya doğru fışkırarak sonra da aşağıya, vadiye doğru uçarak aktığı için adına uçarsu denilmiştir. Yaz aylarında ve kış aylarında kendiliğinden yönünü değiştirir. Bir akarsuyun kendiliğinden tersine akması efsanelere de konu olmuştur. Uçarsu Efsanesi: Yaşlı bir adam bir gün, Akdağın eteklerinde davarlarını otlatan bir yörük gelininden çok susadığını söyleyerek su istemiş. Yaşlı adam, bütün gün yol yürümüş ve çok yorulmuş. Dağın öteki eteğindeki köylülerden de su istemiş fakat köylüler suyun ancak kendilerine yeteceğini söyleyerek vermemişler. Genç kadın elindeki su kabağında taşıdığı suyu sırtındaki bebeğine yetecek kadar kalmış olmasına rağmen yaşlı adama uzatmış. O anda yaşlı adam birden gözden kaybolmuş ve kaybolduğu yerden sular fışkırmaya başlamış. Fışkıran sular önce Akdağın tepesine doğru yükselip sonra aşağıya vadiye doğru şelale şeklinde akmaya başlamış. Yöre halkı suya Uçarsu adını vermişler. Uçarsu yazın yörük gelinin köyünedoğru akıp bütün vadiyi sularken kışın da kendiliğinden yön değiştirip su vermeyen köylülerin olduğu tarafa akar ve etrafına zarar verirmiş. Su isteyen yaşlı adamın Elmalı- Tekke köyünde yaşamış olan Abdal Musa olduğu söylenir. Tekke köyünde Abdal Musa, Kaygusuz Abdal ve dervişlerin yan yana birlikte yattıkları türbe ve mezarları bulunmaktadır. Gezi için www.bilginotel.com adresini ziyaret ediniz.

2008 AVN Media Network’ün Ödülleri Açıklandı

raun | 23 October 2008 19:30

İçinizden “Yahu nedir AVN?” diyenler vardır. Açıkçası bende bilmiyordum. Ama çok kısa bir araştırmada AVN‘nin Dünya’nın en büyük porno fuarını düzenlediğini anladım.

AVN tam olarak AVN Media Network olarak tanıtıyor kendini. Sloğanı ise endüstrinin standartı! Ne kadar ilginç bir yaklaşım değil mi? Bizde TCK yasaları ile pornografik içerik yasak iken onlarda bir sanayi sektörü nerdedeyse! Belkide bacasız sanayisi! İlginç olan sektör dehşet bir hızla genişliyor ve internet trafiğini %90’ların üstünde meşgul ediyor olması. Ayrıca elde edilen gelirler ise bir o kadar büyük.

Neyse biz gene sanatsal yönüyle, yani ödüllerden bahsedelim. İşte adresimiz: Tıklayın. Bir çok kategoride ödül alan var. Açıkçası ben üşendim okumaya. Çünkü filmlerin adları hep aynı neredeyse (bu arada gülmekten yerlere yattım). Sitede +18 içerik olabilir. Şimdiden söyleyelim de siteye girenler için sorun olmasın.