bildirgec.org

yemek hakkında tüm yazılar

yemekteki eşlikçiler…

nazokiraze | 22 January 2009 23:37

Bazen karnımız acıktığı için, bazen canımız istediği için bazen de canımız istediği için yeriz kilo almak için yeriz, saglıklı olmak için yeriz, kilo vermek için yeriz yeriz de yeriz hababam yeriz..

Genellikle sevdigi şeyleri yemek ister insan, sevmedigi şeyleri sırf faydalı oldugu için tüketen insan çeşitleri de var tabi ancak yine de yediklerimizin damak zevkimize hitap etmesi saglıktan önce geliyor gibi sanki.

Ne yersek yiyelim yanına muhakkak lezzetli olması için, göze hitap etmesi için eşlik eden yardımcıları vardır. Ben kıymalı olan her yemekte karabiber ararım , içine muhakkak atarım, şehriye çorbasına mutlaka maydanoz olmalı bunlar olmazsa olmazlarım.

mutfak kültürü(Osmanlı dönemi)

nazokiraze | 21 January 2009 13:16

Saray dışındakiler ne yer ne içerdi?

İstanbul’un Osmanlı dönemi çok önemli bir şehir olmasından dolayı sarayın mutfagının zenginliği çogu zaman İstanbul’a da yansımıştır. Saray dışında maddi durumu iyi olan insanlar saray sayesinde ticareti yapılan yag, tuz, ceviz, baharat, bamya gibi yiyecekleri tüketme şansını yakalamışlardır. Osmanlı dönemi aşevleri, imarethaneler durmadan işlemiştir.

Saray mutfagıyla halk mutfagı arasında her kültürde, devlette oldugu gibi çok büyük farklar vardı. Daha önceleri sadece sarayda tüketilen halkın yiyemedigi ( pekmez yerine şeker, kepek yerine bugday, bulgur yerine pirinç, çeşitli kebablar) o dönem halkın özel günlerde tüketmeye başlayabildigi yiyecekler olmuştur. Hatta sarayda sayısız çeşit kebab yenmesine ragmen halkın yiyemedigi 19. yüzyıl başı halk için İstanbul’da üç tane kebabçı açılmıştır.Yine de saraydaki kebab çeşitleriyle mukayese edilemezdi.

Foodscapes: yiyecek sanatı

winmaker | 21 January 2009 10:56

http://www.telegraph.co.uk/news/picturegalleries/howaboutthat/3519419/Foodscapes-amazing-food-art-by-Carl-Warner.html?image=1

saray mutfağı

nazokiraze | 20 January 2009 20:16

Boğazına düşkün milletimizin damak zevki dünyaca bilinmektedir. Çok çeşitli yemekler, tatlılar yer, sofrada konuk agırlamayı milletçe severiz. Anca zaman geçtikçe hayatımıza her alanda olduğu kadar mutfak konusunda da çeşitli yenilikler her an girmekte. Gün geçtikçe damak zevkleri, pişirme teknikleri, kullanılan malzemeler değişiyor bazen iyi yönde daha saglıklı, daha bilinçli, daha lezzetli bazen de daha katkılı, daha hormonlu, daha pahalı, daha tehlikeli biçimde…

Her zaman övündüğümüz yaprak sarmalı, kurufasülyeli,pastırmalı,çeşit çeşit tatlılı, kebaplı, pilavlı mutfagımızı çoğumuz aslını kaybetmemek için korumaya yemeklerimize sahip çıkmaya çalışırız, değişen dünya ve yemek kültürüyle beraber ne kadar fastfood, yabancı asıllı soslar, içecekler, pizzalar, kolay yemekler, hazır çorbalar evimizin içine girdiyse de her zaman geleneksel Türk mutfagı yemekleri her evde her zaman yapılır. Ancak bizim geleneksel yemeklerimiz diyip sevdigimiz, ikram ettiğimiz, sahip çıktıgımız, övündügümüz yemekler sadece bir kaç çeşitten oluşmuyor.Osmanlı zamanı yemek kültürü neydi? ne yenir ne içilirdi? bakalım şimdiki yemeklerle kıyaslayalım bilmediklerimizi ögrenelim.

Matbah-ı Amire denen Osmanlı Saray Mutfağı kendi başına bir kasaba gibiydi, kilerler, yamaklar, aşçılar, hamam, kilercibaşı, mutfak emini odaları… Günde beşbin kişiyi doyuracak kapasitede olan bu mutfakta padişaha ayrı hareme ayrı valide sultana bile ayrı mutfak bölümlerinde yemek pişirilirdi. Tatlılar bile Helvahane Kapısından girilen helvahanede yapılırdı. Bazı dönemlerde helvahanede sekizyüz kişisen fazla çalışan oldugu kayıtlara geçmiştir.Serçini, kilercibaşı, Matbah-ı Amire emini, helvacıbaşı, aşçı yamakları yüzlerceydi.

Öğrencinin Dramı

dimoedes | 19 January 2009 13:22

Kendi memleketimden çok da uzakta olmayan bir şehirde üniversitede okuyorum ve okuduğum şehir dışarıdan tutucu bir şehir olarak biliniyor Konya misali. İlk sene yurtta kaldım ve ondan sonra yaklaşık bir ay arkadaşların evinde misafir olarak kaldım ve en sonunda eve çıkabildim. Tabii ev bulana kadar çok zorluk çekmedim değil. Çünkü bekarsınız üstüne üstlük öğrencisiniz. Misafir olarak kaldığım ev apartman dairesiydi ramazan ayındaydık ve komşulardan bir kere olsun yemek gelmedi. Keni evime çıktım bahçeli bir evdi iki kat üç daire hepimiz öğrenciydik. Komşular görünce selam bile vermezdi. Oradan bir apartman dairesine taşındık orada alt ve yan komuşumuzdan Allah razı olsun birçok defa bize yemek vermiştir tabii bizde onlara verirdik. Ama kapıcı çekilmez biriydi. Birgün aidat almaya geldiğinde çay içmeye geleceğini söyledi bizde kabul ettik neyse bu geldi oturdu sohbet felan derken döndü siz ünvde okuyorsunuz bir hatunda bana ayarlayın dedi. Bende dedim niye bizim alnımızda p.z.venk mi yazıyor dedim. Tabii bu şok oldu ve çıktı gitti. Aradan iki gün geçti ev sahibi bizi çağırdı.

mideden geçen yol

nazokiraze | 08 January 2009 17:32

Erkeğin kalbine giden yol mideden geçer yada can boğazdan gelir oda olmaz sa bir gram et bin ayıp örter şeklinde ülkemiz insanının gırtlağa düşkünlüğünü anlatan pek çok söz bulabiliriz ararsak. Evet erkeğin kalbine giden yol mideden geçiyormuş bu pek çok ülkede de böyledir.

Yalnız merak ettiğim atalarımız bu sözü söylerken gerçekten eşlerin yada sevgililerin kalbinden, midesinden mi bahsetmişler yoksa kayınvalidelerin mi? Öyle ya yaşlı kadınlar yada kaynana adayları eskiden bir araya gelince gelin adaylarının marifetlerinden bahsederlerdi. Macide hanımın kızı çok kuru, onun ablası da pek oynak hem hamam da görmüş bizim Kadriye memeleri pek sarkıkmış… gibi konuşmalar zamanla kızı aldıkça yada tanıdıkça amanın bir börek açıyor sorma benim diyen karı halt etmiş, pilavı lapa yaptı pilav beceremeyen kızdan gelin olmaz, yemeğin altını yaktı yapraklarıda kalın sardı gibisinden cümlelere bırakıyor yerini.

tantuni yememiş insan çeşidi

nazokiraze | 06 January 2009 11:46

Bundan altı yıl evvel eşimle Avcılar’da geziyorduk, birden hadi tantuni yiyelim dedim eşim bana öylece bakmış tantuni yememekle kalmamış ne oldugunu bile bilmiyordu. Bende hiç sormamıştım biliyor sanıyordum.

Tantuniye yumulmasıyla bitirmedi bir olan eşçagızım bundan bunca yıl mahrum olmasına anlam verememişti. Tantuni şalgam suyuyla daha güzel gider limonda sıkacaksın ama 25 yaşındayken tantuniyle tanışan eşim kolayla falan götürdü tantunileri.

Mersin’e has bir kebap tantuni, sıkma denen lavaşların içine konarak yeniyor Arap kökenlidir.Et satırla dogranıyor saç üzerine yapılıyor. İçindeki baharatlarrın miktarı,çeşidi, yag oranı değişkenlik gösteriyor. Hatta tescil edilerek markalaşmış durumda tantuni.