bildirgec.org

yazar hakkında tüm yazılar

Emil Michel Cioran

Siradanbiri | 15 May 2008 11:46

1911 ile 1995 yılları arasında yaşamış rumen yazar. Düşüncenin iklimlerinde dolaşmış bir yazın ve düşün insanı olan Cioran, ilk kitabını 1934 yılında ”Ümitsizliğin Doruklarında ” adı ile yayınlamıştır. Adından da anlaşılacağı gibi kitap Cioran ve düşünceleri hakkında pek çok ipucu vermektedir. Düsturu “Hiçbir şeyi keşfetmedim. Ben sadece kendi hislerimin sekreteri olmaya devam ettim” olan yazar, derinliği ve hayata bakışıyla her zaman dikkat çekmiştir. Yazarın dilimize çevrilmiş kitaplarını metis veya gendaş etiketleriyle bulmak mümkündür.

J. G. Ballard

Ahmetcandemir | 09 May 2008 19:56

J. G. Ballard

J. G. Ballard
J. G. Ballard

J. G. Ballard eserleriyle bütün okuyucuları büyüleyen bilim-kurgu yazarı 15 Kasım 1930’da dünyaya geldi. Kendisi aslen İngiliz asıllı olan yazar Şanghay’da doğmuş. 20. yüzyılın esas edebî geleneğinin bilimkurgu olduğunu savunan Ballard, bugünü anlamak ve hayatın değerini bilmek için geçmişten çok geleceğe bakmanın önemine değinir.

mayıs ayı pagerank güncellemeleri başladı

hoodly | 01 May 2008 14:00

google, pagerank güncellemelerine tekrardan başladı. beklenen mayıs ayında bir güncelleme olmasıydı ve google beklentileri boşa çıkarmayıp merak edilen pagerank değerlerini sitelere vermeye başladı.

bu seferki güncellemeden pillisiteleri olumlu yönde etkilenmiş gibi gözüküyor. hali hazırda bildirgec.org tekrar pagerank 5 değerini almış görünüyor. eğer her hangi bir değişiklik olmazsa diğer pilli sitelerinin pagerank değerleri şu an için şöyle: hafif.org (4), zamazing.org (5), 3ayak.org (4), 22dakika (4), torpilli (3), yenimecra.org (4), 10marifet.org (4), uçandaire.org (4) ve son pilli sitesi sinepil.org (0) olarak google tarafından değerlendirilmiş.

Sinemaya adanmış bir hayat: Giovanni Scognamillo

dionysia | 26 April 2008 19:52

İçeriği sinema olan bir sitede yazı yazarken önceliğin filmler, oyuncular ve yönetmenlere verilmesinden daha doğal bir şey olmaz elbette. Ancak, ben bugün bana sinemayı (ve fantastik edebiyatı, bilimkurguyu, korku edebiyatını) sevdiren isimlerden biri; tam 60 yıldır sinema üzerine yazılar, kitaplar yazan, araştırmalar yapan çok değerli bir isim, Giovanni Scognamillo hakkında yazmak istedim.

İstanbul doğumlu Rum bir anne ile yine İstanbul doğumlu İtalyan babanın tek çocuğu olarak 25 Nisan 1929’da İstanbul’da doğar. Sinemayla ilk tanışması, artık anılarda kalan Elhamra Sineması‘nın müdürü olan babası Leone Scognamillo sayesinde olur. Sinemayla olan bu ilk tanışıklığı, İtalyan Lisesi’ni bitirdikten sonra 1948’de yabancı basın kuruluşlarında sinema yazarı olarak çalışmaya başlamasıyla profesyonel boyuta taşınır. Ardından, 1961’de Akşam gazetesinde sinema eleştirmeni olarak yazmaya başlayarak Türk basınına geçiş yapar. İleriki yıllarda birbirinden güzel örneklerini vereceği kitaplarından ilki, 1965’te Agah Özgüç ile birlikte yazdıkları “1965 Sinema Yıllığı” ve “Türk Sinemasında Kadın ve Seks” olur. Bu kitapları, 1973’te yazdığı “Türk Sinemasında Altı Yönetmen” takip eder.

DEKOLTE HATUNU

| 16 April 2008 15:22

bitişe secde eder her tükenmiş saçmalık
bitişe secde eder her tükenmiş saçmalık

Açık kalan musluktan saçların akıyordu savaş meydanına. Süngülerin yarım kalmışlığını kanıran korku ölümü soluyor, sızıntılarda kolluyordu taş aralarını. Bilimsel eşitliklerin bilinmezlik tırsaklığı. Jazz temposundaki gitar teli önce kandırıldı sonra kanırıldı deri üstü caddelerde. İkindi artığı gecenin sabah sendromu lezzetinde.Anne sisteminde bir parça kendisini denize bıraktı nehirlerden habersiz, rıhtım vukuatında. Sirenlere benziyordu acemi ağıtların hendesesi. Kimsesiz kalmış gibi kendisini susturma niyetinde olsa da isteğinin aslındasında mekteplinin okul telaşıydı. Umursamadım… Gitmeliydi, gitmeliydi kendiliğinden. Uzun zaman önce kristalleşmesi gibi kalbimin.Pençe izlerimle bedenimi deşerken ben, kadın izlerinle zavallılığı heceledin sen. Şeytana satılmış pehlivan gömleği en fazla yarım kalmışlığım yaşındaydı. O da hangi takvimin son yaprağıydı hatırlamıyorum.Yüzüm zemine ışıksız yansıyan kader spirali gibi gölgeye kuma. Kollarımın parmaklık kökünün iki hecesine katlanırken damlalar uçlarda çaresizliği biriktiriyor. Habersiz aralıktaki çatı bozuntusu, tıkırtıların koleksiyon zehirin de cilveleştiğinden olsa gerek, teknik arızalar bıraktı aslanın miyavlamasında. Yırtılmışlığın resmi yardım susasa da, görünmeyi reddeden dudak sıkıştı namlusuna.Eteğinin miniliği, dekoltenin derinliğindeydi akılsızlığının kanıtı. Yaptığın makyajda en fazla yalan gerçeğini uzak tutabildin saçmalığına. O da geceme eşlik edene kadar. Anlattığın yapboz masallarında eksik olan parça aklının yarım kalmış zavallılığıydı. Sense bunu zikredemeyecek kadar benzer kelimeleri ezberliyordun kulaklarıma.Kadehim dibini bana sunarken, bana ne kadar zeki olduğunu tekrarlıyordun. Anlattığın boşlukta, hiçbir gizemi kalmamış seni, aklınla fiyatlandıramayacağını anlamıyordun. Düz kelimeler eşliğinde söyleyeyim. Bıktım sana benzeyen kadınlardan. Biraz haddini bilip insan olsana…

ANTALYA VE İKİ EFSANE

teacher07 | 14 April 2008 10:27

Sizlere, Antalya ve çevresinin tarihi ve folklorü üzerine yıllarca araştırma yapmış olan yazar Hüseyin Çimrin’in Antalya Tarihi ve Turistik Rehberi adlı esrinden tanıtmak istiyorum. Hüseyin Çimrin, Antalya bölgesinin ve Türkiye’nin Almanya’dan diplomalı ilk profesyonel turist rehberidir. Türkçe ve Almanca birçok kitabı bulunmaktadır. Antalyanın tarihi zenginliklerini, çevresinive gezilip görülecek yerleri anlatan bir kitap.

Kitaptan ilk efsane Belkıs Efsanesi: Aspendos kentinin kralının dünyalar güzeli bir kızı vardır.Birçok ünlü ve önemli kişiler kral kızıyla evlenmek ister. Krala yapılan başvurular sonucu, bir yarışma düzenler. Kent için en güzel ve yararlı bir eser yapana kızını verecektir. Hekes kendi becerisine göre birer eser yapar. Kral bunları inceler. Hala yıkıntıları bulunan su kemerini bir mimar yapmıştır. Kral hayran kalır. Yarışmaya sonradan katılanlardan birinin eseri tiyatroya gelir. Her yanı gezer inceler. Sahneye en uzak noktada “Kral kızı benim olmalıdır, kral kızı benim olmalıdır” diye bir ses duyar. Ses fısıltı halinde sahnede kendi kendine konuşan, esrin sahibi genç mimardan gelmaktedir. Kral düşünmeden kızı gence verir.

duygu asena roman ödülünün sonucu belli oldu

kahramancayirli | 03 April 2008 20:58

duygu asena roman ödülünün ilan edildiği gün, dün gibi aklımda. ben de katılmak istiyordum. oysa internetten şartları okuyunca yıkılmıştım. çünkü yarışmaya başvurabilmek için daha önce herhangi bir kitabınızın yayımlanmamış olması gerekiyordu. bu durumu bir arkadaşıma hüzünle anlattığım da kalmış aklımda..
dün gazeteyi karıştırırken öğrendim, yarışmanın sonucu belli olmuş, “Lal Kitap” birinci seçilmiş. Yurdanur Avcı Yazgan’ı tebrik ederim, ne yalan söyleyeyim yerinde olmak isterdim çok..
bir de kaçtır size söylemek istediğim bir araştırma var: şairler düzyazı yazarlarından ortalama yaklaşık 10 sene daha az yaşıyorlarmış. sanırım şiir yazmayı bırakmalıyım..sırf bu araştırma yüzünden bile öyküye, romana geri dönebilirim..