bildirgec.org

votka hakkında tüm yazılar

Kristal Vodka Şişesi

umitkilic | 11 April 2008 20:15

Vodka şişesini kristalle kaplamak hiç aklınıza gelmiş miydi?
Oval Vodka üreticilerinin aklına gelmiş olan bu tasarım görünüşüyle insanları mest ediyor. Fiyatı da bir hayli pahalı olan bu vodka şişesinin fiyatı 3500 euro. Ayrıntılı bilgi için tıklayınız.

Kadınlara özel vodka

makaleci | 20 March 2008 15:33

Vodka neredeyse ulusal içkileri Rusların. Şimdi de Damskaya Vodka ismi ile kadınlara özel bir vodka çeşidi çıkardılar. Alkolizm tedavisi görenlerin %60′ ının kadınlar olduğu Rusya’ da raflarda yerini bulan bu ürün, oldukça şık. Ama kadınların güzel kokmasını sağlayan parfüm şisesi olduğu için değil. Detaylar burada ve şurada

toz alkol

odo | 25 November 2007 16:54

tozu suya döküp karıştırmak yeterli
tozu suya döküp karıştırmak yeterli

belki de içimizden birileri başlığı okuyunca “şerefsizim aklıma gelmişti” diye düşündü. öyle ya, alkol de maddenin üç halinden biri olarak varolabilecekken neden biz hep sıvı halleriyle karşılaşıyoruz? şöyle bir toz halinde yanımızda taşısak ya da bir tablet şeklinde olsa, vitamin gibi suya atıp içsek.

hollandalı öğrenciler de böyle düşünmüşler ve de düşündüklerini eylemişler. 2007 yılı içerisinde gerçekleşen bu gelişme ürünün aynı yıl içerisinde farklı markalar altında piyasaya çıkması sonucunu doğuruyor. şimdilerde almanya ve hollanda gibi ülkelerde paket halinde satılan toz alkoller bulmak mümkün. kendi içindeki çeşitler de votka, rom gibi alkol türlerine göre ayrılıyor. her bir pakeetin ortalama 2€ karşılığında satıldığını söyleyebiliriz. alkol oranı da çoğu kaynakta %3 olarak geçiyor ama bunun hepsi için geçerli olup olmadığını bilemiyorum.

3 gün çalış 1 gün tatil yap !? :)

taninmayan-68170 | 17 October 2007 08:38

Memurlara 2008’de 115 gün resmî tatil !.

Devlet ve belediye çalışanları,
2008 yılında hafta sonlarında 104 gün
millî ve dînî bayramlarda da 11 gün
olmak üzere toplam 115 günü
resmî tatil ile geçirecek.

konuyla ilgili farklı yorumlar :115 gün tatil

Votka, Omlet ve ayrılık

kopanisti | 13 June 2007 15:57

İbiza’daki son günlerimdi. Birkaç hafta sonra sezon bitecek ben de evime dönecektim. Aylak yaşamak, nerde akşam orda sabah yapmak hoşuma gidiyordu bu günlerde. Belki bazı şeyleri unutmamı kolaylaştırırdı. Buradan sonra sırada askerlik vardı. Ciddiyetin yeri orasıydı. Eğer askerliği bu hayattan sonra delirmeden bitirebilirsem bana karada ölüm yok diye düşünürdüm hep.
Para harcayan, tatil yapan, çılgınca eğlenen, sapıtan, dağıtan, sevişen insanları seyretmek hoşuma gidiyordu. Tatil bitip de evlerine dönünce nasıl olsa yeterince bunalım yaşayacaklardı bu kapital dünyasında. Böyle davranmaları bana hep normal gelirdi o yüzden. Gündüzleri plajda, şezlongları düzeltir, şemsiyeleri açar, tatilcilere tuvaletlerin ve duşların yerlerini gösterir, geceleri de Cafe del Mar da ne iş olsa yaparım modunda çalışır, pesetalardan oluşan bahşişleri ve ücretleri de harcamamayı tercih ederdim.

Mahallede bir kıza deliler gibi tutulmuştum, bütün gün evden dışarı çıkmaz balkonda oturur O’nu seyrederdim, O da beni tabi. uzun süre bakıştıktan sonra tanışabilmiş, beraber bazı şeyler paylaşabilmiş, fırtınalı birbuçuk yıl geçirmiş sonra da kopmuştuk. İbiza’ya gelmemdeki sebep onu tamamen unutabilmekti. Çılgın eğlenceler, özgür insanlar arasında ben de biraz dağıtıp unutabilirdim belki. Bir tanıdık sayesinde bulduğum bu iş ile hem orada staj yaparım değişik insanlar tanırım hem de eğlenirim diye düşünmüş olmalıyım ki, pasaportumu vizemi ve bir ufak çanta eşyamı hazırlayıp İzmir’den ayrılmıştım. Geceleri gerek barda gerek mutfakta bardakları yıkar, masalar arasında dolanıp fazlalıkları toplar, yada kim sıkıştıysa yardımına koşar kısaca her işi yapardım. Plajdaki işi daha sonra gündüzlerim boş kalmasın diye bulmuştum. Bu yorucu işler bana tüm gece dinlediğim chillout ve ambient müzikler ile çok da zevkli gelirdi aslında, yorulduğumun farkına bile varmazdım.

Bazı geceler el ayak çekilince Annie Lenox dinleyerek birkaç bardak buz gibi votka içer, sonra da yatar uyurdum. On gündür en nihayet biriyle beraberdim, ikimiz için de sıra dışı bir on gündü. O gece yine Annie Lenox dinliyor, yine votka limon içiyorduk. Sabaha kadar burada kalmak istemiştik. Deniz kokusu ve gece ile güneşin doğuşuna kadar öpüşerek, koklaşarak sabahı etmiş, beraberliğimizin son gününde aşırı bir romantiklik yaşamıştık. Burada geçirdiğim dört ay boyunca uzun süreli beraber olduğum tek kişiydi. Almanya’dan iki haftalığına gelmişti, ama ben ancak geldiğinin dördüncü gününde O’nu farkedebilmiştim. Sabah olunca votkanın da tesiriyle mideler kazınmaya başlamış, mutfağa girerek beraber yaptığımız omleti üç dakkada mideye indirmiş, katıla katıla gülmüş, sonrada kumsalda elele hiç konuşmadan kaldığı otele varıncaya kadar yürümüştük.
Sevişme öncesi malzemeler: votka, yeşil limon, buz, nane yaprağı, bardak, Annie Lenox, deniz kokusu, kadın, erkek, aşk, I saved the world today,
Sevişme sonrası malzemeler : yumurta, tereyağ, teflon tava, peynir, domates, ekmek, tabak, kadın, erkek, Miracle of love, kumsal, deniz kokusu, sabah serinliği, kadın, erkek, aşk, ayrılık, sweet dreams

gölgede terlemek

semazem | 01 November 2006 16:32

hıck…

“saçların neden orospu sarısı senin” dediğimde suratını asıp bakmıştın bana. sonra sağ elimde tuttuğum elimdeki içi kırmızı sıvıyla dolu olan bardaktakinden içtiğimi görünce sol elimdeki bira bardağını göstererek “o kime ? yalnız gibi duruyordun” diye sormuştun. “yalnızım zaten, 10-15 dakikadır sacları orospu sarısı bir kız beni kesip duruyor ona ikram etmeye götürüyorum” dediğimde ise kikirdeyip kapmıştım birayı elimden ama. ve sonraki üç birayı da. yoksa hıck dört müydü…

müziğin sustuğu anlarda konuşmayıp – neden sesin çok mu kötüydü – en gürültülü anlarda kulağımı yalayarak bir şeyler anlatıyordun. kusura bakma hiç birini dinlemedim. sadece kulak mememi hıck diline denk düşürmeye uğraşıyordum. sessizlikte de başarabilirdim bunu oysa, ama sessizlikte sen hiç konuşmuyordun…