bildirgec.org

üzüm hakkında tüm yazılar

üzüm

ziuw | 29 June 2008 22:38

Yaklaşık olarak 3 binden fazla çeşidi bulunan üzümü çoğunlukla şarap üretiminde kullansak da aslen hayatımızda büyük bir yer kaplıyormuş, sirke ve pekmez yapımının yanı sıra son zamanlarda keşfedilen anti oksidan özelliğiyle de sağlık açısından çok büyük değerlere sahip, ayrıca başta sindirim sistemi sorunları olmak üzere pek çok şeye iyi gelmekte ve vücudun direncini içerdiği yüksek vitamin ve minerallerle arttırmaktaymış.
Türkiye’de genellikle çavuş, misket gibi türleri bilindik olsa da, ülkemizde pek çok tür üzüm yetişmektedir, zaten üzüm asmasının anayurdunun da anadolu olduğu söylenmektedir, m.ö. 3000de burada bağcılık yapıldığına dair bulgular varmış.

Karaburun’da…

kopanisti | 30 April 2008 13:55

Evet nerde kalmıştık. Hah tamam tekneyi Saipaltı barınağında emniyete aldıktan sonra Karaburun’a iniyoruz. Belediye Başkanı minübüs ile ring seferi organize etmiş, hazır olanları İskele’deki pansiyonlara transfer ediyor. Sıcak su ile duş almak iyi geliyor, temiz kıyafetler giyip kokular sıkarak dışarıya atıyoruz kendimizi, iskelede biraz yürüyüp dağları yeşilliği seyrediyoruz. Karaburun birkaç özel şeyle çok meşhurdur.

Enginar, belki de Türkiye’nin en güzel enginarı burada yetişir. İlk ürünü İstanbul’dan gelip tarladan kaldırır götürür konserveciler, ikinci hasat da taze taze satılır, bir kısmını köylüler yol kenarında kurdukları tezgâhlarda ve merkezde haftada 2 gün kurulan pazar yerinde satarlar. Enginarın en lezzetli zamanı kafasının bir hanım yumruğu büyüklüğüne ulaştığı zamandır, 2o dakkada pişer, çok leziz olur, bunun yanında bakla da yetiştirilir tarlalarda. Tamamen organik mis gibidir.

4 adet enginar alırsınız saplarını keser dış yapraklarını beyazlar gözükene kadar koparırsınız bu arada limonla ovmayı unutmazsanız enginar kararmaz, bıcakla uç kısımlarını keser atarsınız, içini bir kaşık yardımıyla oyar tüylerinden ve sert iç yapraklarından arındırır suda biraz bekletirsiniz, ister bütün ister 4 parça ister ikiye bölerek. Yarım kilo da bakla ayıklarsınız onları da suya atarsınız ki kararmasın. Onlar suyun içinde banyolarını yaparken 2-3 tane taze soğanı beyaz ve yeşil kısımlarını birlikte ince ince kıyarsınız, dereotunu ayıklayıp onu da ince ince kıyarsınız. Çelik tencereye enginarları, üstüne baklaları, üstüne kıyılmış taze soğanları koyarsınız miktarını isteğinize göre ayarlayıp şeker ve tuz ilave edersiniz, yarım su bardağı su ekleyip kısık ateşte 20 dakika pişirirsiniz, mis gibi olur. Bunu bir servis tabağına alırsınız ki tencerede sıcakta kalıp pişmeye devam etmesin, soğumaya dursun. Soğuyunca üstüne Karaburun’dan aldığınız zeytinyağını salataya döker gibi bocalarsınız, en üstüne de kıyılmış dere otunu serpiştirirsiniz.
Tırnak içinde söylemeliyiz, yemeğe bilerek, pişerken zeytinyağı eklemiyoruz, çünkü 80 dereceyi geçen sıcaklıkta zeytinyağı özelliğini, sağlığını, aromasını kaybediyor ve artık zararlı madde üretmeye başlıyor.

Şarap rafı

delihayat | 28 March 2008 16:28

İki şarap kadehi ve şarap şişesi için tasarlanmış güzel bir şarap rafı. Ancak şundan farklı olarak bunu duvara sabitlemeniz gerekiyor.

Kavaklıdere Şarap çeşitleri

lovesredcloud | 18 March 2008 21:17

Üzüm suyu da dahil olmak üzere 31 çeşit ürünüyle, yıllık depolama kapasitesini 18 milyon litreye çıkarmış olan Kavaklıdere Şaraplarının bir kısmını kısaca şöyle tanıtabiliriz.

ÇANKAYA

Açık renkli, hacimli fakat aynı zamanda yumuşak, kişilikli, son bağbozumu ürünü sek-şaraptır.
ÇANKAYA, “narince“, “simillon” ve “emir” üzümlerinin alkol derecesi hacımsal olarak %12 civarındadır. Genellikle, üretim senesi içinde tüketilir; ama istenildiğinde yatık tutmak kaydıyla eskitilebilir. Tüm balık türleri, deniz mahsulleri ve hatta bazı peynirlerle soğutularak içilmelidir. (8 santigrat)

ŞARAP YAPMAK İSTEYEN VARSA BURAYA!

please | 26 March 2007 09:26

ŞARAP:))
ŞARAP:))

Şarap yapımının zor olduğunu bilmeyen yoktur.ancak dikkatli ve bilinçli yapıldıktan sonra hiç bir sorun yaşanmadan şarabınızı elde edebilirsiniz.yanlız şarap yapımında etrafın steril olası gerektiğini bir kez daha vurgulayalım linke tıklayın ve görün.

hafifsever tubanım..

admin | 29 March 2006 08:33

evet,evet.. ben bu tubanım‘ın hafifsever olduğunu anlamıştım..
tubanım haftaiçi de yazmaya koyulunca ben pek bir korkar oldum ece hanımefendi’nin işine son verecekler diye.. üzüm misali baktı da karardı tubanım sanki.. üsluplar pek bir benzeşti son zamanlarda..