bildirgec.org

üzüm hakkında tüm yazılar

Bozcaada Niye Hep Popüler?

tenedian | 10 November 2010 13:00

Her tatil beldesinin tıpkı bir canlı organizma gibi doğuşu, serpilip büyümesi ve sonra şu ya da bu nedenle yavaş yavaş yokoluşu izlenir. Sayıp oralardaki dostların canlarını sıkmak istemeyiz, ama sizin bile bu satırları okurken aklınızdan kaç tane örnek yer geçti, yalan mı?

Bozcaada doğdu, serpilip büyüdü…E, peki niçin yavaş yavaş yok oluşunu izlemek yerine hala popülerliğini koruyor, bir gelen bir daha gelmek istiyor? Bozcaada‘yı diğer örneklerden farklı kılan nedir?

Bozcaada
Bozcaada

Aslında çok basit: Bozcaada her nekadar giderek profesyonelleşse de, amatör ruhunu koruyor, konuklarına kendinde bulunmayan yabancı unsurları sunmak yerine daha çok kendinin olanı veriyor. Gelenler kendileri için yapay olarak hazırlanmış ortamlar yerine samimi, doğal, kendiliğinden olan ortamlar içinde gunlerini geçiriyorlar. Her anları değişik bir deneyim olmaya aday. Her Ada’lı kendine özgü bir kişilik- önceleri biraz tedirgin etse de-

Bozcaada'da Bir Bağevi
Bozcaada’da Bir Bağevi

Gelenler Ada’da ve Ada’lıda kendinden birşey bulabiliyorlar, Ada insanın kendini keşfetmesi için olanaklar sunuyor büyükkentliye…
Tadı damakta kalıyor Ada’nın sunduğu bu imkanın ve büyük kentte pek de rastlanılmayan özgürlük ortamının.

büyüklerin karneli günleri

nazokiraze | 20 October 2009 14:36

24 şubat 1941 yılında Ticaret Bakanlıgı’na bağlı bir birim kurulur, bu birimin adı “İaşe Müsteşarlığı” dır, müsteşarlığın görevi ise ülkenin iaşe düzenini yönetmek yani yeme,içme düzenini.O dönem Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği , Nazi Almanyası tarafından işgal ediliyordu.

Pearl Harbor baskını olarak tarihe geçen olayın oldugu aralık ayı içerisinde dünyanın çeşitli ülkelerinde bir hareketlilik vardı. İtalya ve Almanya Amerika’ya savaş ilan etmiş ortalık kırılıyordu. İşte o aralık ayında Türkiye’de halk yeni kararla tanışacaktı: ekmeğin “karne” ile dağıtılmasıkararı.

Bu alınan kararın uygulanması ocak ayını buldu.Aile reislerinin beyanlarına göre her bireye bir ekmek karnesi verildi ve Buğday Koruma Vergisi kaldırıldı ve böylece İstanbul dolaylarında yetişen bugday,yulaf ve arpaya devlet tarafından el konuldu.

Birkaç gündür ekmeğin vesikaya bağlanacagı söylenir fakat bir sabah uyanınca ekmegin karneye bağlandıgını gören halk inanılmaz şaşkındır. (önce İstanbul sonra Ankara ve İzmir)

damağımızdaki kırmızılar

nazokiraze | 13 July 2009 16:07

Ne yaparsam yapayım salça ,domatestutkumun önüne geçemeyen bir zavallıyım ben sadece domatesi zeytinyağlılarda kullansamda aklım hep salçadadır. Sofrada beyaz yemek olduğu (yayla çorbası, pilav, sade makarna, yogurtlu kızartma gibi salçasız domatessiz yemekler) ille bir çeşit kırmızı renkli yemek ararım yoksa doymam.

Kırmızı renkli besinlerin pek çok etkileri va insan vücuduna, elbette bu bahsettiklerim salça değil ,rengi kırmızı olan diğer sebze ve meyveler. Bunlar Meyed tarafından yapılan araştırmaya göre hafızayı güçlendirip kansere karşı koruyucu görevi görüyor.

Orman meyveleri diye bilinen karadut, böğürtlen, kızılcık ,ahududu gibi koyu kırmızı meyveler sağlık anlamında gözbebeği haline gelenlerden birkaçı.Çin’lilerin mutfağında özel bir yere sahip olan dut, kanı temizleyip böbrekleri dinlendiriyor.Anadolu’da da duta çok önem verilir, yapraklarından sarma yapılmasından tut, kurusu,pestiline kadar her çeşidini yaparlar. Dut pekmezinin faydalarını anlatmaya gerek yok. Dut şurubu ise ağız hastalıklarına birebir.

VİNOTERAPİ ( ŞARAP BANYOSU )

akoni | 02 December 2008 17:17

Fransa’nın Beaujolais bölgesinde başlatıldığı bilinen şarap banyoları. Dünyanın ikinci en büyük otel SPA’larından biri olarak değerlendirilen Antalya Beldibi’nde ki Sungate Port Royal SPA merkezi, pek çok ünlünün tercih ettiği süt banyosuna alternatif olarak şarap banyosu terapisini de uygulamaya başladı.Şimdilerde dünyanın pek çok yerinde yagınlaşmakta olan vinotherapy, yani şarap terapisi. İnsanoğlu fermantasyon ve şarabın insan sağlığına faydaları hakkında daha çok bilgi edindikçe üzümün de gözümüzdeki değeri iyice artıyor. Vinoterapi’nin doğuşu da üzümün aynı zamanda cilt sağlığı için de büyük önem taşıdığının anlaşılmasıyla gerçekleşiyor. Üzümün besin değeri en yüksek kısımlarının, kabuğu ve çekirdeği antioksidan özelliği görüyor. Üzümüm bu kısımları cildi, hava kirliliği, alkol, sigara dumanı ve güneş gibi serbest radikallere karşı koruyor. Stresten kaynaklanan yorgunluğa, uykusuzluğa iyi geldiği söylenmektedir. Aynı zamanda bir gençlik iksiri olarak görülmektedir.

Nasıl ki şarap içmenin insan sağlığına faydaları tartışılmaz, aynı şekilde şarapta bulunan polifenoller cilde uygulandığında sonuçlar yine aynı derecede olumlu…Taze üzümlerin çeşitli yağlarla karıştırılıp bu karışımla < vücuda masaj yapılması. Bunun yanı sıra şarap fıçısında şarap banyosu vücudu nemlendirip yumuşattığı için genelde masajlardan önce uygulanır. Böylece nemli vücuda yapılan masaj daha iyi etkisini gösterir.

Şarap banyosu, Çin’den özel olarak getirtilen ahşap küvetlerde yapılabilmektedir. Uzak Doğulu bir uzman eşliğinde banyo sürdürülmektedir.Pop müziğin ‘minik serçe’si Sezen Aksu, Sibel Can, Hülya Avşar ve Kenan Doğulu banyoda su yerine şarap kullanan ünlüler arasında gösterilmektedir. Kendilerini çok iyi hissettiklerini belirtir bu ünlülerimiz.

şarapsal kavramsal bakış / şarabın etkisi

neceff | 26 November 2008 11:03

şarap dökülse gece karanlığına biri haykırsa dünyanın sahteliğini

ilikleri çözülse ayık rol yapan sevinçsiz oyuncuların, bağı kopsa bu kaosun boyu kısalsa- kargaşayı kaydeden görüntüler kaybolsa rüzgarda sanılsa -ki- uğrayacak fırtına sok kez bağlara

ve hasat sabahın güzel güneşi – taptaze-
yepyeni

şarabın kokusu yeni bir dünya

-üzümün kanı-

Ayakkabılar Kadeh,Jartiyerler Taşıma Kabıydı!

Culture Orange | 13 September 2008 18:37

Düşünün ki bir içecek yapıyorsunuz ama yaptığınız içecek sizin istediğiniz ismi değil tamamen farklı bir isim alıyor.
İstediğiniz ismi vermek istiyorsanız bu işi dünyada tek bir yerde yapabiliryorsunuz. Belki kimilerinizin aklına gelmiştir neyden bahsettiğim.
F1 in vazgeçilmezi şampanyadan bahsediyorum elbette.

Şampanya ve Alonso
Şampanya ve Alonso

Yine malum meyveden elde edilen şampanya gerçekten çok fazla hikayeye konu olmuş bir içkidir. Asillerin ve kraliyet ailesinin içeceğidir.
Yapımı bir hayli meşakkatli olmakla birlikte çok tehlikekelidir.
Şaraptan farklı olarak adeta pişirilerek yapılan şampanya 17. yy dan bu yana adından söz ettirmekte.
Mahzenlerde çalışan işçilerin can güvenliklerini tehlikeye atan bu içki 920 C° a kadar ısıtılıyor.
Şarapların 1/3 ünün bozuk çıktığından bahsetmiştik şampanyada da durum pek farklı değil ama şampanya bozuk çıkmaktan ziyade 100 km hızla duvarlarda delik açan mantar,fırlatan bir tehlike.
Aslında ilk yapımı tesadüflere dayalıdır. Üzümden daha çok yararlanmalıyız düşüncesinde olan ademoğlu adeta meyvenin cacığını çıkartırcasına kullanmıştır.
Farketmiştir ki bu meyveyi mayalamak hem kafaları güzelleştiriyor hemde cepleri.

Bir Meyvenin Marifetleri

Culture Orange | 10 September 2008 15:22

Daha önce ne zahmetler verilerek bağlardan toplandığını anlatmıştık şimdi ise üzümün bir diğer ve sıkça üretilen ürününe geçiyoruz. Alkollü içecekler. Genelde üzümün tadının biraz ekşiye yakın bir tadı vardır. Fakat yemeklik üzüm bu taddan yoksundur. Şöyle ki yemeklik üzüm genelde haplanmıştır yani tatlanması için ilaçlanmıştır. Oysa üzüm tatlı ile ekşi arası bir meyvedir fakat tatlılığı daha ağır basmaktadır.

kırmızı üzüm
kırmızı üzüm

Hem bu tatlılığından dolayı hemde biraz mayhoş bir lezzeti olduğundan dolayı “beklese bir başka tad alırmı?” sorusu gelmiştir eski toprağın aklına. Üzümü uzun süre bekleten insan farketmiştir ki üzüm bekleye bekleye farklı bir tat alıyor acıya benzer bir tad. İçincede insanın içi bir hoş oluyor. Fazla tüketimi ise alkol tüketildiği zaman meydana gelen etkilere benzer etkiler oluşuyor. Tabi bu fazla tüketimden kastımız 1 hafta süreyle karnımızı üzümle doyurmak kadar fazla. Yani tavsiyemiz alkollü içecek bulamadım üzüm var yer kafa bulurum diyorsanız boşuna uğraşmayınız. Anasonsuz ve damla sakızsız bir yere varamazsınız…

şarap
şarap

Gelelim üretilen ürünlere. Üzüm gerçekten çok garip bir meyve demiştik hem ekşi hem tatlı arası. Erene kadar genelde her meyve gibi ağız burun yamultacak bir ekşiliğe sahiptir. Sonra şekerlenir daha sonra sararır.
Üstüne kitaplar yazılan dünyada bir çok insanın experi olduğu bir üründen bahsedeceğiz şimdi. Damak hassasiyetinizin ne denli kuvvetli olduğunu anlayabileceğiniz bir ürün. Şarap.

Üzüm Meyvesi ve Kullanım Biçimleri-1 Kuru Üzüm

Culture Orange | 28 August 2008 10:59

Sarı leblebinin,fındığın ve cevizin yanında lezzet fırtınası estiren bir kuruyemişten bahsediyorum. Belki tahmin edenleriniz vardır. Hani salkım salkım olur bağda yetişir. Bitkisinin adı da “asma” dır.

Mor Üzüm
Mor Üzüm

Evet bildiniz üzüm ama kurusu. Bu ucuz kuruyemiş gerçekten sayısız faydasına rağmen pek fazla tüketilmemektedir. Geneli ege bölgesinde üretilen üzümün kurutmasıda bu yörede yapılmaktadır. Özellikle Manisa/Salihli beldesinde bolca üretimi gerçekleşen kuru üzümün ihracatıda 2008 yılında patlama yapmıştır. Kurumak için sıcağa ihtiyaç duyan fakat bir o kadarda suya ihtiyaç duyan bir meyve kuru üzüm.

Domates ve Üzüm Mucizesi

vatanda | 01 August 2008 08:54

Domates ve üzüm. Bu iki meyve şayet doğal olarak yetiştirilir ve tüketilirse çok faydalılar. Son olarak dünya çapında yaptığı deneylerle tanınan bir araştırma şirketi. Önce domates sonrada üzüm üzerinde deneyler yapmış ve bu deneylerini insanlar üzerinde denemek için gruplar oluşturmuşlar. Öncelikle domates için 2 grup oluşturuldu. Bu grupların ortak özellikleri vücutları güneş ışığına hassas olanlardan seçildi. Gruplardan 1.sine günde 1 adet domates yemeleri söylenmiş 2. gruba ise normal yeme alışkanlıklarına devam etmeleri söylenmiş. Aradan geçen 4 hafta sonunda günde 1 tane doğal domates yiyen gruba ve yemeyen gruba yapılan testlerde domates yiyen grubun derilerinde güneş enerjisine karşı dayanıklılık sağlayan pigmentlerin oldukça arttığı ve derinin koruma özelliğinin arttığı gözlemlenmiş. Diğer grup üyelerinde ise hiç bir gelişme gözlemlenmemiş. Özellikle güneşin yakıcı özelliklerini hissettiğimiz şu günlerde günde 1 domates yiyerek cildimizi ve sağlığımızı korumaya destek olabiliriz.

Şarap mantarına vedâ

makaleci | 10 July 2008 15:32

Avustralya’ daki ve Yeni Zelanda’ daki şarap üreticilerinin şaraplarına mantar yerine kapak tercih etmeye başlamaları çok yeni değil. Yaklaşık 20 yıldır artık mantardan vaz geçmiş durumdalar. Fransızlar ise bunu görgüsüzlük olarak nitelendirdikleri için bu tercihe yanaşmamışlardı.Fakat ünlü Fransız üzüm yetiştiricilerinden Jean-Claude Boisset; bu konuyu 4 yıl incelediklerini ve özellikle beyaz şarabın kapak ile daha iyi korunduğunu anladıklarını açıkladı.Şimdi; Chateau Margaux ve Donaimne de la Romanee-Conti, şarap şişelerinde mantardan kapağa geçiş yapmayı planlıyor.