bildirgec.org

uzaklaşmak hakkında tüm yazılar

GİTMEK

admin | 27 March 2011 21:20

Gitmek, dönüşsüz yollara gitmek, bir bilet, sadece gidiş, ardımıza bakmadan el ele gitmek.

Sevdiğim, birlikte gitsek…
Yollara düşsek sevdiğim, düşmeden ülkeler geçsek… Geride bıraksak ülkeleri, insanları, yaşananları; hep geride bıraksak.

Çok güzel olur, geriye dönüşü olmayan tek gidiş biletler alsak, ülkeler geçsek sevdiğim, seninle gezsek, her, her yeri. Arkamıza bakmadan gitsek. El elele birtanem. İnsanlar tanısak, sohbet etsek ama ne insanlara ne mekana bağlanmadan yol alsak.

Senin Gibi

ozanTi | 30 October 2010 17:58

Dil döksem, yalvarsam,
İkna edebilsem keşke…
Lâl olmuş gibi durmasam karşında…
Ama olmuyor işte, olmuyor…
Rıhtımdan ayrılan bir gemi gibi sanki
Ancak uzaklaşıyor sözcükler zihnimden…

Senin uzaklaştığın gibi,
Senin dönmeme ihtimalin gibi…
Senin gibi…

bir dakika kırk saniye

astral | 21 January 2010 11:35

Bir dakika kırk saniye. Kapağı kapanan telefona bakarken bir iç çekiverdim. Bir iç ki, ömür var içinde; bilen bilir.

Küçük bir konuşma. Şurada bir haber gördüm, okudun mu? Bıla bıla. Yapılan küçük yorumlar.
-Sen nasılsın?
-İyiyim.
-Sen nasılsın?
-İyiyim.
-Tamam canım.
-Tamam.
-Öpüyorum.

Kapanan telefon. Ne bitti? O kim, ben kimim? Neden bu haldeyiz? O kim, ömrüm? ‘Ben olmasam da olur, o önemli’ dediğim varlık… Ne kadar konuştuk? Bir dakika kırk saniye. Nerdeyiz, neden? Oysa en uzak, hiç de kanım olmayan ve aynı rahimde döllenmeyen tohumlarla gün boyu ne gereksiz konuşamaları ne çok yaparken; nerdeyiz?

Karanlık Odadan Mektuplar 7

kadirgunay | 23 September 2007 03:17

bazen kırarız istemeden “herkesi” ama bilmeyiz aslında “herkes” dediklerimiz değerleri ile sıyrılmıştır diğerlerinden… tutmayız sözlerimizi ve bize uzatılan elleri. görmeyiz aslında sevgileri ve adımıza yapılan sayısız gerçeği.
giderken üzülür hep “herkes”, birilerini kaybederken ve dilimize gelir sözler ama söyleyemeyiz. bilmeden yaşarız aslında “herkes” kimdir ve nedir? anlatmak isterler ya da göstermek bazen sevgi ile bazen değer ile bazen de… susarız içimize atarız ve ekleriz “kurtar beni…” gösterilmez aslında değerler ve gösterilirse de anlamı kalmaz aslında kime ve neye. zamanı geri almak için aslında “herkes” gibi çabalarız ama nafile.
zaten “herkes” de zamanı geri almak için çabalamaz bunu anlayamayız. “herkes” içinden çıkıp bambaşka bir şekilde olduğumuz söylenir ama söylediklerimiz gülüp geçerler “herkes” gibi yine ve yine… şimdilerde eksik kalan yanlarımızı anlatırız ve yine ekleriz “birisine güvendim, kendimi teslim ettim ve yine “herkes” gibi yanlış zaman yanlış insan”.
sarılmayız aslında uzaklar da bile olsa, önemini bilinmez değersiz taş gibi davranız “herkes” e… yaşamak isteriz sonra, atamadığımız adımları atmak ve bu sefer biz uzatmak isteriz elimizi “herkes” dediğimiz kişiye, bir bakarız ki “herkes” gibi o da gitmiş bilinmezlere ve arkası dönük uzak yerlere… koşmak isteriz “herkes” gibi tükeniriz yarı yolda çünkü “herkes” dediğimiz yaklaşırken attığı adımları hep çoğaltarak gider uzaklaşırken bizden ve bu sefer o ekler “herkes gibi olmaktansa hiç yaşanmamış ve başlamamış bu değerler kavramının kaçan kahramanı olmak…”

bazen biz de ağlarız ama akmaz gözyaşlarımız “herkes” gibi…