bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

dötüm doğdu

koza 68 | 14 August 2008 11:40

biz ona ışık ol dedikçe ömer ibinetoru eyideneyi havalara giriyo.

“her hadise mukadderdir”deip duruyo. olm ömer artistlik yapma “herhadise mukaderdir” derken üç birayı iyiettin. sonunu neye getirmiyon lan gösterip vermeyen ırzı kırıklar gibisin yakışmıyo.

“sen nerden türedin başıma beyav? buralarda ömrün zayi olmasın die diyom,nesibin neyse onu alırsın, hissene düşenle iktifa edcen. binyıl ahuvah etsen nafile”

hade ben gtün tekiyim en adi müflisim sen nesin? hayatta nasıl kaldın olm sen?
“nasıl mı? en başında kellem,elim ayaam doğdu. nihayetinde götüm doğdu; hepsi oturup diyerleri ile birleştiler. hayatta kalabilmek için anlaştılar. birbirlerinin ihtiyaçlarını karşıladılar. ahan da bak şu tuttuum ne* bunu neye içiyom sanıyon? vucudum kuru kalmasın diye. benim organlarımın hiçbiri birbirine düşman deyildir, birbirinden uzakta deyildir “

MESAJ VEREN MANİLER – 1

altimod | 14 August 2008 11:16

Okula giderken giyerim Lee Cooper.
Dinlediğim grup Alice Cooper.
Kız tavlamak için
Lazım bana bir Mini Cooper.

Okulları bir eğitim kurumu olarak değil, piyasa yapma mekanı olarak görenler için.

Demlerim çayı akşamüstü.
Sönsün artık şu tütsü.
Okuldaki en sevdiğim yer
Sigara içtiğim Atatürk büstü.

Lise yıllarındayken bazı kendini bilmezler(ilk saçma şiirimde belirttiğim) Atatürk büstünün arkasına saklanarak sigara içerlerdi.

Maaşım iyidir,asgari ücrettir.
Yavrumun yediği bayat ekmektir.
Neyler bana küresel ısınma,
Hayat bizi daima terletir.

Yenikapı ve 4.Murat

mehmetbastug94 | 14 August 2008 10:59

4. Murat
4. Murat

Yenikapı ve 4.Murat

Dördüncü Muradın bir hikâyesi vardır. Bunu bana Konya Selçuk Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü 4. sınıftaki abim anlatmıştı. Direk hikâyeyi anlatayım ben sizlere;

4. Murat ve hanımı birgün otururlarmış bahçede. Sonra halkının içki ve tütün ithaline baktığında korkuya kapılmış ve ülkesinin geleceği için ; Tütün, içki ve fal bakmayı yasaklatmış. Birgün halkını denemek için saraydan sivil bir şekilde ayrılmış. Gitmiş bir teknecinin yanına ve demişki; Beni karşıya götür sana 10 akçe. Hemen demiş. boğazdan geçmekte o günün şartıyla 1 saat tekneyle sürermiş.Adam boğazın ortasında elini suya daldırmış ve 2 adet şişe çıkarmış.
-Bunlar nedir?
-İçkidir
-Padişahımız yasaklamıştır onu haberin yok mu?
-Var. Ama denizin ortasında kim görecek ki?
-Padişahın kulağına giderse kellen gider
-Boşver kardeş içeceksen al bitane
Padişahın bir anda gençken içtiği şarap tadı gelir ağızına ve alır içer bir tane.Tekneci elini cüppesine daldırır sonrada çıkarır.
-O nedir?
-tütün
-padişah bunuda yasakladı bilmiyormusun?
-biliyorum yahu biliyorum. Denizin ortasında bizi kim görecek? İstersen yak bitane.
Padişahın ağzına tekrar gençliği gelir ve alıp yakar bitane. Sonra tekneci bi kutu alır eline ve açar.
-O taşlar nedir?
-Fal taşları istersen bakayım sanada?
-Yas
-Aman biliyorum yasak yasak.

Ortadoğu’nun Ayrım Duvarı

halikarnassus | 14 August 2008 10:26

To Exist Is To Resist
To Exist Is To Resist

“Orada [Filistin’de] biz, Avrupa’nın Asya’ya karşı
dikilen duvarın bir parçası olacağız;medeniyetin
barbarlığa karşı ileri karakolu olarak hizmet
vereceğiz.”
Okuduğunuz bu cümle,Siyonizmin fikir babası,
Avusturya’lı Yahudi lider Theodor Herzl’in yazdığı
ve Yahudilerin,Tevrat’tan sonraki başucu kitabı
olan Der Judenstaat’tan (Yahudi Devleti) alındı.
İronik bir biçimde bugünkü durumu izah eden bu
açık meydan okuma ve kendini diğer uluslar ve
medeniyetlerden üstün görme tutumu,İsrail’in
tüm yerel ve uluslararası politikalarında başat
faktör olagelmiştir.
2003 yılında yapımına başlanan ve Filistinliler’in
günlük yaşamını felç eden,onları kafes ardında
yaşamaya zorlayan ve her yönüyle evrensel
insan haklarına aykırı olan, Berlin Duvarı’nın iki katı
büyüklüğündeki ‘utanç ve ayrım duvarı’nın yapımı
halen devam etmektedir.
Ann Peter, NewYork’ta yaşayan bir barış aktivisti.
Temmuz 2004’te, The Nation’da kaleme aldığı makalede,o dönem İsrail’e hangi amaçlarla geldiğini
ve nelere tanıklık ettiği ayrıntılarıyla anlatmış.Duva-
rın, Filistin halkı üzerindeki etkilerine bire bir şahit
olmuş.Batı Şeria’yı ziyaretinde,Filistinli çiftçilerin
toprakları üzerinde inşa edilmekte olan ayrım duva-
rının yıkıcı etkilerini uluslararası topluma anlatabilme
çabası içine girmiş.

kanserde moral

ergunergun | 14 August 2008 09:51

KANSER
Sözlük anlamı hücrelerin bölünme özelligini kaybedip kontrolsüz bir şekilde çoğalması yazarken ne kadar basit bir cümle degil mi oysa sevdiginiz birinin başına gelirse hiç de kolay olmadıgını göreceksiniz okudukça araştırdıkça anlamından ve kendisinden nefret edeceksiniz .Hatta bu kötü hastalık için hastanızdan çok siz savaşmaya karar vereceksiniz .
Bundan bir sene evet tam bir sene önce ablama beyin tümörü oldugu söylendi.Kanser konusuna o kadar uzaktım bu söylenen kelimenin anlamı nedir ne yapmalıyım bilmiyordum .
Gitmediğim kapısını çalmadıgım doktor kalmamıştır sanırım bu konu ile ilgili bulabildigim bütün dökümanları okuyor ablamda da aynı belirtiler var mı diye karşılaştırıyordum ama unuttugum birşey vardı zaman ablamın zamanından çok şey çalıyordum oysa onunla vakit geçirip onu eğlendirmek varken ben devamlı araştırma yapıyordum.Zamandan çalıyordum aslında zaman bizimle dalga geçiyordu ve geçmeye de devam ediyor.
Etrafınıza bir bakın hiç kanserli ve tıbben yaşamı az kalmış kaç insanı güldürdünüz ya da kaç lösemili çocuga hediye aldınız kaç kanserli arkadaşınızı bir saat ziyaret ettininz inanın bana kendinizden birşey kaybetmezsininz zamanınız haricinde o zaman onlar için ne kadar kıymetli bir bilseniz lütfen bunları ertelemeyin ben öyle yapıyorum ablam benim herşeyim bebeğim kardeşim salıncak arkadaşım onlara iyi davranın gülücükler atın ki dünyaları saniyelerle ölçülen zamanda değişsin
sağlıcakla kalın

Herkes Kendi Kağıdına Baksın! Çocuktuk O Zamanlar-*4

Culture Orange | 13 August 2008 17:19

Büyüyüruz galiba artık. İlk öğretimin tozlu yollarında gidiyoruz. Sınıf öğretmenine alıştık aileden biri gibi oldu artık. Hele birde ailenizle misafirliğe falan giderseniz biraz daha yakın olur fakat bu bir dezavantajdır. Şöyle ki size çok yakın bir sınıf öğretmeniniz olursa devamlı aileniz öğretmeninize “al hocam bunun eti senin kemiği senin” şeklinde şakalar yapar,ciddiyet barındıran. Siz korkmazsınız ama korkmalısınız çünkü öğretmen onu ciddiye alır ve size artık kendi yakını gibi bakmaya başlar. Okulda bir problem yaşandı ve siz içindesiniz,olayda sütten çıkan tek kaşık siz olsanız bile azarı yiyeceksiniz çünkü öğretmenle yakın ilişkiler içindesiniz.

İşte böyle öğretmen öğrenci ilişkilerinden dili yanan öğrencilerle öğretmene içten içe sinir olan öğrenciler olarak ikiye ayrılır ilk öğretim öğrenciliği.
Samimiyet kuranların dezavantajı var demiştik onlar bunu avantaja çevirebilirler şöyle ki artık öğretmen ile daha samimi oldukları için şakalarınızı kaldırabileceklerdir. Sınıfta bağıra bağıra biraz kaliteli espriler yaptığınızda öğretmende sizinle bir gülecektir. Kimileri abartık kopya çekme şakaları bile yapacaktır ileride 🙂

Kopya çekmek ayrı bir konu başlı başına. Her öğrencinin okul yıllarında mutlaka bir kopya anısı vardır. Ya kopya çekmiştir ya başkasına vermiştir ya da en kötüsü kopya çekmeye teşebbüs edip yakalanmıştır. Yani okula gidiyorsanız kopya anınız vardır. Tabiki kopyaya başlamak o kadar kolay değil. Önce kendi yöntemlerinizi geliştirmelisiniz.

İlk kopya teşebbüsleri antik Yunan zamanında tespit edilmiştir. Filozofların birbirlerinden kopyalar çekerek felsefe yaptıkları saptanmıştır zira bu günde bilinmektedir bu gerçekler.