bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Dilek Ağacı

peuplier[pilli_silinen_hesap] | 29 December 2010 11:08

Bugün ihtiyar bir genç geçti gönlümün karanlık, sessiz sokaklarından
Yavaşça başını çevirip ağzında acı bir tat varmışcasına gülümsedi
Çığlık çığlığaydı gözleri…
Sadece insanı dehşete düşüren gözlerinin etrafı kırışmıştı
Yitikti sesi, bağırdı ama duvarlara çarpa çarpa kırıldı
Bana kendini duyuramadı..

mümkün..

morfik | 28 December 2010 16:59

Zaman nelere kadir..

kuşların kanatlarını kırar, taşları yontar, kalpleri durdurur, nehirleri kurutur..
ve iyi şeyler!!
yani
her şey, zaman içindedir..
zaman ise senin içinde.
Sen gidersin!, senden geriye zaman kalır..
Olup bitecek ne varsa olup biter, senden başka..sen bitmeyen..

Değişime Hazır mısınız?

cilo6 | 28 December 2010 12:23

Çok yakın bir gelecekte acaba Fizik Yasaları değişecek mi? Hergün yeni bilgiler basında yer alıyor, araştırmalar,deneyler,kurgular ve bilimsel animasyonlar. Bilim insanları hayal güçlerini sonuna kadar kullanmaya ve yeni teoriler geliştirmeye çalışıyorlar.
Geçenlerde Televizyonda izledim, yapay hücre üreterek yeni bakteri oluşturmaya çalıştılar, genler üzerinde çalışma yapıyorlar ve basit bir bakteri üretmeyi de başardılar. Yakında molekülleri de şifreleyip yeni tür molekül bulurlarsa hiç şaşırmayın.
Fizikte bir kural vardır, ışık hızına erişilemez, Einstein’in ünlü enerji formülüne göre herhangi bir madde ışık hızına yaklaştığı anda çok büyük bir kütleye sahip olacağından ( sonsuz kütle ) ışık hızına ulaşmak imkansız, fakat çok farklı bir yöntem ve Kuantum Fiziğine göre ışık hızının aşılabileceği tesbit edilmiş.
Bunun anlamı, yakın bir zamanda bilinen Fizik Yasaları değişebilir anlamına geliyor. Daha açık ifade etmek gerekirse, yeni bulunan atom altı parçacıklar ve bunların davranışları bilinen Fizik Yasalarına uymuyor.
Geleceğe hazırlanın, zaman hızla akıyor, gelecek çok yakınımızda…

Ölüm Nedeni: Horlamak

Ulucan | 28 December 2010 11:58

Biliyor muydunuz?

Modern Çağın Sorunu: Horlamak
Modern Çağın Sorunu: Horlamak
  • Horlayan insanların 1/4‘inin neredeyse hiç seks yapmadıklarını,
  • İngiltere‘deki yetişkin nüfusun %56‘sının horladığını,
  • İnsanların aynı anda hem rüya görüp hem horlayamadıklarını,
  • Horlamanın boşanma davalarında boşanma gerekçesi olarak sunulduğunu,
  • Eşleri horlayan insanların hayatlarının ortalama 2 yılını uyuyamayıp sadece yatakta uzanarak geçirdiklerini,
  • Amerika‘da bir kişinin otobüste uyuyakalıp horladığı ve insanları rahatsız ettiği için 6 ay hapis ya da 500 dolar para cezasına çarptırıldığını,
  • Guinness Rekorları‘na da girmiş horlama şampiyonu Melvin Switzer‘ın 92 desibellik horultusuyla bir darbeli matkaptan daha fazla gürültü yaptığını,
  • Horlamanın beyne giden oksijeni engellediğini ve beyne az oksijen gitmesinin beyin hücrelerini öldürdüğünü,

şamanizm

nihansage | 28 December 2010 11:15

Şamanizm günümüz de orta asyadaki Türklerin dini diye söylense de aslında bir din değildir. Din olması için gerekli şartlar Şamanlıkta bulunmaz. Din kurucusu, dini kitabı, inanç esasları, ibadetleri ve cemaati yoktur.

şaman ritüeli sırasında davul kullanma
şaman ritüeli sırasında davul kullanma

Aşk..

peuplier[pilli_silinen_hesap] | 27 December 2010 17:35

Bulutlara uzansam,
İçinden geçse ellerim.
Ve içine çekse
Gecenin ayazında siluetin.
Hiç zahmet çekmeden yıldızlara ulaştırsa varlığımı
Aşkın yaksa bütün semayı..

Aron Ralston’ın İnanılmaz Yaşam Mücadelesi

neandertal | 27 December 2010 10:57

Aron Ralston
Aron Ralston

Hayatta, yaşama isteğinden daha güçlü bir istek yoktur.

Böyle yazıyordu afişte. Henüz izlemediğim fakat fragmanına hayran kaldığım son Danny Boyle filmi 127 Hours‘ta. Fragmanı izleyene dek Aron Ralston’ın varlığından bile haberim yoktu. Şimdi ise en büyük ilham kaynaklarımdan biri. Neden mi?:

Aron Ralston, 1975 doğumlu Amerikalı bir mühendis. Intel’de çalışan, Fransızca bilen, piyano çalan bu genç adam aynı zamanda profesyonel bir dağcı. Haftasonlarını ve tatillerini kanyonlarda dolaşarak, dağlara tırmanarak, kayak yaparak geçiren Ralston bir süre sonra Intel’i bırakarak kendini tamamen zorlu doğa sporlarına adıyor. En sevdiği roman, Sean Penn tarafından filme çevrilen ve genç bir adamın vahşi doğada yaşadıklarını konu edinen Into the Wild. 2003 yılında, Nisan ayının 26. gününde, Into The Wild’ın kahramanı gibi hiçkimseye haber vermeden Utah’ın muhteşem Blue John Canyon‘una kendi deyimiyle “parkta gezi” yapmaya gidiyor. Deneyimli bir sporcu olan Ralston’ın onu neredeyse ölüme sürükleyen inanılmaz deneyiminin kilit noktası da bu. Hiçkimseye hiçbir şey söylemeden, adete insanlardan kaçarak gittiği kanyonda, aslında hayatında yer alan insanların ne kadar değerli olduğunu acı bir şekilde deneyimliyor.

Aron Ralston gezdiği bölgeyi fotoğraflamak için yanına video kamerasını da almıştı.
Aron Ralston gezdiği bölgeyi fotoğraflamak için yanına video kamerasını da almıştı.

Kanyonun gizli kalmış, karanlık köşelerinde dolaşırken ansızın hayatını tamamen değiştirecek bir şey oluyor; 400 kiloluk bir taş sağ kolunun üzerine devrilerek onu kanyonda dar bir alana sıkıştırıveriyor ve onu orada tam altı gün boyunca esir alıyor! Yanında çok az suyu ve yiyeceği olan Ralston’ı kimsenin ne duymasına ne de bulmasına imkan var. Ralston’ın yanında taşıdığı video kamerası onu hayatta tutan tek şey. Oradan kurtulamayacağını anlayınca, ailesi ve yakın arkadaşlarına hoşçakal mesajları kaydediyor. “Bedenimi bulduğunuzda bu videoları aileme ulaştırın” diye başlıyor kayıtlarına. Vasiyetini, yakılmak istediğini, pişmanlıklarını dile getiriyor. Çantasındaki, kayayı oymaya çalışmaktan körleşmiş küçük bıçağıyla ismini, doğum ve ölüm tarihlerini kanyon duvarına kazıyor, üzerine de ekliyor: RIP.

Sen Ve Sis

peuplier[pilli_silinen_hesap] | 27 December 2010 10:47

Geceme çöker içimdeki sis
Seni ararım gri beyazda
Bir dokunuş borçluyum bedeninden uzakta
Ruhuna..
Gülümseyen flu bir akşamda..

Gözlerinin ateşi, aşka aşık
Gülüşü, mutluluk arayanlara
En güzel duygularım
Seni arzulamakta..