bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

TARİHTE ÜNLÜ METRESLER

teacher07 | 25 December 2008 15:59

Büyük adamlar, metresleri tarafından destek mi görmüşler, yoksa onların kölesi mi olmuşlar? Bu ünlü kadınlar, yalnızca “aptal güzeller” miydi? Yoksa tarihin akışını etkileyen güçlü kişiler mi?

Ünlü metresleri başka kadınlardan ayıran ayrı bir özellik yoktur. Bu ünlü kadınlar, kendilerini seven erkekler kadar birbirlerinden farklıdırlar. İhtiraslı ya da pasif, zeki ya da akılsız, iyi yürekli ya da şeytanca… Tek ortak yanları, hepsinin ünlü erkeklerin yataklarını paylaşmış olmalarıdır. Çoğu da karanlık köşelerde ölmüştür.

Varlıklı erkekler, keyifleri istedikçe metres tutarlar, zamanı gelince rahatça savarlardı. Ama bir kız ele geçirdiği bir soyluyu kendine bağlamayı becerebildiğinde; varlığa, toplum içinde saygın bir yere, çoğunlukla da siyasal bir güce sahip olurdu. Ödenecek bedel belki çok yüksekti ama burjuva bir kız ya da düpedüz bir fahişe için denemeye değer bir işti bu… Bir kızın, tanınmış birinin dikkatini çekmesi için; şanslı, parlak bir güzellik sahibi, koruyucu adamın istediği biçimde eğlendirmesini bilen, mutlu edebilen, ilgisini her zaman üstünde tutabilen biri olması gerekiyordu.

RUH İKİZİNİZİ BULDUNUZ MU?

keremx | 25 December 2008 15:08

RUH İKİZİNİZİ BULDUNUZ MU?

Her insan çift yaratılmıştır denir. Dünyanın her hangi bir yerinde size benzeyen bir insan mutlaka yaşıyordur.

Aynı çatı altında yaşadığımız için tek yumurta ikizlerinin nasıl olduğunu biliyorum. Nasıl olduğunu biliyorum derken sahip oldukları özellikleri biliyorum. Yoksa nasıl oldukları tamamen Yaratıcının takdiri.

Hiç unutmuyorum, bayanların çoğunlukta olduğu kurumsal bir ortamda bir bayan bana şu soruyu sormuştu: Çocuklarımın ikiz olması için bir metot veya usul var mı? Böyle bir soru karşısında ne cevap verirsiniz? Benim ne cevap verdiğimi hiç sormayın.

MURATHAN MUNGAN

deelalim | 25 December 2008 14:21

Murathan Mungan’ı keşfettiğimde,aşıkmıydım?yoksa Murathan’dan sonra mı aşık oldum hatırlamıyorum.Yani aşık olduğum için mi Murathan’ın derinliklerine daldım,derinliklerine daldığım için mi aşık oldum bilmiyorum…Bildiğim,Murathan’la birlikte yaşadığım her duygunun başkalaştığıdır.Yalın,duru,gizemsiz ve karşılıksız,koşulsuz…Doğaya,çiçeklere,insanlığa tüm canlılara duyulan aşk…Onun şiirleri anlaşılmaz yürekleri temsil eder.Vahşi kapitalizmin her şeye el attığı,çıkarların ve kişisel kazançların,köşe dönmelerin,satın almaların en yüce değer olduğu bu düzende;bu durumun bir parçası olmak istemeyenlerin,hala inatla direnenlerin sığındığı kaledir Murathan Mungan şiirleri…Murathan’ın şiirlerini bilenler ve onun dünyasının derinliklerine inebilmeyi başaranlar
aşkın tek kişilik olduğunuda bilirler.insanoğlu çok uzun zamandır artık aşkın karşılıksızlığını ve koşulsuzluğunu anlayabilecek donanıma sahip değil.İnsanoğlu satın aldığı şeyi seviyor ve ona değer veriyor.Değer,harcanan paralarla ölçülüyor ve ne kadar harcadıysam okadar sahiplenirim anlayışıyla gelişen sevgi aldatmacaları insanoğlunu sevgisizlikler içerisinde kıvrandırıyor,yalnızlaştırıyor,mutsuz ediyor.İşte Mungan bu düzen dışında yaşamak isteyenlerin şairidir.Toplumsal öğretilerin karşısında durduğu için yalnızlaşanların ve ”düzen bozucu” ”ezber bozucu” insanların sığınağıdır.Çoğu insan mutsuzluklarının nedenini bilmeden hayatı yaşayıp tüketir.Mutlu olmak zor bir sanat…sevmekte öyle…Murathan Mungan bize bu zor işlerin üstesinden gelmeyi öğretiyor.Ama düzen içinde değil düzenin dışında.Çün ki sevgi hiç bir düzenin içine sığmayacak kadar sıra dışıdır.Sevgiye kapalı yürekler yaşamın anlamını nerede ararlar bilemem,79 yaşına kadar hayatı sorgulayan Bergman,79 yaşında şu karara varır” hayatın tek anlamı var.o da aşktır”…Aşk ister karşılık bulsun,isterse bulmasın daima güzeldir.Hayatı severek yaşamalıyız ki insan olduğumuzun ayırtına varabilelim.”sen beni sevsende sevmesende ben seni seviyorum hepte seveceğim”diyebiliyormuyuz?
KARŞILIK BEKLEMEDEN…Ya da”şöyle şöyle olursan seni severim” değil,”seni olduğun gibi kabul ediyor ve seviyorum” diyebiliyormuyuz? KOŞULSUZ…Diyebiliyorsak şayet,yaşamın sırrını çözmüşüzdür,işte o zaman mutsuzlukta kim oluyormuş?Mungan’ın şiirlerinden bir dize armağan ediyorum size yüreğimdeki sevgilerimle..”Bazı sözler karanlıkta söylenirBazı sözler hiçbir zaman”

Mektup

ceyhunak | 25 December 2008 14:02

Bana yazdığın mektupları buldum bu evden taşınırken. Saklamışım her birini en derin kutuların içerisinde. Hem kaybolmasın, hem de kimse bulmasın diye. Belki kendimden saklamıştım onları. Seni bana hatırlmasınlar diye. Bomboş oda da bir başıma kaldım anılarla. Hüzün çanları çalmaya başlamıştı çoktan beynimde, gidişinin o sessiz çıglığı kulaklarımda. Birden kendimden geçtim, sanki ruhum bedenden çıkıp havalandı semaya. Titreyerek uyandım, hayallere dalıp sızıp kalmışım. Bedenim uyuşmuş, gözlerimden biraz da yaş akmış, elimdeki mektup ıslanmış.. tekrar dogruldum, oturup tekrar tekrar mekupları okudum.. Bana her yazdığın cümle tekrar içime işledi. Şimdi nerdesin nerde? Hangi uzak şehirde.?

Öfkenin geçmesinin şerefine..

chai tea latte | 25 December 2008 13:56

Tam 16 gün olmuştu,kadife sesini duymayalı..Nasılda hasret kalmışım,o muzur gülüşüne,heran bir delilik yapacak derken,yine şaşırttın beni sevdiğim.Sen vazgeçilmezim,hayran olduğum,öpülesi insan.İyiki varsın,ve hep varolacaksın.Hasretini yenmeye çalışırken kendi dünyam da.Tüm kibarlığın ve saflığınla ışık oldun,umut oldun.Sevmenin güzelliğini yaşarken yar,sen bir bu kadar daha sevilmiyeceksin.Farkını yaşamanın tadını çıkarmalısın,özelsin ve özel olacaksın..

ÇOCUKLUĞUMUN OYUNLARINA AŞIĞIM…

ferplexfol | 25 December 2008 13:21

BEN VE OYUN ARKADAŞIM...
BEN VE OYUN ARKADAŞIM…

Çocuk olmak ne güzeldir.Korkmazsın yaşamaktan,tat alırsın hayattan,yediklerinden,içtiklerinden.Yaptıkların için sorgulanmazsın.Geçim derdin yoktur çünkü;çocuksun saf ve temiz kalplisindir kimse seni suçlayamaz o yüzden haşarısındır tek derdin oyundur.Canın acısa bile oynarsın,dayak yesen bile oynamaya devam edersin.Kim tutabilir ki seni ….
Ben çocukluğumun neredeyse tamamını oyunla geçirdim o yüzdendir ki çocukluğuma özlem duymamışımdır. Oynayan çocuklara imrenerek değil,onların oyunlarına katılarak devam etmişimdir yoluma.Şimdi sizlerle çocukluğumun ve bütün çocukların oynadığı oyunları oynamak istiyorum…

30 DAKİKA

ceyhunak | 25 December 2008 12:38

Bu ayrılık tesadüf değil;Gidişlerini sayarsak.
Bu ayrılık hiç tesadüf değil.
Düşünüyorum da,
Son dakikalar biliyorum.
Son ay, son gün derken,
Son 30 dakika..
Ayrılıkta bile dakiksin,
Biraz daha uzasa, geç gitsen?
Hayır, hayır….
Hiç gitmesen, gitmesen, git-me-sen..
“Bozgun, yorgun ve halsiz;
Yüreğim artık sensiz.. “
Bana bunları söyletmesen,
Sen gitmesen..