bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Tren

linet | 13 January 2009 10:57

Yılbaşından 1 hafta önce çok sevdiğim arkadaşım Vivi ağaç süsleme partisi yaptığını söyledi, O ne yahu?dedim, geçen yılda çağırdım ya seni dedi, yılbaşı ağacımı süsleyeceğiz, renkli kurabiyeler yapıp, sohbet edeceğiz dedi, ooo dedim senin bir sürü tanımadığım arkadaşın olacak bilirsin rahat edemem, olur mu dedi, senin tanıdıklarında var hadii, kapatma kendini eve, gel.. Peki dedim, ama çok geç saatlere kadar kalamam, tamam dedi zaten akşamüstü beş gibi gelecek herkes.. Kırmızı birşey giymeyi unutma dedi, bir fular, kazak neyse işte kırmızı olsun üstünde.. Allam yarabbicim dedim, nasıl adetler çıkartıyor bunlar..

Pazar günü elimde bir şişe ucuzundan şarap ile ev partisine arzı endam ettim.. Ben gittiğimde herkes masanın başında ellerinde renkli hamurlar yaratıcılıklarını göstermeye uğraşıyor, kurabiye yapıyorlardı. Gerçekten de eski birkaç dost görmek iyi oldu.Ve bir iki de daha önce tanışıp merhabalaştığım insanlar işte..

bir garip volkan…

nazokiraze | 13 January 2009 10:04

Yanardaglar pek çok insanın ilgisini çeken konulardan biridir. Üzerine filmler yapılmıştır. Dünyanın belli başlı volkanlarını hepimiz biliriz burda bahsedecegim fazla bilinmeyen ama volkanologlar tarafından en çok incelenen, püskürttügü lavların anında soğuyarak kristalize oluşu sebebiyle dünyanın en sıradışı yanardağı olan Ol Doinyo Lengai yanardağını anlatacagım.

Tanzanya sınırları içerisinde yer alan bir yanardağ var adı Ol Doinyo Lengai, bu sıradışı yanardağı digerlerinden ayıran bir özellik var , buradan püsüren lavlar anında kristale dönüşüyor. Bu da burayı dünyanın en ilginç yanardağı haline getiriyor.Ülke olarak ta yüzden fazla kabileden oluşan yüzden fazla dilin konuşuldugu ilginç ülke Tanzanya’da bulunması volkanı daha da araştırılası hale getiriyor.

Zincirr

adoxxoda | 13 January 2009 09:40

En son ne zaman ektim sevdayı yüreğime
Kaç baharı kurak geçti bedenimin
Kaç kere umut ektim biçemeden
Yarım kalmışlıklarımın ardında durdum hep
Öne çıkmak istediğim halde yapamıyordum
İçimden bir ses sus diyordu dur diyordu
Dinlesen bir dert dinlemesen bir dert
Dertleri sıralıyordum bir biri ardına
Bir otobanda sıkışmış araçlar gibi
Belli ki ilerde kaza olmuştu
Bir başkasının yaptığı benim hayatımı etkiliyordu
Aslında hepimiz birbirimize bağlıyız
Bir şekilde görünmeyen bir bağlılık
Birimizin bir haraketi diğerimizi etkilyor
Hepiniz iyi bakın kendinize ve düşünmeyin kendinizi
Eğere etkiliyorsa bir adımınız hepimizi
Bizi düşünüpte haraket edini

adını sen koyarsın bir zahmet

adoxxoda | 13 January 2009 09:25

Tanrı üflemiş beden ruhumu
Bir babadan olup bir andan doğmuşum
Daha bilmeden günahı acıyı hiçbir şeyi bilmeden
Emekleyerek başlamış hayat
Önce dizlerinin üstünde ağır ağır
Sonra kaldırıp ayağa sağa sola çarparak
Zaman geçtikçe günah girmiş hayatıma
Acı girmiş her şey girmiş
Ne ruhum ilk gün ki gibi temiz
Ne de bedenim ilk gün ki gibi hür
Geçtikçe ömürden günler azaldıkça zaman
Ve yaklaştıkça daha fazla bir yerlere
Kopmaya başladıkça hayattan
Artık üzülmeyince gidenin ardından
Neye yarar ki yaşamak yalandan

Hafiften eğlence; “Boynuz Kulağı Geçerse”…

| 13 January 2009 08:40

KISA FİLM BAŞLAR…

SAHNE 1
İÇ ÇEKİM…………………………HERHANGİ BİR YER(Günd
üz)
Dış ses(Harlemsaray)
“Lö gene mi? Şiir…”
İç ses
“yok valla…”
Dış ses(Harlemsaray)
“Lö yoksa gene mi araştırma?”
İç ses
“yok yok…”
Dış ses(Harlemsaray)
“Lö ne o zaman?”
İç ses
“Bekle ağabeycim, bekle de gör…”
Önce, “boynuz kulağı geçer” atasözünü açıklayayım. Temel anlamı, bir işi birinden öğrenirsin, ondan sonrada onu boynuzlarsın (ekarte edersin yani). Yani, kişinin boynuzlama becerisine dayalı durumlar da diyebiliriz. Bu durumda ne yaparsın? Kulağını, gözünü ve hatta başka yerlerini de dört açarsın, açarsın ki başına kötü hadiseler gelmesin…
Şimdi geçelim konunun ince hallerine; efendim bu konu vahim ve müphem bir konu olup, herkesi yakından ilgilendirir. Öyle yakından ilgilendirir ki, adama aşkı öğretirsin, o da sana boynuzunu parlatmayı, öğretir. Elemanına işi öğretirsin, boynuz gelir, “e ben kaçar artık” der, sende kalan parıltılı ve boynuzlu bir kulak. Arkadaşına sır verirsin, alır o sırrı satar, elinde kalan yine boynuzlu bir sır. Yahudiler, öğrenir Hitler’den dayağı, takar boynuzunu bayağı. Devlet, senden alır kulağı, takar sana boynuzunu. Ben diyeyim nane nane, çıkar ortaya naneli Ajdar. Sen dersin ki dane dane, o der ki sana ne… İşte böyle boynuzluların, asıl olanlara taktıkları boynuzları sayarsak, akşamı bulurda, geçerde…

SAHNE 2
HAFİF ÇEKİM………………..HAFİF BİR YER(Hafiften bir zaman dilimi)

gel-git

ceyhunak | 13 January 2009 07:26

Hayat bu mudur?
Yağmur yağıyor, ıslanıyorum. Islanmışım zaten göz yaşlarımdan, bu da ne ki . Kimseye etmem şikayet, sana da eğilmem elbet. Sen yokken nasılsam, öyle devam ederim hayata. Haykırışım sana da değil, sen bana bakma. Bakmadın da zaten.. çektin gittin görmeden.. Belki de haklıydın bu halinle. Haller tartışılamazdı gerçekten. Hekim de değilim ben, anlayamam bu gel-gitlerinden.
Yıllar yılları kovaladı. Sen gitmiştin, bende bir başkasını seçmiştim. Başkası sen gibi değil di. Çok sadece ve gerçekçi idi.
“ Elimi tutuşu ve gözlerime gözleriyle dokunuşu.
Dokundugu an da bana duyguların kabarışı..
Öpüşü, dudaklarında ki o gülüşü,
Sanki çizilmiş gibi o gamzenin duruşu.”