bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Başka Bedende

admin | 27 February 2009 16:32

270 gün kendini yok sayıp o olmak,
Ve sonrasında onun sen oluşuna bakmak.
Koca bir hayatı,bir avuca sığdırmak,
Çocuk olmak değil midir?
Tekrar ve tekrar.
Anne olmak, baba olmak.
VE tekrar
Çocuk olmak.

SEN DOKUNMA

admin | 27 February 2009 15:45

Küf kokulu yalnızlıkların demindeyim.
Katran sarmış sarmaşıkların izinde.
Ben niceyim, neyleyim, neyim?

Senli cümlelerimde var ama,
Bir kadavra büyüsüyle.
Ve her ışık bitiminde.

Sen var ya sen,
Pürüzsüz yolumda pürüz
Aydınlık günümde gecemsin.
Ne duruyorsun.
Al götür beni CEHENNEMİNE.

Yak ateş beni.
Yeter ki acıma.
Sende vur şeytan.
Kırbacının sesi der ki.

Sen dokunma Kahpe.
Bundan sonrası bize düşer.

İşten Çıkarmanın Anatomisi

admin | 27 February 2009 15:15

Bir gün gelir ve personeliniz ne kadar canınız ciğerinizde olsa, işe alınırken verdiği tüm sözleri yerine getirmişte olsa ve her şeye rağmen şirketin çıkarlarını korumuşta olsa, işten çıkarılma zamanı gelmişse ve sebebi kriz ya da değil bunun zamanı gelmiş ise, yapacak bir şey yok demektir.

Her ne kadar çalışma hayatında duygusallığa yer olmadığı düşünülse de, işten çıkaranların da çıkarılanlar kadar zorlandığını düşünüyorum. Sebep olarak bir şey gösterilsin ya da gösterilmesin, suçlanacak birileri hep vardır. Kimi zaman kriz olur, kimi zaman eleman fazlası olur, ama mutlaka bir sebep gösterilir.

Muhallebici

admin | 27 February 2009 15:15

http://www.sabah.com.tr/2009/02/26/haber,7722B43542B54D50A86C79A9EAD8BAD2.html

gelelim kuru fasulyenin faydalarına

admin | 27 February 2009 14:26

Mutfagımızın heryemeği güzel, her yemeği kendine has, amma velakin efsaneler efsanesi kuru fasülyenin hakkını yememek, her yiğidin boynuna borçtur. Evinden uzak kalanların en çok özlediği yemektir.

Eskiden fakirlerin sofrasının baştacı olan kuru fasulye, ben çocuklugu bırakırken zam haberleriyle kral yemeği ünvanını alıyordu. O dönemden beri sanırım ben hala algılayamadım kuru fasulyenin durumunu. Bildiğim tek şey kuru fasulye ve pilavın ayrılmaz ikili olduğunu, cacık yada turşunun onların yanına çok yakıştıgı ve bu üçlüye kimsenin hayır diyemeyecegidir.Atatürk’ün sen sevdiği yemek olan kuru fasulye sofrasından hiç eksik olmazdı,aşçısı anılarında trende bile kuru fasulye yaptıklarını anlatır.(bilgi)

Karagöz ile Hacivat’tan Komedi Dükkanı’na…

admin | 27 February 2009 13:15

Karagöz ile Hacivat
Karagöz ile Hacivat

Türk tiyatrosunun temelini oluşturur Karagöz ve Hacivat. Rivayete göre Ulucami mimarı kellesinden olmamak için işlerin gecikmesinden sorumlu tuttuğu sivridilli ve komik ikiliyi Orhan Gazi’ye gammazlar. Neticede iki nüktedan işçinin kelleleri gider ya artık pişmanlık fayda etmez.
Ölenin ardından “badem gözlü” edebiyatı işler ve Şeyh Küşteri padişaha bu ikilinin konuşmalarını taklit eder. Geleneksel gölge oyunumuz da böyle başlar.

İşte bu Karagöz oyunu, Şeyh Küşteri’nin hayal ağacı’nda başlatıp Dümbüllü’lerin devam ettirdiği ortaoyunundaki Kavuklu – Pişekar atışmasına, oradan da günümüz televizyon ekranlarındaki “Komedi Dükkanı”na kadar taşınır.

Tolga Çevik
Tolga Çevik