bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

iç ses…dış ses…bir ses….

lucky soul | 11 May 2009 11:46

hata olarak gördüklerimin hata olmadığını söyledi

çok genel baktığımı söyledi

genellemelerden uzak durmam gerektiğini söyledi

sadece benim gerçeklerimin olduğunu söyledi

bırak dedi başkalarının genellemelerini

sadece kendi gerçeğine ver kendini dedi

o zaman daha mutlu olursun dedi

ama kendi gerçeklerine bakarken verirken kendini başkalarının mutluluğunu da göz ardı etme dedi

sana ters gelebilir ama onlarında kendilerine göre doğruları var dedi

üzmekten üzülmekten vazgeç dedi

Özel günlerden nefret ediyorum

makaleci | 11 May 2009 11:03

Yok analar günü yok babalar günü, daha olmadı sevgililer günü, vay efendim ve hatta dünya sex günü vs.

Tükettirmek için, hediye ambalajına sarmak için duygularımız çalışın bakalım…

Öyle kapital bir düzenin içindeyiz ki, Allah muhafaza…

Bu işin bir tek amacı var; suçlu psikolojisiyle bu söz konusu günler arifesinde hediye alma ruhuna gir, borç bulup da almak pahasına da olsa gir abi… Mecbursun ya (!) …!

Anasız bir çocuk, ya da evladına hasret bir ana ; son bir haftadır tv izleyebildi mi acaba merak ediyorum. Dakika başı bir ürün reklamı, fonda bir duygu seli; Yok efendim baba anneme bunu da alalımlar…yok efendim sen bi meleksin canım annemler…Ayıp gibi geliyor bu kadarı da…

Özgürlük Adına

Asturias | 11 May 2009 09:48

Irak’a saldırdılar, özgürlük adına,
Tecavüz ettiler, yüzlerce kadına,
İnsan kanı ırmak gibi akıyor,
Kahrolası dünya zevkle bakıyor:
Barış ve özgürlük adına.

Caddeler kan gölü, geçilmez,
Sokaklar dar,
Adına barış ve özgürlük demişler
Çünkü orda petrol kokusu var.

Bombaladılar Filistin’in yollarını,
Taşlarla kırdılar,
Çocukların kollarını,
Sokaklar insan kanı,
Alev alev yanıyor, Filistin’in her yanı.
Doymadılar kanın tadına,
Nutuk atıyorlar:
Barış ve Özgürlük adına.

Dünyanın bu barışçıl aydınları
Nikaragua’da sıraya dizdiler,
Tarlasında çocuk emziren kadınları.
Libya’da bombalarla böldüler,
Körpe çocukların uykusunu,
Cezayir’de kestiler, binlerce müslümanı
Diri diri yüzdüler, kazdılar kuyusunu.
Ve adına… Özgürlük dediler.

Babuş

FEYZAN | 11 May 2009 09:47

Babam, kardeşlerimin ve benim isimlerimizi kısaltırdı. Ama ne kısaltma, beni ‘feyzuş ‘diye çağırırdı. İsmim zaten 6 harfli, kısaltması da aynı. Obu kısaltmaları yaparken , bizi özelleştirdiğini düşünür ve sizi nazlatıyorum derdi.
Onun, bana feyzuş diye seslenmesini özledim, şimdi duysam daha farklı sevinirdim herhalde, kendimi çok daha özel hissederdim.
Her akşam, elinde alışveriş poşetleriyle eve gelirdi .Bizde beklerdik, o poşetlerden ne çıkacak diye. Eğer hepimiz için ayrı ayrı bir şeyler yoksa pek üzülürdük. Ne olduğu önemli değildi. Mesela, market alışverişi bile yapsa, işte bana sevdiğim çikolatayı alırdı da kardeşime başka bir şey.Yine böyle bir akşam geldi, ellerinde poşetler, kardeşim o zaman küçük, bana bir şey getirmedin mi baba dedi. Adamcağız da onu hayal kırıklığına uğratmamak için, getirmez miyim babuş dedi ve anneme aldığı (lacivert emaye üstü çiçekli) çorba tenceresini sana aldım diye kardeşime verdi.O da pek memnun oldu aylaca onunla oynadı.Annem zaman zaman kardeşimden izin alarak tenceresini kullanırdı. Sonra oynamaktan bıktı da annem tenceresine kavuştu

samatya meydanı ve kağıt helva

nazokiraze | 11 May 2009 01:05

Taşınmama az zaman kala İstanbul’un tadını çıkarmaya devam ediyorum, her ne kadar yine İstanbul’da oturacak olsak ta gidecegim yer şimdiki oturdugum yer kadar İstanbul’u hissettirmez biliyorum, istedigim an sevdigim yerlere çabucak gelemem.

Dün çocugu parka götürmek amaçlı evden çıkışımız, onun istedigi birşeyi almak için az daha biraz daha bakınalım diye diye Samatya Meydanı, sahil ,Yedikule demeden fırıldak gibi dolanmaya dönüştü, park mark hak getire bizim gezmemizden çocugun parkı unutuldu.