bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

çiriş

nazokiraze | 13 May 2009 10:27

Sarızambak, diye de isme sahip olan büyüklerimizin bildiği kırk yıllık çirişten bahsedecegim bugün. Babamın doğulu olmasından dolayı kebabın alasını, anamın laz oluşundan dolayı hamsili pilavı ve yıllarca Ege’de oturdum diye envai çeşit ot yedigimi sanarken çirişle alt üst oldu benliğim. Bunun sebebi bu otun Kahramanmaraş,Erzurum,Antalya ve memleketim Urfa’da bile çok yetişmiş olması ve benim bunu bilmemiş olmamdı.

Tadı bildigimiz ıspanak veya semizotu gibi çirişin, çok lezzetli yani, bu aralar mevsimi sanırım pazarlarda bolca bulunuyor ve çokta ucuz. Bu bitki sebze yemegi veya yumurtalı yapılmasının dışında böreklerde de kullanılabilir,hatta peynir bile yapılıyormuş.Bu arada Maraş’ta pilavda da kullanıldıgını belirteyim.

kafam karışık bu aralar..

morfik | 12 May 2009 16:21

Ebedi uyku alıştırmaları arasında takılıp kaldığım sorular hatalı..çoğu zaman ağlamaklı..
Tanrı’dan sonra sen dememin ardından isyan etmeye hakkım yok. cehennemine aldırmadan cennetinde olmayı dilemek aptallık.
Yalnızlıklarımız değil mi bizi beraberliğe götüren? Yokluklarımız değil mi var eden?
Özlemlerimiz değil mi bunca özleten?
Sebep..
Hayallerimiz, gecenin kimsesiz bebeği yani.. güneş güneş sahiplendiğimiz. Tutunduğumuz, yandığımız. Tutkumuzu göbeğin kopmuş bağında biriktirip yine de kuşku içinde olduğumuz.
‘Gökte gezinen kuş mudur gerçekten!’ gökyüzünde birlikte uçmadığımız müddetçe muamma galiba biraz da hummalı kemirgen.
Huzur bir anda iken hüznün akrebi felç edecek denli zehirli midir?
Üstelik..
Çok yakından geçmiş gecede, kalem, adını karalamıyor muydu yüreğime?
‘’ Sen benim en yaramaz çocuğumsun..
İstekleri gerçekleşmediğinde avazı çıktığı kadar bağıran, ses tellerinden endişe ettiğim..
Aç mı tok mu diye kaygılandığım..gecenin bir yarısı uyanıp merak ettiğim, alnına dokunmak istediğim..başını göğsüme dayama arzusunda tüm dünyayı bir kenara ittiğim..
Sen benim en yaramaz çocuğumsun ve tek ve doğurmadığım, doğduğum çocuğumsun..’’
Tuhaf..
Doğduğumuza inanıp ta öldüğümüze inanmamak!!
Olası..
Leyla’nın Mecnun’u Ferhat ile aldattığını, Kerem’in Aslı ile yattığını, Yusuf’un uzun bir süre akıl hastanesinde kaldığı hikayesi bizi duygusuz bırakırken, imkansızlıklara bağlanmak meziyet midir?
Off..
Dur!! Kafam karıştı şimdi. Bildiklerim ile inançlarım arasındaki müsabakada birinci gelen sancı.
Dur!! Anlatsana..hatırlat şiir nasıldı?
Bir sen var bende, senden içeri-bir ben yok sende, yoktan ileri..ile başlayan hani.
Dur!!
Ya da git en iyisi..kafam karıştı şimdi.

Hafif Bülten 4-10 Mayıs 2009

filozofi | 12 May 2009 14:16