Annem yok artık!Bu, Ataol Behramoğlu’nun bir şiirinin adı.

Annem yok artık. Beni düşünen kalbi yok. Bitti.Umutsuz olmak istemiyorum. Umutsuzluğun bir çıkar yol olmadığını biliyorum.Annem yok artık,diye başlayan veUmutsuz olmamak gerektiğini biliyorum, bu acımasız gecedeYazgı diye bir şey yok, içinde yaşadığımız bu toplum öldürdü annemi.Ey benim yüreğim, güç ver bana, ey hayat güç ver bana, anneme yaraşan şiirler söyleyeyim…

diye devam eden şiirinin adı.Mardin’in Mazıdağı ilçesine bağlı Bilge köyünde meydana gelen korkunç katliam tam 70 çocuğu öksüz ve yetim bıraktı. Yaşadıkları korku gözlerinden televizyon ekranlarına yansıyan, aralarında süt emen bir bebek de bulunan 70 çocuğun çoğu annesiz kaldı. Vahşetin karmakarışık izlerini yüzlerinde taşıyan bu çocuklar şimdi kendilerine uzanacak yardım ellerini bekliyor ama öncelikle, anneler gününe üç beş gün kala toprağa verdikleri annelerinin yerine geçecek elleri…Anneler Gün, 1866 yılında Amerika’nın Philedelphia eyaletinde Arina Jarvis isimli bir kızın çok sevdiği annesinin ölümüne bir türlü alışamamasının ve hemen her gün mezarına gidip çiçek bırakmasının ardından yılın bir gününün annelere ayrılmasını önermesiyle gündeme gelmiş, kabul görmüş ve sonra da tüm dünyada mayıs ayının ikinci pazarında kutlanmaya başlanmış.Çorak toprakları kan gölüne çeviren basakında annelerini yitiren Mazıdağlı çouklar bu yıl 10 Mayıs’a gelen Anneler Gününde tam da şu anda olduğu gibi yine annelerinin mezarı başında ağlıyor olacaklar. Ve Anneler Günü de kutlanmaktan çıkan bir gün…Demem o ki; bu yıl Anneler Gününü ya Mazıdağlı çocukla birlikte kutlayalım ya da senenin bir gününe mal edilmesi zaten anlamsız olan bu günü bu yıl kutlamayalım gitsin…