bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

fasa fiso food

asiti kacmis kola | 08 July 2009 14:32

hayat bir göz yanılması değil midir zaten? güzeller güzeli bir hatunun (ürün kabı) makyaj ve kıyafetlerinden arındırılmış bir şekilde (kabın içindeki ürün) gördüğünüzdeki şaşkınlığınızı düşünün. bu yazının konusu da tıpkı ona benziyor.
reklamcılığın dünyanın en yaratıcı ve en yalancı mesleği olduğu düşünülürse duruma çok da şaşırmamak gerekir aslında. paketinin üzerinde insanı baştan çıkartan iştah açıcı bir resim bulunan keklerin paketini açtığınızda ne resimdeki o akışkan kremayı, ne o parlak jöleyi, ne de o pofidik dolguyu bulabilirsiniz. aynı hayal kırıklığı hemen hemen her ürün için geçerlidir. buna araba da dahildir, bir ev de, en basiti bir sakız bile.
lafı fazla uzatmadan şu site fast food ürünlerinin reklam afişlerini ve gerçek resimlerini karşılaştırmış ve ortaya “iki resim arasındaki 10 benzerliği bulunuz” bulmacası tadında bir görüntü çıkmış.
şimdiden afiyet olsun.

ARMUTLU’NUN AHLAK BEKÇİLERİ

admin | 08 July 2009 13:18

Kayınpeder sağ olsun, zamanında akıllıca bir yatırıma imza atıp İhlas’ın Armutlu evlerindenbir devremülk almış. Eşinizle birlikte havuz sefası yapamadığınızı, ya da bakkaldan ilaç için bir şişe bira alamadığınızı saymazsak burası aslında tüm önyargılara rağmen keyifli bir yer. Biz de her sene gideriz zaten.

Devremülk sistemi bizim gibi orta sınıf bordro mahkumları için gerçekten de akıllıca bir yatırım. Paramızı yetirip de yazlık ev alacak halimiz zaten yok; ama hadi oldu diyelim, bütün birkiminizi senenin sadece 15 günü, bilemediniz en fazla 1 ayı kullancağınız bir eve bağlamak ne kadar mantıklı? Onun yerine bir devremülk sistemine üye olursunuz, 15 günlük tatilinizi yine yaparsınız, ve masrafarınız kıyaslanamayacak kadar az olur. Üstelik, gittiğiniz yer genelde tatil köyü ortamı olduğu için, size sunulan eğlence imkanları deniz kenarındaki bir siteden alacağınız evlerden çok daha fazla olacaktır.

Diyeceksiniz ki, mutaassıplığıyla bilinen bir şirketin işlettiği tatil köyünden ne kadar keyif alınır… Alınır, merak etmeyin; ama bunu başka zaman anlatırım, söz.

Devremülk akıllıca olmasına akıllıcadır da, bizimki gibi büyük aileler için pek de elverişli değil maalesef. Biraz da kaldığnız dairenin büyüklüğüne bağlı olarak 4 kişilk, bilemedeniz 6 kişilik, hadi yine bilemediniz 8 kişilik bir aile için fazla fazla iyidir, yeterlidir; ama bizde olduğu gibi bütün kız kardeşler ve kocaları ve tabii çocukları aynı hafta sonu için kalmaya gelip de 15 kişi oluverdiğinizde seçenekleriniz bellidir: Ya mutfakta yer yatağında, ya da Armutlu merkezde bir otelde yatacaksınız demektir.

Biz de ikinci seçeneği tercih ettik. Ben, eşim, eşimin küçük kız kardeşi ve onun kocası atladık kayınpederin arabasına, gittik Armutlu’ya. Planımız, geceyi ucuz bir pansiyonda geçirmek, sabah erken kalkmak, duruma göre ya biraz Armutlu’nun içinde takılmak ya da tatil köyüne geri dönüp kahvaltıya yetişmekti.

Benim bacanak, baldızla henüz evlenmediği dönemlerde de Armutlu’ya gelir; ama tabii haliyle bizimle tatil köyünde değil Armutlu’nun içinde kalırdı. O yüzden de onun tecrübeleri rehberliğinde gidiyorduk.

Sınıf Çatışmaları ve Komünizm

admin | 08 July 2009 10:57

Karl Marx olmasaydı Lenin, Lenin olmasaydı komünist Rusya olmayacaktı. Fakat Karl Marx, dolaylı bir şekilde diğer devletlerden de sorumludur. Çünkü diğer devletler, Sovyet Rusya’ya ne kadar karşı olabilirlerse olsunlar, Sovyet modelinin taklitleri veya değişik şekilleridir ve şu bir gerçektir ki Karl Marx yüzünden, dünyanın geri kalan devlet ve cemiyetleri, varlıklarını muhafaza edebilmek için yıllar boyunca, birbiri peşi sıra liberal geleneklerini feda etmek zorunda kalmışlardır.

Hiç şüpheye düşülmeden söylenebilinir ki, eğer Marx dünyaya gelmemiş olsaydı, çok başka olacaktı. “Ağaç, meyvelerinden bilinir“ sözü meşhurdur.