bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Meğer Tanrı Yokmuş!..

akiladam | 22 November 2007 00:19

Biliyor musunuz? Bu güne kadar bize öğrettikleri ve hepimizin var sandığı gibi bir tanrı hiç olmamış. Tapılacak tanrıları önce yeryüzünden seçen insanoğlu daha sonra yeryüzündeki bütün varlıkların ölümlü olduğunu farkedince semaya yönelmiş yıldızlara tapınmaya başlamış. Ya da yıldızların birini kendine mesken tutmuş olan, kimine göre tonton yüzlü bir ihtiyar kimine göre güçlü bir sultan görünümünde hayal ettikleri tanrılara tapınmışlar .

Sonra bu gökteki tanrıya inananlar kafalarında şöyle bir şablon geliştirmişler; Gökte oturan bir tanrı var ve bu gökteki tanrının adına eğer müslümansan da “Allah” dersin. Tanrı’nın ödükten sonra bizi sevap ya da günahlarımıza göre göndereceği “cehennem” ve “cennet” isimli iki yeri var. Zaten sevgili tanrımız atamız Adem’i de adına cennet denilen yerde, elleriyle çamuru karıştırarak yaratmış, ruhundan “üfleyip”, sonra da cennetten dünyaya indirmiştir. İnsan nesli çoğalınca da kendisi ile arasında postacılık yapmaları için de peygamberler göndermiş. Bu peygamberler de insanları” gökteki Allah öldükten sonra kıyamet günü sizi diriltip hesaba çekecek ona göre, sonra uyarmadı demeyin demişler.

param çok ya da borç…

TeMoR | 22 November 2007 00:09

masaLara çıKmaK geLiyor içimdeN
beyaZ öRtülere basMak
tutup bir şişeyi ucundan-pahalı bir viski’ yi-
içmeden
paTLatmaK geLiyoR duvaRda…

A cargo story…

| 21 November 2007 22:13

Bundan yaklaşık 25 yıl öncesi.
Washington’da White House yerleşkesinin güneybatı köşesinden “Flierly” sokağı başlar…
Girişteki ilk binalardan birinin altında başlar macera,
tencere-tava satarak.
John A. Ross ve arkadaşları, kargo sektöründe iyi iş ve para olduğunu görürler.
Ve başlarlar bu işe.

İlk başlarda çalışanlarının tüm haklarını tam olarak öder,
işçi dostu Marksist John A. Ross.

Sonra bir an, bir ilham gelir.
Çoğu Marksist gibi, işçiye ödediğinin fazla olduğunun farkına varır.

Texas’lı Bryn Marely’ye bir villa hediye eder.

Chip’in Avrupa Yakası…

| 21 November 2007 22:07

Chip’in Avrupa Yakası…

Chip’in eski sayılarında arasıra rastladığım bir içerik
türü vardı. Türk-Osmanlı-İslam kültürleriyle dalga geçen
ve küçümseyen yazı, karikatür vd…

Bir yazıda robotların gelişimi tarihçeyle özetleniyordu.
Bu sayfanın altında bir resimde, kumar oyununda hile yapmaya
yarayan “The Turk” adında bir makineden bahsediyordu.
Chip dergisi, bu makinenin Türkler tarafından yapılmş ilk
robot olduğunu yazyordu.

Hata 1: Chip yazarı ve editörü, dünyada ilk robotu bir islam bilgininin
yaptığını bilmiyordu. Üstelik şöyle mesajlar da veriyordu.
Mesaj 1:Türkler, her zamanki gibi, teknoloji ve bilimin
gelişmesine hiçbir katkı yapmadılar.
Mesaj 2:Türkler ancak “kumarda hile yapmaya yarayan” bir makine yapabilirler,
çünkü Türklerin aklı ancak böyle şeylere çalışır.

CENNET GİBİ OLDU!!!

gkaraarslan | 21 November 2007 18:06

renk renk balkon çiçeklerimiz
renk renk balkon çiçeklerimiz

hafta sonu annemle seraya gittik.balkonumuza renk renk saksı çiçekleri aldı.bir kasa çiçekle eve geldik,kolları sıvadık.ilk önce bir koklama turu attık.hepside ne güzel kokuyordu.miss gibi.acaba hangisi hangisini hangi saksıya koymalıydı.sonunda balkonda yetiştirdiğimiz ama kasım soğuğuna dayanamayan ve sararan yeşil domatesleri toplamayla başladık.bunlar turşuluk olacaktı.

domateslerimiz yemyeşildi
domateslerimiz yemyeşildi

birazını cam önlerine dizdik.dallarını çöpe attık.camın önündekileri tohum olarak kullanmaya karar verdik.toprağımızı açtık ve akşama kadar onları saksılara yerleştirdik.

bugün sabah kalktım ve balkona gittim.kahvaltımı bu güzel cennette yaptım,mis gibi kokuları içime çektim.darısı sizin balkonların başınaaa :))