bildirgec.org

http://ladress.blogspot.com/2007/11/erkeklere-kadnlarla-ilk-bulumadaki-13.html

italyan profesör’ün “seks bir spordur” adlı kitabındaki bilgilere göre, spor ya da diyet yerine seks yapmak da kilo verdiriyor.

profesör, cinsel ilişki süreleri, ilişkinin değişik safhaları, yöntemleri ve bunları yapabilmek için harcanması gereken kalori miktarlarını açıklamış.

işte birkaç örnek…
– partnerini soyan kişinin harcadığı enerji 12 kalori. giysiler kolay çıkıyorsa 8’e düşüyor. ancak tek el kullanılıyorsa yine 12’ye çıkıyor.(burada tek eli kullanmaya takıldım. öbür el ne iş yapıyor?)
– soyma işlemi dişlerle yapılıyorsa, soyan kişi 87 kalori kaybediyor. (bu eylem çok ilginç. fantezilerimde bile olmayan bir aktivite. bunu düşünmem gerekiyor.)
– bir şişe beyaz şarabı yakmak için 52 dakikalık bir masaj seansı gerekli.(masaj’ın adı çıkmış. seks eylemi ile ne alakası var?)

domates receli

sükünet

-Neler hazirlamam gerekiyor?
-40 tane linda domates..kirmizi veya yesil,40 adet taze badem,8 su bardagi seker,4 su bardagi su,1,5 tatli kasigi limon tuzu,vanilya cubugu.Bademleri geceden suya koy. Ben gelirken kirec kaymagi getirecegim.Ertesi gün olmustu..malzemelerimi hazirladim. Canani bekliyorum, denizden cikip plates yaptim. Kahve iciyorum..B-tribe caliyor , yazliklar bos oldugu icin müzik sesi oldukca acik…Ardicin tüm kedi ve köpekleri bizim sokakta.zez, cikip onlari beslemeli… onlari doyurmadan birsey yiyeyimiyorum. hazirlayim bari, bi taraftan bildigim tüm küfürleri savuruyorum.Cins kedi ve köpekleri yazliga alip kisin niye sokakta birakirki bu mahluklar?cesmenin kendini insan sanan yazlikci inekleri“insallah kulaklariniz cin cin cinliyordur.insallah günün birinde birileride sizi böyle birakir, sasirip kalirsiniz Dünya denen düzende“.Sokakta hayvanciklari beslerken Canan geliyor .Biraz bilindik dedikodular ve haftasonu eylencemizin kritigini yapip ..mutfaga geciyoruz.Disarda ekim ayinin son parfümlü rüzgarlari,ilik ilik esiyor……Domates receli yapacagiz.

1. Bademleri bir gece önceden suya koymustum. kabuklarını soyduk.
2. Domatesleri yıkadıktan sonra onlarinda kabuklarını özenle soyuyoruz.
3. Soyulmuş domatesleri, sönmemiş kireç kaymağında 2 saat kadar bekletiyoruz.
4. İyice sertleşen domatesleri kireç suyundan çıkartıp bol suyla 2-3 kez yıkayorum.
5. Domatesleri avucumda sıkıca kavrayarak alt kısımlarından minicik deliyorum.
6. Yine avucumla kavrayarak, yavaş yavaş sıkıp, içindeki tüm suyu çıkartıyorum (Bu işlemi çok dikkatli yapmalısınız, domates patlamamalı, suyu sadece deldiğiniz delikten boşalmalı)
7. Suyu sıkılmış domateslerin içerisine soyulmuş bademlerden birer adet yerleştiriyoruz..
8. Şeker ve suyu yarım saat kaynatiyoruz. Sürenin sonunda domatesleri içine atıyo Canan.
9. 30-45 dakika civarında pişiyorlar. Pişmeye yakın limontuzunu atıyoruz
10. Şerbeti tabağa damlatma yöntemiyle pişmeyi kontrol ediyorum
11. Reçelleri çok dikkatle kavanozlara boşaltım.
12. Kavanozun agzini kapatmadan evvel icine biraz vanilya koyuyorum .Sikica kapatiyorum
13.Terasta günese diziyorum.Domates recelimiz hazir.Bir hafta kadar güneste bekletip kahvaltilara cikmak üzere gün sayiyor.Simdi birer Türk kahvesini hak ettik.Sonra alacatiya yüzmeye ve sörf izlemeye gidecegiz………lalalalalalalalalalal .

Lokumu Güney Kıbrıs , Baklavayı Yunanistan sahiplenmeye çalışıyor. Görülen o ki Lavaşı çoktan Ermeniler kapmış , bizim yine haberimiz patentlemeye çalışınca olur. Lavaş üreticilerine duyurulur.

ermeni lavaş

хлеб = Ekmek
лаваш = Lavaş
армянский = Ermeni

peki bunu nasıl mı buldum ?
şu fenerbahçeyle alakalı yazıyı yazdığım ukrayna ziyaretinde bir markete girmiştim , hep yaparım bizim mallar nerelerde var yok diye ! tavsiye ederim yeni pazar arayan yatırımcılar için market ziyareti, yerli işadamlarıyla görüşmekten daha fazla size ülke hakkında bilgi verebilir. İşte markette bir baktım bizim lavaş (tabii bizim zannettiğim) üzerine bakınca anladım ki bizim değil eski dost ermeni yapımıymış. Merak ettiğim vakti zamanında biz mi onlardan arakladık yoksa onlar mı bizden ? bilen varsa parmak kaldırsın 🙂

İnterneti ve aklını kullanarak zengin olanların sayısı az değil. Kyle MacDonald‘ı ise bu kişilerden ayıran bir fark var. O zengin olmayı değil, yalnızca bir ev sahibi olmayı hayal etti.

“one red paperclip” isimli blogunu 12 Temmuz 2005’te başlattı. İlk mesajı çok basitti. Elinde kırmızı bir ataş vardı ve bunu daha değerli veya daha büyük herhangi bir şeyle takas etmek istiyordu. Takası yapacağına söz verenin yanına nerede olduğunu hiç önemsemeden gidecekti. Bir takas zinciri kurup bir ev, ada veya bir ada üzerinde ev sahibi olmak istediğini söyledi.

Kyle MacDonald

İlk takası sonunda balık şeklinde bir kalem aldı. Onu eve götüren sonraki takasları sırasıyla şöyle:
kapıkolu – alet çantası – jeneratör – fıçı bira ve ışıklı tabeladan oluşan çabuk parti seti (bunu görmeniz lazım) – kar motorsikleti – Yahk‘a kayak tatili – karavan – albüm kontratı – phoenix’te bir sene lüks bir evde konaklama – alice cooper ile akşam yemeği – kiss snowglobe – bir filmde rol alma – ve sonunda 11 Temmuz 2006’da Kanada’da bir EV.

Aldığı ev

Tabii bu sırada ünlü olmayı da ihmal etmedi. TV kanallarına çıktı, röportajlar verdi, hakkında yazılar yazıldı.
Bir de kitap yazdı.

http://haber10.com/haber/101990/

http://img.sabah.com.tr/im/2007/11/27/B5A6111D35EA23459A2AA0C0o.gif

http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=283155

http://www.futboliz.com/2007/11/27/mac-bitti-inter-fb/index.html

http://www.futboliz.com/2007/11/27/ilk-yari-notlari-inter-fb/index.html