bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Duvar. Hafızadır.

dasein | 04 December 2007 16:04

duvar +çivi
duvar +çivi

Duvar. Hafızadır.“duvar iç bükey yalanlarıdır.”
.

eve haciz yok!!!

gkaraarslan | 04 December 2007 16:03

üniversiteli öğrencilerin bazen tek dayanağı olan ,günleri sayarak geçirdiği bazı özel tarihler vardır:kredi ve burs günleri.bunları alıp harcarken iyi de bir de ödemesi vardır devletten alınan borcun. ödeyemeyenlerin evine haciz geldiği konuşuluyordu.milli eğitim bakanı hüseyin çelik bu konuya bir açıklama getirmiş ve bu borç yüzünden öğrencilerin evlerine haciz getirilmediğini söylemiş.hatta üniversite ve yurt sayılarının da artacağını söylemiş.sonuç olarak noter onaylı,imzalı milyarlık senetlerimiz için yüreğimizi biraz olsun ferahlatmıştır.teşekkürler….
haberin detayların için tıklayın

Tübitak, Güneş ve Araştırma Gemisi

sal | 04 December 2007 16:01

Tübitak formula-g de ve hidrojen ile çalışan araba yapımını teşvik ettiği gibi sırada ki projesi olan güneş enerjisi ile çalışan araştırma gemisi projesinde genç beyinlerin desteğini bekliyor.
Tübitakbu konuyu projelendirirken gençlerinde yardımını almayı unutmuyor.Projeye başvuruformlarını doldurmak suretiyle meraklısı olan herkes konu ile alakalı yardımda bulunabiliyor.

SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLİK

gkaraarslan | 04 December 2007 15:54

milli eğitim bakanlığının düzenlediği 10 BİN sözleşmeli öğretmen ataması başvuruları yarın başlıyor ve bu değerlendirme kpssp 10 puan üzerinden üstünlüğü esas olan öğretmenlerden toplam 31 alandan 10 bin 324 kontenjanı olan bir alım söz konusu olacakmış.atananların adrese tebligattan itibaren 15 gün içerisinde göreve başlanması bekleniyormuş ve bu süreyi geçen kişiler 1 yıl doldurmadan yeniden başvuramayacaklarmış.bu süre dolduğu halde işe başlamayanların yerine sıradan atama yapılacağı da duyurulmuş.puanlar ve alanlar hakkında daha fazla bilgi için alttaki linklere tıklayınız.

Çağrışım

linet | 04 December 2007 15:00

Yetinmeyi bilirmisin sana verdiği kadarıyla hayatın
Hayır yetinmek istemiyorum……

Hoş bilsen de bilmesende yara bere içinde bu yollardan geçeceksin
Neden yaralanıp bereleneyim, nedenn düşüp kalkmadan da yürüyebilirim, belki dizim kanar biraz, belki içim sızlar arada, belki de seçtiğim yollara değil dönüp seçmediğim yollara bakmaktan düşerimm..

Kazanmayı isterdim kaybetmeyi değil ama olmadı yarrr

Hahayyttt ben kaybetmedim beni kaybedenler kaybettii….

Kendini kayırıyor önce her insan bu yüzden aşka kıyar

Olmayan bir şey aşk….

yagmurla gelen su perisi

DEJAVU 07 | 04 December 2007 14:50

Yağmur güzeldir bu mevsimde. O kendine has kokusuna, yeni yeni açan bahar çiçeklerinin ve huzur dolu toprağın kokusunu ekleyip başlar insanları büyülemeye. Yağmur güzeldir bu mevsimde. Dalgalar bile dingin dingin serilir su yüzeyine. Sahil kenarında, hala tek bir şemsiyeyi paylaşan ihtiyar sevgililer.. Yıllara meydan okumuşçasına … Ya da bir apartmanın kapısının eşiğinde bir birine sarılmış genç bir çift… Düşen damlaları izleyip, aynı ıslaklığı dudaklarında yaşayan …. Yağmur güzeldir bu mevsimde ve bu mevsim de yağmur güzellikler getirir peşi sıra …. Su perileri mesela, çok az insan görebilir onları, ancak ıslanmaktan korkmayan ruhlarını bulutların altında yıkayanlar görür su perilerini. Islak saçları, dünyayı aydınlatan gülüşü, dudağından sarkan yağmur damlası, melekleri kıskandıran sesi ile yağmurun bir lütfü gibi durur öyle karşısında. Sen de onlardan biriydin işte. Yağmurla gelen bir su perisiydin. Nereden ve neyle geldiğini bilmiyorum ama geldin bir kere ve de hoş geldin. Habersiz geldin ama gitmene izin veremem su perisi. Ufak bir çocuğun elinden en çok sevdiği oyuncağını almazsın dimi? O zaman gitme su perisi, kal benimle. Elimi tut, gözüme bak, içimde ki hasrete vuslat ol, dudaklarımı ıslat ve izin ver, izin ver seveyim seni. Senin beni sevmeni istediğim gibi…

BULUTLARIN BENCİLLİĞİ

DEJAVU 07 | 04 December 2007 14:47

Bulutlar kadar bencil bir varlık var mı? Dünya da?

Hayatın ışıklarını hep kendilerine ayıran bulutlar kadar… Gündüz güneşin, gece ay’ın parıltılarını hep yukarılar da, kendileri yaşıyorlar. Biz ise ancak onların süzgecinden geçmiş, onlar izin verdiği ölçüde, gri bir aydınlıkla
İdare etmek zorundayız. Renkleri olmadıkları gibi kirli ve sönük yaşamamıza neden oluyor o bencil bulutlar. Hatta bazen bencilliğin dozunu abartıp, günün en güzel, en pırıltılı saatlerinde, kasvet türküleri söyleyen, siyahlar içinde, bir Azrail gibi dikiliyorlar başımızda. Geceleri en sevdiğimizle paylaşmak istediğimiz mehtabın bütün ışıltısını kendilerine saklıyorlar. “Bana ne! Hepsi benim” diyen şımarık bir çocuk gibi, beni, sevdiğimi ve ışığını dalgalarla selamlayan denizi mahrum bırakıyorlar Ay’ın o anlatılmaz büyüsünden.