bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Dili yok kalbimin

arseli33 | 25 December 2007 00:15

Başka başka gülüşlere tanık oldu yüreğim ve soytarı gülüşlerin düştü aklıma.O gülüşünü görebilmek için” soytarın” olan ben, şimdi ismi bilinmez hayatlarda bastırıyorum günden güne içimde çoğalan seni.İçimi kemiren yalnızlık dayanılmaz olduğunda hep bir başkasıyla örtüyorum sensizliği.Kimler ortak oldu hayatıma bir bilsen..Kaç gece adını sayıklarken, uyandım adını bile bilmediklerimle..
Yıldızların bir bir kendini astığı,hüküm giymiş gecelerde ayrılığın prangalarını kırıp sana gelmek istedim.Sensizliğin acımasız duvarlarıyla kaplı bütün anları dondurup sana gelmek..İçimde öksüz bıraktığın çocuğun feryatları yitik bir sevdanın yasını tuttu hep.Kelimeleri sapladığından beri taa derinlere dili yoktu kalbimin…Oysa;
Her kalp ayrı bir dünya
Ve bir parça kristal aynı zamanda
Bir de bilmeyerek değil ama bilerek kırılmışsa
Artık acı da duymaz başlar yok olmaya…

“Aşk”tan bir hayat…

pelitas | 24 December 2007 23:42

Aşk önce büyüktü… Küçüldü sonra! Msn infolarında kişisel iletiler sığlığına düştü. Bir baktım, içinde türlü hileler barındıran minik bir sevgi oyunu… Bir baktım, gül bahçesinin yanı başına ekilen yalan tohumu… Kimi zaman; “bana, git artık seni istemiyorum” dediğin anlarda arkama bakmadan gideceğim kadar yüreksiz değildir aşk, dedim… Kimi zamanda seni, haklısın apoletlerinle süsledim… Liseli çağlarında benliğini arayan bir gencin, ex aşklarında aradığı çıkarcı duygular değildi aşk… Bir mum ışığının, arkası gelmez karanlığa aydınlık olamaması kadar dirençsiz de değildi aşk… Bir değil, binlerce yıl geçse tarife değer basit cümlelerle geçiştirilip askıya alınacak kadar basitte değil bilesin! Benim sana olan aşkım; Mecnun’ların, Kerem’lerin, Ferhat’ların yürek yangınlarından başka bir aşkla kıyaslanacak kadar küçük değildi bilesin! Ben sana deli gibi aşıktım, bilesin.

Sms ile gelen hastalık

makaleci | 24 December 2007 21:00

Olacağı buydu, belliydi… Hani ‘ben demiştim’ ne duyanların ne de diyenlerin hoşlanmadığı bir bildik final çizgisidir ya, işte oraya geldik, hizaya geldik (!)… Ben elbette kâhinlik edip, sonuçta böylesine bir fiziksel âraz çıkacağını düşenmemiştim de, herşeyin fazlasının zarar vereceği gerçeği gibi, bu tür iletişimin de en azından ruh sağlığına belli bir ölçüde zarar vereceğine daha da önemlisi sosyal ilişkileri zedeleyebileceğine değinmiştim. Ama gelgelelim olay patolojik boyutlara ulaşmış durumda, ibret için buyrun buradan da okuyabilirsiniz