bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

BaKiyE teyze.

koza 68 | 15 January 2008 13:25

Bir kadın için sevmediği gönlünün arzu etmediği bir adama karılık etmek çok zordur.Bakiye teyze de beyle kadınlardan biriydi allah selamet versin.
” kendimi bildim bileli şöle aşkla bağlanacağım eksiksiz bi insan düşlemiştim.allah inandırsın kocamın bana sarılıp ilk öptüğü anı bile hatırlamak istemiyorum.yirmi yıl koskoca bi yirmi yıl geçti ama her daim kendimi daralmış ve yakında ölecekmiş gibi hissettim. yıllarca salacaklı sevdiğimi unutamadım her anım onla geçti attığım her adımın aldığım her nefesin sahibi oydu sanki ama olmadı işte nebilim olmadı lanet olsun o güne.”
Bakiye teyze bize sık sık gidip gelen komşumuzdu. hem örgüsünü örer hem anlatırdı.salonun bir köşesinde oynarken bu kadının söylediklerine kulak kabartır kocasının nası bi canavar olabileceğini tahayyül etmeğe çalışırdım.

KESTANE..

linet | 15 January 2008 13:21

Dün akşamın bir vakti pijamalarımı giymiş otururken, ev ahalisinden birisi kestane istedi.Eee kıyamadık tabii, diğer ev ahalisi gitti markete aldı geldi, o duşa girince bende kestaneleri çizip fırına atayım dedim, allahım açtım poşeti ne göreyim, vıcır vıcır oynaşan kurt dolu kestaneler, hemen pijamaların üstüne mantomu giyip, çıplak ayağıma da spor ayakkabılarımı geçirip koştura koştura markete girdim, torbayı iğreti bir şekilde elimde tutarak utanmıyor musunuz? Kurtlu kestane satmaya diye bir de çıkıştım, reyon görevlisi elimdeki torbaya bakarak ama bu kestane değil ki dedi, tabi değil kurtlu kestane dedim.. Adam suratıma tuhaf tuhaf bakarak hanımefendi bu poşette kestane yok demesin mi tekrar desinn, ben torbayı gözlerime yaklaştırdığımda ne göreyim, sabah işyerindeki pascal namlı köpeğe gönderilecek yiyecek poşetini kapıp çıkmışım evden, öyle huylanmışım ki kestaneden poşeti böyle kendimden uzakta tutarak ve koşarak yanlış paketi aldığımın farkında bile değilim.. Durun dedim sakın bir yere gitmeyin şimdi getiriyorum kurtlu kestanlerinizi, dışarı çıktığımda bu absürd durumu ne yapacağımı bir daha bu markete gelmemenin en iyisi olacağını düşünüp, mantomun açılan önünü kapatmaya çalışıp kimseler pijamalarımı görmesin diye koşuyordum ki, kurtlu kestaneyi alan evin diğer ahalisi kestane poşeti elinde gelirken gördüm… Sen git şu kuruyemişciden kestane al, ben kavga edip geliyorum dedim. Neyse tekrar gittim markete getirdim kurtlu kestanelerinizi dedim, sizden hiç beklemezdim böyle bir ürün satacağınızı, adam poşeti açtı, ben iğreniyorum zaten bakamıyorum, adam diyor ki hala tamam hanımefendi geri alacağız ama kurtlar nerde, kurtlar nereye kaçtınız? ordalar işte ne bilim ben, belki toplanıp saklanbaç oynuyorlardır allah allah, diye söylenirken, siz bunları mı kurt sandınız diye bir kestaneyi burnuma uzattı, ucundan filiz vermiş beyaz kestane ama onlar vıcır vıcır oynuyordu diyeceğimm diyemiyorum, kestanelerin hemen hepsinin ucunda beyaz filizlenmelermiş meğersem benim kurt sandıklarım, ama amaa dedim durdum, kıpkırmızı oldum, ben yiyemem artık onları geri alın dedim, paramı ödediler bir daha o markete girebilecekmiyim bilmiyorum, herhalde üstünde pijamaları, saçları arkadan salaş bir şekilde toplanmış, gözünde gözlükleri, üstünde mantosu olan kurtlu kestane diye çığıran bu kadını mahallenin delisi sandılar…Önce kestane diye köpek mamasını geri vermeye çalışan bir kadın sonra kestanenin filizlerini kurt sandığı ortaya çıkan kadın, yani ikisinin üst üstte olması, rezil oldum rezil…Sanırım fişlendim artık, eve gelene kadar hala kendi kendime ve yanımda o kestaneleri alıp eve getiren ev ahalisine valla oynuyorlardı vıcır vıcır diyordum …

Tiyatro Yazarlığı Kişiliğiyle Haldun Taner

cyberdrug | 15 January 2008 13:21

Haldun Taner
Haldun Taner

Haldun Taner’in tiyatro yazarlığı hakkında bilgi vermeden önce özgeçmişine değinmekte yarar var.

16 Mart 1915’te İstanbul’da Çemberlitaş’ta doğmuş olan Haldun Taner 1935 yılında Galatasaray Lisesi’nden Mezun oldu ve yükseköğretimini Almanya’da Heidelberg Üniversitesi’nde Ekonomi ve Politika üzerine okuyarak tamamladı. Türk Tiyatrosunda önemli bir role sahip olan Haldun Taner, Almanya’da öğrenimi sırasında ağır bir tüberküloza yakalanınca İstanbul’a dönmek zorunda kaldı ve dört yıl boyunca istirahat etti. Bu dinlenme döneminden sonra 1950’de İstanbul Üniversitesi’nde Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. Daha sonra öğrenmeye doymayarak, Viyana Üniversitesi’nde Profesör Kinderman’ın yanında Felsefe ve Tiyatro Bilimi okudu. Bu öğreniminin bir katkısı olarak da kendisi Türkiye’de tiyatroyu bilim dalı olarak ilk okutan kişi olmuştur.