bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

KRÖM

| 24 March 2008 13:20

Vatandaş,

Şu anda ekran karşısında okumakta olduğunuz yazı, tamamen sizin asaplarınıza iyi gelmesi için tertiplenmiş, çıkar amacı güden ama hasıraltı eden bir organizasyonun tüm ayrıntılarını içermekten zevk ve sefa duyar.
Evvelki yıllarda (Zaman mevhumum yok, yanlış ise düzeltin) beylee bi güruh gaza gelerek içkili yemekli hafif toplantılarına imza attılar..Daha da ileri gidip videolarını koydular. Sanıyorum bunların hepisi üzerine şeker serpilmiş Çilek’in başının altından çıkmıştı amma organizasyon becerisinin gayet iyi olduğunu söylemek lazım gelir. Ancaakk, diş biledik mi? Bilemedik. Kıskandık mı? Kıskanmadık. Sabotaj? Asla.. Dedikodu? Tıehh!
Vatandaş,
Bundan feyz alarak ılık bahar günlerini de değerlendirmek babında hastane yönetimini rehin alarak sonuçta şu anlaşmaya varmış bulunuyorum:
Hastane ve hafif sakinlerinin dâhil olduğu dillere destan bir organizasyon tertiplemek sureti ile içimizde büyümekte olan KRÖM – Kaotik Ruh Öldürücülerle Mücadele-Faz I
İsteyen istediği kostüm ve kişi ile iştirak edebilir.
Müsaade edin açıklayayım;

paparrazi dövmek bir sanattır. ya da teoman’ın vurduğu yerde gül biter

ozblood | 24 March 2008 03:45

Son zamanlarda Teoman hakkında çıkan haberlerde en çok kullanılan fotoğraf karesi, güzel bir direk vuruşla gözünü patlattığı dayak yiyen magazin muhabiri. İnsan merak etmeden duramıyor, bir insanın hayatı ne kadar ünlü olursa olsun bu kadar kurcalamaya açık mı olmalı, ayrıca bu ne kadar ahlaki? Teoman’ın şiddet gösterisini her ne kadar uygun görmesem de bir şeylerin son damlası olması münasebetiyle yeterince uyarıcı bir gözdağı. Aynı tepkiyi gösteren yabancı ünlüler de var ayrıca… Onlara ne demeli?

zindanlar

xmetisx | 24 March 2008 01:33

ayaklarım beni kendiliğinden götürmekte, adımlıyorum nefesleri bir başı
bir sonu belli hiçlikte, bir kulübe görüyorum korku filmlerinde olur ya
öyle izbe, öyle yıkık,öyle bitkin ama bir o kadar içine çeken bilincimi
sanrılar görmeye sürükleyen… kırılmış kapısının kenarından içeriye
süzüldüğümde yanlız güneş ışığı yanlız belirsizlik… küçükken altında
uyumuş olduğum sokak lambasını hatırlıyorum… ona baktığımda da ışığı
acıtırdı düşlerimi… daha sonra hayallerim gibi o kocaman lambada küçüldü
onu da kırdılar ve ben daha sonra onun altında yağmuru duyumsayarak birisini
düşündüm onun düşlerini başkaları kırarken… ben beynimin hücrelerini
zindanım yapıp ağladım içerisinde onun için…

Anason ile Özdeşleşen

Asturias | 23 March 2008 22:39

Yazının başlığını okuyanlar resimle direkt ilgi kurmus olabilirler. Belki resmi görmeden hafızalarından geri getirerek, belki de resmi gördükten sonra…

Geçen gün arkadaslarımdan birinin evinde kaldım. Arkadaşım bir çay tiryakisi, öğünler halinde çay içmeye bayılıyor. Malumunuz gece kalmasına gidince aksam cayını beraber içtik. Derken bir kavanoz geldi önüme. İçinde yeşil renki tohumlar vardı. Kavanozu açar açmaz burnuma “rakı” kokusu geldi. Kavanozun içindekiler anason tohumlarıydı ve cok keskin bir kokuya sahip olduklarını o an öğrendim.