ayaklarım beni kendiliğinden götürmekte, adımlıyorum nefesleri bir başıbir sonu belli hiçlikte, bir kulübe görüyorum korku filmlerinde olur yaöyle izbe, öyle yıkık,öyle bitkin ama bir o kadar içine çeken bilincimisanrılar görmeye sürükleyen… kırılmış kapısının kenarından içeriyesüzüldüğümde yanlız güneş ışığı yanlız belirsizlik… küçükken altındauyumuş olduğum sokak lambasını hatırlıyorum… ona baktığımda da ışığıacıtırdı düşlerimi… daha sonra hayallerim gibi o kocaman lambada küçüldüonu da kırdılar ve ben daha sonra onun altında yağmuru duyumsayarak birisinidüşündüm onun düşlerini başkaları kırarken… ben beynimin hücrelerinizindanım yapıp ağladım içerisinde onun için…ve ben titrediğimin son anda farkına varıp o izbe binaya sığındığımda, yineaynı zindana güneş ışığı hediye edilmişti… yine aynı zindanın boşaltılmışlığıhücrelerimde,yine aynı kayıp korkusu gözlerimin ve yine aynı düş, aynı lamba,aynı kırıklık… döngü…uçsuz bucaksız ipsiz dipsiz kuyulara düşerken zaman yırtmakta var olanıdayanılmaz bir kısır döngü öğütmekte hislerimi ya da çoğaltmakta…22 mart 200822,10

dip not : sahibinin kendisine yazıldığını bildiği nasir karalamalarımdandır en azından yorumlayarak duyulan ilginin yada ilgisizliğin bildirilmesi beni hoşnut eder … sevgiler…