bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

internet radyoları & hissiyatı

Sinistral | 07 May 2008 11:47

Annanemin antika radyosunun içini biraz içindeki mıknatısı almak için ama en çok da meraktan açmıştım.

TRT onay kağıdını söküp tornavidayla davranırken ne kadar heyecanlandığımı şimdilerde bile hatırlıyorum.
Radyonun ışıklı ön yüzünde Viyana, Berlin, Moskova şehirlerin isimleri ve frekanslar vardı; gazetenin verdiği büyük atlastan haritalarda gezinip bu şehirleri bulmaya çalışırdım.

Sonraları malum sınavlara hazırlanma döneminde yine bir gazetenin verdiği Roadstar markalı müzik setinin radyosunda büyük ihtimalle de Kent FM’de Cenk-Erdem Beyler dinlenirdi. O zamanlar (80ler) radyolardaki yarışmalardan harika hediyeler kazanan insanlar tanıyorum. Ben bir kez katıldım; soru “kurander nedir?” şeklindeydi…ama maalesef kelime anlamının “hava akımı, cereyan” anlamında olduğunu biraz geç öğrendim ve Sega markalı motorsiklet oyununu az farkla kaçırdım.

mynet kullanıcıları dikkat! güvenlik açığı…

| 07 May 2008 10:34

Eğer mynet üyesi olmuşsanız, hizmetlerinde mutlaka tuhaf bir duruma rastlamışsınızdır.
Türkiye’nin en çok üyesi bulunan portallarından biri olan mynet, bu kez -bence- skandal niteliğinde bir
güvenlik açığına imza atıyor.
Dikkat, tüm kimlik bilgileriniz ortada!***

İnternet üzerindeki arkadaşlık sitesi furyasına,
mynet de mynet – eksenim ile katıldı.

Mynet, bu projeyi hazırlarken, daha önce başka bir
yazımızda değindiğimiz
uyanıkça bir yöntem denedi.

Spor gerçekten de zekayı geliştiriyormuş.

daphne89 | 07 May 2008 09:12

Cumhuriyet Gazetesi Bilim ve Teknoloji ekinin 1102. sayısında gördüğüm bir yazı, sporun zeka üzerindeki olumlu etkisini kanıtlar nitelikteki bir araştırmayı içeriyordu. Almanya’daki Ulm Üniversitesi Kliniği’nde seksen kişiyle yapılan bir araştırmada, bu kişilere altı hafta düzenli olarak cimnastik, koşu, bisiklete binme gibi etkinlikler yaptırılmış. Sonuçta bu kişilerin ruh hallerinin iyileştiği, konsantrasyon yeteneklerinin geliştiği, görsel ve mekansal hafızalarının da güçlendiği tespit edilmiş. Araştırmacılar, deneklerin bu değişimlerini sporun dopamin seviyesini etkileyerek beyinin güçlendirmesine bağlamışlar. Çünkü yukarıdaki gelişmelerin yanı sıra, deneklerin uyarıları daha hızlı ve etkili bir biçimde işlediği de gözlenmiş.

BİLİ BİLİ:)

Ahmetcandemir | 07 May 2008 09:09

İLKBAHARDA VİZELERDEN SONRA EĞİTİM FAKÜLTESİNDEN BİR ANI
Vizeler sonrasi, Eğitim fakültesi, ilkbahar
huzunlu yapraklarin ozlemle sevgilisini arar gibi saga sola telasla ucustugu, ruzgarin tatli sert bir eda ile kimi zaman serinleten kimi zamansa tokat gibi insanin yuzune carptigi yeşile burunmus bir ilkbahar gunuydu. Eğitim Fakultesinin ağaçları gec gelen baharin mahmurlugunu atmak icin silkinmis gibi duran haliyle sanki oldugundan daha buyuk gorunuyorlardi. Vizenin yaralari sariliyor tukenen umutlarin yerine yeniden yeseren umutlar geciyordu, topluca Vize olan evde herkes yatakta yatan mehmetin basina toplanmisti, Kemalettin sahte bir kizginlikla;
– ulen essek sipasi, millet kolundan, gogsunden baldirindan falan yaralanmis sen ise popondan! bak kardesin salihe aslanlar gibi omzundan yaralanmis. ulen nasi becerdin orandan yaralanmayi?
hafifce terlemeye basladi mehmet;
– simdi soyle oluyor, ben yedi kisi ile dovusurken….
– yedi kisiyle?
– ee tam sayamadim 4 de olabilir sonra arkadan….
– dort??
– tamam baba ya biri ile dovusuyordum bi baktim arkadan 8 -10 kisilik bir grup saldiriyor ani bir manevra yapip…
– mehmetttt duzgun anlat kafani kirarim bak!
– of baba ya tamam adamla dovusurken arkada bi ses var ulen noluyoo diye bi dondum ki herif batiriverdi bıcagıni, ondan sonra nasi kizdim var ya oyle bir savurdum ki bıcagı arkasinda biri daha varmis ikisinin kolu birden kesiliverdi!
– hay yalanina kopek sicsin diye araya girdi simdiye kadar konusmamis olan salih, ulan mudahale etmeyim rencide olmasin dedim ama essegin kulagina suyu kacirdin beee.
– nasi yani, adami da mi yaralamadın, diye sordu saskinlikla tugba;
– yok anne ya ben az ilerisindeydim, adam disli olunca hafiften uzayacakti bizimkisi, bi ara bos bulunup ardini donunce adam firsati kacirirmi, hemen savurdu bıcagı son anda yetistim ama engelleyemedim, sirtina girecekken poposunu siyirdi sadece.
kemalettinin kizdigi zamanlarda oldugu gibi tek kasi havaya kalkti;
– eeeeee???
salih yutunarak devam etti, Mehmet yorgani iyice kafasina cekmisti;
– sonra mehmet yere yatip “yandim anammm” diye bagirmaya basladi, bende adamla biraz dovustukten sonra yaraladım gitti
Kemalettin anladim babinda basini salladi:
– aslan oglum benim, tam bir doğanlar gibi savastin, bi de abin olacak su zibidiye bak
– neyse bey yarali zaten ustune gitme, olan olmus artik dedi tugba ve belli etmeden yatmakta olan mehmetin baldirina hatiri sayilir bi cimdik atti. mehmet kipkirmizi oldu ama “gik” diyemedi zor duyulur bir sesle;
– sa.gol … annecimm
Kemalettin sana sonra gosteririm bakisi firlatti mehmete ve kalkti:
– of sistim ben, bi dolasip hava aliyim
Salihde kalkti:
– baba hani abimi nasil evlat edindigini anlaticaktin
– almaz olaydim diye hayifsandi, neyse hadi yuruyelim beraber de anlatayim, dedi yururken.
la havle cekti tekrar, sinirini belli etmemeye calisarak;
– evladim, senin annen baban yok mu.
karsisindaki celimsiz cocuk boynunu yana buktu ve kaslarini kaldirarar ezgin ezgin konustu:
– benim hic ailem olmadikii abiiiii?,
– evlat az sesli konus anlasilmiyor.
– abi sesli soylersem acikli olmuyor ama?
– olmasinda zaten, aci benim mideme dokunur evlat, sen sesli soyle bakiyim.
boynunu bukup az duyulur bir sesle:
– yokk abiii!
– ne yok?
– hicbiseyim yok abiii!
– peki seni eve gotursem gelirmisin, melemen pisirirmisin benimle?
– cok isteriiimm, aylardir bisey yemiyorum abiii
– off 15 dakika da 15 sene yaslandim ya, yuru len sipa gidiyoz eve
– sana amca diyebilirmiyim abii
– de ulan de be ne dersen de
– peki baba diyebilir miyim amca size?
– hasbinalllaaaaaahhhhh!!!!!!

APANSIZ

| 06 May 2008 14:31

susturulmanın gözünü çıkardım
cariyelerin elemindeki hengâmede
umut ağaçların ihtiyarlamış düşlerine uzanırdı
sımsıkı bir loşlukta uykudayken gövdem

sefalar götürdü sivilceli cefalı abiler
abiler… her devrin devrim bileyicisi
siz pineklerken göğe doğru
ben bir pireye piraye demeyi öğretiyordum

havrada at, avrat ve avret günüdür
kılıç kında durmuyor, böyle işe soy veririm
kasıklarımdaki kısrağın ayakları kızıl bir siluet
ekmeğimdeki üç kitabı ansızın soyuveririm