bildirgec.org

ufuk bayraktar hakkında tüm yazılar

Nuri Bilge Ceylan’ın “İklimler”i (2006)

queennothing | 06 April 2011 12:46

Yeni dönem Türk Sineması’nın sevilen yönetmenlerinden Nuri Bilge Ceylan‘ın çektiği sinema filmi “İklimler“, 2006 senesinde gösterime girdi. 59. Cannes Filmde Festivali’nde FIPRESCI Ödülü’ne layık görülen yapım, 26. İstanbul Film Festivali, 43. Antalya Altın Portakal Film Festivali ve Japonya’da gerçekleşen bir film festivalinde çeşitli ödüllere layık görüldü. Yönetmen N.B. Ceylan ile eşi Ebru Ceylan‘ın başrollerini paylaştıkları İklimler’de Nazan Kırılmış, Mehmet Eryılmaz, Arif Aşçı ve Can Özbatur gibi isimler de rol alıyor.
Yaşadığımız şehir, iklimlerden oluşur ve ruh halimiz de bu iklimlere sokaklar üzerinden tepki verir. Şehirler gibi ilişkiler de iklimlerden oluşur ve ruh halimiz, sokaklara verdiği tepkiyi karşı tarafa da gösterir. Kimi zaman şefkat şeklinde olan bu tepki, bazen üçüncü kişi şüphesiyle şiddete, pişmanlığa, bazense vazgeçişe dönüşür.

Kekilli’den anne-oğul dramı; Die Fremde (2010)

queennothing | 15 December 2010 17:35

Aktris Feo Aladag‘ın ilk yönetmenlik deneyimi olan Türk-Alman ortak yapımı “Die Fremde” (When We Leave/ Ayrılık), 2010 senesinde vizyona girdi. Berlin ve İstanbul’da çekilen film, çeşitli film festivallerinde 20’ye yakın ödül kazanırken, Oscar Ödülleri’nde En İyi Yabancı Film Oscar’ına aday adayı oldu. Filmde Sibel Kekilli, Nizam Schiller, Derya Alabrora, Settar Tanrıöğen, Tamer Yiğit, Almila Bağrıaçık, Florian Lukas, Serhad Can, Nursel Köse ve Ufuk Bayraktar rol alıyor.

Berlin’de yaşayan Umay, evlenir ve kocasıyla birlikte İstanbul’a yerleşir. Mutsuz bir birliktelik yaşayan genç kadın, gördüğü şiddete dayanamaz ve oğlu Cem’i de yanına alarak tekrar ailesinin yanına, Berlin’e döner. Kocasını terkederek yeni hayat umuduyla babaevine dönen Umay ne yazık ki hayal kırıklığına uğrayacak, başta ailesi olmak üzere yakın çevresi tarafından ‘namus’ gerekçesiyle kocasına geri dönmesi için baskı görecektir.

Kader (2006)

queennothing | 09 November 2010 18:20

Ülkemizin değerli sinemacılarından Zeki Demirkubuz‘un hem senaristliğini, hem yönetmenliğini yaptığı 2006 çıkışlı sinema filmi “Kader“, Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Film ve En İyi Erkek Oyuncu Ödülleri’ne, İstanbul Uluslararası Film Festivali’nde FIPRESCI Ödülü’ne ve En İyi Yönetmen ve En İyi Erkek Oyuncu Ödülleri’ne, Ankara Uluslararası Film Festivali’nde En İyi Yönetmen, En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülleri’ne ve Almanya’da gerçekleşen Nuremberg Film Festivali’nde hem jüri, hem de seyirciler tarafından En İyi Yönetmen Ödülü’ne layık görüldü. Filmde Ufuk Bayraktar, Vildan Atasever, Engin Akyürek, Erkan Can, Müge Ulusoy, Ozan Bilen ve Settar Tanrıöğen gibi isimler rol alıyor. Kader’in devamı için bkz. “Masumiyet“.

Bekleme Odası (2003)

queennothing | 05 November 2010 09:47

Türk Sineması’nın yaratıcı yönetmenlerinden Zeki Demirkubuz‘un yazıp, yönettiği 2004 çıkışlı sinema filmi “Bekleme Odası“, 40. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde iki ödül alırken, 23. İstanbul Uluslararası Film Festivali’nde Demirkubuz, ‘En İyi Yönetmen Ödülü’ne layık görüldü. Rus edebiyatı denince akla gelen ilk isim olan Dostoyevski’nin ünlü eseri “Suç ve Ceza“, Demirkubuz’un bu yapımında merkezi nokta olarak karşımıza çıkıyor. Ana karakter Ahmet Suç ve Ceza’yı bir sinema filmi haline getirmek ister. Kitabın başkarakteri Raskolnikov’a Yusuf Atılgan’ın Aylak Adam’ındaki Z bakışı atan Ahmet, projesinde Raskolnikov’u canlandıracak bir oyuncu aramaya başlar. Kız arkadaşı Serap ise, Ahmet’in kişiliğini ve ruh halini anlayabilecek ‘o kişi’ olmadığından, kendini aldatıldığına inandırarak genç adamı terk eder.
Raskolnikov arayışını sürdüren Ahmet ise, hayatın Raskolnikov’larla dolu olduğunu evine giren hırsız sayesinde anlayacaktır.

En güzel aşk filmi: Kader

kahramancayirli | 11 March 2009 12:30

Masumiyet'ten
Masumiyet’ten

Masumiyet’i izleyip de Yusuf’un (Güven Kıraç), Bekir’in (Haluk Bilginer) ve Uğur’un (Derya Alabora) performanslarını unutabilen var mı? Kapanmayan kapıları, çoğu zaman zayıf kadınları, edilgen adamları, hiçbir yere bırakmayan taşrası ile Zeki Demirkubuz Sineması, Masumiyet‘in on beş yıl öncesini anlatarak Kader ile devam ediyor.

Masumiyet için kapalı bir film, “içerinin filmi” demiştik, Kader de doğal olarak aynı minvalde ilerliyor. Demirkubuz’un alamet-i farikası “çerçeve içinde çerçeve” tekniğinin de yardımıyla kentler, zamanlar, karakterler değişse bile hiçbir şekilde çıkış yok, Uğur’un dediği gibi “gidecek bir yer yok!” Kameranın dört kenarı zaten dünyayı epeyce kısıtlamış, sınırlamışken; yönetmen, kamerasını duvarların, kapıların, pencerelerin gerisine yerleştirerek hem izleyiciyi, hem de anlatısını enikonu “boğuyor”.

Yönetmen, on beş yaşındayken duyduğu bir aşk öyküsü üzerine yazmış Masumiyette Bekir’in kırda yaptığı uzun monologu. Bu tutkulu hikayeyi ise yirmi yıl sonra çekebilmiş. Şimdi de Masumiyet’in geçmişini izliyoruz Kader’de.

Bekir (Ufuk Bayraktar), hallice bir esnaf ailesinin çocuğudur, babasının halı dükkanını işletir. Bütün hikaye, Uğur’un (Vildan Atasever) bir gün Bekir’in halı dükkanına gelmesiyle başlar. Uğur zaten belalı Zagor Orhan’a (Ozan Bilen) aşıktır, tabii bir yandan da farkında olmadan saf Bekir’in gönlünü çalar. Sonrası malum, Uğur, Zagor’un peşinde; Bekir de Uğur’un. Aynı cümle Masumiyet için de geçerli ama kendini vuran Bekir’in yerine Yusuf’u koyarsak.

Yumurta

queennothing | 07 July 2008 10:29

1963 yılında İzmir’de doğan Semih Kaplanoğlu, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema Televizyon Bölümü‘nden mezun oldu. 2000 yılında ilk film projesi “Herkes Kendi Evinde” ve 2004 yılında ikinci projesi “Meleğin Düşüşü”nü sinemaseverlerle paylaştı.
Çeşitli reklam ajansları, dergiler, belgeseller, TV programlarında önceleri “asistan”, sonra ise “yapımcı” ya da “yardımcı yönetmen” olarak bulunan Kaplanoğlu, ‘Türkiye’deki sinema endüstrisinin içindeki heyecana yetmeyeceğini’ söylüyor.
2007 yılında Kaplanoğlu, 3. sinema filmi “Yumurta”yı sundu. Kaplanoğlu’nun yazıp yönettiği “Yumurta”, sadece Türkiye’de değil, bir çok ülkede ilgi çekti.

Kaplanoğlu’na Sevilla Film Festivali’nde “Eurimages Ödülü”, Estoril European Film Festivali’nde “İkinci Film Ödülü”, Eurasia International Film Festivali’nde “NETPAC En İyi Asya Filmi Ödülü”, Valdivia Uluslararası Film Festivali; Fajr Film Festivali ve Bangkok World Film Festivali’nde “En İyi Yönetmen” ödüllerinin sahibi oldu. Ayrıca film, Seul Uluslarası Film Festivali, 27. Uluslararası İstanbul Film Festivali, 40. Siyad Ödülleri ve 44. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde de ödül aldı.