bildirgec.org

türkan şoray hakkında tüm yazılar

Çok zor, çok despot: Yavuz Turgul

kahramancayirli | 27 April 2009 17:35

züğürt ağa
züğürt ağa

Çok zor, çok despot: Yavuz Turgul

Kahraman Çayırlı

Ne kadar da sert! Bozar etrafındakileri. Hatta ağlatır. Kimselere röportaj vermez. “Vay be, konuştuk onunla, konuştuk işte” diye çığrınırlar onunla röportaj yapabilenler. Zor adamdır vesselam.

Sultan filmini izlemeye başlayıp da bırakabileniniz var mı? Türkan Şoray’ı, Bulut Aras ve Şener Şenle buluşturan mükemmel öyküyü, o sert adam yazdı işte… Derken Çiçek Abbas’ı da yazar, ilk kez yönetmenlik koltuğuna oturduğu “Fahriye Abla” gelir sonra, “Züğürt Ağa” (senaryosunu yazdı-Nesli Çölgeçen yönetti), “Muhsin Bey“, “Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni“, “Gölge Oyunu“, “Eşkıya” , “Gönül Yarası” ve nihayet “Kabadayı”…

ustaların ustası: atıf yılmaz

kahramancayirli | 10 February 2009 10:51

bir dostumun mesajıyla uyandım o sabah: “kardeş başımız sağ olsun, atıf yılmaz yaşıtları gibi yapmış.” sonra bir başka mesaj: mevlana, insanların ölümüne değil, doğumuna üzülün diyor… 50lerin başından bugüne türk sineması’nın her dönemine tanıklık eden, altmışında emekliliklerini ilân edip evlerinde oturanlara inat 81’inde önümüzdeki sezon nurgül yeşilçay ile çekeceği romantik komediyi düşünen, kim bilir bir yirmi yıl daha yaşasa yine keyifle rejisörlük koltuğunda oturmaya devam edecek “türler üstü ustamız” atıf yılmaz’ı kaybetmiştik. yönetmenler genellikle yetkin olabildikleri bir türün üstüne giderler sinema serüvenleri süresince, oysa yılmaz, kadın filmlerinden, epik ürünlere, töre komedisinden, durum komedisine kadar sinema yelpazesinin pek çok ayağına uzandı: merak ve macera. işte yılmaz’ın karakterini yoğunlukla şekillendiren bu iki güdü, sinemasının bunca çeşitlenmesine vesile olur.

Ustalar Geçidi; Hicran Sokağı

nazokiraze | 08 January 2009 14:16

Bu hafta sonu bir film izledik ismi Hicran Sokağı afişinde Türkan Şoray, Cüneyt Arkın vardı. Son dönem filmlerinden ama hiç duymadım diye söylenerek izlemeye başladım filmi. Filmin gerek senaryosu gerek yonculuklar beni hiç tatmin etmedi sanki acele çekilmiş dizi tadındaydı, yalnız dikkatimi çeken şey başrolden en küçük role, seyyar satıcıdan, filmin kahramanına kadar hepsi Türk sinemasının emektarlarıydı. Selda Alkor’dan Yusuf Sezgin’e, Süleyman Turan’dan Ahu Türkpençe‘ye, Selma Güneri’ye, Ayla Algan‘dan Pelin Batu’ya Hülya Koçyiğit’e insanı şaşırtacak derecede ünlü oyuncu vardı.Rutkay Aziz, Ezel Akay bile vardı yalnız Türkan Şoray ve Cüneyt Arkın hariç duyan gelmiş gibiydi. O kadar ustayı bir arada görünce vardır bir hikmet diye izledim filmi. Sonuna yakın süpriz olarak Türkan sultan ve Cüneyt Arkın’ıda görünce tadından yiyemedik bu kötü ama iyi filmi.

Film sonrası yaptıgım araştırmalarda dünyada senaryosu en çok film yapılan senarist olarak rekorlar kitabına geçen Sefa Önal‘ın jubile filmi olarak çekildiğini ögrendim. O yüzden di vasat konulu bir filmde bu kadar iyi ustaların oynaması.
Eski Yeşilçam günlerini hatırlatan fakir zengin aşkını, mahalle esnaflarını, yardımı, iyiliği, sevgiyi, ümidi anlatan bu film bir çok sanatçıyı bir arada görmek adına izlenebilir. Müzikler ise Gökhan Kırdar ve Cahit Berkay’ ait.

Selvi Boylum Al Yazmalım

exorientelux | 17 April 2008 09:46

Bir sahne düşünün : Kadın, onu almaya gelen âşık olduğu adama elini uzatırken, sadece elini değil bütün varlığını adamın avucuna bırakıyor. Başka bir sahne düşünün : Adam, sevdiği kadın adım adım ondan uzaklaşırken, parça parça olmuş yüreğini de gözyaşlarıyla beraber damla damla akıtıyor.

Selvi Boylum Al Yazmalım, Türk sinemasının ilk 10’unda her zaman yer alan bir film olacaktır desem her halde yanılmam (Benim için hep 1.). Cengiz Aytmatov’un bir eserinden Ali Özgentürk’ün senoryalaştırdığı filmin yönetmeni Atıf Yılmaz. Başrollerde Türkan Şoray (Özellikle de bu filmdeki haliyle Türkiye’nin en güzel kadını değildir de nedir?), Kadir İnanır (Kariyerinde yaptığı en iyi şey bu filmde oynamak değildir de nedir?) ve Ahmet Mekin ( Bu role en uygun adam değildir de nedir?) yer almış. Filmin müziğini (Türk sinemasında şimdiye kadar yapılmış en güzel film müziği değildir de nedir?) Cahit Berkay yapmış. Böyle başarılı isimlerin bir araya gelmesiyle de Türk sinemasının en güzel filmlerinden biri ortaya çıkmış.

sevgi emektir: selvi boylum al yazmalım

kahramancayirli | 04 February 2008 03:32

en iyi 10 türk filminden biri
en iyi 10 türk filminden biri

az önce kim bilir kaçıncı kez selvi boylum al yazmalımı seyrettim televizyonda. iyi ki dedim cengiz aytmatov yazmış. iyi ki atıf yılmaz çekmiş. iyi ki kadir inanır, türkan şoray, ahmet mekin oynamış.
şoray ve inanır karşılıklı gözleriyle oynuyorlar resmen. aradan otuz sene geçti geçmesine. ama vakit geçtikçe anlaşılıyor böyle iyi işlerin kıymeti. şarap gibi tıpkı.
atıf yılmazı da bu vesileyle bir kez daha anmış olalım..

pisagor, tarikat ve sus işareti !

biSGen | 30 January 2008 14:07

pisagor
pisagor

Bilindiği üzere Pisagor resmi tarihe tarihinde dik üçgenlerin sırrını dünyaya indiren ölümlü olarak geçer. Oysa Pisagor bir tarikatın kurucusudur da aynı zamanda. Bu tarikatın inancına göre “evrende her şey sayılarla idare ediliyordu ve sayılarla izah edilebilirdi.

Pisagor bir istekliyi yoluna kabul etmek için pek zor beğenir bir kimseydi. “Her ağaç bir Hermes yapmaya yaramaz” derdi. Onun tarikatına girmek isteyenlerin bir süre deney ve çilelere tabi olması şart kılınmıştı.Müritliğe kabul edilen çocuk, hiç olmazsa iki yıl hazırlıkla meşgul olurdu. Müride, bu süre zarfında “AKUSİKO”, yani DİNLEYİCİ” adını verirlerdi. Dinleyici ders esnasında mutlak şekilde susmaya mecburdu. Ne hocasına bir sey sormaya mezundu ne de ders hakkında tartışmaya… Yalnız dersleri tam bir saygı ile kabul etmeye, ondan sonra onları kendi kendine uzun uzun düşünmeye bakmakla görevlendirilmişti. Bu kuralı dinleyicinin beynine işlemek için uzun bir örtüye bürünmüş bir kadın heykeli gösterirlerdi ki parmağını dudaklarının üzerine koyarak “SUS” işareti yapardı. (TASAVVUF TARİHİ, Mehmet Ali AYNİ, s.78 )

Cengiz Aytmatov Edebiyatı/ Kader

nevdalist | 14 January 2008 00:25

Bu yerlerde trenler doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir…gider gelirdi..
Bu yerlerde demiryolunun her iki yanında ıssız, engin, sarı kumlu bozkırların özeği Sarı Özek uzar giderdi. Coğrafyada uzaklıklar nasıl Greenwich meridyeninden başlıyorsa, bu yerlerde de mesafeler demiryoluna göre hesaplanırdı. Trenler ise doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir, gider, gelirdi…

Bu yazı benim çok sevdiğim, dönüp dönüp tekrar okuduğum bir yazarın sizin nezdinizdeki izleklerini görmek için yazıldı. Benim onu okurken hissettiğim duyguları başkası da hissediyor mu? Yoksa bana has bir şey mi sorusuna cevap bulmaya çalışıyorum. Ayrıca sizin de onunla kısaca da olsa tanışmanız da etkendir.
12 aralık 1928 yılında Kırgızistan’ın Talos kasabasının Şeker köyünde doğmuştur. Kim bilir belki de bu yüzden bütün kitaplarında hep zor doğa koşulları, uçsuz bucaksız bozkırlar vardır. Zor bir çocukluk geçirmiş. Kitaplarında çocukluğunun izlerini aradığını anlatıyordu, bir yazıda. Kendisi ilk önce veterinerlik okumuş. Daha sonraysa edebiyat okumayı tercih etmiştir. Elveda Gülsarı kitabının kahramanı bir attır. Bu at üzerinden betimlemeler, sorgulamalar yapar. Veterinerlik bilgileri kitaplarındaki hayvan sevgisinde ortaya çıkar. Bir şekilde insanın hayvanlarla olan bağı umudu işaret eder. Beyaz Gemi’de yeniden görülen marallar umudu simgeler. Küçük çocuk her şeyin daha güzel olacağına inanmaya başlar.

Türkan Şoray ve Yeşilçam Şarkıları

Chat Noir 1 | 31 December 2007 08:14

türk sinemasının çıkardığı son yıldız: Müjde Ar

kahramancayirli | 29 October 2007 16:06

türk sinemasının çıkardığı son star kim?

artık eskisi gibi uzun nefesli, uzun vadeli yıldızlardan söz etmek, güç.

türk sineması en son sizce kimi yıldız olarak karşımıza çıkardı?

benim cevabım hazır: Müjde Ar.

keşke “haydi gel bizimle ol”u Pınar Kür ile birlikte ikisi sunsalar sadece. hatta tek başına müjde ar sunsa programı…